REKLAM ve REKLAMCILIĞIN HAYATIMIZDAKİ YERİ

REKLAMM

Reklam sözcüğü hayatımıza kapitalizmin getirdiği yeniliklerden biri olmakla beraber sistemin kendini pazarlamasında en önemli araçtır. Terim olarak kısaca reklam: “Halk üzerinde psikolojik etki yaratarak bir sanayi veya ticari bir işletmeyi tanıtmak, bir ürünün satışını arttırmak için başvurulan bütün olanaklar(Lewis Sözlüğü)” olsa da ardından birçok açılımı da beraberinde getirmektedir.

Reklamın kültürel, sosyal, ekonomik ve psikolojik etkileri bugün için kaçınılmaz olarak karşımıza çıkmaktadır. Öyle ki reklamlara rastlamadığımız hayatımızın hiçbir alanı yok gibi. Günümüzde sinema tuvaletlerindeki film afişlerinden uçakların üzerindeki operatör reklamlarına kadar her yerde karşımıza çıkması mümkündür.

Reklamın hayatımızdaki yerine dair derinlemesine bir analiz yapacak olursak; iletişim çağının her türlü materyalinde reklam öğelerinin yer aldığı somut bir gerçekliktir.

Görsel iletişim araçlarında birinci sırada gelen televizyon, tamamen reklamlar sayesinde bugünkü işlerliğini kazanabilmiş ve koruyabilmektedir. Bütün diziler, programlar ve benzeri yayınlar aslında birer ticari reklamdır. Örneğin bir televizyon dizisi; biz izleyiciler için rutin şekilde takip edilen bir program, dizi oyuncusu için meslek, yapımcı için kar amaçlı bir ürün, yayıncı kuruluş içinse tamamen reklam gelirine endeksli bir olgudur.

Son 10 yılda hayatımızın olmazsa olmazı haline gelen internet de televizyondan farksızdır. Hatta milyonlarca dolarlık internet reklamcılığı piyasasından bahsederken bu alanda televizyonun hakimiyeti ise tartışmaya açılmaktadır.

Yolda yürürken de reklam kıskacından kurtulamayabilirsiniz. Duvar reklamları el ilanları sesli duyurular artık günlük yaşantımızın sıradan bir ayrıntısı olmuş durumda. Ola ki herhangi bir ormana deniz kenarına veya başka ıssız bir yere giderek, insanlardan uzaklaşsanız dahi bu seferde telefonunuza gelen bir mesajla bir mağazadaki indirimden haberdar olabilirsiniz.

Reklamın perde arkasında kalan bir olumsuz yönü de, reklamların içeriğinden kaynaklanmaktadır. Örneğin; bir sucuk reklamında oyuncunun söz konusu ürünü iştah kabartıcı bir şekilde anlatması başka bir yerde bir babanın oğlunun isteği karşısında sessiz kalmasına sebep olabilir. Sosyolojik açıdan reklamlar insanlara alamadıkları ürünler yüzünden bir aşağılık kompleksi aşılamakta tüketim çılgınlığını ateşleyerek de insanların daha fazla borç batağına batmasına ön ayak olmaktadır.

Reklamcılığın bir başka misyonu olan “inandırma” insanların her şeyi yarı fantezi olarak görmesine yol açar; kişileri gerçeklik duygusundan uzaklaştırabilir. Bunun yanı sıra beklentileri yüksek tutarak, karşılanamayan beklentiler karşısında hayal kırıklığı oluşturabilir.

Reklamı olumsuz yönleriyle sanık sandalyesine oturturken diğer taraftan da olumlu yönleriyle toplumsal bir rol üstlendiğini unutmamak gerekir. Zira reklam, kimi yararlı konularında tutundurulmasını sağlamaktadır. Eğitim, yardım, sağlık kampanyaları bunlara örnek verilebilir. Reklamcılığın olmadığı şartlar altında büyük kitlelere ulaşması çok güç olan bu faaliyetler, reklamlar sayesinde toplumsal hayata yön verebilecek duruma gelebilmektedir.

Siyaset alanında reklamı irdelediğimizde, siyasi partiler için reklamın önemi tartışılmaz bir konumdadır. Her seçim öncesi hareketlenen sektör, seçim sonrası açıklanan rakamlar, partiler içinde reklamcılığın konumunu tahmin yapmamıza gerek kalmaksınız ortaya koymaktadır.

Bütün bu tespitlerden de anlaşılacağı gibi reklam hayatımızın bir parçası haline gelmiştir. Yiyeceğimiz yiyecekten, giydiğimiz kıyafete hatta siyasi tercihimize kadar etki eden bu faaliyetin gelecekteki konumu ne olacaktır?

Milattan öncesine uzanan parça parça bulguları yok sayarsak sanat olarak reklamcılığın 17.yy  ortalarında Hollanda’da ortaya çıktığı bilinmektedir. Amsterdam’da bir gazetede(3 Ekim 1667) sadece iş ilanı olarak yazılan reklam yazısını yayınlayan kişiler bunun tıpkı bir fikir akımı gibi ülkeden ülkeye yayılarak küresel bir olguya dönüşebileceğini elbetteki düşünememişlerdir. Tıpkı onların düşünemeyeceği gibi bizim de tahmin yapmamız çok güç görünmektedir. Her yeni çıkan teknoloji beraberinde yeni reklam alanlarıda ortaya çıkarmaktadır. Son günlerde büyük ilgi uyandıran “Nano teknoloji” fırsatlarının reklamcılık alanına taşınabilirliği söz konusuyken reklamcılığın gelecekteki boyutları hayal gücümüzün sınırlarına takılabilir.

Sonuç olarak reklam ve reklamcılık kavramları sosyolojik ve psikolojik öğelerin yanı sıra ekonomi ve teknoloji ile son derece yakından bağlantılıdır. Dünya’nın mevcut sistemi devam ettiği ve teknolojinin de hızla geliştiği sürece reklam bizim ayrılması çok güç bir parçamız olarak bizimle olmaya devam edecektir.

kaynak:    http://safazengin.blogcu.com/reklam-ve-reklamciligin-hayatimizdaki-yeri/5926112

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir