Şırnak / Güçlükonak

ŞIRNAK İLİ GÜÇLÜKONAK İLÇESİ
Güçlükonak Şırnak ili’nin bir ilçesidir.
 
Güçlükonak Tanıtım
 Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Şırnak iline bağlı bir ilçe olan Güçlükonak, doğusunda Şırnak Merkez, batısında Mardin ili Dargeçit ilçesi, güneyde İdil ilçesi, kuzeyinde ise Eruh ilçesi ile çevrilidir. İlçe merkezi dışındaki toprakları engebeli bir arazi yapısına sahiptir.
 Finik kalesi İlçe topraklarını Dicle Nehri ve Ruyı sur Çayı sulamaktadır. Aynı zamanda Dicle; ilçenin Dargeçit ,İdil ve Cizre İlçeleri ile doğal sınırını oluşturur. Deniz seviyesinden 950 m. yüksekliktedir. İl merkezine 70 km. uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 550 km2 olup, 2000 Yılı Genel Nüfus sayımı geçici sonucuna göre; toplam nüfusu 10.300’dür.
 İlçe bitki örtüsü bakımından zengin olmamakla birlikte bazı bölümlerinde ormanlıklar bulunmakta olup, genelde çıplak küçük veya seyrek ormanlarla kaplıdır. Bu ormanlarda mazı ve meşe ağaçları bulunmaktadır.
 

Karasal iklimin hüküm sürdüğü ilçede yazları sıcak ve kurak , kışları ise soğuk ve yağışlı geçer. Yılık ortalama sıcaklık 24 C. düzeyinde olup, yılık ortalama yağış miktarı 490 cm3’tür.
İlçenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Yetiştirilen tarımsal ürünlerin başında; buğday, arpa, kırmızı mercimek ve pamuk gelmektedir. Hayvancılıkta büyük ve küçükbaş hayvan yetiştiriliciliği yapılmakta olup özellikle koyun, kıl keçisi Ankara keçisi yetiştirilir.
 2910627-dicle-nehri-guclukonak

Daha önce Eruh ilçesinin Fındık Bucağına bağlı bir köy iken; Fındık bucağının 22, Bağgözü bucağının 5 köyü 1990’da bir araya getirilerek Merkezi Güçlükonak Köyü olmak üzere ilçe konumuna getirilmiş ve Şırnak İli’ne bağlanmıştır

Finik Kalesi ve Surları:
 

Şırnak ili Güçlükonak ilçesi, Damlarca Köyü’nde Dicle Nehri kıyısında bulunan bu surların ne zaman yaptırıldığı kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber Gudiler döneminde yaptırıldığı ve daha sonraki dönemlerde de kullanıldığı sanılmaktadır.Surlar doğal kalker taşlardan yapılmıştır. Günümüze harap durumda gelebilen surların içerisindeki kalıntılardan kale, zindan, sarnıçlar ve konutların olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca kaleden gizli dehlizlerle su almak amacıyla nehre uzanan merdivenler yapılmıştır. Surların içerisinde Asur ve Gudi dönemlerine ait çeşitli kabartmalar bulunmaktadır. Bunlar arasında kabartma bir kadın heykeli günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir. Kaynaklardan öğrenildiğine göre kale içerisindeki medresede Fakı Teyran isimli bir şair ders vermiştir.
 
url

 Kaplıcaları (Güçlükonak)

Şırnak ili Güçlükonak ilçesinde, Kocatepe Köyü’nde, Dicle Nehri kıyısında bulunan bu kaplıcanın suyu bir kaya yarığından dışarıya çıkmakta ve 15 m. yükseklikten bir havuza dökülmektedir. Suyun sıcaklığı 60 derecedir. Su kükürtlü hidrojen içermektedir. Kaplıcanın suyu romatizma ve kadın hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır.
üçlükonak İlçesi daha önce Eruh İlçesine bağlı bir köy iken 09.05.1990 tarih ve 3644 sayılı Kanunla İlçe olmuş ve 16.05.1990 tarih ve 3647 sayılı Kanun ile İdari bağlılığı değiştirilmiş ve Şırnak İline bağlanmıştır.

İlçemiz Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Dicle bölümünde Şırnak İlinin batısında yer almaktadır. Doğuda Şırnak İli, Batıda Dicle Nehri ve Dargeçit İlçesi, Güneyde Dicle Nehri ve İdil İlçesi, Kuzeyde ise Eruh İlçesi bulunmaktadır. Yaklaşık olarak 550 Km2 yüzölçümünde olup, İlçenin rakımı 950 M.dir. İlçenin Şırnak İl Merkezine uzaklığı 70 Km. Cizre İlçesine Uzaklığı ise 45 Km.dir.
İlçenin Coğrafi yapısı; İlçe merkezi hariç diğer yerler genellikle engebeli bir yapıya sahiptir. En yüksek dağı Fındık Beldesinin kuzeyinde bulunan Kale dağıdır. . İlçenin en büyük akarsuyu Dicle nehridir. Bu nehir Güçlükonak’ın Dargeçit, İdil ve Cizre İlçeleri ile tabii sınırını oluşturmaktadır. İlçenin ikinci büyük akarsuyu Eruh İlçesine bağlı Dönerdöver Köyü sınırları içerisinden çıkan Pilleder Köprüsünden Dicle Nehrine karışan Ruyısur Çayıdır.
İlçenin İklimi; Yazları sıcak ve kurak, Kışları ise soğuk ve yağışlı, tipik bir karasal iklim görülmektedir. Yılık ortalama sıcaklık 24 derece düzeyinde olup, yıllık ortalama yağış miktarı 490 cm3 tür.

10601097guclukonak3
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Bilgilerine Göre İlçemizin toplam nüfusu 9958’dır. 3724’ü İlçe Merkezinde 6234’ü ise Belde ve Köylerimizde yaşamaktadır.
Güneydoğu Anadolu Bölgesinin genel özelliği olan dışarıya göç verme olayı İlçemizde yaz aylarında yoğun olarak yaşanmaktadır. Bu göç olayının temelde ekonomik nedenlerden kaynaklandığı görülmektedir. Bu göç özellikle Batı Anadolu ya yöneliktir. Yaz aylarında yapılan bu göç daimi olmayıp iş mevsiminin bitiminden sonra tekrar geri dönülmektedir.

Güçlükonak belde ve köyleri
Güçlükonak İlçe Köy Ve Beldeleri
Beldeler: Fındık
Köyler:
Ağaçyurdu | Akçakuşak | Akdizgin | Boyuncuk | Bulmuşlar | Çetinkaya | Çevrimli | Çobankazanı | Dağyeli | Damlabaşı | Damlarca | Demirboğaz | Düğünyurdu | Erdurdu | Eskiyapı | Gümüşyazı | Kırkağaç | Koçtepe | Ormaniçi | Özbaşoğlu | Sağkol | Taşkonak | Yağızoymak | Yağmur kuyusu | Yatağankaya | Yenidemir
Kaynak :www.memleketim.com

Halkla İlişkiler ve Propaganda

Propaganda ve Halkla İlişkiler Arasındaki Farklar

Propaganda, halkla ilişkilere benzeyen ve karıştırılan alanların başında gelmektedir. Halkla ilişkiler
uygulamalarının başlangıç dönemlerinde, propaganda amaçlı bazı çalışmalar yürütülmüştür. Grunig ve Hunt (1984: 21) 1850-1900 yılları arasında, halkla ilişkilerin bir propaganda işlevi olarak hizmet ettiğini belirtmektedir. Yine aynı yazarlar, halkla ilişkiler uygulayıcıların bu dönemde örgütlerle ilgili eksik, çarpıtılmış ve yarı doğru bilgileri yaydıklarını ifade etmektedir. Ancak daha sonraları halkla ilişkilerin temelinde kesinlikle iki yönlü iletişim, dürüstlük, karşılıklı kabul ve anlayış, sosyal sorumluluk gibi unsurların bulunduğuna yönelik vurgular artmıştır. Günümüzde de, halkla ilişkiler adıyla yapılan bazı çalışmalarda halkla ilişkilerin özünden sapıldığını ve propaganda amacına yönelindiğini görmek mümkündür. Ancak, bu çalışmaları halkla ilişkiler olarak görmek doğru değildir. Bu tür çalışmalara bakarak halkla ilişkileri açık veya örtülü propaganda olarak nitelendirmek, halkla ilişkilerin özünü gözardı etmek olacaktır.

Halkla ilişkilerle propaganda arasındaki önemli farklılıkları belirtmeden önce, propagandanın tanımı üzerinde durmamız yararlı olacaktır. Propagandayla ilgili olarak da çok sayıda tanım yapılmıştır. Propagandayla ilgili önemli yazarlar kabul edilen, Jowett ve O’Donnell’in tanımı, son dönemlerde yaygın olarak ele alınmaktadır. Bu tanım propagandanın özünü iyi bir şekilde yansıtmaktadır. Bu yazarlara göre propaganda; bilinçli ve sistematik olarak algıları biçimlendirme, kavrayışları yönlendirme ve propagandacının istediği amaca ulaşmasına yardımcı olacak bir tepkinin elde edilmesi için davranışları yönetme çabasıdır (Jowett ve O’Donnell, 1999: 6). Bu tanımda propagandanın daha çok insanların düşünce ve davranışlarını yönetme çabası olduğu görülmektedir. Propagandayı yapan kişi veya kurumlar kendi istekleri doğrultusunda insanlarda bir görüş ve tepki oluşturmayı amaçlamaktadır.
Propaganda ile halkla ilişkiler arasındaki önemli farkları şu şekilde açıklanabilir.

• Öncelikle her iki alanın amaçlarına bakmak farklılığı açıkça ortaya çıkaracaktır. Halkla
ilişkilerin temel amacı, kurumlarla kamuları arasındaki karşılıklı anlayış ve iyi niyeti
geliştirmektir. Propagandanın temel amacı ise, istenilen sonucun başarılması için insanların
düşüncelerini biçimlendirmek ve bilincini yönetmektir.

• Propaganda ile halkla ilişkiler arasındaki ikinci farklılık, iletişimin yönü açısındandır. Bir çok
yazar propagandanın tek yönlü, halkla ilişkilerin ise, iki yönlü iletişim sürecine dayandığına
vurgu yapmaktadırlar (Asna, 1998: 226; Tortop, 1986: 8; Okay ve Okay, 2002: 44). Buna göre
propaganda, hedef kitleden gelen tepkilere kapalı olmakta ve onların görüşlerine önem
vermemektedir. Propaganda, ısrarla savunulan fikrin doğruluğunu aşılamaya çalışmaktadır. Bazı
propaganda çeşitlerinde iki yönlü iletişime yatkınlık görülmektedir. Örneğin, sosyolojik
propaganda veya siyasal propaganda da hedef kitleden gelen tepkilere ve görüşlere önem
verilmektedir. Ama asıl amaç, insanların bu görüş ve tepkilerine uygun davranmak veya
politikalar geliştirmek değildir. Tersine, bu tepkilere dayanılarak insanları daha iyi
yönlendirmenin yol ve tekniklerini bulmaktır.

İki yönlü iletişimin temel amaçlarından birisi de şudur: Hedef kitleden gelen görüşler doğrultusunda
kurumların kendilerini yenilemeleri, politikalarını gözden geçirmeleri ve gerekirse politikalarını
değiştirmeleridir. Ama propagandada böyle bir durumdan söz etmek son derece zordur. Propagandayı yapan kişi veya kurumlar, gelen görüş ve tepkiler doğrultusunda politikalarını genellikle değiştirmezler. Kendi politika ve görüşlerinin doğru olduğunu ısrarla vurgularlar. Halkla ilişkilerde ise, hedef kitleden gelen görüş ve tepkiler temeldir. Çağdaş halkla ilişkiler anlayışında, tepkiler doğrultusunda kurumların görüş ve politikalarını değiştirmeleri gerekir.

İki yönlü iletişimle ilgili vurgulanması gereken önemli bir nokta da, bunun ne derece zorunlu
olduğudur. Propagandada iki yönlü iletişime dayalı olmak zorunlu değildir. Diğer bir deyişle propaganda tek yönlü olarak da yürütülebilir. Hedef kitlenin görüş ve tepkileri dikkate alınmayabilir. Ama halkla ilişkiler kesinlikle iki yönlü iletişime dayanmak zorundadır.

• Halkla ilişkileri propagandadan ayıran başka bir etmen doğruluk ve dürüstlüktür (Asna, 1998:
227; Okay ve Okay, 2002: 43). Propaganda çalışmalarında verilen mesajların doğru olması ve
hedef kitleye dürüst davranılması zorunlu değildir. Halkla ilişkilerde ise, verilen mesajların
kesinlikle doğru olması, hedef kitlenin asla yanıltılmaması bir zorunluluktur.

• Halkla ilişkilerle propaganda arasındaki son bir ayrım da, sosyal sorumluluk anlayışı bağlamında
yapılabilir. Propaganda çalışmalarında hedef kitlenin yararını gözetmek zorunlu değildir.
Propagandanın amacı, hedef kitleye zarar verecek olsa bile, istenilen sonuçları
gerçekleştirmektir. Halkla ilişkilerde ise, sosyal sorumluluk anlayışı temel bir ilke olarak kabul
edilmektedir. Hedef kitlenin yararı, halkla ilişkiler çalışmalarında kesinlikle göz önünde
tutulmaktadır.

Kaynek:  www.anadolu.edu.tr