DİYARBAKIR

Diyarbakır ve çevresindeki mağaralarda yapılan yüzey araştırmalarında, Yontma Taş Devri’nden (Paleolitik) başlayıp Cilalı Taş Devri’ne (Neolitik) kadar uzanan tarihi izlere rastlanır. Bunun en güçlü kanıtı, Silvan yakınındaki Hassuni Mağara Kenti ve Ergani yakınındaki Hilar Mağaraları. Yine Dicle Nehri ve kolları üzerindeki Eğil ve Çermik ilçesindeki Sinag Çayı kabartmaları bu gerçekliği kanıtlar nitelikte.
Yapılan arkeolojik kazılarda, kentin Cilalı Taş Devri’nden günümüze dek aralıksız bir yerleşime sahip olduğu açığa çıktı. En eski köy yerleşmelerinden biri olan Diyarbakır’ın Ergani ilçesindeki Qotê Ber Çem (Çayönü Höyüğü), günümüzden 10 bin yıl önceye ait tarımcı köy topluluklarının varlığını kanıtlar nitelikte.

Yüzey araştırmaları, Çayönü Höyüğü’nde yaşamın M.Ö. 7500-5500 yılları arasında aralıksız olarak, daha sonraki yıllarda ise belirli aralıklarla sürdüğünü göstermektedir. İnsanların göçebelikten yerleşik köy yaşantısına, avcı toplayıcılıktan besin üretimine geçtikleri bu yerde, günümüzdeki kent uygarlığının ilk temelleri atılmıştır. “Neolitik Devrim” olarak da bilinen yerleşik ve tarıma dayalı bu yaşam biçimi, beslenme
ekonomisi, insan-doğal çevre ilişkileri ve kültür tarihiyle ilgili buluşlarıyla da birçok ilki içerirken, bu yönüyle de, dünya uygarlık tarihine ışık tutmaktadır.

Kent merkezinin tarihinde ise Diyarbakır surlarının kuzeydoğu kısmında yer alan İçkale yerleşkesinin önemi büyüktür.Yerleşkenin içinde bulunan Amida (Virantepe) Höyüğü’nde yapılan arkeolojik kazılarda, M.Ö. 3. bin yılda kente Hurriler’in, 2. bin yılda ise Mitanniler’in egemen olduğu ortaya çıkmıştır. M.Ö. 1260’a dek egemenliklerini sürdüren Hurri ve Mitanniler’den sonra kentte sırasıyla; Asurlular, Aramiler (Bit-Zamani Krallığı), İskitler, Medler, Persler, Makedonyalılar, Selevkoslar, Partlar, Ermeni Tigran Krallığı, Romalılar, Sasaniler, Bizanslılar, Emeviler, Abbasiler, Şeyhoğulları, Hamdaniler, Mervaniler, Selçuklular, İnaloğulları, Nisanoğulları, Artuklular, Eyyubiler, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlılar egemenliklerini sürdürmüştür. Farklı inançların, dillerin ve kültürlerin beşiği Diyarbakır, kendisine egemen olan tüm uygarlıklara ev sahipliğiyaparak, düşünenlerin ve üretenlerin kenti olmayı başarmıştır. Diyarbakır, Karacadağ’ın bazalt platosunun doğu kenarında, Dicle Vadisi’nden 100 m kadar yükseklikte, bir düzlük üzerinde yer alıyor.

Diyarbakır, Roma İmparatorluğu’nun  doğudaki en büyük kent sınırı, Akkoyunlular ve Mervaniler Dönemi’nde başkent, Osmanlılar Dönemi’nde 25’e yakın merkezi yöneten bir eyalet konumunda. Ayrıca Artuklu, Emevi ve Abbasiler döneminde de önemli bir ticaret ve kültür merkeziydi. Her dönemde yeniliğin, aydınlanmanın, kültürün ve sanatın merkezi olma özelliğini korudu ve sürdürdü. I. Dünya Savaşı’na kadar Diyarbakır’da Arapça,
Türkçe, Kürtçe’nin Kurmanci ve Zazaca lehçelerini konuşan Müslümanlar, Ezidiler, küçük bir Musevi cemaat ve çeşitli Hıristiyan mezheplere mensup (Ortodoks ve Katolik Ermeniler, Ortodoks ve Katolik Süryaniler, Protestanlar, Nasturiler, Keldaniler ve Rumlar) halklar birlikte yaşıyordu. Diyarbakır bu yönü ile Osmanlı’nın doğu vilayetleri içinde en kozmopolit merkezdi.

KAYNAKÇA:

www.diyarbakir.bel.tr/

 

Arçelik’ten ‘Ülkem İçin Projesi’ne destek

Arçelik A.Ş., Koç Holding’in 2006 yılında başlattığı ‘Ülkem İçin Projesi’nin 2012–2013 yılı uygulaması olarak hayata geçen Ülkem İçin Engel Tanımıyorum Projesi’ne şirket ve fabrikalarında devam eden ‘Engelliliğe Doğru Yaklaşım Eğitimleri’nin yanısıra farklı projelerle de destek veriyor. Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Merkezi (GETEM) işbirliğiyle gerçekleştirilen proje kapsamında Arçelik çalışanları görme  engelliler için kitap okuyordb53e24fbc4e5a6_regardez_moi______L
‘Sizler için kitap okuyoruz’ adını taşıyan gönüllü projenin amacı görme engellileri sesli kütüphane ortamında daha çok kitap ile buluşturmak. Projenin pilot uygulaması ve ilk eğitim toplantısı, 30 gönüllü çalışanın katılımıyla Arçelik A.Ş.’nin Sütlüce Kampüsü’nde gerçekleştirildi. Gönüllüler önce sesli kitap okuma teknikleri konusunda eğitim aldılar. Sonrasında, her bir gönüllü, bilgisayarlarına yüklenen özel bir program ve beraberinde kendilerine temin edilen mikrofonlu kulaklıklar ile deneme kayıtlarını gerçekleştirdi ve bu kayıtları GETEM ile paylaştı. Videoya alınan eğitimin, Arçelik intraneti – Arport – üzerinden tüm Arçelik kampüslerine yaygınlaştırılması ve projeye daha fazla gönüllü katılımı amaçlanıyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Koç Holding A.Ş. Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik A.Ş. Genel Müdürü Levent Çakıroğlu ‘Ülkem İçin Engel Tanımıyorum’ projesi kapsamında görme engelliler için başlattıkları ‘Sizler İçin Kitap Okuyoruz’ projesine Arçelik ailesinin gösterdiği ilgiden son derece memnun olduğunu, Sütlüce’de pilot çalışması gerçekleştirilen projeyi tüm Arçelik ofislerine yaymayı hedeflediklerini söyledi. Çakıroğlu, “Şirketimiz Dünyaya Saygılı, Dünyada Saygın vizyonu doğrultusunda her zaman olduğu gibi bu projede de sosyal sorumluluk anlayışıyla ve toplumsal sorunların çözümünde örnek olma bilinciyle hareket edecektir. Tüm Arçelik ailesinin ‘engellilik’ konusunda toplumda bilinirliğin artırılması için katkı sağlayacağına ve bu önemli toplumsal görevi içtenlikle yerine getireceğine gönülden inanıyorum” dedi.
“Ülkem İçin Engel Tanımıyorum” projesi ve Arçelik A.Ş.
Türkiye nüfusunun %12’si engelli bireylerden oluşuyor. “Ülkem için Engel Tanımıyorum” projesi; engelli bireylerin iş ve sosyal hayatlarındaki yaşam kalitelerinin iyileşmesine destek olmayı, engellilik konusunda toplumsal bilincin ve duyarlılığın oluşturulmasını sağlamayı hedefliyor.
Arçelik A.Ş., “Ülkem için Engel Tanımıyorum” projesine, ilk olarak Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Merkezi (GETEM) ile görme engellilerin yararlanabileceği sesli kütüphane için “kitap okuma” çalışması ile destek verdi. Bunun yanı sıra, engellilerin yaşam kalitelerinin iyileşmesini desteklemek üzere çeşitli projeler de yürütüyor: Bu çerçevede, Alternatif Yaşam Derneği’nin (Ayder) desteğiyle 35 Arçelik A.Ş. çalışanının “Gönüllü Eğitmen Eğitimi” tamamlandı. Gönüllü eğitmenler, Haziran – Eylül 2012 arasında tüm Arçelik A.Ş. kampüslerinde “engellilik” konusunda 1600 çalışana eğitim verdi. Çalışma ortamlarının engelli dostu haline dönüştürülmesi için ilk adım atıldı ve Çayırova kampüsünde gerekli düzenlemeler yapıldı. Arçelik A.Ş. ürünlerinin engelli dostu haline getirilmesi konusunda çalışmalar yürütülüyor.
Arçelik A.Ş., engelli vatandaşların çalışabileceği işlerde kendilerine öncelik veriyor ve mesleki gelişimlerini sağlamak yönünde çaba gösteriyor. Bu çalışmalarıyla Arçelik A.Ş., SGK tarafından 2010’da en fazla engelli çalıştıran kurum ödülüne layık görüldü.