Halkla İlişkiler ve Reklamcılık

Seyitgazi

ESKİŞEHİR

   Türkiye’nin bir ili ve en kalabalık yirmi beşinci şehri. 2014 yılına göre Eskişehir nüfusu 812.320’dir. Ortasından Porsuk Çayı geçen şehir, içerisinde Osmangazi Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi’nin bulunması nedeniyle bir öğrenci kenti görünümündedir.

   Met helvası, Nuga helvası, Haşhaşlı çörek, Kalabak suyu, Çibörek ve Lületaşı ile meşhurdur. İşlenebilir lületaşı, Türkiye’de yalnız Eskişehir’de çıkarıldığı için Eskişehir taşı olarak bilinir.[1] Türkiye’de Eskişehir ve Sivrihisar dolaylarında yetişen bir çoban köpeği olan akbaş da şehre ait önemli değerlerdendir.[2] Sanat kurumları ve tesisleri ile kültür ve sanatta gelişmiş bir şehirdir. Anadolu Üniversitesi ve büyükşehir belediyesi bünyesinde iki adet senfoni orkestrası bulunmaktadır. Ayrıca her yıl düzenlenen Uluslararası Eskişehir Festivali ile şehirde müzik, tiyatro, resim ve sinema dallarında sergiler ve gösteriler yapılmaktadır.[3]

Eskişehir günümüze kadar değişik uygarlıklar altında varlığını sürdürmüştür. Üzerinde kurulan medeniyetlerden bazıları Frigya,Bizans, Anadolu Selçukluları ve Osmanlı İmparatorluğu’dur.

SEYİTGAZİ

 

Altı bin yıllık geçmişiyle tarihe tanıklık etmiş bir kent. Eski adı  Nacolea4551873 olan bu yerleşke bugünkü ismini, Arapların İslamiyeti  Anadolu’ya yaymak üzere Bizans’a karşı verdiği mücadelelerin birinde  şehit düşen Seyyit Battal Gazi’den alır. Malatya doğumlu olan Seyyid  Battal Gazi  islamiyeti yayma amacıyla Bizans İmparatorluğu ile yapılan  Afyon savaşı sırasında hayatını kaybetmiştir. Bunun üzerine Eskişehir’ e  42 km uzaklıkta olan bölgeye türbesi inşa edilmiştir. Türbenin inşa  edildiği tepenin eteklerindeki bu ilçenin bugünkü nüfusu 14.240 ‘dır.

 

 

SARAYÖREN

 

Köyün diğer adı Alpanos’tur. Bu isim bu köyü bulan kişinin isminden wdnllnzuwxu205201422549200geldiği düşünülmektedir.Köyde oldukça fazla tarihi eser bulunmaktadır. Tarihi “Alpanos Hamamı”, höyük ve birçok değerli taş bulunmaktadır. Eskişehir – Seyitgazi yolunun 1 km içerisinde bulunmaktadır. Son dönem çalışmalarıyla köy ana yol üzerindeki bölgeye taşınmaya başlamıştır. Köyde bir ilköğretim binası bulunsa da çok eski olduğu için taşımalı eğitim kullanılıyor. Toplam 176 nüfusa sahiptir.

 

 

 

 

 

kaynak

http://tr.wikipedia.org/wiki/Eskişehir

http://www.seyitgazi.gov.tr/

http://www.yerelnet.org.tr/koyler/koy.php?koyid=246402

Sadece Bir Kupa (!)

 

Milyarlar Fetihler Bekliyor

   Zannetmeyin ki, Galatasaray’ın UEFA kupası almasına yalnızca Türkiye’deki 65 milyon sevindi. Beş kıtadaki milyonlarca Türk sevindi. Dünyanın dört bir yanındaki mazlumlar, İngiliz sömürgesiyken inim inim inlemiş milyarlar “oh” çekti, Galatasaray’a alkış tuttu. Batı Avrupa ülkelerinde ekmek kavgası veren, buralarını vatan tutan, ama yıllardır Türk olmanın ezikliğini her an hisseden milyonlar, Türkiye’dekilerden çok daha fazla sevindi.

   Yalnızca onlar mı? Hayır. Türk’ün yaşadığı her yer bayram yerine döndü Galatasaray’ın zaferiyle. Sofya’da, Kırcaali’de, Gümilcine’de, İskeçe’de, Avustralya’da, Amerika’da, on binler sevindiler, Türk olduklarını haykırarak, hem de göğüslerini gere gere…

Yalnızca onlar mı? Malezya’da yayınlanan ” The Star Gazetesi “, Galatasaray’ın Müslüman bir ülkenin takımı olduğunu vurgulayarak “Artık İslam ülkeleri de futbolda söz sahibi” yorumunu yaptı.

Nijerya basını Galatasaray’ın zaferine geniş yer verdi. “Futbolda, Batı hegemonyasının kırıldığını” yazdı.

Srilanka’da yayınlanan “The Strais Times” gazetesinin yorumunda Galatasaraylı futbolculardan “kahramanlar” diye söz edildi ve “Galatasaray’ın bir peri masalını hayata geçirdiği” yazıldı.

İslam aleminde Türkiye’ye en fazla muhalif olan İran’da dahi gazeteler Türkçe, “Yaşasın Galatasaray” diye başlık attı.

GALATA~2   Yalnızca onlar mı sevindi? Hayır. Hristiyanlar dahi Galatasaray’ın zaferi için, dua etti. Rumen Devlet Televizyonu spikeri “Tanrım! Türkler ‘e yardım et” diye yalvardı. Maçı anlatan Cezayirli spiker Popescu’nun penaltı atmasıyla birlikte çılgınlar gibi “kazandık, kazandık” diye bağırdı. Yüzlerce yıl Osmanlıyla sevinmiş, Osmanlıyla üzülmüş milletlerin torunları, Galatasaray’la sevindiler.

 

Bayrakların rüzgar beklediği gibi, milyarlar, Fatihleri bekliyor. Demirden batı kapılarını sonuna kadar açacak, batıyı kendi silahıyla geçecek, bin bir bahaneyle arkasına saklanmayacak, çalışacak, çok çalışacak ve sonunda başaracak Fetihleri…

Aynı Galatasarayımızın Fethettiği gibi…

 

Kaynak

http://www.turkiyegazetesi.com.tr/Genel/a61253.aspx

Tanıtımın Önemi

 

   Tanıtım, bir firmanın ürettiği ürün ve hizmetlerini, onların özelliklerini, kurumsal kimliğini, üretim biçimini, teknolojisini, ürettiği unsurlara yüklediği duygusal bağlarla birlikte, geniş halk kitlelerine, onların bütün bunları sahiplenmesini, benimsemesini, istemesini sağlayacak şekilde anlatmasıdır. Firmaların reklamları, birbirinden farklı mecralardan yapılabilmektedir. Geçmişten bu yana firmaların bilgilendirme çalışmaları; televizyon kanalları, radyolar, gazete ve dergiler gibi kitle iletişim araçlarıyla birlikte, açık hava tanıtım araçları vasıtasıyla oluşturulan mecralardan yapılmaktadır. Kullanılan her bir mecranın kendine has özellikleri çerçevesinde tasarım, gösterim ve çeşitli kullanımlarla firmaların ürün ve hizmetleri, onların özellikleri, kurumsal kimliği geniş halk kitlelerine aktarılmaktadır. Firma, ürün ve bilgilerinin tüketicilere aktarılma biçimini veya tasarımını, reklam veya tanıtım ajansları yapmaktadır.

reklam   Buradaki aktarma, normal bir bilgi akışı şeklinde yapılmamaktadır. Tüketicilerde istek, arzu, beğenilme, sahiplenme nihayetinde de satın alma davranışlarının geliştirilmesini sağlayacak şekilde strateji oluşturularak aktarılmaktadır. Firmaların ürün ve hizmetleriyle ilgili olarak yapılan tanıtım filmleri, afişleri, billboardları, araç giydirmeleri, radyo v.b. onlarca mecra, tüketicilerin bu tip üretimlere karşı ilgi duymasını, onları satın almak istemesini amaçlamaktadır. Bunun için, insanların etkilendikleri ünlü simalar, komik söylemler, davranışlar, ifadeler, etkileyici görseller, hikâyesi olan fotoğraflar kullanılmakta ve tüketici etki altına alınmaya çalışılmaktadır. Son zamanlarda, teknolojinin gelişmesi, özellikle internet gibi bir platformun üretilmiş olması, bu platforma milyonlarca kullanıcının aynı anda erişebilmesi, bu ortamın hızlı ve kesin sonuçlar veren tekniklerle ölçülebiliyor olması, eski mecraları yavaş yavaş ortadan kaldırmaya başlamıştır.

Son zamanlarda firmalar, bu tip aktarımlarını internet mecrası üzerinden yapmaya başlamış veya buralarda ki tüketiciye ulaşmanın yöntem ve stratejilerini geliştirmeye başlamıştır. Günümüzde pek çok büyük marka, reklam veya tanıtım yatırımlarını bu mecra üzerinde kullanmaya başlamıştır. Banner, gömülü link, pop-up, e-posta ile pazarlama v.b. teknikleri kullanarak, tüketicilere ulaşmakta ve onları etkilemektedir. Bununla birlikte, eskiden kullanılan mecralar, gittikçe önemini yitirmeye başlamaktadır. İnternetin gelişmesinin ardından, firmaların buna yönelmesiyle, en çok etkilenen mecralar arasında basılı kitle iletişim araçları, başı çekmektedir. Yani gazete ve dergiler en çok etkilenenler arasındadır. Diğer mecralar da etkilenmekte yani onların da reklam gelirlerinde düşüşler olmaktadır. Pazarlama ve reklam uzmanlarının görüşlerine göre, zamanla onlar da kullanılmamaya başlayacaktır. Zamanla internet, tek başına firmalar ile tüketicileri arasındaki iletişim köprüsünü yönetebilecektir.

Kaynak: http://blog.reklam.com.tr/pazarlama/tanitim-nedir/1121/