MARDİN

17[1]

 MARDİN

Türkiye’nin bir ili ve en kalabalık yirmi altıncı şehri. 2013 itibarıyla 779.738 nüfusa sahiptir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin Dicle Bölümü’nde yer alır. Suriye ile sınır komşusudur.

Mimari, etnografik, arkeolojik, tarihi ve görsel değerleri ile zamanın durduğu izlenimini veren güneydoğunun şiirsel kentlerinden biridir. Mardin farklı dini inanışlar paralelinde, sanatsal açıdan da tarihi değeri olan camiler, türbeler, kiliseler, manastır ve benzeri dini eserler barındırmaktadır. Mardin, İpek Yolu güzergâhında olup, ilde beş han ve bir kervansaray mevcuttur.

Mardin ismi hakkında değişik rivayetler vardır. Kelimenin Farsça, Yunanca, Arapça veya Süryanice olduğu söylenmektedir. Şehrin adı Süryanice kaleler kenti demek olan “Marde” den gelir. Romalıların Süryanilerden alarak ‘Maride’ dedikleri şehire, Araplar ‘Maridin’ dediler.

YEMEKLERİ

1.Çorbalar: Lebeniye, Un Çorbası, Mercimek Çorbası, Kelle Paça, Nohut Çorbası, Corten, Ginedir, Çorbası, Domates Çorbası.

2.Kebaplar: Soğan Kebabı, Patates Kebabı.

3.Et Yemekleri: Malzum, Kibbe, Mardin Çiğköftesi, Kelle Paça, Dobo, Firkiye, Güveç, Havuç Türlüsü.

4.Tavalar-Kızartmalar-Kavurmalar: Semizotu Tavası, Patates, Patlıcan, Biber, Kabak, Havuç Kızartması.

5.Köfteler: İçli Köfte (İkbebet), Aya Köfte (Irok), Çiğköfte, Mercimekli Köfte (Bello) ,Cevizli İçli Köfte, Kitel Raha.

6.Dolmalar-Sarmalar: Patlıcan Dolması, Biber Dolması, İşkembe Dolması, Kaburga Dolması, Kabak Dolması, Hindi Dolması, Kuzu Dolması, Güvercin Dolması, Domates Dolması, Tavuk Dolması.

7.Pilavlar: Şehriyeli Bulgur Pilavı, Kınepleli Pilav, Mercimekli Pilav, Gasore, Ihşene, Çoban Pilavı.

8.Hamur İşleri: Sembusek, Cevizli Börek, Susamlı Patates Böreği, Lor Böreği.

9.Zeytinyağlı Yemekler: Zeytinyağlı Yaprak Sarması, Kıneble, Melemen, Nohut Meftunesi.

10.Piyazlar-Salatalar: Patates Salatası, Çoban Salatası, Beyin Salatası, Acur Salatası.

11.Tatlılar-Pastalar: Sütlaç, Davk BiDips, Peynir Helvası, Harire, Aşure, Zerde, Un Helvası, Zingil, Kahıyye, Davk İl May, Tahinli Helva.

12.Tuzlular: Icce, Kişnişli ve Kırmızı Pul Biberli Tandır Çöreği

13.Çerezler: Leblebi, Sekerli Leblebi, Badem, Badem Sekeri, Ibzor, Kavun Çekirdeği, Karpuz Çekirdeği, Kabak Çekirdeği, Bıtım,

Mahlep, Pestil, Cevizli ve Bademli Sucuk (Ikude).

14.İçecekler: Mırra, Likör, Üzüm Suyu, Nar Suyu, Sumak.

15.Turşular: Rami, Hıyar, İşfelleh, Yeşil Zeytin, Dag Hıyarı, Yeşil Nohut Tursusu.

16.Bazı Özel Kahvaltılıklar: Kaymak, Bal, Yeşil Zeytin, Otlu peynir…

1.Çorbalar:

Mardin’de Bayramlar

Mardin’de bayramlar çok önemli gelenek silsilesi etrafında sürüp gider. Buralarda asıl olan ölülere hürmet büyüklere saygı ananelere mutlak bağlılık ve barışıklığın kardeşliğin derin bir vecd ile kutlanmış olmasıdır. Hıristiyan ve Müslüman inancının bayramlara verdiği özel önemi tüm içtenliği ve bağlılığıyla kutlayan Mardinlilerin Hıristiyanlarla kurdukları kardeşlik bağları her iki kültürün bayramlarında da pekiştirdikleri çok önemli hasletleridir.

Mardin’de Düğünler

Mardin’de gerek Hıristiyanların gerekse Müslümanların düğünlerinde benzer birçok özellik göze çarpar. Çok uzun bir süredir beraber yaşayan bu insanların birbirlerinden etkilenmeleri neticesinde benzer gelenek katmanları oluşmuştur. Evlilik çağına gelen delikanlıyı evlendirmeye karar veren ailesi ona uygun bir eş bulabilme arayışına çıkar. Gelin adayında genellikle şu hususlar aranır:
Kızın ailesinin kendilerine denk olması şarttır. Kızın bir evi idare edecek nitelikte çalışkangörgülü namuslu büyüklerine saygılı ve sevgi yüklü olması gereklidir. Kızla oğlanın daha önce görüşüp tanışması arkadaşlık kurulması doğru bulunmaz. Eskiden sevilen kızın damdan gözetlenmesi zekice davranan erkeklere has bir davranıştı. Kesinlikle geleneksel evliliklerde boşanma alternatifi söz konusu değildir. Evlilik kutsallığı ile iyi ve kötü günde sevinci ve kederiyle ta mezara kadar eşlerin birlikteliklerinin sürebileceği bir kurumdur. Evliliğe bu nazarla bakılarak gerekli girişimler başlatılır.
Oğlan evi kız evlerini ziyaret ederek uygun bir aday arar. Bu olaya “dünür gezme”gidenlere de görücü denir.

Mardin

MİDYAT

Mardin ilinin bir ilçesidir. Dinlerin (İslamHristiyanlıkEzidilik) ve dillerin (TürkçeKürtçeArapça ve Süryanice) buluşma noktasıdır Midyat. MÖ 9. yüzyıl Asur tabletlerinde Matiate olarak tanımlanır. “Matiate” Aramice/Süryani bir isim ve “köyüm”, “vatanım”, demektir. Asur kralı II. Asur Nasırpal Tur Abidin‘in Aramileri talan ettikten sonra, bu savaşın tarihi tablalar yazılmıştır. Midyat’taki ilk Süryani Hıristiyanlar da mağaralarda yaşardı. Midyat tarih boyunca birçok kere kuşatılıp talan edilmiştir. Son olarak Birinci Dünya Savaşı‘nın karanlık günlerinde, “Ferman” yılında, kasaba sakinlerinin üçte ikisi yaşamını kaybetmiştir. Ancak 1930 yılından sonra kasaba yeniden canlanmış: Kiliseler, evler ve bazı mekanlar onarılmıştır. Ondan sonra yerleşim düzeni zamanla oturmaya başlamıştır.

İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği 1070 metredir. Mardin ilinin en geniş ve nüfus bakımından en kalabalık ilçelerinden biridir. İlçeye bağlı 43 köy ve mezraa bulunmaktadır. Midyat’ta Müslüman olarak KürtlerTürkler ve Araplar yaşamaktadırlar. Din ve grupları ise Hristiyan dinine mensup SüryanilerErmeniler ve Keldaniler yaşamakta bu dil grupları mezhep olarak aralarında KatolikOrtodoks ve Protestan olmak üzere üç mezhebe ayrılırlar. Hristiyanlar kendi aralarında çok az sayıda olmak kaydı ile Süryanice konuşmaktadır, Keldanice ve Ermenice bu bölgede unutulmuş dil gruplarıdır ve konuşulmamaktadır. Midyat’ta bu dinlerin yanı sıra sayıları çok az olmakla beraber Ezidi dinine mensup insanlar da yaşamaktadırlar. Bu nedenle Midyat’a “Diller ve Dinler Şehri” denir.

images

MİDYAT ACIRLI KÖYÜ

Günümüzdeki ismi Acırlı, Süryanice ismiyle Deyrzbino, Arapça ismi Deyrzbine, Osmanlıca ismiyle Deyrzbina’nın kimler tarafından kaçıncı yüzyılda kurulduğu bilinmemekle birlikte yazılı Süryani kaynaklarında 4.yüzyılda köyün merkezinde Mor Yakup adıyla Salah ( Barıştepe) köyünde yer alan manastırla aynı mimari özelliklere sahip bir manastırın inşa edildiği bilinmektedir. 1950 yıllarına kadar ayakta olan bu manastır yıktırılarak yerine köyün şimdiki Ulu Camisi olan cami inşa edilmiştir. Osmanlı kaynaklarında ilk olarak 1564 tarihli bir vergi tablosunda ismi geçen köy o dönemin en kalabalık yerleşim alanı olarak görülmektedir. Aynı tabloda o dönemde zeytinciliğin önemli bir gelir kaynağı olduğu anlaşılmaktadır. Yine aynı tabloda köyün tamamının Müslüman olduğu anlaşılmaktadır. Acırlı Köyü’nün ilk yerlileri isminden de anlaşılacağı üzere

bölgenin yerli halkı olan Süryanilerdir. Köyün Arap egemenliğine girmesi 4. yüzyıla tekabül eder. Arap kaynaklarının verdiği bilgilere göre Deyrzbine ve çevresindeki köylere yerleşen Araplar Beni Rebia kabilesine mensup olup 4. yüzyılda bölgeye yerleşmiştir. Acırlı 12. yüzyılda da Artuklu sultanına bağlı emirleriyle civar köyler içinde merkez konumundadır. Köy halkı, Araplardan oluşmaktadır. Mardin iline 65 km, Midyat ilçesine 5 km uzaklıktadır. Mardin – Batman karayoluna uzaklığı 1 km’dir. Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir.

 

KAYNAKÇA: http://tr.wikipedia.org/wiki/Mardin

http://www.bakimliyiz.com/orf-ve-adetlerimiz/9713-mardin-gelenek-ve-gorenekleri.html

http://tr.wikipedia.org/wiki/Midyat

 

Bir Lezzet Dünyası Afganistan Mutfağı

                                                                               6b6520c954b3a53fa9a3fec9caaa8234

        Asya’da dağlık bir kara devleti olan ve yıllardır savaş nedeniyle büyük zorluklar altında yaşamın devam ettiği Afganistan, zengin yemek kültürüyle dikkat çekiyor.

Özünü koruyan ve hemen hemen hiçbir yabancı yemek kültüründen etkilenmeyen nadir mutfaklardan biri olduğu belirtilen Afgan mutfağının genelde ete, ekmeğe ve pirince dayanıyor. Lezzetli yemekleriyle damaklara hitap eden Afgan mutfağının en önemli lezzetleri arasında ”Afgan pilavı” yer alıyor. Afgan pilavının et, tavuk eti, sebze ile yapılan çok sayıda değişik pişirme şekli olduğu kaydediliyor.

Meyni (kıl) adı verilen özel pirinçten yapılan pilavın çok önemli olduğu ve özel günlerde de değişik pilavların pişirildiği Afgan mutfağında, pirincin pilav olması için renginin kırmızı veya kahverengi ya da yeşil gibi birlikte piştiği besin maddesinin rengini alması gerektiği ifade ediliyor.

Ekmeğin yerinin çok önemli olduğu, etin ise hemen hemen tüm ana yemeklerde kullanıldığı Afganistan mutfağının bölgesel farklılıklar göstermediği, yalnızca Kuzey Afganistan’da yaşayan Türkmen ve Özbeklerin pişirme yöntemlerinde biraz farklılık olduğu belirtildi.

                                                   1027818_af14fa5072753b60741fbeceac903403

AFGAN SOFRASININ OLMAZSA OLMAZLARI

Olmazsa olmazları et, ekmek ve pirinç olduğu, baharat ve taze otların da bol kullanıldığı Afgan mutfağında yoğurt, yemeklerin yanında çokça tüketiliyor. Yemek kültüründe tatlılara da çok önem veren ve çok tatlı tüketen Afganlar, tatlılarını genellikle kızartarak ve üstüne koyu şurup dökerek veya şeker serperek tüketiyor.

Afgan mantısının da önemli lezzetlerden biri olduğu Afganistan mutfak kültüründe, diğerlerinden farklı olarak mantının içine kuşbaşı et konuluyor ve buharda pişiriliyor. Tatlıların da önemli bir yer tuttuğu belirtilen Afgan mutfağında, Afgan ekmeği, sebzeli et yemeği, ıspanakla yapılan zümrüt pilavı gibi çok sayıda lezzetli yemekler bulunuyor.

Misafirperverliğe de çok önem verilen Afganistan’da, konuklar, meyvelerle süslenmiş yöresel sofrada en iyi şekilde ağırlanmaya çalışılıyor.

http://yemek.haber7.com/tarifler/haber/648685-afgan-mutfagindan-bir-lezzet-afgan-pilavi

REKLAM STRATEJİLERİ

1_400

                                               REKLAM STRATEJİLERİ

Reklam stratejisi hedef kitle, hedefler, konumlandırma gibi noktalara odaklanır. Yaratıcı strateji ise mesajın kendisine, ne söyleneceğine ve nasıl söyleneceğine odaklanır. Tüm bu stratejilerden önce reklam ajansları ince eleyip sık dokuyarak pazar, hedef kitle, marka durumu araştırmalarından elde ettikleri bilgiler ışığında stratejilerini belirler. Yani bu araştırmalardan elde edilen bilgiler reklam ajansları için bir deniz feneri işlevi göstermektedir.

Kampanya uygulaması, öncelikle mesajın belirlenmesini gerektirir. Hedef kitle dikkate alınarak hangi tür mesajın verilmesi reklamın amacına hizmet edecektir, sorusunun cevabı aranır. Mesaj(copy), reklam aracıyla hedef kitleye ulaştırılması hedeflenen haber, bilgi ya da içeriktir.

Reklam mesajı, tüketicilerin anlayacağı türden simgelerle kodlanarak oluşturulur.Bu nedenle,reklam mesajının çevre ve üretim koşullarından soyutlanarak tasarlanması düşünülemez. Bir reklam kampanyasının hedefine ulaşması için gereken bütçenin ayrılması yeterli değildir.Başarı ancak etkin bir iletişim sağlamakla mümkündür.Bunun sağlanmasında yaratıcı çalışma çok önemli bir faktör niteliğindedir.Yaratıcı çalışma genellikle bir firmanın çalıştığı reklam ajansının faaliyetlerinin ürünüdür.Ancak bu faaliyetlerin başarısını değerlendirecek onaylayacak reklam yöneticilerinin yaratıcı çalışmaların özünü anlamaları büyük önem taşımaktadır.

Reklam verecek olan firma, reklam sürecine girmeden önce reklam stratejilerini belirlemelidir. Reklam kampanyaları, ajanslar gibi ayrıntılar değişebilir ama strateji kalıcı olmalıdır. Bu firmanın ajansa vereceği temel belgedir. Kısa, kesin, ve açık bir şekilde şu konuları kapsamalıdır:

a)Hedef Tüketici: Reklamın özellikle yönelmek istediği tüketici tipi açık bir şekilde tanımlanmalıdır.

b)Reklamın Amacı: Yeni bir ürünü denetlemek ,ürün değişikliğini haber vermek, rakiplere olan üstünlüğü vurgulamak, firma imajını kuvvetlendirmek gibi çeşitli amaçlardan hangisi reklamın temel hedefini oluşturacaksa, bu stratejide belirlenmelidir.

c)Ürün Avantajı: Reklam mesajı ürünün tüketiciye sağladığı en önemli avantajın üzerine yöneltilmeli ve bu avantajda beyazlık, yumuşaklık, güzel koku gibi somut ve objektif bir şekilde anlatılmalıdır.

d) Ürün Üstünlüğünün Nedenleri: Ürünün tüketiciye vaat ettiği avantajın nedenleri de reklam stratejisinde bulunmalı, reklamda tüketiciye açıklanmalıdır.

e) Ürünün kişiliği: Reklamın yaratıp sürdüreceği ürün kişiliğinin tanımı ajansın kullanabileceği somut bir şekilde yapılmalıdır

f)Satış Teması: Firma, tüketicinin ürünü rakiplerine yeğlemesinin temel seçip reklamındaki satış temasını bu odak noktası üzerinde oturtulmalıdır.

KAYNAK: http://blog.reklam.com.tr/genel/reklam-stratejileri/83/

Halkla İlişkilerde Betül MARDİN

Türk halkla ilişkiler uzmanı. Türkiye’de halkla ilişkilerin temellerini atan kişidir.
Kökleri İslam dininin peygamberi Muhammed’in torunu Hüseyin’e kadar gittiği iddia edilen bir Osmanlı ailesi olan Mardin ailesinin ikinci çocuğudur. Ünlü müzik yapımcısı Arif Mardin’in ablası ve tiyatro oyuncusu Haldun Dormen’in eski eşidir.

Arnavutköy Kız Koleji ve BBC Televizyon Kursu Mezunu olan Mardin, 1995 yılında Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği’nin (IPRA) başkanlığına kadar yükselmiştir ve bu göreviyle de IPRA’nın ilk Türk kadın başkanı olmuştur. Daha sonra Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği tarafından kendisine verilen “Member Emeritus” unvanıyla da, dünyada sayılı kişide olan bu ödülle, halkla ilişkilerde bir üstat sayılmaktadır. İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler bölümü öğretim üyesidir.

maxresdefault

 
ÖDÜLLERİ
Farklı kurumlar tarafından verilmiş birçok ödülü vardır:[kaynak belirtilmeli]
1998: Türk Kadınlar Birliği Şişli Şubesi tarafından Cumhuriyetin 75. Yılı ödülü.
1996-1997: Kongre Gazetesi[kaynak belirtilmeli], IMAGE adına, “Yılın En Başarılı Tanıtım” Ödülü.
1996: Kadınca Dergisi “En Başarılı Kadınlar” Ödülü.
1995-’96/97/98/99(yılları): İletişim Fakültesi Başarılı İletişimcileri Ödülü.
1994: IPRA “GOLDEN WORLD AWARDS”
1994: Milli Prodüktivite Merkezi “Yılın Altı İşadamı” ödülü.
1984: Sheraton Otelleri Halkla İlişkiler ve Pazarlama Başarı Belgesi.
1983: Sheraton Otelleri (EAME-1) Halkla İlişkiler Ödülleri.
1982: American Hotel Birliği Halkla İlişkiler Altın Anahtar 2.liği.
1979: Halkla İlişkiler Dünya Kongresi Özel Olay Yarışması 3.lüğü.,

 

http://www.milliyet.com.tr/betul-mardin/