Eskişehir
İç Anadolu Bölgesinde bulunan eşsiz güzelliğe sahip şehir…
Tarihi yapıtları, kendine has yiyecekleri, gezip görülecek yeşilliklerle süslenmiş geniş parkları, yapay denizi, müzeleri, Osmanlı mimarisinin motiflerini taşıyan “Odunpazarı Evleri” gibi pek çok özelliğiyle Türkiye’de gezip görülecek yerler arasında önemli bir merkezdir.
Eskişehir’in en eski yerleşim yeri olan Odunpazarı bölgesi, burada bulunan tarihi evler bakımından oldukça zengindir ve bu evler restore edilerek son halini almış turistlerin uğrak yeri olmuştur. Tarihi mimari yapıya sahip ve canlı renklerle boyanmış bu evler oldukça ilgi çekicidir. Eskişehir’de geçmişten günümüze birçok eski medeniyet yaşamıştır bunlardan bazıları Hititler, Frigler, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar gibi büyük devletlerdir.
Tarihi eser bakımından oldukça zengin olan şehrin 80 km. uzağında M.Ö. 600’lü yıllarda yapılmış olan Yazılı Kaya köyündeki “Midas Anıtı”nın önemli bir tarihi yapıt olduğundan bahsedebiliriz. Eskişehir’de bulunan “Eti Arkeoloji Müzesi” bu kentte yaşamış eski medeniyetlere ait birçok eser barındırmakta.
Önemli diğer bir müze ise “Yılmaz Büyükerşen Balmumu Müzesi” dir, müzede birçok yerli ve yabancı ünlülerin balmumundan yapılmış heykelleri bulunmaktadır ve müze merkezi Londra’da bulunan “Madame Tussauds” müzesini andırmaktadır.
Eskişehir’e has değerlerden biri ise kuşkusuz “Lületaşı”dır ve Türkiye’de işlenebilir Lületaşı yataklarının çoğu burada bulunduğundan, Eskişehir’in meşhur taşı haline gelmiştir. Kurşunlu Külliyesi’nde herkesin ziyaret edebileceği “Lületaşı Müzesi” bulunmaktadır.
Gelişmeye devam eden kent 2013 yılında “Türk Dünyası Kültür Başkenti” olarak seçilmiştir. Şehrin merkezinden Sakarya Irmağı’nın en uzun kolu olan “Porsuk Çayı” nın geçmesi, Eskişehir’in Venedik’e benzetilmesindeki en önemli etkendir. Eski dönemlerde Porsuk çayı oldukça kirli ve bakımsızken, gelişen şehir anlayışıyla çayın etrafındaki köprüler yenilenmiş, çay temizlenmiş ve bugünkü halini almıştır. Hatta o kadar ileriye gidilmiştir ki büyük değişim geçiren Porsuk Çayı’nda günümüzde bot ve gondol turları düzenlenmekte, çevresindeki yeşillik dolu alanlarda oturulabilmekte, etrafında bolca cafe ve restourant bulunmaktadır.
Şehir çeşit çeşit park alanlarına sahip ve bunlardan en büyüğü olan “Sazova Bilim, Sanat, Kültür Parkı”, içerisinde birçok önemli yapıyı barındırıyor. Masal şatosu korsan gemisi, ağaç ev, şirinler evi, bilim ve deney merkezi, Sabancı uzay evi gibi yapıların yanı sıra alanda yeni mekanların inşasına devam ediliyor. Yeni yapılardan biride içerisinde 84 ülkeden, iki bini aşkın balık bulunan “Sualtı Dünyası”dır ve burayı görmeye gelen ziyaretçi sayısı da oldukça yüksek.
Şehir İç Anadolu bölgesinde, denize kıyısı bulunmamasına rağmen Türkiye’de ilk defa park içerisinde inşa edilen “yapay plaja” sahip. “Kent Park” içerisinde bulunan yapay denizin yanı sıra parkta atlara binme deneyimi için manej, çeşitli kültürel heykeller, yürüyüş-gezme alanları ve restourantlar bulunmaktadır.
Kent Parkın hemen yakınında adacık şeklinde yapılmış, etrafından Porsuk Çay’ı geçen“Şehr-i Aşk” adında sevgililer adası bulunmakta.
Bütün bu güzel alanların yanı sıra Eskişehir’in kış aylarında derecesinin çok düştüğünü, ayazının meşhur olduğunu belirtmek gerekir. Kente kışın yağan kar taneleri şehri beyaz bir örtüyle kaplayıp harika bir manzara oluşmasını sağlıyor. Buna rağmen şehrin havası yazın ılıman hatta sıcak olabiliyor. Gezip görmek, keşfetmek için güzel bir yer olan kent, ulaşım olanakları bakımından oldukça kolay. Şehrin insanları bir yere giderken yürümeyi tercih edebilirler, bunun sebebi şehrin yürüyüş yolları ve yakın mesafe bakımından oldukça rahat olmasıdır. Şehir içinde ulaşım için kullanılan başka bir yöntem ise tramvay hattıdır. Ulaşım bakımından kolaylık sağlayan bu kentte size düşen tek şey şehrin keyfini çıkartmak olacaktır.
Yazan: Müge KALEMCİ