MARMARİS TANITIM

marmaris2

 

MARMARİS

Marmaris yeşilin ve mavinin tüm tonlarını yılın on iki ayında görebileceğiniz cennet bir köşedir. Uzun kıyı şeridindeki koyların çokluğu , doğal liman oluşu, antik kentlere yakınlığı, doğal güzellikleri, mavi tur olanakları, modern yat limanları, körfezin her türlü su sporlarına olanak sağlaması, beş yıldızlısından başlayarak en mütevazı pansiyonuna kadar tüm turistlerin gönüllerince tatillerini geçirebilecekleri cennet bir ilçedir.Kısa bir süre öncesine kadar balıkçılığı, süngerciliği ve ıtırlı bitkileri ile tanınan Marmaris, bugün büyük bir turizm merkezi haline gelmiştir.
Kara ulaşımı yanı sıra Dalaman Havaalanı ve Rodos Feribotları ile kolayca dış dünyaya açılma imkanı bulan Marmaris, Datça yolu üzerinde bulunması, Fethiye yoluna yakınlığı nedeniyle önemini arttırmaktadır.Akdeniz’deki yatlar için oldukça uygun bir doğal limanı olduğu gibi, Yalancı Boğaz’daki atölyelerde yat imalatı ve bakımı yapılabilmektedir.

Akdeniz iklimine sahip oluşu, kışın bile denize girme imkanı sağlarken, etrafını çepeçevre saran sık ve yüksek dağlar ile çam ormanları, dünyada ender görülen Günlük (Liquidamber Orientalis) ağaçları ve geniş yapraklı çınar ağaçları Marmaris’in yeşil dokusunu oluşturur.

Tarihçe

Tarihi M.Ö. 3400’lere kadar giden Marmaris’teki ilk yerleşimin, bölgeye başkanlarının adı Kar olan bir kavimin gelmesiyle başladığı iddia edilir. Bölgeye KARIA ismi Kar’ın ülkesi anlamında sonradan verilmiştir. Ege ve Akdeniz kıyılarının bereketi, bölgeyi devamlı çekici kılmıştır.

Böylece, Marmaris zaman içinde pek çok medeniyetin hüküm sürdüğü bir yer haline gelmiştir. Bölgede yapılacak gezilerde Karia, Rodos ve Ada uygarlıkları, Mısır, Asdur, İon, Dor, Pers, Makedon, Suriye, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerinin izlerini görmek mümkündür. Pyhskos kentin ilk adıdır.

İklim

Akdeniz iklimi etkisi altında bulunan Marmaris’te yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçmektedir.

Gezilecek Yerler

Marmaris Kalesi: Marmaris’in simgelerinden olan Marmaris Kalesi, yat limanının hemen arkasında yer alıyor. Merkezden yürüyerek ulaşabileceğiniz kale, 1991 yılında restore edilmiş ve Marmaris Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Müzede Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait arkeolojik eserler sergileniyor.

Hafsa Sultan Kervansarayı: Osmanlı Dönemi’ne ait yapılardan olan Hafsa Sultan Kervansarayı, 1545 yılında inşa edilmiştir. Kale yolu üzerinde bulunan kervansaray, günümüzde özel mülkiyette olup, turistik ve hediyelik eşya satan dükkanlar olarak kullanılmaktadır.

Halıcı Ahmet Urkay Müzesi: Marmaris’e 10 km uzaklıkta, Muğla yolu üzerinde yer alan Halıcı Ahmet Urkay Müzesi, özel bir müze. 3 bin m2’lik bir alan üzerine kurulu olan müze etnografya ve arkeoloji olmak üzere iki bölümden oluşuyor.

Plajlar: Marmaris’te hem merkezde hem de çevre beldelerde birbirinden muhteşem plajlar bulunuyor. Denizin, güneşin ve doğanın tadını doyasıya çıkarabileceğiniz bu plajlar arasında mutlaka görmenizi tavsiye ettiklerimiz ise İçmeler Plajı, Turunç Halk Plajı, Cennet Adası Plajı, Sedir Adası Plajı, Uzunyalı Plajı, Boncuk Koyu Plajı.

Koylar: Marmaris, çevresindeki bozulmamış, eşsiz güzellikteki koyları ile ünlü bir cennet. Bördübet, Kumlubük, Abdi Reis Koyu, Ayın Koyu, Kızkumu, Amos Koyu, Marmaris Boncuk Koyu, Turunç, Hisarönü, Selimiye Marmaris tatiliniz sırasında mutlaka keşfetmeniz gereken yerlerden. Birçoğuna karayolu ile ulaşabileceğiniz bu koylara aynı zamanda deniz yolu ile, günlük tur yapan tekneler ile de gitmeniz mümkün.

Oğulcan ÇITAKCI

20121223068

H.İ.T. (İ.Ö.)

 

 

ADIDAS MARKA TANITIMI

???????????İkinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde Almanya’da bir kasaba olan Herzogenaurach’ta iki kardeş ayakkabı yapıp satmak üzere bir atölye açarlar. Bu kardeşler ileride birbirlerine düşman olacak Adolph ve Rudolph Dassler’dir. Aslında önceden beri pek te iyi anlaşamayan kardeşlerin arası ikinci dünya savaşının başlaması ile açılır. Her ikisi de Nazi Partisine üye olurlar. Ancak Rudolf parti ile daha içli dışlıdır ve benimsemiştir. Bir müttefik bombardmanı sırasında iki kardeş arasında başlayan atışma büyük bir küslüğe dönüşür.

Savaş sonrası Herzogenaurach kasabasını ikiye bölen nehrin iki yakasına ayrı ayrı atölye açarlar. Adolf Adidas’ın temellerini bu atölyede atar ve çalışmalarına başlar, Rudolf ise diğer yakada Puma’yı kurar. Kasabada bu bölünmeden nasibini alır, savaş sonrası işsizlikte en başarılı şirketler olmayı başaran Adidas ve Puma’nın o dönemki çalışanları kasabada diğer yakaya geçmemeye çalışır ve rakip firma çalışanlarının gittiği restoran ve marketlere gitmemeye çalışırlarmış. İki kardeş dünyaya bu iki büyük markayı hediye etseler de, birbirlerine küs olarak hayata veda ettiler. Ve ilginç olan her iki markanın da genel merkezi hala Herzogenaurach kasabasında bulunmaktadır.

Konumuza dönecek olursak Adidas’ın efsanevi üç çizgili markalamasının ortaya çıkışı ve bir ayakkabının üzerinde kullanılışı 1949 yılına dayanmakta. Emil Zapotek 15 yılda 18 dünya rekoru kırdığı kariyerinde, 3 çizgili koşu ayakkabısını ilk giyen sporcu olmuştur. Ünlü 3 çizgi 1960’lı yıllardan itibaren adidas’ın ürettiği giyim malzemelerinde de kullanılmaya başlamıştır.

Adidas’ın 3 yapraklı ünlü logosu ise 1971 yılının Ağustos ayında belirlendi. Trefoil (Üç yapraklı yonca) logo da denen görsel, yüzlerce çalışmanın içerisinden seçilerek 1972 yılından itibaren adidas ürünlerinde kullanılmaya başladı.Logo günümüzde adidas Originals kolleksiyonunu temsil etmekte.

Şirket 1997 yılında entegre bir kurumsal tasarımı halka tanıttı. Yaratıcı direktör Peter Moore tarafından 1990 yılında tasarlanan ve Equipment performans ürünleri kolleksiyonunda kullanılan logo artık adidas’ın tüm ürün gamında kullanılacak logo olarak tarihe geçti.

Logoda klasik adidas’ın üç çizgisine vurgunun yanı sıra yükselen bir dağ sembolü ile aşılması gereken engel ve başarılması gereken hedefler vurgulanmaktadır. Logonun asıl esin kaynağı ise adidas ayakkabıların yandan bakıldığında görülen siluetin logoyu oluşturması. Temmuz 2002’de, Adidas-Salomon AG firma için devrim niteliğinde yeni bir iş stratejisini açıkladı. Buna göre firma ürünleri üçe bölünerek anılacaktı. Bu aynı zamanda yeni bir lgonun da adidas ailesine katılımı demek oluyordu. adidas Sport Style departmanı ve yeni logosu açıklandı.

Böylece ürün gamı binlerce farklı modele ulaşan firma performans ve spor ekipmanları için genel üç barlı logosunu, Originals serisi klasik ürünleri için üç yapraklı logosunu, yeni sport style serisi için ise yukarıdaki dünya şeklindeki logosunu kullanmaya başladı ve şirket bundan böyle pek bilinmese de adidas Group olarak anılmaya başlandı.

2006 Yılında ise adidas grubu ürünleri (Spor-Performans, Stil, Klasik) toparlayacak, yeni, sert ve güçlü, kendine güveni yüksek lider bir logo tasarımı ile tüketicilerin beğenisine sunulmaya karar verildi.

Şu aralar yeni logo özellikle “adidas all in” kampanyalarında çok, ama çok başarılı bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bu arada reklamı izleyince ilk akla gelen yaratıcı ajansa brief’in ne kadar da doğru verildiği ve yansıtılabildiği.

”Impossible is Nothin” (İMKANSIZ YOKTUR) Adidas’ın güncel sloganıdır. Bu slogan 180\TBWA tarafından geliştirilmiştir. Basketbol alanındaki slogan ise “Believe in Five” (BEŞE İNAN)’dır.

Vizyonu, Adi Dasler’in Adidas’a sunduğu vizyon şudur: ”Adidas-dünya genelinde sporun bütün sektörlerinde yetkinlik anlamına gelen bir isim.” •Hırs ve azim- savaşlar ve yıkım yeni bir başlangıç, •Sürekli gelişme- ürün sayısında, malzemelerde, kalitede sürekli iyileşme ,•Ar-Ge her dönem ayakkabı ve diğer spor ürünlerini geliştirmeyeyönelik çalışmalar ve buluşların hemen kayıt altına alınması,tescillenmesi, •Pazarlama: Futbol, atletizim, tenis, golf gibi sporun her alanındasponsorluklarla adını dünyaya duyurma becerisi.

Misyonu, Adidas Uluslararası Yaz Kampı’nın amacı, tüm dünyadan aynı yaş gruplarındaki basketbolcuları bir araya getirmek, ortak payda olarak basketbolu sunarak, birbirlerini ve birbirlerinin kültürlerini tanımalarını ve tüm dünyadan yeni arkadaşlar edinmelerini sağlamaktır.

1920’lerde Nürnberg yakınlarındaki Herzogenaurach şehrinde kurulan Adidas, uluslararası bir marka olup, ürünleri tüm dünyada satışa sunulmaktadır. Adidas; futbol, basketbol, boks, beyzbol, koşu, rugby, jimnastik, golf, tenis, güreş, taekwondo gibi spor dallarında ürünler geliştirip satmakla beraber, parfüm, saat ve kişisel bakım ürünleri de hazırlamaktadır.

1997’de Adidas, TaylorMade’yi satın aldı ve onu yan kuruluşu yaptı. Bu isim adı altında golf ürünleri üretmektedir. 2005 yılında ise 3,1 milyar Euro’ya İngiliz rakibi Reebok’ı satın alır. Bunun yanı sıra çeşitli sektörlerdeki şirketlerle bağlantılı haldedirler.

Adidas; futbol, basketbol ve koşu ayakkabı ve ekipmanlarının yanı sıra golften yüzmeye, bokstan tenise hatta normal yaşam ürün ve aksesuarlarına kadar geniş olan bir ürün yelpazesi vardır.

Adidas’ın hedef kitlesi sporun her dalında sporcuların ve günlük yaşamlarında spor tarzı benimseyen herkesdir. Bunun doğrultusunda çeşitli olimpiyatlar, Dünya ve Avrupa Futbol Şampiyonaları gibi pek çok spor etkinliğinin resmi sponsoru olmaktadır. Ünlü sporcu ve şarkıcıların (David Backham, Messi, Paul McGrady, Missy Elliot, Rita Ora gibi) markanın sembolü haline gelen insanlarla yürüttüğü reklam kampanyaları dünya çapında ses getirmektedir.

Kaynakça: http://www.slideshare.net/keskinbicak161/adidas-sunum?related=1 , http://www.hasanyalcin.com/adidas-logosu-ve-tarihcesi/ , http://tr.wikipedia.org/wiki/Adidas, http://www.adidas.com.tr/ , http://www.adidas-group.com/en/group/history/

 

Oğulcan ÇITAKCI

20121223068

H.İ.T (İ.Ö)

HALKLA İLİŞKİLER VE TURİZM

 turizm

Halkla ilişkiler bir işletmenin, kurumun ya da örgütün bağlantı kurduğu ya da kurabileceği kimselerin anlayış, sempati ve desteğini elde etmek ve bunu devam ettirmek için yaptığı sürekli ve örgütlenmiş bir yönetim fonksiyonudur.

 Temelinde ikna, retorik, algı kavramları yatmaktadır. Kısa tanımıyla, kurumların kitlelerle iletişim kurmak amacıyla yürüttükleri, pro-aktif ve re-aktif olarak sürdürülebilen, kamu yararı esas alınarak devam ettirilen düzenli faaliyetlerdir.
 Halkla ilişkiler kavramı, ilk olarak Fransa’da ortaya çıkmış; ancak daha çok Amerika Birleşik Devletleri’nde rağbet görmüş ve üzerinde çalışılmıştır. Günümüzde halkla ilişkiler faaliyetleri ağırlıklı olarak basın ilişkileri kapsamında yürütülmektedir. Son yıllarda internet ve sosyal ağların da iletişim sistemine dahil olmasıyla, halkla ilişkiler, kitlelerle basın ve web aracılığıyla yürütülen karşılıklı, geri bildirime dayalı, simetrik iletişim faaliyetleri halini almıştır.
Halkla İlişkiler, kar amacı gütsün ya da gütmesin tüm kurumlar için günümüzde önem kazanan faaliyetlerden biridir. Ekonomik rekabetin artması, uluslararası ilişkilerin önceki yıllara göre kıyaslanamayacak ölçüde gelişmiş olması, kitle iletişimindeki gelişmelerle dünyamızın küçük bir köye dönüşme yolunda hızla ilerlemesi halkla ilişkilerin önem kazanmasında etkili olmuştur.
 Halkla ilişkiler kavramının kurumun imajını düzenlediği ve kurumun dış dünyayla iletişiminde önemli rol oynadığı yadsınamaz bir gerçektir. Kurumun dış dünyaya açılan kapısı niteliğini taşıyan halkla ilişkiler aktiviteleri sayesinde kurum hedef kitleye ulaşabilme, kendi misyon ve vizyonunu aktarabilme imkanına sahip olabilmektedir. Bu sebeple işletmelerin yönetiminde halkla ilişkiler oldukça önemli bir konudur.
Halkla ilişkiler uygulamalarında hedef olarak alınan kitlenin özellikleri, eğilimleri ve dünya görüşleri, fikirleri öğrenilmedikçe işletme tarafından verilmek istenen mesaj yerine ulaşamayacaktır. Kurumlar ve işletmeler, anlaşılıp, etkili olabilmek için belirledikleri hedef kitleyi bilmek, özelliklerini öğrenmek ve bunun için araştırmalar yapmakla sorumludur.
 Toplumların  birbirinden  çok  farklı  özellikler  taşıdıkları  bilinmektedir. Farklı  toplumların  değişik  istek  ve  beklentilerine  cevap  verebilmek  için  halkla  ilişkiler  çalışmalarında  etkilemek  istenilen toplumun  ilgi  alanına  uygun  ve  anlayacağı  bir  tarz  ile  farklı  kampanyalar  düzenlemelidir. Halkla ilişkilerin  en  önemli  ilkelerinden  birisini  teşkil  eden  “duymak  ve  duyurmak ”  ilkesi, özellikle turizm alanında  önem  taşımaktadır. Bu  açıdan  halkla  ilişkiler  basın – yayın  kuruluşlarıyla  daima  samimi  ve iletişimi  sürekli  geliştirici  bağlantılar  kurmak  zorundadır.
Bir işletme insan doğasına uygun olarak çalışmalıdır. İnsanlar ve davranışlar karmaşıklaştıkça, bunlarla uğraşmak tecrübe ve uzmanlık istemektedir. Halkla ilişkiler, toplumsal değişmede bir köprü görevi görür ve değişmenin neden olduğu yeni tutumlara insanları uyarlama aracıdır. Aynı zamanda katı tutumları yumuşamaya ve değişmeye teşvik eden bir araçtır. Halkla ilişkiler, işletme görüntüsünü ve ününü yaratmaz fakat işletmenin görünümünü ve ününü yaratan etkinlikleri ve politikaları önerir ve yorumlar. Böylece halkla ilişkilerin bu alandaki  “Tanıma ve Tanıtma ”  özelliği oluşmaktadır.
 Bir ülkenin turistik değerlerinin dış ülkelerde tanıtılması konusunda bugüne kadar denenmiş en etkili tekniklerden birinin halkla ilişkiler olduğu bilinmektedir. Halkla ilişkilerin her alanda büyük önemi ve etkisi olmakla birlikte, özellikle turizm alanında tanıtılacak ve pazarlanacak turizm ürününün; alışkanlıkları, gelenekleri, kültür düzeyleri, mensup oldukları dini ve ırkları birbirinden çok farklı olan kişilere hitap etmesi, halkla ilişkileri turizm alanında daha da önemli bir bileşen haline getirmektedir.
 Herhangi bir turizm ürününün, bir konaklama işletmesinin rekabet ortamında başarı sağlayabilmesi açısından geniş tüketici kitleler arasında yaygın olarak benimsenmesi ve tutunması son derece büyük bir öneme sahiptir. Turizmde belirli bir ürünü yaygın olarak benimsetme ve tutundurma çabaları içinde tanıtma ve halkla ilişkilerin büyük yeri ve önemi bulunmaktadır Bu önem diğer endüstri dallarında olduğundan çok daha fazladır. Turizm alanındaki tanıtıcı çabalarda öncelikle tarafsızlık ve dürüstlük imajı yerleştirerek ve kamuoyu aydınlatıcı ve bilgi kılıcı bir ifade tarzı kullanılarak bir turizm ürününün benimsetilmesine çaba gösterilmelidir.
Turistik tanıtımda halkla ilişkilerin etkinliğini arttırıcı etkenleri belirlemek için; turistik ürünün farklı tüketici gruplarının eğilimleri, zevkleri, istekleri önceden saptanmalı, turistik ürünün uluslararası piyasada çok çeşitli tüketici gruplara hitap etmesi nedeniyle, halkla ilişkilerin bu farklı tüketici gruplarıyla ilişkiler kuracak şekilde yürütülmesi gereklidir.insan-kaynaklari-uzmani-nasil-olunur_646x340
 Halkla ilişkilerin en önemli hedefi kitleler arasında iletişim ve koordinasyonu sağlamaktır. Tanıtmanın amacı ise, tüketim toplumlarının değişik kesimlerinde tanımı yapılan bölgeye, ülkeye ve ürüne karşı bir sempati, yakınlık benimseme duygusu oluşturmaktır. Bu  aşamada  önem  kazanan  bir  unsurda  tanıtımda  hedef  alınacak  pazarların  belirlenmesinde  öncelikle  bu  pazarların tüm bileşenlerinin detaylı bir şekilde analiz  edilmesi  ve  iyi  tanınmasının  gerekliliğidir.  Hedef kitlelerin eğilimleri, zevkleri ve tatilden beklentileri iyi bilindiği takdirde halkla ilişkiler çalışmalarıyla potansiyel turistin ilgisini çekmek mümkün olabilir. Turizm sektöründe halkla ilişkilerin görevlerini kısaca özetlemek gerekirse; toplumların genel eğilimleri konusunda bilgi toplamak, ekonomik sosyal ve siyasi düşüncelerindeki değişimleri incelemek, değerlendirmek, bir kamuoyu paketi biçiminde tanıtma yöntemine sunmak, değişimlere göre yeni halkla ilişkiler politikaları ve stratejileri geliştirmek, tanıtma yönetiminin halk kesimiyle daha iyi ilişki kurmasını sağlayacak önerilerde bulunmak, kamuoyu araştırmaları yaptırmak, halkla ilişkiler plan ve programlarını hazırlamak, yararlanılacak iletişim araçlarını seçmek, tanıtmada her türlü halkla ilişkiler çabalarını düzenlemek ve denetlemek olarak sıralanabilir.
 Tanıtma faaliyetlerinde hedef kitle olayına ayrıntılı olarak değinilmesi söz konusu olduğunda, hedef kitle özellikleriyle, alışkanlıklarıyla, istekleriyle, beklentileriyle, eğilimleriyle, stratejileri belirleyici bir rol oynamaktadır. Halkla ilişkiler faaliyetlerinde tamamen hedef kitlenin ilgi ve desteğini çekecek nitelikte planlanması ve uygulanması gerekmektedir. Aksi takdirde istenilen sonuca ulaşmak mümkün olamayacaktır.  Turistik tanıtma söz konusu olduğunda halkla ilişkilerin hitap edeceği gruplar şunlardır:
   Kitle: Tatil geçirme amacıyla gelenlerden; avcılar, dağcılar, balıkçılar, kayak sporu yapanlar, ata binenler gibi özel merakı olanlardan ve değişik meslek gruplarına mensup iş adamlarından oluşabilir.
   Özel Gruplar: Turizm ile ilgili seyahat acentesi, ulaştırma şirketleri, dini teşekküller, öğrenci dernekleri, meslek oda ve teşekkülleri olabilir.
   Özel Kişiler: Kamuoyunu etkileyebilecek güçte olan parti ve hükümet başkanları, din adamları, gazeteciler, yazarlar, ses sanatçıları, tanınmış sporcular ve benzeri kişilerdir.
 Turizm sektöründe halkla ilişkilerin görevleri;  tanıtmayı ilgilendiren halk kesimlerinin tutumları konusunda bilgi toplamak, ekonomik sosyal ve siyasi düşüncelerindeki değişimleri incelemek, değerlendirmek, değişimlere göre yeni halkla ilişkiler politikaları ve stratejileri geliştirmek, tanıtma yönetiminin halk kesimiyle daha iyi ilişki kurmasını sağlayacak önerilerde bulunmak, kamuoyu araştırmaları yürütmek, halkla ilişkiler plan ve programlarını hazırlamak, yararlanılacak iletişim araçlarını seçmek, tanıtmada her türlü halkla ilişkiler çabalarını düzenlemek ve denetlemek olarak sıralanabilir.
 Küreselleşen dünya içinde kurum ve kuruluşlar için bir ihtiyaç olarak varlığını hissettiren halkla ilişkiler konusu, gelişen dünya anlayışıyla beraber, turizm alanında artan rekabet koşulları içinde rakiplerinden farklılıklarını ön plana çıkarma zorunluluğunu ortaya koymuştur. Turizm sektörü gibi büyük ölçüde kar amacıyla turistik mal ve hizmet üreten, pazarlayan, sonuçta katma değer yaratan turistik teşebbüslerden oluşan bir endüstride halkla ilişkilerin önemi tartışmasız derece büyüktür; bu bağlamda gerek ulusal gerekse de uluslararası platformlarda sektörün bir bütün olarak halkla ilişkiler faaliyetlerine gereken önem ve hassasiyeti vermesi, eğitim ve çalışmalarını bu yöne kanalize etmeleri altı çizilmesi gereken bir husustur.
Kaynak: http://turizmguncel.com/