SAMSUN

Samsun, Türkiye’nin bir ili ve en kalabalık on altıncı şehri. Karadeniz Bölgesi’nin Orta Karadeniz Bölümü’nde yer alır ve bölgenin en kalabalık şehridir. On yedi ilçenin bulunduğu Samsun’un genel yönetimi Samsun Büyükşehir Belediyesi ve valilik tarafından sağlanmaktadır. Kuzeyinde Karadeniz, doğusunda Ordu, güneyinde Tokat ve Amasya, batısında ise Çorum ve Sinop illeri ile çevrilidir.

samsun-misafirhaneleri-öğretmenevi-konukevi-otel

Karadeniz Bölgesi’nin eğitim, sağlık, sanayi, ticaret, ulaşım ve ekonomi açılarından en gelişmiş şehri olan Samsun kalkınmada birinci derecede öncelikli yörelerden olup “Karadeniz’in Başkenti” ve “Atatürk’ün Şehri” olarak tanıtılmaktadır. Karayollarıyla Karadeniz Bölgesi’ni İç Anadolu Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi’ne bağlayan Samsun aynı zamanda bir liman şehridir ve geniş hinterlandı ile bir lojistik merkezidir. Karadeniz Bölgesi’nin 1.250.000’i aşkın toplam nüfusuyla, eğitim, sağlık, sanayi, ticaret, ulaşım ve ekonomi açısından en gelişmiş ve en büyük, aynı zamanda tek Büyükşehir Belediyesi’ne sahip ili olan Samsun, Türkiye’nin de en gelişmiş 10 ili arasındadır. Köklü geçmişi olan Ondokuz Mayıs Üniversitesi ne (OMÜ) sahiptir. Tıp alanında Türkiye´nin 7. büyüğüdür. 2010 Mayıs ayında temeli atılan ve 2011-2012 akademik yılında öğretime başlayacağı öngörülen Canik Başarı Üniversitesi ile birlikte Samsun, Karadeniz Bölgesi’nin iki üniversiteli tek şehri olma özelliğini de içinde barındırıyor olacaktır. Sahili, yolları ve üniversiteleri şehre güzellik katmaktadır. Samsun, şehrinin takımı olan Samsunspor ile özdeşleşmiştir.

TARİHÇE

Samsun İlimiz insanlık tarihi açısından çok eski bir yerleşim alanıdır. Başta bugünkü şehrin merkezi olmak üzere Kızılırmak vadisi Kavak Tekkeköy Çarşamba ovasında eski çağlardan beri insan iskan edilmiş ve yaşam sürmüştür.

Orta Taş Devrinde (Mezolitik. M.Ö 10000-5000) insanların Tekkeköyde bulunan sığınaklarda yaşadıkları ve bölgenin en eski yerleşimcileri oldukları bilinmektedir. Yine Cilalı Taş Devri (Neolitik. MÖ. 5000-4000) ile Bakır-Tunç Devrinde (Kalkolitik. M.Ö.4000-1700) insanların Samsun merkez Dündar Tepe Kavak Kalenderoğlu ve Bafra İkiztepe de sürekli iskan oluşturarak yaşamlarını devam ettirdikleri yapılan arkeolojik kazılardan anlaşılmaktadır.

Samsun İli sınırları içerisinde devlet kurarak yaşayan en eski topluluk Gaşkalar’dır. Bu medeniyette Gasgaslar da denilmektedir. (M.Ö.5000-3500) Bilinen bu ilk medeniyeti takiben bütün Kuzey Anadolu’ya hakim olan Paflagonlar Kızılırmak Havzasında yaşamışlardır. (m.ö. 3000-1100) Hititler (M.Ö. 2000-1200) Frigyalılar (M.Ö. 1182-M.Ö. 676) Kimmerler (M.Ö. 676) Lidyalılar (M.Ö. 1200-547 bugün Kara Samsun adıyla isimlendirilen yere ENETE adında bir site kurdular) Miletliler (İyonya) (M.Ö.2000- M.Ö.400) Egeden Karadeniz yoluyla ENETE’ye yerleşerek “Amisus” veya “Amisos” ismini verdiler. Perslerin (M.Ö.550-330) Lidya Kralı Krezus’u yenmeleri sonunda M.Ö. 546 Amisos Pers İmparatorluğunun eline geçti. M.Ö. 331 yılında Büyük İskenderin Persleri yenmesi sonucu Makedonya İmparatorluğu eline geçen Amisos İskenderin ölümüyle Pers kökenli Kont Krallığı (M.Ö. 255-63) kuruldu. Amisos Kont Krallığının başkenti oldu.

tarihi-samsun-resimleri2

Daha sonra M.Ö. 1. yy da Roma İmparatorluğu hakimiyetine giren Amisos M.S. 385 yılında Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasıyla Bizans İmparatorluğu’nun sınırları içerisinde kaldı. Amisos M.S 860 yılında Abbasiler zamanında halife Mutassım’ın emriyle Malatyalı korkunç Ömer komutasındaki kuvvetler tarafından ele geçirilmiş ise de Bizaslılar tarafından tekrar geri alınmıştır. Türklerin Anadolu’ya girmesiyle birlikte 1. Türkler birlikleri zamanında Danişmentliler tarafından Samsun kuşatılmış ise de alınamamıştır. Anadolu Selçukluları zamanında Samsun’un Müslüman yerleşim yerleri 1.185 yılında Anadolu Selçuklu hakimiyetine geçmiştir. İlk defa Amisos ismi Selçuklular tarafından Samsun olarak değiştirilerek kullanılmaya başlanılmıştır. Haçlı Seferleri sonrası başkent Trabzon olmak üzere Trabzon Rum İmparatorluğu Rum İmparatorluğu egemenliğine giren Samsun Cenevizlilerin Karadeniz’de ticareti ellerine geçirmeleri sonucunda 100 yıl kadar burada yaşamışlardır. Bu tarihlerde Türklerin yaşadığı Samsun’a “ Müslüman Samsun” 3 km. mesafede bulunan Cenevizlileri ticaret sitesine de “Gavur Samsun” denilmiştir.

1.071 yılında Malazgirt Savaşı’ndan sonra Danişmentliler tarafından alınamayan Samsun’un deniz kıyısında bir kale kurarak Müslüman Samsun’u oluşturduktan sonra 1.243 Kösedağ Savaşı sonrası Trabzon Rum İmparatorluğu egemenliğine girmiş ise de 1.296 yılında tekrar Anadolu Türklerinin eline geçmiş ve 1.389 yılında da Yıldırım Beyazıt zamanında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti çökerken Canik Beyliğine de başkentlik yapmıştır.

13-171

Tarih öncesi dönem
Karanlık çağların ardından MÖ 5000-3000 yılları arasında Anadolu’ya gelen Hattilerin bir kolu olduğu sanılan Kaşkalar, MÖ 3500’lü yıllarda Samsun’un 3 kilometre doğusunda Mert Irmağı kenarında günümüzde Dündartepe Höyüğü’nün bulunduğu yerde bir site oluşturmuşlardır. 15 metre yüksekliğinde, 200 metre genişliğinde ve uzunluğunda olan höyüğün kazıları sırasında en eski yerleşimin Bakır Çağına ait olduğu saptanmıştır. Tekkeköy Irmağı kenarında keşfedilen bir yerleşim yerindeki kazılar ise bu yerleşimin Geç Bakır Çağı ile Tunç Çağı özelliklerini taşıdığını, yerleşimde yaşayanların avcılık toplayıcılık ile geçinip Taş Devri aletlerini kullandığını göstermiştir ve yerleşimde herhangi bir yapıya rastlanmamıştır. Dündartepe Höyüğü ve Tekkeköy yerleşiminin yanı sıra kent çevresinde yer alan Kale Doruğu Höyüğü ve İkiztepe Höyüğü kazılarında bu yerleşimlerin köy tipinde olduğu ve küçük topluluklar tarafından kurulduğu belirlenmiştir. Ahşap evlerde oturan bu halkların avcılık, hayvancılık ve balıkçılık yaparak geçindiği, kumaş ve deri işleyebildiği, bakırdan alet, silah ve takı yapabildikleri saptanmıştır. Ayrıca yerleşim yerinin dışında keşfedilen mezarlıklarda yapılan incelemeler ölülerin kullandıkları eşyalarla birlikte gömüldüğünü ortaya çıkarmıştır. İkiztepe mezarlarında yapılan incelemeler burada yaşayan halkın Kuzey Karadeniz, Romanya, Bulgaristan ve Kafkas kıyılarında bulunan halklarla ırkdaş olduğunu kanıtlamıştır.

Amazonlar dönemi
Modern tarihçilikte varlıkları tartışmalı olsa da Amazonların Kuzey Anadolu’da yaşadıkları sanılmaktadır. Antik Çağ oyun yazarı Eshilos Amazonların Termodon kıyısındaki Temiskira köyünde yaşadıklarını ve erkeklerden nefret ettiklerini, tarihçi Heredot Amazonların İskit topraklarına uzanan macerasını, Diodorus ise Amazonların iyi ok atabilmek amacıyla tek göğüslerini kestiklerini aktarmaktadır.

Amazonların hangi tarihte Samsun çevresine yerleştikleri bilinmemektedir. Sadece kadınlardan oluşan bir topluluk olan Amazonlar bahçıvanlığı, biniciliği ve savaşçılığı biliyorlardı. Platon ve Sokrates’in aktardıklarına göre zamanla Batı Anadolu’ya doğru yayılmış ve Atina önlerine kadar gelmişlerdir. Herodot’un aktardıklarına göre Atina’dan dönmekte iken Amazon gemilerinin erkek gemicileri Atinalılar tarafından öldürülmüş, gemiciliği bilmeyen Amazonlar kaçarken açık denizde ölmüş ve ülkeleri de yerli kavimler tarafından işgal edilmiştir.

Amazon Adası Heykel

Kolonileştirme dönemi
Kent, MÖ yaklaşık 1182’de Hitit İmparatorluğunun çöküşünü takiben Frigler tarafından ele geçirilmiş ve tahrip edilmiştir. Aynı dönemde Kimmerler de Doğu Karadeniz’de yer alan kentleri yakıp yıkmışlardır. Lidya Kralı Giges Kimmerleri yenilgiye uğratıp bölgeden kovmuştur fakat bu dönemde Samsun harabe haline dönmüştür. Bunun üzerine eski kentin güneybatısına yeni bir yerleşim kurulmuştur fakat kimler tarafından ne zaman kurulduğu bilinmemektedir. MÖ 562 yılında Miletli denizciler ve göçmenler şehre yerleşmiş ve bir koloni kurmuşlardır. MÖ 546’da ise Lidya Kralı Krezüs ile Ahameniş İmparatoru II. Kiros arasında geçen savaş sonrası şehir Pers hakimiyetine girmiştir.

Pers dönemi
Ahameniş İmparatorluğunu yeniden örgütlemeye girişen I. Darius döneminde Samsun, Kapadokya Satraplığının hakimiyet bölgesi içine alınmış ve tiran unvanı taşıyan askerî valiler tarafından yönetilmeye başlanmıştır. MÖ 331 yılında III. Aleksandros’un Persleri Gaugamela Savaşı’nda yenilgiye uğratıp Ahameniş İmparatorluğunu Makedonya topraklarına katmasıyla birlikte Samsun da Makedon hakimiyetine girmiş, böylece kentte askerî temelli bir yönetim anlayışından tekrar demokratik yönetime dönülmüştür.

Roma egemenliği dönemi
Babası VI. Mitridat’a ihanet eden II. Farnekes bunun karşılığında “Roma’nın dostu ve müttefiki” sıfatıyla Pontus kralı ilan edilmiş ve krallık vasal bir Roma krallığı olarak yaşamaya devam etmiştir. Ancak Gnaeus Pompeius Magnus ve Jül Sezar’ın arasındaki çekişmeyi fırsat bilen II. Farnekes Kırım’dan gelerek Samsun’u kuşatmış, Roma’ya sadık kalmak isteyen kent dirense de düşmüş ve halk Pontus ordusunca kılıçtan geçirilmiştir. Bir yıl sonra Zela Muharebesi’nde Sezar komutanlığındaki Roma ordusu II. Farnekes’in komutasındaki Pontus ordusu ile karşı karşıya gelmiş, savaştan zaferle çıkan Sezar ünlü veni, vidi, vici sözünü yazdığı bir mektubu başkent Roma’ya göndermiştir. Samsun ise Roma Cumhuriyetine olan bağlılığından dolayı serbest şehir olarak tanımlanmış ve vergiden bağımsız, kendi kendini yöneten bir kent olarak Roma Cumhuriyetine bağlanmıştır.

Jül Sezar’ın suikaste uğramasının ardından kurulan ikinci triumvirlik döneminde Sezar karşıtı olan Marcus Antonius tarafından Sezar’a bağlılığı halen devam eden Samsun’a Straton adında zalim bir komutan vali olarak atanmıştır. Aktium Muharebesi’nde Antonius’un yaşadığı hezimet ve intiharından sonra ilk Roma imparatoru olarak tahta çıkan Sezar’ın yeğeni ve evlatlığı Caesar Divi Filius Augustus tarafından Samsun’a eski durumu iade edilmiş ve tekrar serbest şehir olarak tanımlanmıştır. Önceleri Bitinya eyaletine bağlı olan şehir sonraları Galatya eyaletine bağlanmıştır. 111-113 yılları arasında Samsun valisi olan olan Pline’in imparator Trajan’a yazdığı mektuptan şehrin yerel bir meclis tarafından kendi yasalarıyla yönetildiği öğrenilmektedir. Fakat başkent Roma’dan gelen emirler ne olursa olsun yerine getirilmek zorundaydı. 2. yüzyılın sonlarından itibaren şehir özel durumunu yavaş yavaş kaybetmiş ve merkezî yönetime daha bağlı bir yönetim anlayışı hakim olmaya başlamıştır.

Bizans dönemi
Roma İmparatorluğunun 395’te bölünmesiyle birlikte doğu topraklarına hükmeden Bizans İmparatorluğunun hakimiyet bölgesinde kalan Samsun önceleri Helenopontus eyaletine, I. Justinianos dönemiyle birlikte de Armeniak bölgesine bağlanmıştır. Ayrıca şehir bir piskoposluk merkezi haline getirilmiştir.

Bir ara Mutasım’ın emriyle 863 yılında Malatya Emiri Ömer bin Abdullah şehri ele geçirilip yağmalasa da şehir tekrar Bizans hakimiyetine girmiştir. Şehir 14. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren Ceneviz Cumhuriyeti egemenliğine geçse de bu durum savaşla değil Bizans’ın Ceneviz ile yaptığı anlaşmalar sonucu kentin boşaltılmasıyla gerçekleşmiştir. Bu dönemde kent bir ticaret kolonisi olarak yaşamaya devam etmiştir.

Türk egemenliğinde Samsun

  • Selçuklu dönemi

Malazgirt Meydan Muharebesi sonrasında Anadolu’ya giriş yapan Türk ailelerinden olan Danişmendliler Orta Karadeniz’e doğru akınlar yapmaya başlamışlar ve Samsun’u da kuşatarak Danişmendliler Beyliğine dahil etmek isteseler de başarısız olmuşlardır. Bunun üzerine Melik Gazi mevcut kentin yanına yeni bir yerleşim daha kurmuş ve iki Samsun meydana gelmiştir. Müslüman halk arasında eski kente “gavur Samsun”, yeni kente ise “Müslüman Samsun” denmekteydi. Samsun Kalesi’ni inşa eden Danişmendlilerin tahkim ettiği Samsun, II. Kılıç Arslan’ın son dönemlerinde Anadolu Selçuklu Devleti himayesine girmiştir.

1204’te Latin İmparatorluğunun kurulmasını takiben Konstantinopolis’ten kaçan Bizans soylularından I. Aleksios Komnenos doğuda Trabzon İmparatorluğunu, I. Teodor Laskaris ise batıda İznik İmparatorluğunu kurmuştur. Kalan yerlerde ise Anadolu Selçuklu Devleti hakimiyeti devam etmekteydi. Bu dönemde eski Samsun’da Sava isminde Bizanslı eski bir vali bulunuyordu ve Ceneviz adına şehri idare ediyordu. I. Aleksios Komnenos her iki Samsun’u da fethetmesi için kardeşi David Komnenos’u göndermiş, bunun üzerinde Müslümanlar da Anadolu Selçuklu sultanından yardım istemişlerdir. 1206 yılında I. Gıyaseddin Keyhüsrev Trabzon üzerine sefere çıkmıştır. 1228 yılında I. Andronikos Samsun ve Sinop limanlarını yağmalasa da I. Alâeddin Keykubad sefere çıkarak bölgede otoriteyi tekrar sağlamıştır.

  • Türkiye dönemi

Kurtuluş Savaşı’nın sonlanması ve Türkiye Cumhuriyetinin ilanı ile Türkiye sınırları içerisinde kalan Samsun, sancak ve mutasarrıflıkların il yapılmaları üzerine il statüsü kazanmıştır. 1923 mübadelesi ile şehirdeki Rumlar Yunanistan’a göç etmiş, Rumlardan boşalan yerler ise mübadillere tahsis edilmiştir.
Cumhuriyetle birlikte il olan Samsun il merkezi dışında Bafra, Çarşamba, Havza, Terme ile Vezirköprü olmak üzere beş farklı ilçeye bölünmüştür. Bu ilk beş ilçe dışında ilk olarak 1 Haziran 1928 yılında Ladik’in ilçe yapılmasıyla Samsun’daki ilçe sayısı altıya yükselmiş, 1934’te Kavak, 1944’te de Alaçam ilçelerinin kurulmasıyla şehirdeki toplam ilçe sayısı sekiz olmuştur. 19 Haziran 1983 tarihinde kabul edilen 3392 numaralı kanun ile de Salıpazarı, Asarcık, Ondokuzmayıs ve Tekkeköy ilçeleri kurulmuştur. 9 Mayıs 1990’da kabul edilen 3644 numaralı kanunla ise Ayvacık ve Yakakent adında iki ilçe daha kurulmuştur. 2 Eylül 1993 tarihinde kabul edilen 504 numaralı kanun hükmünde kararname ile büyükşehir belediyesi kapsamına alınan Samsun’un merkez ilçeleri de büyükşehir ilçeleri adını almıştır. 6 Mart 2008’de 5747 numaralı kanun ile Atakent, Kurupelit, Altınkum, Çatalçam ve Taflan beldelerinin birleşerek Atakum beldesine katılmasıyla Atakum; Gazi ve Yeşilkent beldelerinin İlkadım’a katılmasıyla İlkadım adında bir ilçe kurulması ve Canik beldesinin de ilçe yapılması karara bağlanmıştır. Bu değişiklik ile büyükşehir ilçeleri Atakum, İlkadım, Canik, Tekkeköy olarak belirlenmiştir. 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.

COĞRAFİ YAPI

Samsun ili genelde pek yüksek olmayan plato ve dağlardan oluşan topografik yapı göstermektedir. İl sınırları içinde doğu, batı doğrultusunda uzanan iki dağ sırası bulunmaktadır. Bunlar il topraklarının güney kesiminde doğuda Canik Dağları ve batı kısımda ise Çangal Dağlarıdır. İlin en yüksek noktası 2062 m. ile Akdağ’dır. Kunduz dağı, Bünyan dağı, Sırçalı Dağ, Yurt dağları ilin diğer yükseltileridir. Samsun ili topraklarında platolar geniş bir alana yayılmış olup, il topraklarının % 37,2’sini kaplar. İl topraklarının % 17,9’unu da ovalar oluşturmaktadır. Akarsuların açmış olduğu vadilerde ve akarsuların denize ulaştığı yerlerde birikinti ovaları oluşmuştur. İlin en önemli vadileri Kızılırmak ve Yeşilırmak vadileridir. Bafra ve Çarşamba ovaları ve bu iki ovanın arasında Samsun ovası ilin en önemli ovalarıdır. Bütün bu ovalarda başlıca geçim kaynağı tarımdır.

NTU5Mzg2MT-samsun-ile-artvin-arasindaki-yaylalar-yesil-yol-ile-birbirine-baglaniyor

Doğal bitki örtüsü açısından Samsun ili zengindir. 1000 – 1200 m. yüksekliklerde gürgen, meşe, ıhlamur, kestane, kayın, dışbudak; 1200 – 1800 m. yüksekliklerde ise iğne yapraklı ağaçlara rastlanır. Kıyılara yaklaştıkça özellikle akarsular boyunca söğüt ve kavak ağaçları vardır. En zengin orman alanları Çarşamba, Alaçam, Kavak ve Vezirköprü ilçelerinde bulunmaktadır. Samsun ilinin iklimi kıyı ve iç kesimlerde ayrı özellikler göstermektedir. Kıyı kesimlerinde Karadeniz, iç kesimlerinde ise Akdağ ve Canik dağlarının etkisi izlenmektedir. Samsun ili sıcaklık ve yağışlar açısından Doğu ve Batı Karadeniz iklimine benzememektedir.

Ülkemizin en büyük akarsularından olan Kızılırmak ve Yeşilırmak Samsun ilinden Karadenize dökülmektedir. Samsun’un diğer akarsuları da: Tersakan Çayı, Mert Irmağı, Terme Çayı, Karaboğaz Deresi, Kürtün Çayı, Abdal Deresidir. Su varlığı açısından oldukça zengin sayılabilecek Samsun’da çok sayıdaki doğal göllerin yanı sıra baraj gölleri ve göletler de mevcuttur. Doğal göllerin çoğunu Çarşamba ve Bafra’daki delta gölleri oluşturur. Bafra gölleri, Bafra ovasının ortasından geçen Kızılırmağın her iki yakasındaki çukurların dolması ile oluşmuştur. Bu göllerin başlıcaları: Karaboğaz Gölü, Balık Gölü, Liman Gölü, Dutdibi Gölü, Uzungöl, Hayırlı Göl, İncegöl, Çernek Gölü ve Tombul Göl’dür. Bu göllerin çoğu su ürünleri bakımından oldukça zengin olup ekonomik öneme sahiptir. Bu bölge kuş varlığı açısından da ülkesel önem taşımaktadır. Çarşamba gölleri de, yine ovadaki çukurların dolması ile oluşmuş göllerdir. Terme Çayının yatağının değişmesi sonucu oluşan Simenlik ve Akgöl’de çok sayıda balık bulunmaktadır. Ladik ilçe merkezine 10 km. uzaklıkta, Ladik ovasının doğusundaki çukura oluşmuş Ladik Gölü, Akdağ’dan inen akarsularla beslenmektedir. Samsun’daki baraj göllerinden Altınkaya ve Derbent Baraj Gölleri Kızılırmak üzerinde, Hasan ve Suat Uğurlu Baraj Gölleri ise Yeşilırmak üzerindedir. Samsunda genç delta ovalarında alüvyonlar bulunmakla birlikte, dik yamaçlarla ayrılmış taraçalarda eski alüvyonlar görülmektedir. Güneydeki dağlık kesime geçiş alanı neojen yaşlı, killi-kireçli tortularla kaplıdır. Kıyı dağları Kretase lavlarından oluşmuştur. Aynı dağların iç kesimlerinde killi, çakıllı tortular bulunur. İç kesimlerde Neojen tortular ve yer yer alüvyonlarla kaplı ovaların güneyinde de birinci ve ikinci zaman yaşlı ve kıvrımlı kayaçlar Kretase ve Eosen Flişlerine rastlanır. Geniş alanlarda ise volkanik oluşumlar görülmektedir. Samsunda Eosen, Kretase ve Neojen dönemli oluşumlara sıkça rastlanmaktadır.

İKLİM

Samsun’un İklim Özellikleri

Samsun genellikle ılıman bir iklime sahiptir. Ancak sahil şeridi ve iç kesimlerinde iklim iki ayrı özellik gösterir. Sahil şeridinde (Merkez ilçe,Terme, Çarşamba, Bafra ,Alaçam, 19 Mayıs, Tekkeköy ve Yakakent ) Karadeniz ikliminin etkileri görülür. Bunun için sahil şeridinde yazlar sıcak, kışlar ılık ve yağışlı geçer. İç kesimler (Vezirköprü, Havza, Ladik, Kavak, Asarcık ve Salıpazarı) yüksekliği 2.000 metreyi bulan Akdağ ve 1.500 metreyi bulan Canik dağlarının etkisi altında kalır. Buradaki dağların etkisinden dolayı kışlar soğuk, yağmur ve kar yağışlı, yazlar ise serin geçer. Sıcaklık ve yağış yönünden Samsun hiç bir bölgeye benzemez. Samsun’da aynı gün içerisinde havanın bir kaç kez değiştiği görülür. Bazı yıllar kış ortalarında yazdan günler yaşanır. Sahil şeridinde kar ile kaplı günlerin sayısı 2-3 günü geçmez. İç kesimlerde ise kar yağışından bazen ulaşım aksar.

31167
Samsun, genelde ılıman iklime sahiptir. Ancak  sahil şeridinde ve  iç kesimlerde iklim 2 ayrı özellik gösterir. Sahil şeridinde (Merkez ilçe, Terme, Çarşamba, Bafra, Alaçam, 19 Mayıs, Tekkeköy) Karadeniz ikliminin etkileri görülür. Yazlar sıcak, kışlar ise ılık ve yağışlı geçer. İç kesimde ise (Vezirköprü, Havza, Ladik, Kavak, Asarcık ve Salıpazarı) yüksekliği 2000 m’ yi bulan  Akdağ ve 1500 m’ yi bulan Canik Dağları’nın etkisiyle yazlar serin, kışlar ise soğuk, yağmurlu ve kar yağışlı geçer.
Yıllık ortalama sıcaklık 15 0C’dir. Yıllık ortalamalara göre en sıcak geçen aylar; Temmuz  (23,1 0C) ve Ağustos (23,2 0C), en soğuk geçen aylar ise Ocak (6,9 0C) ve Şubat (6,6 0C) aylarıdır. En yüksek sıcaklık ortalaması, yıllık 18,10C, en düşük sıcaklık ortalaması ise 11 0C’dir. İlin sahil kesiminde ölçülen sıcaklıklar ile sahilden 10-15 km iç kısımlarda ölçülen sıcaklıklar arasında 10 0C’ye varan farklılıklar bulunmaktadır. Özellikle kış aylarında deniz kıyısından uzaklaştıkça iç kısımlara doğru gidildiğinde sıcaklık değerleri büyük değişim göstermektedir. Güneş, Temmuz ve Ağustos aylarında çok etkilidir.
Karla örtülü gün sayısının olduğu aylar; Aralık (2 gün), Ocak (3 gün), Şubat (4 gün), Mart (2 gün) ve Nisan (1 gün) olup, 1993 yılı Kasım ayında 1 gün ve 1995 yılı Nisan ayında 1 gün  kar örtüsü tespit edilmiştir. En yüksek kar örtülü gün sayısı Şubat ayında 4 gün olarak belirlenmiştir. Donlu gün sayısı yıllık ortalama 8’dir.
Yıllık ortalama yağış ülke ortalamasının üzerindedir (676,5 mm). Buna karşılık ildeki yağış oranı, Batı Karadeniz Bölgesi illerindekinden farklıdır. İlde yağış en çok Ekim (86,5 mm) ve Kasım (81,2 mm) aylarında olmaktadır. İlin doğusundaki yağış miktarı batısına göre daha fazladır. Yıllık ortalama yağışlı gün sayısı 156 gün  civarındadır.
Samsun, kuzey rüzgarlarına devamlı olarak açıktır. En şiddetli esen rüzgarın yönü güney-güneybatı olup, bu rüzgarın adı Aralık ayında esen Kıble rüzgarıdır.
Yıllık en yüksek sıcaklık 32,4 0C, en sıcak gün 31.08.2006’dır.Yıllık endüşük sıcaklık -3,6 0C, en düşük sıcaklık günü 24.01.2006’ dır.Yıllık sıcaklık ortalaması 14,5 0C’ dir.En düşük sıcaklık ortalaması 10,9 0C’dir.Yıllık Deniz suyu sıcaklığı ortalaması 16,4 0C’dir.Yıllık toplam yağışlı gün sayısı 135’dir.Ortalama açık gün sayısı 48’dir.Bulutlu gün sayısı 238’dir.Kapalı gün sayısı 79’dur.Yıllık toplam yağış miktarı 714,7 kg/yıl’dır.Donlu gün sayısı 13’dür.Ortalama rüzgar hızı ve yönü 1,9 NNW’ dir.Yıllık nispi nem ortalaması % 74,3 ‘dür.
Samsun, kuzey rüzgarlarına devamlı olarak açıktır. En şiddetli esen rüzgarın Hızı 19,7 m/sec. Ve yönü güney olup, bu rüzgarın adı Mart ayında esen Kıble rüzgarıdır.

Akarsu ve Barajlar
Akarsular

* Samsun su kaynakları yönünden oldukça zengin bir coğrafi yapıya sahiptir. Ilin en büyük akarsuları Kızılırmak ile Yeşilırmak’tır. Bu iki akarsu il topraklarını geçtikten sonra Karadeniz’e ulaşırlar. Bunların yanı sıra ilde irili ufaklı çok sayıda akarsu bulunmaktadır. Ancak bu akarsuların düzensiz bir debisi ve akışı vardır.
* Kızılırmak Sivas’ın Imranlı ilçesinin doğusundaki Kızıldağ’dan (3.025 m) kaynayan Kızılırmak Orta Anadolu Bölgesinde geniş bir yay çizdikten sonra Sivas, Kayseri, Nevşehir, Kırşehir, Ankara, Çankırı ve Çorum illerini suladıktan sonra Samsun’dan Karadeniz’e dökülür. Kızılırmak’ın uzunluğu 1.355 km.dir. Samsun il sınırları içerisinde geniş bir yay çizer ve Bafra deltasını oluşturur. Karadeniz’e döküldüğü yerde Türkiye’nin en geniş deltasını oluşturur. Bu deltanın yüzölçümü 560 km2, uzunluğu 30 km.dir.
* Yeşilırmak Sivas’ın Koyulhisar ilçesinin güneyindeki Kösedağ’ın yamaçlarından doğan Yeşilırmak Türkiye’nin en büyük akarsularının başında gelmektedir. Yeşilırmak Tozanlı Çayı, Çekerek Suyu ve Kelkit Çayının birleşmesinden oluşan bu akarsı Sivas, Tokat ve Amasya illerinden geçtikten sonra kuzeydoğu yönünde aktıktan sonra Samsun-Tokat sınırını oluşturur. Bu bölgede Karakuş Çayını da alarak Canik Dağları arasında küçük vadilerden geçer ve Civa Burnunda Karadeniz’e dökülür.
* Samsun’un diğer akarsuları da: Tersakan Çayı, Mert Irmağı, Terme Çayı, Miliç Irmağı, Akçay Irmağı, Karaboğaz Deresi, Kürtün Çayı, Abdal Deresidir.

samsun03_altinka00

Barajlar

Samsun, 8 tane baraj ile Türkiyede en çok barajı olan vilayettir.
-Altınkaya Barajı ve HES
-Hasan Uğurlu Barajı ve HES
-Suat Uğurlu Barajı ve HES
-Derbent Barajı ve HES
-Çakmak Barajı
-Demirözü Barajı
-Vezirköprü Barajı
-Ondokuzmayıs Barajı

* Hasan Uğurlu Barajı ve HES, Samsun ili Ayvacık ilçesinde, Yeşilırmak üzerinde, elektrik enerjisi üretimi amacı ile 1971-1981 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır. Kaya gövde dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 9.223.000 m³, akarsu yatağından yüksekliği 135,50 m, normal su kotunda göl hacmi 1.073,75 hm³, normal su kotunda göl alanı 22,66 km²’dir. 500 MW güç kapasitesine sahip HES (hidroelektrik santralı) yılda 1.217 GWh elektrik enerjisi üretir.

* Suat Uğurlu Barajı ve HES, Samsun ilinde, Yeşilırmak üzerinde, sulama ve elektrik enerjisi üretimi amacı ile 1975-1981 yılları arasında inşa edilmiştir. Kaya gövde dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 2.151.000 m³, akarsu yatağından yüksekliği 38,00 m, normal su kotunda göl hacmi 182,00 hm³, normal su kotunda göl alanı 9,70 km²’dir. Baraj 83.312 hektarlık bir sulama alanına hizmet vermekte, 46 MW güç kapasitesindeki HES yılda 273 GWh elektrik enerjisi üretimi sağlamaktadir.
Altınkaya Barajı ve HES, Samsun iline bağlı Bafra ilçesinde Kızılırmak Nehri üzerinde kurulmuş olan baraj ve hidroelektrik santralı. Aşağı Kızılırmak projesinde yer alan ve kaya dolgu tipinde yapılan Altınkaya Barajı’nın göl alanı 74,5 km²’dir. Su toplama hacmi 5 milyar 673 milyon m³’tür.
Elektrik enerjisi üretimi için ve taşkın önleme maksadıyla yapılmış olan barajın yapımı 1988’de tamamlandı. Altınkaya Barajı’nın suları herbiri 175 MW’lık (toplam 700 MW) dört üniteyi beslemektedir. Dört üniteden meydana gelen ilk iki ünitesi 1987, diğer ikisi 1988 senesinde devreye giren hidroelektrik santralından yılda 1 milyar 632 milyon KWh enerji üretilmektedir.

Göller

Samsun göl bakımından zengindir.
1 – LADIK Gölü:Ilçenin 12 km doğusunda bulunan ve 870 hektarlık alana sahip olan göl, barındırdığı balıkların yanı sıra üzerinde yüzen adacıkları (Torf madeni) ile son derece ilgi çekici bir doğal sit alanıdır.Tabiî güzelliği, etrafının ağaçlarla çevrili olması, insanı dinlendiren temiz havası ile ilçenin önemli bir mesire yeri olmuştur.
2 – BALIK Gölü
3 – SIMENIT Gölü
4 – KARGALI Gölü
5 – AKGÖL
6 – SILINDIR Gölü
Yaylalar
Ladik Yaylası

20131224_yesilirmak-sehri-carsamba-ornek-oluyor

1500 metre rakımlı yaylanın Ilçeye uzaklığı 7 km. ve yolu stablize olup, her türlü araç gidebilir. Yayla evleri ve suyu vardır. Yayla Şenlikleri Ilçemizin turizm alanında var olan potansiyelini komşu ilçelerimizle paylaşmak, dostluk ve kardeşliği her yönüyle pekiştirmek, gelenek ve göreneklerimizle törelerimizi yeniden ve daha canlı yaşatmak amacıyla 1. Akdağ yayla şenlikleri 27 Temmuz 1997 Pazar günü çim ve kar kayağının yapılacağı alan olarak tespit edilen ilçeye 7 km. mesafede Ladik Yaylasında çeşitli oyun, buzağı yarışması, koç yarışması, bal yarışması, uçurtma yarışması, yamaç paraşütü gösterileri, çim kayağı yarışmaları, planör uçuş gösterileri gibi etkinliklerle gerçekleştirilmiştir.
Aktaş Yaylası
950 metre rakımlı yaylanın ilçeye uzaklığı 9 km.dir. Yolu asfalt olup, her türlü araç gidebilir. Yayla evleri mevcut olup suyu da vardır. Ayrıca yayladan Ladik Gölü’nün tamamıyla görünmesi, çam ağaçları ile kaplı oluşu ve her tarafın kır çiçekleri ile süslenmiş olması özellikle insana huzur veren temiz yayla havası nedeniyle Ilçe ve yöre halkını kendisine çekmekte ve mesire yeri olarak kullanılmakta olup, potansiyel turizm açısından da gelecek vaadetmektedir.

Küpecik Yaylası
1600 metre rakımlı yaylanın ilçeye uzaklığı 23 km.dir. Yolun 9 km.lik kısmı asfalt kalan kısmı stablize ve düzgün ham yol olup, her türlü araçla ulaşım imkanı vardır. Yayla evleri ve bol miktarda suyu mevcuttur. Bu yaylanın suyunun böbrek taşlarını erittiği halk tarafından söylenmekte olup, halk tarafından bu tür hastalıkların tedavisi amacıyla kullanılmaktadır.

Büyükkızoğlu Yaylası
1600 metre rakımlı yaylanın ilçeye uzaklığı 10 km.dir. Yolu ham yol olup arazi araçları gidebilir. Yayla evleri ve suyu vardır.

Çakırgümüş Yaylası
1500 metre rakımlı yaylanın ilçeye uzaklığı 12 km.dir. Yolu ham yol olup, her türlü araçla ulaşım mümkün olup, yayla evleri ve suyu bulunmaktadır.

Gürcü Yaylası
1500 metre rakımlı yaylanın ilçeye uzaklığı 5 km.dir. Yolu stablize olup her türlü araç gidebilir. Yayla evleri ve suyu mevcuttur.

İklim
Samsun’un iklimi, sahil ve iç kesimlerde değişiklik gösterir. Sahil şeridi Karadeniz’in etkisinde nemli ve kışları serin olmasına karşın iç kesimler Akdağ ve Canik Dağları etkisi altında karasal iklime sahiptir. En soğuk ay ortalaması 5,9 °C en sıcak ay ortlaması ise 23 °C dir.

Ekonomi ve Sanayi
Günümüzde Samsun, Kuzey Anadolu’nun en büyük ili olarak Karadeniz Bölgesi’nin en önemli kentidir.. Karadeniz’in önemli ticaret limanlarından biri olan şehir, başta Rusya ve Ukrayna olmak üzere bölgedeki tüm ülkelerle direkt ticaret yapmaktadır.
* Samsun’dan dünyanın 100 farklı ülkesiyle karşılıklı olarak dış ticaret yapılmaktadır. Ihracatı yapılan başlıca ürünler; narenciye domates, üzüm, buğday unu gibi gıda mamülleri ile, minibüs, elektrik malzemesi gibi sanayi ürünleridir. Ayrıca liman, kara, hava ve demiryolu ulaşım altyapısı çok güçlü olan Samsun diğer şehirlerinde ihracat noktası konumundadır.

samsunda-gulsan-sanayi-sitesi-esnafi-icin-yeni-yer-bulundu-75803
* Samsun sanayi sektörü ağırlıklı olarak imalat sanayinden oluşmaktadır. Imalat sanayinin yoğunlaştığı alt sektörler; tıbbi aletler ve ürünler, tekstil, mobilya başta olmak üzere, ana metaller, bakır, makine, tütün, kâğıt ve kâğıt ürünleri, kimya sanayi ve oto yedek parça sanayi olarak sıralanmaktadır.
* Samsun’un yüzölçümünün % 47’si tarım alanlarından oluşmaktadır. Bölgede yetişen başlıca tarım ürünleri; tahıllar, baklagiller, endüstriyel bitkiler, yağlı tohumlar ve yumru bitkilerdir. Ayrıca buğday, mısır, çeltik ve tütün de yetiştirilmektedir. Son dönemlerde artan yatırımlarla birlikte Samsun organik tarımda uzmanlaşan bir şehir haline gelmiştir. Özellikle organik karpuz ve ekolojik yumurta gibi ürünler Samsun’dan yurtiçi ve yurtdışına gönderilmektedir.
* Samsun limanı ve gümrüğü şehrin yurtdışıyla bağlantı noktalarını oluşturmakta ve döviz girdisi sağlamaktadır. Dünyanın büyük petrol yataklarına komşu ve büyük doğalgaz rezervlerinin aktarım güzergahı olan şehirde linyit kömürü, kaplıca suyu ve maden suyu gibi yeraltı zenginlikleri vardır.

Eğitim
* 2006-2007 öğretim yılında ilimizde ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde toplam: 1.680 okulda, 13.649 öğretmenle 256.827 öğrenciye öğretim sunulmaktadır.
* İlimizde şehir ve köylerde olmak üzere 1.048 ilköğretim okulu,20 yatılı ilköğretim bölge okulu, 7 özel ilköğretim okulu, 9 özel eğitim okulu olmak üzere toplam 1.084 ilköğretim okulunda, 187.207 öğrenciye, 8.989 öğretmen hizmet vermektedir..
* Genel liselerde toplam 58 okul, 1980 öğretmen, 1.018 derslik 33.350 öğrenci olup Dershane başına 32, Öğretmen başına ise 16 öğrenci düşmektedir.
* Meslek liselerinde ise toplam 50 okulda, 1578 öğretmen ve 806 derslikte 21.734 öğrenci olup dershane başına 26, öğretmen başına 13 öğrenci düşmektedir.
* Ilde 7 özel okul, 70’ten fazla özel statülü dershane mevcuttur.

19-mayis-universitesi

Sağlık
* Türkiye’de Hastane sayısı içinde Kamu Hastaneleri oranı %76 iken Karadeniz Bölgesinde % 82 ,Samsun ilinde ise % 86 dır. Karadeniz Bölgesinde Özel Hastanelerin oranı Türkiye genelinden oldukça düşük ve % 4, Samsun ilinde ise % 14 dır.
* Yatak sayılarına bakıldığında hem Türkiye ve bölge genelinde hem de Samsun ilinde kamu hastanelerinde yatak sayısının yüksek orana sahip olduğu görülmektedir.
* Sağlık Bakanlığına bağlı 11 Devlet Hastanesi, 1 Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 4 Dal Hastanesi, 1 Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi, 125 Sağlık Ocağı ve 118 Sağlık evi mevcuttur.Tüm bu birimlerde 6121 çalışan mevcuttur.
* Ilde 6 özel hastane bulunmaktadır.
* Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp alanında Karadeniz Bölgesi’nin en iyi sağlık, uygulama ve araştırma hastanesine sahiptir. Bu alanda Türkiye çapında ilk 7 üniversiteden birisi olarak gösterilmektedir. Mayıs 2008 ‘de açılan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Çocuk Hastanesi, Türkiye’de Hacettepe Üniversitesi Çocuk Hastanesi’nden sonra büyüklük bakımından 2. sırada yer almaktadır.

Medicana-Samsun-Hastanesi-Kurumsal-Foto

Sosyal ve Kültürel hayat

Toplum açısından Karadeniz’in metropolü olan Samsun Şehir Merkezi, 20.YY başlarına kadar ciddi bir gayr-i müslim nüfusu barındırmakta idi [6]. Yunanistan ile nüfus mübadelesi sırasında kentin Hıristiyan nüfusu bu ülkeye gönderilmiş, Yunanistan ve Bazı Balkan ülkelerinden gelen göçmenler kente yerleştirilmiştir. Balkan Savaşları sonrasında da Kosova’dan gelen Arnavut göçmenler Bafra civarına yerleştirilmiştir. Bunun yanı sıra 93 harbi olarak bilinen Osmanlı Rus savaşı sonrasında kente Kuzey Kafkasya’dan Çerkes yerleşimi de olmuştur. Günümüzde Şehir Merkezi nüfusunu Balkan, Kafkas göçmenleri ile cumhuriyet döneminde iç göçle şehre yerleşen Doğu Karadenizliler ve şehrin kendi ilçelerinden aldığı göç oluşturmaktadır.

Son 2-3 yıla kadar denize küsmüş bir sahil kenti görünümünde olan Samsun; yapılan sahil yolu, Doğu Park, tamamlanmakta olan Batı Park gibi projelerle denizle barışık hale gelmiş ve eşine az rastlanır tesislere kavuşmuştur. Son dönemlerde yerel belediyelerin katkıları ile kültürel faaliyetlerde gözle görülür ilerlemeler kaydedilmiştir. Ulusal bazda yayınlanan Samsun merkezli edebiyat dergisi “Yolcu” buna en güzel örnektir. Bunun yanında Istanbul merkezli ulusal bazda yayın yapan bir çok edebiyat dergisine de içerik sağlanmaktadır.
Sinemalar ve Sanatsal Faaliyetler

Şehirde, güncel sinema gösterimlerinin yapıldığı 5 sinema ve 2 özel tiyatro, Samsunlulara hizmet vermektedir. Bunlar; Konak Sineması,Galaxy Çiftlik Sineması, Galaxy Sineması, Yeşilyurt Avm AFM Sineması, Makromarket Avm Sineması’dır Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde çeşitli gösterimler de yapan Düşevi Oyuncuları ve Samsun Sanat Tiyatrosu, Samsun’un geleneklerinde önemli bir yer tutan tiyatro kültürünün yaşaması için çalışıyor.
19 Mayıs 2008 tarihinde kurulan Samsun Devlet Opera ve Balesi, Karadeniz Bölgesi’nin tek opera ve balesi, Türkiye’ninse Istanbul, Ankara, Izmir, Antalya ve Mersin’den sonra altıncı devlet opera ve balesi olma özelliğini taşımaktadır. Ayrıca, 2009 yılının ilk çeyreğinde kurulan Samsun Devlet Tiyatrosu güncel tiyatro gösterilerini Samsun’lu sanatseverlerle buluşturmaktadır.
Özel tiyatroların yanı sıra, yerel kültürün hayat verdiği Halk Sanatı ve Edebiyatı da oldukça geliştiği Samsun’da, çeşitli eğlencelerde ve özel günlerde, özellikle yöre gençleri tarafından sergilenen basit tiyatro oyunları vardır. Bu oyunların arasında Arap Oyunu, Deveci oyunu, Berber Oyunu, Değirmenci Dayı oyunu, Kervan oyunu, Helvacı oyunu, Camser, Köroğlu, Kahya, Sarhoş, Arazi Taksimi, Keklik Avı, Sığırtmaç oyunları gibi renkli gösteriler bulunur.

Folklor
Yörede Balkan ve Kafkas göçmenlerinin getirdiği çeşitli halk oyunları oynanılmaktadır [7]. Davul, zurna, kaval yörenin temel mahalli çalgılarıdır.

Anıtlar
Avusturyalı heykeltıraş Heinz Kriphel tarafından 1928-1931 yıllarıarasında yapılan ve Samsun’un simgesi haline gelen Atatürk Anıtı’nda, şaha kalkmış at üzerinde askeri giysileriyle Büyük Önder Atatürk canlandırılıyor. Anıt Park’ta yer alan anıtın kaidesinde ise Atatürk’ün Samsun’a çıkışı ve Milli Mücadele’yi vurgulayan kabartma figürler yer alıyor. Atatürk Bulvarı’ndaki Ilkadım Anıtı ise Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Milli Mücadele’yi başlatmak üzere Samsun’a çıktığı alanda yer alıyor. Samsun’a çıkışı simgeleyen anıtı, elinde çelenk tutan genç kız ve güvercin bulunan erkek heykelleri tamamlıyor.

Samsun'daki Ataturk Heykeli

Samsun’daki Ataturk Heykeli

Müzeler
Atatürk Müzesi’nde balmumu heykeller
1968 yılında kurulan ve mermerden yapılan Atatürk Müzesi’nde, Büyük Önder’in özel eşyalarıyla çeşitli tarihi fotoğraflar sergileniyor. Müzenin cephesinde havuz, heykel ve kabartma figürler bulunuyor. Gazi Müzesi ise Atatürk’ün Samsun’a geldiği dönemlerde kaldığı zamanın Mıntıka Palas Oteli’nden dönüştürülerek 1930 yılında müze haline getirilmiş. Müzede Atatürk’ün kullandığı eşyalarla fotoğraflar sergileniyor. Birebir ölçülerde inşa edildikten sonra Doğu Park sahiline yerleştirilen müze gemi Bandırma Vapuru ise 2001 yılında ziyarete açıldı. Gemide, Atatürk ile Samsun’a çıkan silah arkadaşlarının balmumu heykelleri bulunuyor. Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde ise Samsun ve çevresinde yapılan kazılarda ortaya çıkan tarihi eserler yer alıyor. Müzede yer alan eserler arasında Amisos Hazinesi, mozaikler ve Bafra’da 1974 yılından bu yana sürdürülen Ikiztepe Kazıları’nda çıkarılan binlerce yıllık tarihi eserler bulunuyor.

Atatürk Müzesi
Samsun Eski Fuar alanı içinde 19 Mayıs Galerisi olarak inşa edilmiş bulunan Atatürk Müzesi, 1 Temmuz 1968’de ziyarete açılmıştır. Tamamen taş ve renkli mermerlerle inşa edilen müze binası anıtsal ve etkili bir görünüme sahiptir. Ön cephesindeki basamaklar ve bir friz halinde Kurtuluş Savaşı’nı temsil eden kabartmalar binaya hareket kazandırmaktadır. Müzede Atatürk’e ait 114 eser teşhir edilmektedir.
Müzedeki eserler üç bölümde sergilenmektedir. Giriş ve çıkış bölümlerinde Atatürk’le ilgili çeşitli kitaplar, Atatürk’ün Samsun’a gelişinde çekilmiş kronolojik bir sıraya göre düzenlenmiş fotoğraflar yer almaktadır. Samsunluların Atatürk’e armağan ettikleri yöresel tütün yapraklarından oluşan bir tabloda müzede sergilenmektedir. Arkadaki büyük salondaki vitrinlerde Anıtkabir Müzesi’nden getirilen Atatürk’e ait şapka, kostüm, eldiven gibi giyim eşyaları ile silahlar, bastonlar, yemek takımı vb. eşyalar sergilenmektedir.
Orta salonun çıkışında sağda; müzeyi ziyaret eden devlet erkânının ziyaretleri sırasında istirahat ettikleri, ziyaretleri ile ilgili izlenimlerini yazılı olarak dile getirdikleri bir bölüm yer almaktadır.

Havza Atatürk Evi
1900’ün ilk yıllarında yapıldığı zannedilen 3 katlı bir binadır. “Mesudiye Oteli adıyla hizmet vermekte iken M.Kemal Paşa’nın 25 mayıs 1919 tarihinde Havza’ya teşrifleri ile birlikte zamanın kaymakamı Fahri Bey tarafından kendisinin ikametine tahsis edilmiştir. 25 Mayıs – 13 Haziran 1919 tarihleri arasında çalışmalarını yürüttüğü bu binanın odası eşyaları ile muhafaza edilerek Gazi Odası adı altında ziyaretçilere açık tutulmuştur. 1984 yılına kadar binanın Gazi Odası haricindeki bölümleri belediye hizmet binası olarak kullanılmıştır. 1993 yılında Il özel idaresinin maddi desteğiyle Kaymakamlıkça tamiratı yapılarak ziyarete açılmıştır. 2001 yılında Kültür Bakanlığı binayı komple restore ettirerek 2002 yılında Mustafa Kemal Paşa’nın Havza Karargahı ( Atatürk Evi ) adıyla yeniden hizmete ve ziyarete sunulmuştur. Daha önce Belediye Itfaiye Amirliği’nce kullanılan zemin kat, bu birimin kendi binasına taşınmasından sonra restore edilerek Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğüne tahsis edilerek hem kaplıcalarda kalan turistler için zaman değerlendirme ortamı haline getirilmiş, hem de halk eğitim kurslarını bitiren kursiyerler için eserlerini sergileme ve pazarlama olanağı sunulmuştur. Ikinci katta Atatürk’ün çalışma odası, yatak odası, Havza Odası ve dinlenme odası o dönemde kullanılan eşyalarla birlikte yeniden düzenlenmiştir. Üçüncü katta, Milli Mücadele’nin ön hazırlıklarının yapıldığı illere atfen Amasya, Sivas, Erzurum ve Ankara odaları düzenlenmiştir. Bu odalarda o dönemlerde yapılan çalışmalar resim ve yazılarla yansıtılmıştır. Ayrıca iki katın salonlarında etnoğrafik ve folklorik malzemeler teşhir edilmektedir.

1424434554_tekkekoy_ataturk_evi

Gazi Müzesi

Samsun Atatürk Evi, Mıntıka Palas’ta Samsun Belediyesince düzenlenerek ziyarete açılmıştır. Atatürk, Dokuzuncu Ordu Kıt’aları Müfetişi olarak 18 kişilik kadrosuyla 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun’a geldiği ve Bandırma vapurundan çıkarak karaya ayak bastığı zaman coşkun gösterilerle karşılanmış ve şehrin en iyi binası olan Mıntıka Palas’da misafir edilmişti. Burası iki katlı taş bir bina idi. 1902 de yılında Abacıoğlu adında zengin birisi tarafından otel olarak yaptırılmıştı. Atatürk’ün Samsuna geleceğini duyulur duyulmaz, o günlerde kapalı olan otel, Mutasarrıfın emriyle açtırılmış, Askeri hastaneden karyola ve sandalyeler taşınarak döşenmişti. Atatürk, bir hafta süre ile bu binada kalmış, Anadolu’da başlattığı Milli Mücadeleyi ilkin bu binada açmıştı. Cumhuriyetin ilanından sonra 20 Eylül 1924 günü eşi latife hanımla birlikte Samsun’a ikinci kez gelen Atatürk , bu sefer Samsunlu Şahinzade Remzi Bey’in evine konuk olmuştur. O gün Samsun’a ilk geldiği zaman kaldığı eski Mıntıka Palas Belediyece kendisine hediye edilmiş, Atatürk bundan çok duygulanmıştır. Samsundan ayrılışından sonra, Belediye binayı dayayıp döşemiş, Atatürk Evi olarak korumuştur. Harf inkılabı günlerinde 16 Eylül 1928 de üçüncü kez Samsuna gelen Atatürk kendi evinde iki gece üç gündüz, dördüncü gelişi olan 28 Kasım 1930 tarihinde de dört gece beş gündüz kalmıştır. Samsun Atatürk Evinin üst kat odaları Atatürk’ün yatak odası, çalışma odası Toplantı odası salonu olarak düzenlenmiştir. Alt katta l930 yılında açılan Gazi kütüphanesi, 1972 yılına kadar hizmet vermiş, daha sonra kütüphane buradan taşınmıştır. Samsun Belediyesinin düzenlediği Atatürk evi, Milli Mücadele tarihimizin ilk sayfası, hatta önsözüdür. Bu yönüyle tarihi değeri büyüktür.

gazi_muzesi

Bandırma Vapuru
Türkiye Cumhuriyetine giden yolda, büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ü ve 18 kader arkadaşını Samsun’a getirip, milli mücadelenin başlamasına vasıta olarak önemli bir görev yapan “Bandırma Vapuru” artık hep Samsun’da. Bandırma Vapuru, Samsun’da, Doğu Park sahilinde, artık hep orada kalmak üzere demir atmış durumda 19 Mayıs 1919 tarihini simgeleyen en önemli vasıta olan Bandırma Vapurunun, Samsun’da özgün bir örneğinin eksikliği hissedilerek, aslına uygun ölçülerde yapımı için, yoğun çalışmalar sonucu Il Özel Idaresinin 2000-2001 yatırım programına alınmasıyla, 09.05.2000 tarihinde ihale edilip yapımına başlanmıştır.
Doğu Park dolgu sahası mevkiinde bir koyda, 2000 m² si karada, 1000 m² si denizde olmak üzere 3000 m² alan, gemi-müze yapımı için Milli Emlak Idaresince Il Özel Idaresine 29 yıllığına tahsis edilmiştir.
Gemi, Taşkınlar Gemi Sanayi Tic. A.Ş. tarafından yapılıp, 15.04.2001 tarihinde teslim edilmiştir. Müze olarak kullanılacak olan Gemi’de, Atatürk ve 18 arkadaşının yine özgün boyutlarda, Prof. Dr. Yılmaz BÜYÜKERŞEN’ in atölyesinde yaptırılan balmumu heykellerinin bulunacağı bir salon, kaptan köşkü ve diğer mahaller bulunmaktadır.

bandirma_vapuruna_ziyaretci_akini_h2681

Samsun yemekler
Samsun ve çevresinde çeşitli deniz ve tatlı su balığı avcılığı yapılabilmekltedir. Mevsimine göre hamsi, barbunya, istavrit, kefal, mezgit, çinekop, palamut ve kalkan yeme imkânı bulunan Samsun’da ayrıca sazan, yayın, levrek, alabalık ve turna gibi tatlı su balıkları da her dönemde restoranlarda servis edilebilmektedir. Yer pancarı, mısır, kara lahana ve hamsi katkılı çeşitli çorba ve yemekler de Samsun yöresinin özgün yemekleri olarak bilinmektedir. Bununla birlikte “Karadeniz” adıyla bilinen Samsun pidesi özellikle Bafra ve Termeli girişimcilerin Istanbul başta olmak üzere büyük kentlerde açtığı fırınlarda Türk halkının beğenisini kazanmıştır. Ayrıca Ladik ve Kavak ilçelerinde kaz (aynı zamanda hindi,ördek ve tavukla da yapılır) ile yapılan ve “yoka”(tirit) adı verilen bir yemek çok meşhurdur. Önemli ot çeşitleri Lorgon, Kırçan, Kaldırayak (Galdırık), Madımak, Nünük gibi bitkilerden kavurma ya da çorba yapılır.

Denizyolu
Samsun’da feribot seferleri Haziran-Ağustos ayları içerisinde yapılmaktadır. Liman kent merkezindedir.

Havayolu
Samsun Havaalanı kent merkezine 19 km mesafede yer almaktadır. Havalimanına kent merkezinde bulunan THY bürosu önünden kalkan servis araçları ile ulaşmak mümkündür.

84073928

Demiryolu
Samsun-Sivas ve Samsun-Amasya demiryolu bağlantıları mevcuttur. Gar kent merkezinde bulunmaktadır.

Turizm
Samsun, Karadeniz’in en uzun kıyı şeritlerinden birine sahiptir. Bu sahilin büyük bölümü denize girmeye uygun plajlardan oluşmaktadır. Şehrin başlıca plajları: Mert Plajı, Fener Plajı, Bandırma Plajı, Atakum ve Atakent Plajları, Yakakent, Alaçam, Bafra ve Terme sahillerinde yer almaktadır. Bölgede yer alan plajların tamamına yakını doğal kumsallardan oluşur. Ayrıca bu sahillerde çeşitli konaklama ve eğlence tesisleri de bulunmaktadır.
-Terme’nin Yalı mahallesinden Akçay’a kadar uzanan MILIÇ Çamlığı ve Sahilleri hem mesire yeri; hemde temiz denizi ve kumsalıyla doğal bir plajdır. Muhakkak gezip görülmesi gereken bu yer de mavi deniz, çamların yeşiliyle adeta buluşur. Miliç, Terme şehir merkezine 5 KM. mesafede ve her 10 dakikada bir kalkan servis imkanına sahiptir.

KAYNAK: 

https://tr.wikipedia.org/wiki/Samsun

http://www.samsun.bel.tr/samsun-detay.asp?samsun=650-tarihce#

http://www.diyadinnet.com/YararliBilgiler-660&Bilgi=samsunun-tarihi-ve-tarih%C3%A7esi

http://www.turksitesi.net/cografyasi-bitki-ortusu/samsunun-cografi-ozellikleri.html

http://www.diyadinnet.com/YararliBilgiler-661&Bilgi=samsunun-co%C4%9Frafi-yap%C4%B1s%C4%B1-ve-co%C4%9Frafyas%C4%B1

http://www.cografyaegitimi.biz/samsunun-iklim-ozellikleri-t2479.0.html

http://aygunhoca.com/il-ilce-ve-koylerimiz/64-iller-ve-ozellikleri/1635-samsun-ili-ozellikleri-bilgileri.html

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir