PANDA

Panda nedir?

Panda; Hayvanlar aleminin kordalılar şubesinden, memeliler sınıfından ve etçiller takımında bulunan sevimli mi sevimli nesli tükenmek üzere olan hayvan türünün adıdır.

Pandalar utangaç yaratıklardır. Pandaların doğal yaşam alanlarının insanlar tarafından yok edilmesi, yedikleri bambuların kesilmesi ve toplanması sebebiyle popülasyonu tükenme noktasına gelmiş canlılardır.

4 Şubat’ta nesli tükenmekte olan pandalar için Dünya Pandalar Günü etkinliği düzenlenmektedir. Pandalar utangaç oldukları için insanlardan uzakta yaşarlar. Yetişkin pandaların çoğu yalnız yaşamayı tercih eder.

Pandalar günün 14 saatini bambu yiyerek geçirirler bu yüzden yavaş hareket hayvanlardır.

Pandaların bilimsel sınıflandırması

Alem: Hayvanlar (Animalia)

Şube: Kordalılar (Chordata)

Sınıf: Memeliler (Mammalia)

Takım: Etçiller (Carnivora)

Panda türleri

1. Büyük panda

2. Küçük panda

Büyük panda

Dev Panda’da denir. Ayıgiller familyasından, beyaz postu üzerinde bölge bölge siyah büyük benekleri olan, iri, tembel, nesli tükenmekte olan bir ayı türüdür. Etçildirler. Büyük panda türü doğal korumaya alınmış türlerdendir.

Büyük pandalar Çin’in resmi olmayan ulusal bir sembolüdürler. Dev pandalar, bilimsel sınıflandırmada bir etçil olarak sayılmasına rağmen, pandanın günlük besini hemen hemen sadece bambudan oluştuğu için aslında bir otçuldur.

Büyük pandalar nerelerde yaşarlar?

Çin’in Sichuan, Gansu, Shaanxi bölgelerinde ve Tibet gibi dağlık bölgelerde yaşarlar.

Büyük pandaların özellikleri

1. Siyah beyaz çok özel bir posta sahiptirler.

2. Yetişkin pandalar yaklaşık 1,5 m uzunluğundadır.

3. Erkek pandalar 115 kg ağırlığına ulaşabilirler.

4. Dişi pandalardan arasıra 100 kg’a kadar ulaşabilen görülebilir.

5. Yaklaşık 25 cm uzunluğunda kuyrukları vardır.

6. Çok hareket etmezler.

7. Dev pandaların güçlü pençe kasları kafasından pençesine bitişir.

8. Büyük azı dişleri bulunur.

9. Yeni doğan panda 100gr ağırlığındadır.

10. Bebek pandanın gözlerinin açılması 6 hafta sürer.

11. Bebek pandalar 3 aylık olduğunda tek başına yürümeye başlarlar.

12. Bebek pandalar 5 aylık olduğunda ise koşmaya ve bambu yemeye başlarlar.

Küçük panda

Kızıl panda olarakta bilinir. Etçiller takımının Ailuridae familyasının Ailurus cinsinde bulunan ürkek bir panda türüdür. Kediyi andırdığı için “kedi ayısı” da denir. Küçük panda pek ses çıkarmaz. Kendi aralarında iletişim kurmak için ötermiş ya da gıcırdarmış gibi sesler çıkarırlar.

Küçük panda nerelerde yaşarlar?

Himalaya’nın doğusunda Nepal’dan Çin’in Yunnan iline kadar uzanan bir coğrafyada yaşarlar.

Küçük pandaların özellikleri

1. Uzunluğu 120cm ve ağırlığı 4,5 kg kadar ulaşabilir.

2. Ömrü doğal ortamında 9-10 yıl, hayvanat bahçesinde ise 14 yıla kadar uzanabilir.

3. Dış görünüş itibariyle Rakuna benzer.

4. Üst derisi kızıl kahverengi veya bakırımsı kahverengi, altı ise parlak siyah renktedir.

5. Yüzleri genelde beyaz renktir ve kızıl kahverengi gözyaşı damlalarını andıran işaretler vardır.

6. Burunları kısa ve siyah renk, kafası yuvarlağımsı ve kulakları orta büyüklükte ve sivridir.

7. Kuyruğu siyah-beyaz halkalıdır.

Küçük pandalar ne yerler?

En fazla yediği madde bambu filizleridir. Ayrıca kökler, otlar, meyveler, tohumlar, fındıklar yer ve ara sıra böcek, küçük kemiriciler, kuş yavruları avlar ve yumurta yer.

Küçük pandaların bilimsel sınıflandırması

Küçük pandaların bu bilimsel sınıflandırması üzerinde halen tartışmalar bulunmaktadır.

Alem: Hayvanlar (Animalia)

Şube: Kordalılar (Chordata)

Sınıf: Memeliler (Mammalia)

Takım: Etçiller (Carnivora)

Alt takım: Köpeğimsiler (Caniformia)

Familya: Ailuridae

Cins: Ailurus

Tür: A. fulgens

Büyük panda ile küçük panda nasıl ayırt edilir?

Büyük panda’nın Küçük panda’dan ayrıt edebilinmesi için Büyük panda veya da sırf bambu ile beslendiğine dikkati çekmek için Bambu ayısı da denilir. Panda denildiğinde ilk akla Büyük pandalar gelir.

Büyük pandalar ile küçük pandaların dış görünüş özellikleriylede birbirlerinden farklı oldukları için kolayca ayırt edilebilmektedirler.

Kaynak:  http://pandalar.nedir.com/#ixzz3a3QfPsn4

ANTALYA/HİSARÇANDIR

Antalya sahip olduğu arkeolojik ve doğal güzellikler sayesinde “Türk Rivierası” adını almıştır. Deniz, güneş, tarih ve doğanın sihirli bir uyum içinde bütünleştiği Antalya, Akdeniz’in en güzel ve temiz kıyılarına sahiptir. 630 km. uzunluğundaki Antalya kıyıları boyunca, antik kentler, antik limanlar, anıt mezarlar, dantel gibi koylar, kumsallar, yemyeşil ormanlar ve akarsular yer alır.

Palmiyelerle sıralanmış bulvarları, uluslararası ödül sahibi marinası, geleneksel mimarisi ile şirin bir köşe oluşturan Kaleiçi ve modern mekanları ile Türkiye’nin en önemli Turizm Merkezi olan Antalya, Aspendos Opera ve Bale Festivali, Uluslararası Plaj Voleybolu, Triathlon, Golf Müsabakaları, Okçuluk, Tenis, Kayak yarışmaları vb. etkinliklere, 1995 yılında açılan Antalya Kültür Merkezi ile de plastik sanatlar, müzik, tiyatro, sergi gibi birçok kültürel ve sanatsal etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır.

HİSARÇANDIR

Antalya ilinin Merkez ilçesine bağlı bir orman köyüdür. Köyün adına dik bir kayanın üzerinde bulunan antik surlar nedeniyle hisar denilmiştir çandır ismi yöreye verilen genel addır. Yarbaş çandır köyü ile arasında bir ayrım olması için hisar eklenmiştir. Köyün aslının honamlı yörüklerinden olduğu konya ve ısparta yöresinden geldikleri ve tahminen 250 yıldan bugüne bu köyde yaşadığı bilinmektedir. Yerel şive konya ısparta muğla manisa yöresi yörüklerine benzemektedir. 1850’lerde bu köyden geçerek tarihi likya yolunu izlyen ve anılarını yazan scatt ve forbes isimli iki ingiliz seyyahın verdiği bilgilerde bu yöndedir. Köyün gelenekleri tipik Antalya gelenekleriyle aynıdır. Antalya merkezine 45 km uzaklıktadır. Köyün iklimi, Akdeniz iklimi etki alanı içerisindedir.Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa ve ormancılığa dayalıdır.

Kaynak: http://www.hakkinda-bilgi-nedir.com/antalya-nedir+antalya-hakkinda-bilgi

Reklamcılık Sektöründe Reklam Etiği Algılamasının Değerlendirilmesi

Reklam, meydana getirilmesinden tüketiciye ulaştırılmasına kadar birçok aşamadan geçer. Bu aşamaların her birinde belirli paydaşlar vardır. Bu paydaşlar reklam verenler, reklam ajansları, medya ve tüketicilerdir. Paydaşların her biri reklamda ya etkileyen ya da etkilenen konumdadırlar. Araştırmada da paydaşların reklamdan nasıl etkilendikleri ve reklamı nasıl etkiledikleri ortaya konulmuştur. Her sektörde olduğu gibi reklam sektöründe de etik kavramı önemli bir rol oynamaktadır. Araştırmada reklamda hangi etiksel öğelerin önemli olduğu tespit edilmiş ve bu öğelerin reklamlarda nasıl yer aldığı ortaya konulmuştur. Bu araştırmanın temel konusunu, yukarıda sayılan paydaşlar boyutuyla reklam etiğinin algılanışı oluşturmaktadır. Bunu yaparken çeşitli ölçekler geliştirilmiştir. Bu ölçeklerden ilkinde televizyon reklamlarında etiksel öğelerin olup olmadığı, reklamın hangi fonksiyonlarının kullanıldığı, Aıda yaklaşımı çerçevesinde değerlendirilmiş, ikinci ölçekte ise ajans reklamlarının etik kavramı, renk, slogan, metin gibi kavramları dikkate alınmış ve reklamlar etiksel olarak bu ölçekler dahilinde değerlendirilmiştir. Tüketicinin reklamları sektörlere göre etik bulup bulmadığı, medya, reklam ajansları ve reklam verenler için reklam etiğinin ne anlam ifade ettiği, reklam ajanslarının reklamlarında etiğe ne ölçüde önem verdikleri araştırmada işlenen konulardandır.

 

Kaynak:  http://acikerisim.aku.edu.tr/xmlui/handle/123456789/1725

Kurum Dışı İletişimde Halkla İlişkilerin Yeri

Müşteriler İle İletişim

Kurumlar ürettikleri mal ya da hizmetleri tüketiciye sunar ve onları satın almalarını bekler. Ancak pazardaki güç dengelerinin tüketiciler lehine değişimi, yoğun olarak yaşanan rekabet olgusu, global ekonominin artan etkisi, tüketici eğilimlerindeki değişim ve bilinç artışı, teknolojik alandaki hızlı değişmeler, reklam uygulamalarının azalan etkisi ve artan maliyetleri, reklam verenlerin değişen beklentileri gibi nedenler müşteri ile iletişim boyutunun önem kazanmasına, müşterinin merkeze oturtulmasını getirmiştir. Müşterinin ön safta tutulması, toplam kalite felsefesi gereği, müşteri memnuniyeti ilkesi, kurumun tüm bölümlerince paylaşılan bir görüş olmalıdır.

Müşteriyi memnun etmeden, ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılamadan, onlara sunulan hizmetlere bir değer katmadan, güçlü bir kurum imajı oluşturulamayacağı artık anlaşılmıştır. Müşteri memnuniyeti sağlandıkça, sadık müşteriler oluşur ve böylece müşterinin kurum hakkındaki imajı da güçlenir. Müşteriye hizmette özen, dikkat gösterilirse ve beklentileri karşılanıp, tatmin etme ana hedef durumuna gelirse, buna bağlı olarak kurumun ünü de artar.

Müşteri ve kurum arasındaki iletişimin başarısı, marka bağımlılığı yanında aynı zamanda kurum bağımlığını da beraberinde getirir. Kurum bağlılığında, müşterilerle duygusal bağ etkenleri oluşturma, geliştirme ve koruma programları kurum kimliklerine bağlı olarak hazırlanır.

Müşterilerde olumlu bir kurum imajı yaratabilmek için, onlarla ilişki kurmak, sunulan mal ya da hizmete değer katmak, müşteriye göre üretim yapmak ve müşterinin güvenini kazanmak gerekir. Bu nedenle, kurumlar, müşterilerinin ihtiyaçlarını anlamaya ve yaşadıkları ortam hakkında daha iyi bilgi sahibi olmaya ve onların gerçekten ne söylediklerini dinlemeye önem vermelidir. Özellikle satın alma sırası ve sonrasında, iyi iletişim kuran, özel hizmetler sunan, mal ya da hizmetine fark yaratan değerler katan kurumların, müşteri tarafından algılanan, imajları iyi ve güçlü olur.

Halkla ilişkiler açısından, müşterilerde kurum imajı oluşturmanın bir diğer yolu onların güvenini kazanmaktır. Toplumsal bilincin arttığı günümüzde, uzun vadeli ve etkili bir kurum imajı yaratmak için, kurumun toplumsal sorunlarla ilgilenme dereceleri de önemli bir olgudur. Özellikle, potansiyel müşterilerin, satın alma kararlarını kurumların ününe ve toplumsal bilincine göre vermeleri, toplumsal sorumluluğun kurum imajı ile birleştirilmesini yaratmıştır. Kuruluşun toplumsal sorumluluk yönünde harcadığı çabalar, büyük ölçüde halkla ilişkilerle ilgili çalışma alanını oluşturur. Atıklarıyla çevreyi kirletmeyen, gürültü kirliliğine neden olmayan, refah düzeyini artıran, çalışanların haklarını gözeten, insan haklarına önem veren, geri dönüşümlü ambalajlar kullanan kurumlar iyi bir kurum imajına da sahip olabilir.

Kaynak: http://notoku.com/halkla-iliskilerde-hedef-kitlelerle-iletisim/#ixzz3T7B7epkP