VAN

imagesCARL1UAFGENEL BİLGİLER
Yüzölçümü: 19.069 km²
Nüfus: 637.433 (1990)
İl Trafik No: 65

Van ve çevresi, coğrafya bakımından önemli bir konumu olduğu için çok eski dönemlerden beri yerleşim alanı olmuş, birçok uygarlığın izlerini üzerinde barındırmıştır. Urartu Medeniyetine başkentlik yapan Van, bugüne değin, Hurriler, Hititler, Persler, Medler, Selçuklular, Osmanlılar gibi birçok kültürü bağrında taşımıştır.

Van Gölü, Akdamar Kilisesi, “kaleler kenti” olarak anılmasını sağlayan kaleleri, dünyaca ünlü kedisi ve pek çok turizm aktivitesine olanak veren coğrafyası ile Doğu’nun önemli bir turizm merkezidir.

Kaleler
Van’a bir anlamda “Kaleler Kenti” denilebilir. Van ve çevresinde küçüklü büyüklü çok sayıda kale bulunmaktadır. Bu tarihi kalelerden bir kısmı Urartu döneminden, diğerleri Ortaçağ ve sonrasından kalmadır.

Önemli Kaleler Aşağı ve Yukarı Zıvistan Kalesi, Beyüzümü Kalesi, Çatak Kalesi, Lamurkesen (Zernek) Kalesi, Hişet Kalesi, Pizan (Örenkale) Kalesi, Kalecik, Zernaki Tepe Kalesi, Muradiye Kalesi, Albak (Başkale) Kalesi, Deliçay Kalesi, Çelebibağ Kalesi, Yoncatepe Kalesi, Müküs Kalesi ve Amik Kalesi olarak sayılabilir.

images  EN MEŞHURU VAN KAHVALTİSİ VE VAN KEDİSİDİR aaauntitledKALELERimagesCAPGGHM0         untitled

Deprem Nepal’in Kültürel Mirasını Tahrip Etti

Deprem Nepal’in kültürel mirasını tahrip etti

Nepal’de Cumartesi günü meydana gelen büyük deprem, KatmanduVadisi’ndeki UNESCO tarafından dünya mirası ilan edilmiş olan yedi alandan en az dördünde büyük tahribata neden oldu. Bunlardan üçünün kentin meydanları olduğu belirtiliyor.

Deprem yaşayanların anlattığına göre sadece yaklaşık bir dakika sürdü ama yüz yıllardır ayakta kalmış tarihi binalar yerle bir oldu.

Nepali Times gazetesinden Kunda Dixit BBC‘ye yaptığı açıklamada, anıtların yeniden inşa edilebilecek olmasına rağmen, meydana gelen tahribatın kültürel anlamda hesaplanamayacak bir kayıp olduğunu söyledi.

Şimdiye dek Nepal’in en iyi korunmuş eski kenti olan Bhaktapur’da evlerin yarısının yıkıldığı, tapınakların yüzde 80’inin hasar gördüğü bildiriliyor.

Yıkılan yapılar arasında bir zamanlar başkent Katmandu semalarına hükmeden Dharahara kulesi de bulunuyor. Kuleden geriye şimdi sadece tabanı ve kısa bir bölümü kaldı.

1832’de Nepal’in ilk başbakanınca yaptırılan ve Bhimsen Kulesi olarak da bilinen bu alan, 200 basamaklı merdivenle çıkılan seyir balkonundaki manzara dolayısıyla turistlerin rağbet ettiği yerler arasındaydı.

Depremden hemen sonra ortaya çıkılan fotoğraflarda, UNESCO dünya mirası alanlarından biri olan, Katmandu’nun Eski Şehir’indeki Durbar Meydanı’nın da büyük hasar gördüğü izleniyor.

UNESCO, saraylar, avlular ve tapınaklar bütününden oluşan Durbar meydanını “Katmandu’nun sosyal, dini ve kentsel odak noktası” olarak nitelendiriyor.

16. yüzyıldan kalma tapınak yıkıldı

Bhaktapur ve Patan’daki Durbar meydanlarının da depremden büyük zarar gördüğü anlaşıldı. Bhaktapur’da meydanda bulunan ana tapınağın çatısını kaybederken, 16. yüzyıldan kalma, kumtaşından yapılma duvarları ve tepeleri altın kaplamalı pagodalarıyla ünlü Vatsala Durga tapınağı depremde yıkıldı.

Patan’daki 3. yüzyıldan kalma alanda bulunan yapılar da tahribata uğradı. Swayambhunath’ta 5. yüzyılda kurulan Budist tapınakların da tahrip olduğu öğrenildi.

Deprem sonrası video kayıtlarında tarihi binalardan birinin yıkılmış ön cephesi görülüyor. Ancak büyük bir sembolik önem taşıyan Budist heykel yıkılmadı.

Bhaktapur

Boudhanath anıtı ile Pashupatinath Hindu tapınağında da tahribat olduğu haberleri alınıyor. Bütün bu tarihi yapıların onarılıp onarılamayacağı henüz belirsiz.

Tarihçi Prushottam Lochan Shrestha, “Katmandu, Bhaktapur ve Lalitpur [Patan]’daki Dünya Mirası Alanı olarak kabul edilmiş anıtların çoğunu kaybettik. Bu yapılar yeniden özgün şekillerine kavuşturulamaz.” dedi.

Bununla birlikte, bölgede 1934 yılında meydana gelen daha da büyük depremde tahrip olan aralarında Dharahara kulesinin de bulunduğu yapıların çoğu onarılabilmişti.

Facebook

book

 

Facebook, insanların başka insanlarla iletişim kurmasını ve bilgi alışverişi yapmasını amaçlayan bir sosyal paylaşımsitesidir. 4 Şubat 2004 tarihinde Harvard Üniversitesi 2006 devresi öğrencisi Mark Zuckerberg tarafından kurulan Facebook, öncelikle Harvard öğrencileri için kurulmuştu. Daha sonra Boston civarındaki okulları da içine alan Facebook, iki ay içerisinde Ivy Ligi okullarının tamamını kapsadı. İlk sene içerisinde de; Amerika Birleşik Devletleri‘ndeki tüm okullar Facebook’ta mevcuttu. Üyeler önceleri sadece söz konusu okulun e-posta adresiyle (.edu, .ac.uk, vb.) üye olabiliyordu. Daha sonrasında da içine liseler ve bazı büyük şirketler de katıldı. 11 Eylül 2006 tarihinde ise Facebook tüm e-posta adreslerine, bazı yaş sınırlandırmalarıyla açıldı. Kullanıcılar diledikleri ağlara; liseleri, çalışma yerleri ya da yaşadığı yerler itibarıyla katılım gösterebilmektedirler. Ayrıca Facebook, dünyanın en fazla ziyaret edilen sitelerinden biridir.

Genel bilgi

Alexa istatistiklerine göre Facebook, 31 Ağustos 2014 itibarıyla; Dünya’nın en fazla ziyaret edilen 2. sitesidir. Bunun yanı sıra; Mısır‘ın en fazla ziyaret edilen sitesi;ABD, Avustralya, Türkiye, Panama ve Norveç‘in 2. en fazla ziyaret edilen sitesi, Kanada, Güney Afrika, Birleşik Krallık ve İsveç‘in 3. en fazla ziyaret edilen sitesi,2012 yılı itibariyle de dünya çapında en çok ziyaret edilen sitedir.

Facebook ismini “paper facebooks”‘dan alır. Bu form ABD üniversitelerinde okulların öğrencilerine, öğretmenlere ve çalışanlara doldurduğu onları tanıtan bir formdur.

Facebook’un şu anda 1 milyardan fazla kullanıcısı bulunmaktadır.

Site, kullanıcılara ücretsizdir ve gelirini afiş, logo reklamlarından ve sponsor gruplarından almaktadır (Nisan 2006’da gelirlerin haftalık 1,5 milyon dolar olduğu öne sürülmüştür). Kullanıcılar profilleri fotoğrafları, ilgi alanları, gizli ya da açık mesajları ve arkadaş grupları sergilemektedir. Profillerin gösterimi sadece arkadaşlara görünecek şekilde veya belli ağların dışındakilere açık olmayacak şekilde sınırlandırılabilir. TechCrunch‘a göre; ABD’deki üniversitelerdeki öğrencilerin %85’inin Facebook’ta bir hesabı bulunmakta ve bunların %60’ı her gün bağlanmaktadır. %85 her hafta, %93 her ay bağlananlar arasındadır. Facebook sözcüsü Chris Hughes ise kullanıcıların her gün ortalama 19 dakika Facebook’ta vakit geçirdiğini söylemektedir.

HALKLA İLİŞKİLERDE KURUMSAL SORUMLULUK

sosyal-sorumluluk-nedir

Kurumsal sorumluluk, ulusal ve uluslar arası iş dünyasında önemi hızla artan iletişim çalışmaları olup, güçlü ekonomiler, pazarlar ve komiteleri ile sürdürülebilirliği içerir.Avrupa Komisyonu Kurumsal Sorumluluk tanımını şöyle yapmış; “kurumların iş operasyonlarındaki sosyal ve çevresel ilgilerini bir konsept aracılığıyla ve gönüllü olarak paydaşlarıyla etkileşim içinde tamamlamalarıdır.”Kurumsal sorumluluğun hedefi, kurumların toplumsal sorumluluk bilinci etrafında, müşterileri, çalışanları, paydaşları ve kamuoyu üzerinde pozitif etki yaratmaktır.Kurumsal sorumluluk, kuruluşlara hem ulusal hem uluslar arası alanda sürdürülebilirlik ve rekabet yönünde önemli bir katkı sağlıyor.İşletmeler çevreleriyle çok yönlü ve sıkı ilişki içindedirler. İşletmeler klasik olarak kendi yönetim sorunlarıyla ilgilenirken işletme dışındaki insanların da sorunlarına eğilirler. Ayrıca işletmeler toplumdaki çeşitli hedef kitlelerin taleplerini yakından izlerler. Kısaca işletmeler toplumla içice yaşamak zorundadırlar Toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel yapısından soyutlanamayan işletmeler; toplumun yapısını, özelliklerini, özlemlerini, geleneklerini ve alışkanlıklarını tanımak ve kendisini de topluma tanıtmak gereğini duyar. Sosyal sorumluluklar yönünde harcanan bu çabalar işletmenin büyük ölçüde halkla ilişkiler işlevinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu çalışmada işletmelerdeki sosyal sorumluluk olgusu ile halkla ilişkiler arasındaki bağ ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Özel sektör işletmeleri geçmişten bu yana kar elde etmek, ve sürekliliklerini sağlamak amacıyla faaliyetlerini sürdürmektedir. Günümüzde ise bu amaçlara sosyal fayda amacı da eklenmiştir. İşletmeler artık çevrelerine de önem vermek topluma yararlı işler yapmak durumundadır.

İşletmelerde sosyal fayda çalışmalarını, çevre ile iletişim yönetimini koordine edecek birimler ise halkla ilişkiler departmanıdır.

İşletmeler “Sosyal Sorumluluk “ adıyla yaptıkları halkla ilişkiler çalışmalarıyla sivil toplumumun önemli sorunları üzerine eğilebilir, önemli konulara dikkat çekebilir, bu konularda kampanyalar yapabilirler. Sosyal Sorumluluk çalışmaları bilinçli ve planlı yapıldığı taktirde hem işletmelere, hem STK’ lara hem de sivil topluma fayda sağlayacaktır.

Bu çalışmada, STK’ lar, özel sektör işletmeleri açısından halkla ilişkiler çalışmaları ve özellikle sosyal sorumluluk kampanyaları ele alınacak, hedeflenen sosyal faydanın sağlanabilmesi için hem STK’ lar, hem de işletmeler, hem de halkla ilişkiler departmanları için bu konuda önemsenmesi gereken noktalara dikkat çekilmeye çalışılacaktır.

KAYNAK;http://www.siviltoplumakademisi.org.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=410:stk-ozel-sektor&catid=54:sivil-toplum-bilinci&Itemid=132