Edirne

İlin iklimi güneyden kuzeye doğru çıkıldıkça sertleşir; Ege Denizi’ne kıyısı olan güney kesiminde daha çok ılıman Akdeniz iklimi yaşanırken, il merkezinin de bulunduğu kuzey kesiminde sert kışlarıyla kendini gösteren karasal iklim hakimdir. 2010 TÜİK verilerine göre ilimizde merkez ilçeyle beraber 9 ilce, 15 belde ve 248 köy vardır.

Tarih
Edirne il merkezini oluşturan kenti, bölgeye adlarını veren ve Hint-Avrupa kökenli bir kavim olan Traklar kurmuştur. Bilinen en eski ismi aynı zamanda bir Trak boyu adı olan Odrysai’dir. Uscudama ismiyle de anılan şehir yaklaşık M.Ö. 170 senesinde Romalıların hakimiyetine geçer. MS 125 yılında Roma İmparatoru Hadrianus’un buyruğuyla tekrar bayındırlaştırılan kente Hadrianopolis ismi verilir. Roma İmparatorluğu’nun bölünmesiyle Doğu Roma İmparatorluğu, ya da diğer adıyla Bizans’ın payına düşen şehir, bir süreliğine Avarlar, Bulgarlar ve Haçlıların eline geçse de kentin 1361 yılında Türklerce fethine değin Bizans’ta kalır.Edirne-resimleri-modadekorum-3 1365 senesinde Osmanlılarca başkent yapılan Edirne, 1453’te İstanbul’un başkent olmasından sonra da önemini kısmen yitirse de, padişahların gözde yerlerinden biri ve canlı bir ticari ve idari merkez olarak kalmıştır. 18. yy.da yangınlar ve depremle sarsılan kentin gelişimine en büyük darbeyi, bir zamanlar avantaj teşkil eden Balkanlara açılan kapı olma niteliğinin Osmanlı İmparatorluğu’nun gerilemeye başlamasıyla dezavantaja dönüşmesi vurmuştur. Yabancı işgalini ilk olarak 1828-29 yılındaki Osmanlı-Rus harbinde yaşayan şehir, 93 harbinde (1877-1878) tekrar Ruslar, Balkan Harbi’nde (1912-1913) ise Bulgarlar tarafından işgal edilmiştir. Birinci Balkan harbinden sonra kabul edilen barış anlaşmasıyla Bulgaristan’a geçen kent, daha anlaşmanın mürekkebi kurumadan patlak veren İkinci Balkan savaşından sonra tekrar Türk topraklarına katılmıştır. I. Dünya Savaşı’ndan Osmanlı Devleti’nin yenilgiyle çıkmasının ardından Edirne, Temmuz 1920’de Yunan işgaline uğramış, Kurtuluş Savaşı’nın başarıyla sonuçlanmasıyla 25 Kasım 1922’de nihai olarak Türk egemenliğine girmiş ve Lozan Anlaşması’yla Yunanistan’dan savaş tazminatı olarak alınan Karaağaç’ın 15 Eylül 1923’te Türkiye’ye katılmasıyla ilin sınırı bugünkü halini almıştır.
Edirne-resimleri-modadekorum-7
İsminin kökeni
Roma İmparatoru Hadrian tarafından Hadrianapolis (Hadrian’ın şehri) adıyla kurulan şehir, zaman içinde Edirne olarak anılmaya başlanmıştır. Günümüz Yunancasında (Aδριανούπολις) halen şehrin ilk adı kullanılır. Türk Posta Hizmetleri Kanununun yayınlandığı 1930 yılına kadar şehrin uluslar arası ismi Adrianople (İngilizce) idi. Edirne adı Makedonların (Odrin) ve Sırpların (Cedrin) kente verdikleri isimlerden evrilmiştir.

Kültür ve eğitim
1357’den beri düzenlenen Kırkpınar Yağlı Güreşleri yaz aylarında birçok yerli ve yabancı turisti çeker. Cumhuriyet’in kuruluşu ile beraber Edirne’de eğitim kurumları da hızlı bir gelişme göstermiş, son yıllarda Edirne, eğitimde gelişmişlik düzeyi açısından Türkiye’nin önde gelen kentleri arasına girmiştir. Edirne’de okur-yazar oranı Cumhuriyet Dönemi boyunca Türkiye genelinin üzerinde olmuştur. Son yıllarda gerçekleştirilen kurslarla okur-yazarlık oranı %99’a ulaşmıştır.
KEŞAN-KURTULUŞ-edirne-10

Folklor
Edirne ilinde Trakya’nın diğer illerindeki gibi 9/8’lik ritmin ağır bastığı halk türküleri yaygındır. Diğer Ardında Sümbüllü Bağlar, Karakuşun Yüksektendir Oyunu, Kızılcıklar Oldu Mu, Püskül Pencereden Uçtu, Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar vardır.

Edirne ilinde yaşayanların, kendilerine özgü kıvrak ezgilerle bezeli ve yöre düğünlerinin ayrılmaz bir parçası olan Roman havaları da Edirne folklorunun tamamlayıcı bir parçasını oluşturur. Bunların en tanınmışları: Güm Güm Teke, Kako Sali, Anako, Yağmur Yağdı, Maşa Satarım gibi.

Kardeş şehirler
Yambol, Bulgaria
Haskovo, Bulgaria
Gümülcine, Yunanistan

Kaynak: http://yurthaber.mynet.com

Yerel Yönetimler, Gerilla Halkla İlişkiler Uygulamalarının Neresinde?

Yaratıcı ve düşük maliyetin önem kazanması ile birlikte halkla ilişkiler uygulamalarında yeni uygulamalar ortaya çıktı. İlk defa Michael Levine tarafından temeli atılarak literatüre giren gerilla halkla ilişkiler, gerilla yaratıcılık ve gerilla pazarlama kavramları ile yoğrularak pazarlama amaçlı halkla ilişkiler uygulamalarında öne çıkmaya başladı. Levine tarafından gerilla halkla ilişkiler, etkili, hızlı, yenilikçi ve yaratıcı halkla ilişkiler yaklaşımı şeklinde açıklanmaktadır. 
Gerilla halkla ilişkiler deyimi ile birlikte kullanılan gerilla yaratıcılık kavramı ise, halkla ilişkilerin alanına Jay Conrad Levinson tarafından kazandırılmıştır. Gerilla yaratıcılık kavramının özü, kampanya konseptinin herkesin anlayabileceği biçimde bir sembol, bir sözcük, ses ya da bir davranış biçimi olarak iletiye dönüştürülmesidir. Gerilla yaratıcılığın kaynağını müşteri, tüketici, sektörü, toplum ve günlük olaylar oluşturmaktadır. Yaratıcılık, pazarlama amaçlı halkla ilişkilerin işletmeler tarafından katma değer olarak algılanması sonucunda pazarlama iletişiminin köşe taşı haline gelmiştir. guerilla-marketing-pazarlama
Gerilla halkla ilişkiler ve gerilla yaratıcılık kavramlarının bir araya gelmesiyle gerilla pazarlama kavramı ortaya çıktı. Jay Conrad Levinson tarafından literatüre giren gerilla pazarlamanın amacı çok küçük bütçeler ile dikkat çekici ve etkili pazarlama çalışmaları yapmaktır. Yaratıcı fikirler ve şaşırtıcı yaklaşımlar ile daha küçük gruplara marka bilincini ve tüketim alışkanlıkları kazandırmak bu pazarlama tekniğinin hedeflerindendir. 
Pazarlamada yeni yaklaşımlardan biri olan gerilla pazarlamanın işletmelere getireceği bazı avantajlar vardır. Bunlar;
– Düşük maliyetli etkin iletişim,
– Az kaynakla daha fazlasını yapma,
– Ortaklaşa hareket,
–  Etkin kaynak dengelemesi,
– Alternatif dağıtım kanalları kullanma,
– Alternatif medya kullanma,
– Network,
– Daha fazla hayalgücü,
– Ürün ve servise odaklanmadır.
ff67413dcd291aec690294f4c1c2cc30-417x500Gerilla pazarlama uygulamalarının geneline bakacak olursak, ağırlıklı olarak özel kurum/kuruluşlar tarafından kullanılmış olduklarını rahatlıkla görebiliriz. Kamu kurumları ya da sivil toplum örgütleri ise gerilla pazarlamadan ziyade gerilla halkla ilişkiler uygulamalarından faydalanmaktadır, o da sosyal sorumluluk projeleri bazında.
Şişli Belediyesi’nin “Trafik cezası değil, sinema bileti” isimli çalışması, yerel yönetimler bazında gerilla halkla ilişkiler uygulamasına güzel bir örnek. Belediyenin sınırları içerisinde trafikte kalan sürücüler için hazırlanan bu çalışmada, Şişli Belediyesi lider gençleri araçların camları üzerine ceza makbuzuna benzer tutanaklar yapıştırıyorlar. Ceza tutanağıyla karşı karşıya kaldığını sanan sürücüler belgeyi incelediklerinde, ceza değil, iki kişilik sinema ve tiyatro biletleriyle karşılaşıyorlar. 
Şişli Belediyesi’nin bu uygulaması, düşük maliyetli olmasına rağmen etkin bir iletişim süreci oluşturmuştur. Ayrıca alternatif dağıtım kanalları kullanılarak hedef kitleye geleneksel iletişim uygulamalarının dışında  zengin hayal gücü ve yaratıcılıkla kotarılarak ulaşılmıştır.  Belediye tarafından gerçekleştirilen bu uygulama gösteriyor ki; yerel yönetimler yaratıcı çalışmaları gerilla halkla ilişkiler uygulamaları şeklinde hedef kitleleri ile paylaştıklarında, ortaya başarılı çalışmalar çıkabiliyor. Kilit nokta, yerel yönetimlerin bunu gerçekleştirmeye ne kadar cesareti olduğunda yatıyor.