EFSANELERİN İZLERİ; AĞRI

TARİHÇESİ ile AĞRI

Orta Asya’dan gelen kavimlerin Anadolu’ya girişleri sırasında Ağrı, bir geçiş oluşturmuş, dolayısıyla birçok medeniyete sahne olmuştur. Ancak bu medeniyetler Ağrı’yı bir giriş kapısı olarak gördüklerinden burada çok köklü bir uygarlık oluşturamamışlardır.

Bölgede egemenlik kurdukları sanılan Hititler’in güçlerini yitirmeleri üzerine, MÖ 1340 – MÖ 1200 tarihleri arasında Hurriler bölgeye yerleşmişlerdir. Hurriler krallık merkezi olan Urfa’dan uzak olan Ağrı’yı ellerinde tutamamışlardır.

En köklü uygarlığı Urartular oluşturmuştur. Urartu’nun Van Gölü’nün kuzey ve kuzeydoğusundaki ülkeler üzerine, Kral İspuinidöneminde (MÖ 825 – MÖ 810) seferlere başlamış, Kral Menua döneminde (MÖ 810 – MÖ 786) ise bu akınlar daha da ağırlık kazanmıştır. Kuzeye ve kuzeydoğuya giden yollar üzerinde inşa edilen kaleler, buraya yapılan seferlerin önceden planlandığını göstermektedir. Ağrı Dağı’nın yamaçlarında, Karakoyunlu ve Taşburun köylerinin arasında ele geçen bir Urartu yazıtı Kral Menua’nın bu bölgedeki egemenliğinin kesin kanıtıdır.

MÖ 712 yıllarında Kızılırmak boylarına kadar uzanan Kimmerler, Ağrı’da geçici de olsa bir hakimiyet kurmuşlardır. Medler (MÖ 708 – MÖ 555) Asur Devleti’nin yıkılması ile birlikte bir yayılma sürecine girmiş, bunun sonucu olarakta Ağrı ve çevresini topraklarına katmışlardır.

Medler’in yıkılması ile birlikte Persler; Büyük İskender’in Pers Kralı lll. Darius’u MÖ 331’de yenerek Anadolu’yu ele geçirdiği zamana kadar yaklaşık iki yüzyıl kadar bölgede yaşamışlardır. Büyük İskender’in ölümü üzerine oluşan boşluktan faydalanan Ermeniler ve Gürcüler bölgeyi ele geçirmişlerdir.

Ağrı İsmi Nereden Geliyor?

Osmanl
ı döneminde Şorbulak olarak anılan ilin adı, Ermeniler zamanında Karakilise olarak değiştirilmiştir. Kazım Karabekir Paşa zamanında Karakilise ismi değiştirilerek Karaköse diye adlandırılmıştır. Nuh Tufanı ile ilgisinden dolayı Tevrat’ta adı geçen Ararat Dağı ve ülkesinin, Ağrı ve çevresinin olduğu sanılması dolayısıyla Ağrı’ya batılılar tarafından Ararat da denilmektedir. 1834 yılında bucak, 1869 yılında ilçe olan Ağrı, 1927 yılında il merkezi olmuştur. 5165m. yüksekliğiyle Türkiye’nin en büyük dağı olan Ağrı Dağı’ndan dolayı da AĞRI adını almıştı
r. 

İLÇELER:

Ağrı ilinin ilçeleri; Diyadin, Doğubayazıt, Eleşkirt, Hamur, Patnos, Taşlıçay ve Tutak’tır.

Ağrı İli Kültür ve Turizm

İlimiz ülkemizin en önemli kültür turizmi merkezlerinden biridir. Bir bakıma ilklerin şehridir. Medeniyetlerin yol güzergahında bulunması ona ayrı bir değer katmıştır. Avrupa’ nın ve ülkemizin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı (5137 m.) başında hiç eksik olmayan halesi ile sizleri beklemektedir. Ağrı’ nın yanı başında Küçük Ağrı Dağı (3896 m.) ise küçük kardeş misali suskun durmaktadır.

Dünyanın Alaska’ dan sonra en büyük Meteor Çukuru ve onun güzergahı üzerindeki Nuh’ un Gemisi’ nin izi kültür turunuzda mutlaka görmeniz önemli iki turizm merkezidir. Osmanlının Doğuya açılan kapısı Doğubayazıt’ ta muhteşem mimarisiyle İshak Paşa Sarayı sizi büyüleyecek niteliktedir. İlk kanalizasyon ve merkezi ısıtma sistemine sahip olan sarayda bu izleri görmeden asla saraydan ayrılmayın. Çünkü muhteşem büyü karşısında bu detayları unutabilirsiniz.

İshak Paşa Sarayı’ nın hemen karşısında yer alan Urartu Kalesi ve Eski Beyazıt Camii nede mutlaka uğrayın. Camii’nin 200 m yukarısında Ahmedi Hani Türbesi ruhunuza mistik hava katacaktır.

Diyadin’ deki Meya Mağaraları ve diyadin Kaplıcaları, Eleşkirt Toprakkale ve Pirabat Höyükleri sizleri tarihin derinliklerine götürürken, otantik köy yaşamının içinde kendinizi farklı bir alemde hissedeceksiniz.

Aladağlar ve sinek yaylaları ciğerlerinize dolacak temiz hava ile sizleri bekliyor.

 

GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLERDEN KESİTLER

Ağrı – Ağrı Dağı

KAPAK1Türkiye’nin en büyük dağı olan Ağrı Dağı jeolojik konumu ve Büyük Tufandan sonra Nuh’un gemisine ev sahipliği yapması dolayısıyla efsanevi özelliği olan bir dağdır. Kutsal kitaplarda da adı geçen Ağrı Dağının farklı dillerde bir çok ismi vardır. Başlıcaları, Ararat, Kuh – i Nuh, Cebel ül Haristir.Yükseklik 5165 m.Konumu Doğu Anadolu’da İran sınırları yakınında yükselir. (Aras-Murat Nehirleri arası)

 

 

Nuh’un Gemisinin İzi

Nuhun-Gemisinin-IziTürkiye-İran transit yoluna 3.5 km. uzaklıkta, Ağrı Dağı’nın güneyinde Telçeker ile Meşar köyleri arasında yer alan doğal bir anıttır. Bu anıt gemiye benzer bir siluettedir. Başta Amerikalı araştırmacı James Irwin olmak üzere birçok araştırmacı büyük tufandan sonra Nuh’un gemisinin buraya oturduğu yönündeki iddiaları araştırmak üzere kutsal geminin kalıntılarını bulmak için 1983 yılından itibaren çalışmalara girişmişlerdir. Kültür Bakanlığı gemi kütlesine benzeyen bu jeomorfolojik yapının “Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı” özelliği taşıması münasebetiyle 1987’de 3657 sayılı kararı ile burayı doğal SİT alanı ilan etmiştir.

Ağrı İshak Paşa Sarayı

SARAYDoğubayazıt ilçesinin 5 km. doğusunda, bir tepe üzerine kurulan saray İstanbul Topkapı Sarayı’ndan sonra yapılmış sarayların en ünlüsüdür.

Osmanlı İmparatorluğu’nun Lale Devri’ndeki son büyük anıt yapısıdır. 18. yüzyıl Osmanlı mimarisinin en belirgin ve seçkin örneklerinden olduğu kadar, sanat tarihi yönünden de değeri büyüktür

 

 

YÖRESEL TATLAR

ABDİGÖR KÖFTESİ

GOSTEBERG ET

SELEKELİ (SAÇ KAVURMA)

ALABALIK

BEYAZ BAL

HAŞIL;

HENGEL

ERİŞTE:

KUYMAK:

KETE:

PİŞİ(BİŞİ) ERDEK:

HASUDE:

YALANCI KÖFTE:

AYRANAŞI:

HALİSE

ÇİRİŞ KETESİ:

MURTUĞA:

 

 

KAYNAK:http://yurthaber.mynet.com/hakkinda/agri

SÜTTEN KIYAFETLER

SÜTE İMZA ATAN TASARIMCI ANKE DOMASKES  

Sütten “QMilch” adını verdiği bir kumaş elde etmeyi başaran 28 yaşındaki Alman modacı ve eski mikrobiyoloji öğrencisi Anke Domaske, Reuters’a tasarımcıyaptığı açıklamada, çalışmaları sonucunda ipeksi, kokusuz ve yıkanabilir bir kumaş geliştirdiğini belirtti.

Yüksek yoğunluktaki süt proteini “kazeinden” elde edilen QMilch’in tamamen doğal bileşenlerden oluşan ekolojik bir kumaş olduğunu kaydeden Domaske, kumaşın, anti-bakteriyal ve yaşlanmayı geciktirici özellikleri sayesinde sağlığa da iyi geldiğini, kan dolaşımını ve vücut ısısını düzenlediğini ifade etti.

Domaske, sahibi olduğu ve pek çok Hollywood yıldızı tarafından da tercih edilen giyim markası “Mademoiselle Chi Chi”nin, yalnızca ‘sütten kumaşın’ kullanıldığı yeni bir koleksiyonu piyasaya sürmeye hazırlandığını da söyledi.

Sütten kumaş üretme fikri 1930’lı yıllardan beri yaygın olsa da, uzmanlar şimdiye kadar pek çok kimyasalın kullanıldığı ve ekolojik olmayan kumaşlar geliştirmeyi başarmıştı. Önceki örneklerin aksine, Domanske’nin ürettiği kumaş tamamen “kazein” kullanılarak geliştirilen ilk ürün olma özelliğini taşıyor.

Bir elbise için kullanılacak toplam kumaş yaklaşık 6 litre sütten elde edilirken, maliyetinin ise 150-200 avro arasında değiştiği belirtiliyor.

‘SÜTTEN’ İŞ FİKRİ NASIL OLUŞTU?süt1

Sütten kıyafetler’ fikri aslına bir kaza sonucu ortaya çıkmış. Anke’nin babası kanser olduğundan kemoterapi tedavisi gördüğü sırada, derisinin duyarlılığı arttığında klasik sıradan kıyafetleri giyememeye başlıyor. Bu tüm kanser hastaları için genel bir problem. Anke babasına yardım edebilmek için Qmilch teknolojisi üzerinde çalışmaya başlıyor.

HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM

 

Internet Sosyal Ağları Halkla İlişkilere Yardımcı Olabilir mi?

Bireyler arasındaki kişisel ya da mesleki ilişkilerin oluşturduğu ağlar sosyal ağ olarak adlandırılmaktadır. Sosyal ağları, birbiriyle doğrudan veya dolaylı olarak etkileşim halinde olan kişiler oluşturmaktadır. Teknolojik gelişmeler günümüzde sosyal ağları sanal ortamlara taşımıştır. İnternetteki sosyal ağların yaşamdaki sosyal ağlardan bazı farklılıkları bulunmaktadır. Gerçek yaşamda grupların içine girmede zaman zaman güçlükler yaşanırken, internet ortamında kişilerin sosyal ağlarına girmek daha kolay olabilmektedir. Gerçek yaşamdaki sosyal ağlar sürekli görüşülen kişilerden ve daha güçlü bağlantılardan oluşurken internette nadir görüşülen kişilerin ağlara daha kolay kabul edildiğini söylemek mümkündür.sosyal ağ

Sosyal ağ hizmetlerinde genellikle, kişisel ya da mesleki bilgilerin paylaşabileceği “profil” adı verilen bir alana kaydolunur. Bazı ağ hizmetleri, fotoğraf göndermeye, web günlüğü yayınlamaya ve benzer ilgili alanları bulunan kullanıcı gruplarına katılmaya izin verir.

En çok ziyaret edilen sosyal ağların başında Facebook gelmektedir. Adonomics tarafından yayınlanan Facebook değerlendirme raporuna göre (http://adonomics.com), Facebook’un en son tek tek kayıtlı üye kullanıcıları baz alınarak elde edilen bilgilere göre, dünyada 60 milyon aktif kullanıcısıbulunmaktadır. Bunun yaklaşık reklam ve değeri de 18 milyar dolardır. Pek çok firma için önemli bir kazanç kapısı haline gelebilecek olan Facebook, sosyal ağlar arasında kısa bir süre içinde çok önemli bir konuma ulaşmıştır. Yeni kişilerle tanışmak ve iletişim kurmak için ortam yaratması gibi avantajları nedeniyle internetteki sosyal ağlar, toplum tarafından kısa süre içinde kabul görmüştür. Bu durum sosyal ağları yeni bir kitle iletişim aracı olarak yeni bir boyuta taşımaktadır. Halkla ilişkilerin hedef kitle ile olumlu her türlü etkileşim gerçekleştirmeye yönelik çabalarına şimdilerde; web siteleri oluşturmak, örgüt içi iletişimi sağlamaya dönük olarak intranet’ten yararlanmak, başta medya kuruluşları olmak üzere, örgütün yoğun iletişim içinde bulunduğu gruplarla internet aracılığıyla iletişime geçmek, kurumların ürün ve hizmetlerinden yararlananların görüşlerinden ve önerilerinden yararlanılabilecek sohbet odaları ve internet günlükleri oluşturmak, hedef kitle ile daha hızlı iletişim kurmak için e-posta ve e-bülten kullanmak gibi çabalar da eklenmektedir.

Sosyal ağlarda üyeler için çeşitli uygulamalar (applications) gerçekleştirilmektedir. Bu uygulamalarla firmalar, kendi ürün ve hizmetlerine yer vererek pazarlama faaliyetlerini geliştirebilmeye, sosyal sorumluluk projelerini geniş kitlelere yaymaya imkanı bulabilirler. Örneğin NY Times, Facebook’a üye olup, kendi markasına özel uygulama yaratmıştır. Haber testleri hazırlatıp Facebook üyelerine “NY Times IQ’nuz Kaç” başlıklı uygulamasını yüklettirip, testi uygulayarak arkadaşlarına dağıtmasını teşvik ederek pazarlama iletişimi faaliyetlerine Facebook’dan da devem etmektedir.

(http://www.facebook.com/apps/application.php?id=4996223070&ref=s).

Ünlü Televizyon Kanalı CBS News (http://www.insidefacebook.com/2007/09/13/mediacompanies-dont-understand-facebook/) üyelerin ana profil sayfalarına CBS News uygulamasını yükleyerek, sürekli son dakika haberlerini alabilmelerini ve başka Facebook üyelerine göndermelerini sağlamaktadır.

Kütüphaneler, kullanıcılarının gereksinimlerindeki bu tür farklılaşmaların farkına varıp bu ağlar dahilinde, onlar için sosyal2yeni hesaplar yaratabilirler.

Örneğin kullanıcılara demografik özelliklerine ve daha önceki kaynak taramalarına göre yeni kaynaklar önerilebilir, kullanıcılar kütüphanenin yeni hizmetleri ve kaynaklarından bu ağlar aracılığıyla haberdar edilebilirler. Facebook’ta kütüphane ile ilişkili çok sayıda grup bulunmaktadır. Ayrıca yine bir çok kütüphane geliştirdikleri uygulamalar ile Facebook içerisinde kataloglarına erişimin yanında verilen diğer hizmetlerin taranabilmesine de olanak sağlamıştır. Aynı şekilde Türkiye’deki kütüphanecilik ile ilgili en geniş tabanlı sivil toplum kuruluşu olan Türk Kütüphaneciler Derneği’nin (TKD) de Facebook içerisinde(http://www.facebook.com/groups.php?ref=sb#/group.php?gid=5650022067) “Uygulama” bazında olmasa da “Grup” olarak bir alana sahip olması başlangıç olarak memnuniyet vericidir. TKD Grubundaki 300 civarında üyenin birçoğunun meslek mensubu olmaması TKD’nin meslek dışı kişilere de mesajlarını iletebilmesine olanak sağlamaktadır. Herkese açık olan grubun üyeleri video, fotoğraf ya da yorumlarını paylaşabilmektedirler. Kütüphanecilik, arşivcilik, belge ve bilgi hizmetleri alanlarındaki mevcut katılım ve paylaşımı geliştirici bir rol oynayacağı düşünülen Facebook TKD Grubu’nun, sadece meslek içi kişileri değil kitap, kütüphane ve okuma konularında duyarlı herkese hitap edebilmesine yönelik çalışmaların devam ettirilmesi, TKD’nin halkla ilişkiler çabalarına katkı sağlayacaktır.

 

 

 

KAYNAK:https://senolkaradeniz.wordpress.com/2013/09/19/internet-sosyal-aglari-halkla-iliskilere-yardimci-olabilir-mi/