VAN – TUŞBA & AKDAMAR ADASI

 old_van  Tuşba, Türkiye‘nin Van ilinin bir ilçesi. 12 Kasım 2012’de TBMM‘de kabul edilen 6360 sayılı kanun ile Van merkez ilçesinin ikiye bölünmesi sonucu ilçe olmuştur. Nüfus bakımından Van’ın en büyük 3. ilçesi olan Tuşba aynı zamanda Van’ın eski adıdır. 2013 yılı TÜİK istatistiklerine göre Tuşba’nın nüfusu 138.123’tür.

   Van Anadolu’nun en büyük kapalı havzası olan VanGölü kıyısında toprakları verimli akarsuları bol iklim koşulları oldukça elverişli bir yerleşim merkezidir. Bu yüzden tarihin eski çağlarından beri birçok medeniyetin hakim olduğu bir yer olmuştur.

   Arkeolojik araştırmalara göre Van ili yazılı tarih öncesi dönemleri M.Ö. 5000-3000 yılları Kalkolitik dönem başlarına kadar uzanmaktadır. M.Ö. 2000 yılında bu bölgede ilk olarak devlet kuranlar Hurrilerdir. Daha sonra Hurrilerin bölgedeki devamı olan yerli kavimler tarafından M.Ö. 900 yıllarında başkentleri Tuşba ( VAN) olan Urartu devleti kurulmuştur. Urartular M.Ö. 612 yılına kadar Van Bölgesinde güneyde yukarı Mezopotamya’ya kadar uzanan topraklarda hüküm sürmüşlerdir. M.Ö. IX. Yüzyılda Kral Sarduri tarafından Van kalesi yaptırılmıştır. M.Ö. VII. Yüzyıl başlarında Mezopotamya’dan Anadolu’ya akınlar düzenleyen AsurlularVan kalesini ele geçirince Urartular Tuşba yakınlarında Rusahinili (Toprakkale) şehrini kurarak varlıklarını devam ettirmişlerdir. M.Ö. 612 yılında Anadolu’ya gelen Medler büyük Urartu Kırallığı’na son vermişlerdir.

   Yerleşik bir nizam kuramayan Med Krallığı Persler’e yenilip yıkılınca Van ve yöresi M.Ö. 332 yılına kadar Pers M.Ö. 129 yılına kadar Büyük İskender’in doğu seferinden sonra Makedonyalılar ve M.Ö. 88 yılına kadar da Partların egemenliğinde kalmıştır.

   Tarihi dönem içerisinde Van ve yöresi Romalılar ile Sasaniler arasında çatışma sebebi olmuştur. M.S. 395 yılına kadar Sasani sonra da Bizans egemenliğinde kalmıştır.

   Hz. Osman zamanında Bizans’ı bozguna uğratan Müslüman orduları 644 yılında Van ve yöresini ele geçirmiş bu hakimiyet Emevi ve Abbasi devletleri tarafından da sürdürülmüştür. Eskiden beri Van bölgesinde yaşayan Ermeni azınlığı kısa bir süre Van çevresinde bir krallık kurmuş ve İslam İmparatorluğu’na tabi olmuşlardır. Hıristiyan sanatının mühim bir eseri olan Akdamar Kilisesi aynı adı taşıyan Ada üzerinde Kral Gagik tarafından 915-921 yılları arasında yaptırılmıştır.

   Çağrı Bey döneminde Anadolu’ya keşif amaçlı yapılan seferler 1071 Malazgirt zaferiyle neticelenmiş Van ve çevresi Büyük Selçuklular’ın egemenliğine girmiştir. Büyük Selçuklular’dan sonra bir süre Eyyübi egemenliğinde kalan şehir 1230 yılında Karakoyunlular’ın hakimiyetine girmiştir. Bu tarihlerde eski Van şehrinde bulunan Ulu cami Karakoyunlu Yusuf tarafından yaptırılmıştır. Karakoyunlular’ın Uzun Hasan’a mağlup olmalarıyla Van ve havalisi Akkoyunluların eline geçmiştir.

   Kanuni Sultan Süleyman döneminde Safevi Devleti’ni yenen Osmanlı orduları 1458’de Van’ı fethetti ve bu fetih 1555 yılında yapılan Amasya Antlaşması ile kesinlik kazanmıştır. Van Beyler Beyliği’ne atanan Hüsrev Paşa ve Kayaçelebizade Koçi Bey kendi adlarını taşıyan birer cami yaptırmışlardır. Aynı dönemlerde “Kitap-ı Lugat-ı Vankulu” adlı eser Vankulu Mehmet Efendi tarafından hazırlanmıştır.

   XIX. yüzyılın ikinci yarısından sonra Van’da ekonomik bakımdan güçlü olan Ermeniler ihtilal cemiyetleri kurarak Ruslar’ın da desteğiyle silahlanmaya başlamış 1915’te bir çok kaza ve köyde katliama girmişlerdir. Aynı yıl Van’ı istila eden Ruslar Ermenileri destekleyerek şehri ateşe vermiş ve Osmanlı ahalisi şehri boşaltmak zorunda kalmıştır. 1981 yılında Van yıkılıp yıkılarak büyük oranda nüfus kaybına uğradığından bugünkü yerinde yeniden kurulmuştur.

   Başlayan Türk harekatı karşısında işgal ettikleri topraklardan çekilen Ruslar ve Ermeniler doğudaki aşiretlerin de desteğiyle tamamen Anadolu’dan çıkarılmış ve Türk ordusu 2 Nisan 1918′ de Van’a girerek şehri kurtarmıştır. 16 Mart 1921′ de imzalanan Moskova antlaşması ile Ruslar Van ve Bitlis’e ait isteklerinden vazgeçmişlerdir. 29 Ekim 1923’te Vilayet merkezi olan Van’da Devlet ve Belediyetarafından alt yapı çalışmaları başlatılmış savaştan yakılıp yıkılan şehir yeniden inşa edilmiştir.

Van isminin Kaynağı
   Bu konudaki bigiler tam olarak açıklığa kavuşturulmamış ve bu bilgiler rivayetlerden öteye gidememiştir. Evliya Çelebi “Seyahatnamesi”nde Büyük İskender’ in Van Kalesi’ndeki Vank adlı bir mabedden esinlenerek buraya Van adını verdiğini söylemektedir. Bir rivayete göre de şehri genişletilip güzelleştiren VAN isimli şahsın adından dolayı şehre bu ismi verilmiştir.

   Bu konuda akla en yatkın görüş ise Urartuca Biane veya Viane’den çıkmış olduğudur. Çünkü Urartulular kendilerine Bianili demişler ve Urartuların hakim devrinde Biane adı altında birçok şehir ve insan topluluğu Van şehrinde toplanmıştır.

179532_cover

    AKDAMAR ADASI

   Adanın adının nereden geldiğine dair yaygın halk hikâyesine göre, zamanında bu adada yaşayan Ermeni baş keşişin güzelliği dillere destan Tamar adında bir kızı vardır. Adanın çevresindeki köylerde çobanlık yapan bir genç bu kıza âşık olur. Bu genç Tamar’la buluşmak için her gece adaya yüzer. Tamar ise ona gece karanlığında yerini belli etmek için onu bir fenerle bekler. Bundan haberdar olan kızın babası, fırtınalı bir gecede elinde fenerle adanın kıyısına iner ve sürekli yer değiştirerek gencin boşuna yüzüp, gücünü yitirmesine neden olur. Yüzmekten gücünü yitirip, yorulan genç çoban boğulur ve boğulmadan önce son nefesiyle “Ah Tamar!” diye haykırır. Bunu duyan kız da hemen ardından kendini gölün sularına bırakir O gunden sonra ada Ah Tamar! ismi ile anlatılır. Bu hikâye Ermeni sair Hovhannes Tumanyan anlatimiyla efsanelesmistir.

   Bu efsanenin tarihi gerçeklerle alakasının zayıf olduğu şüphesizdir. 9. yüzyıldan itibaren kaydedilmiş olan Ağtamar adının Arapça ĞMR kökünden “kabartı, tümsek” anlamına gelen bir türev olması daha kuvvetli bir olasılık olarak değerlendirilebilir.

   Adın Türkçeleştirilmiş biçimi olarak Akdamar kullanılmaktadır.

   Van’ın Gevaş ilçesi sınırları içerisinde yer alan adada Ermeniler´den kalma bir kilise bulunur. Yüzölçümü 70.000 metrekare olan adanın toplam kıyı uzunluğu 3 kilometreyi bulmaktadır. En yüksek noktası deniz seviyesinden 1912 metre yüksekte bulunan adanın batı uçlarında yüksekliği 80 metreye ulaşan dik kayalıklar vardır.

KAYNAKÇA: http://www.diyadinnet.com/YararliBilgiler-634&Bilgi=vann%C4%B1n-tarihi-ve-tarih%C3%A7esi                http://tr.wikipedia.org/wiki/Tu%C5%9Fba 

http://tr.wikipedia.org/wiki/Akdamar_Adas%C4%B1

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir