ŞANLIURFA

ŞANLIURFA

2979960-sanliurfa-balikligol

Şanlıurfa, eski ve halk arasındaki adıyla Urfa, Türkiye’nin bir ili ve en kalabalık dokuzuncu şehri. 2014 itibarıyla 1,845,667 nüfusa sahiptir. Doğuda Mardin, batıda Gaziantep, kuzeyde Adıyaman, kuzeydoğuda Diyarbakır illeri ve güneyde Suriye ile sınırı vardır. Şehrin eski isimleri Ur, Urhoy, Urhei, Orhei, Orhayi, Ruhai, Ruhha, Ar-Ruha, Reha ve Edessa’dır. Kurtuluş Savaşında gösterdiği başarının hatırasından dolayı 1984 yılından sonra “Şanlı” unvanını almıştır.

Şanlıurfa’nın 13 ilçesi vardır. Ortalama yükseltisi 518 metre olan Şanlıurfa, 19.451 km2‘lik yüz ölçümü ile Türkiye’nin en büyük yedinci ilidir. Şanlıurfa’da ağırlıklı olarak Kürt, Türk, Arap, Zaza çok az olarak da Çerkez,Acem, Afgan ve Ermeni kökenli insanlar yaşamaktadır.

1919 yılında, önce İngilizlerin, daha sonra Fransızların işgaline uğrayan Urfa, 11 Nisan 1920’de Urfalı milisler tarafından işgalden kurtarılmış; Urfa milletvekili Osman Doğan ve 17 arkadaşının, Kurtuluş Savaşında gösterdiği kahramanlıktan dolayı Urfa ilinin adının Şanlıurfa olarak değiştirilmesine ilişkin kanun teklifi TBMM tarafından 6 Aralık 1984 tarihinde kabul edilerek kanunlaşmıştır.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı 2011 yılına ilişkin “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları” dikkate alınarak nüfusu 750.000’i aşan Şanlıurfa, 12 Kasım 2012 tarihli ve 6360 sayılı kanun ile büyükşehir oldu.

 

CUMHURİYET DÖNEMİ

  1. Dünya Savaşı‘na kadar Osmanlıların elinde olan Urfa, 1919 yılında önceİngilizler, daha sonra daFransızlar işgal edilen şehir, 11 Nisan 1920’de düşman işgalinden kurtarılmıştır. Cumhuriyet sonrasında 1924’te il olmuştur. 2010 yılında ise seçim öncesinde Şanlıurfa’nın büyükşehir belediye haline getirilmesi planlanmış ve 2012’nin son çeyreğinde diğer 13 il gibi Büyükşehir belediyesi haline gelmiştir.[2]

2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile Şanlıurfa’da sınırları il mülki sınırları olan büyükşehir belediyesi kuruldu ve 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesi çalışmalarına başladı.

 

  NÜFUS

 

TÜİK verilerine göre Şanlıurfa’da 2013 yılında 1 milyon 801 bin 980 olan nüfus sayısı 2014’te 1 milyon 845 bin 667’ye yükseldi. Türkiye genelinde olduğu gibi Şanlıurfa’da da erkek nüfus sayısı kadınlara oranla yüksek oldu. Araştırmaya göre Şanlıurfa’da nüfusun 925 bin 703’ü erkeklerden, 919 bin 964’ü ise kadınlardan oluştu. İlçelere göre nüfus dağılımı şöyle;

AKÇAKALE         98 bin 897
BİRECİK              92 bin 355
BOZOVA             55 bin 631
CEYLANPINAR    80 bin 706
EYYÜBİYE          363 bin 943
HALFETİ             38 bin 345
HALİLİYE            357 bin 504
HARRAN             78 bin 681
HİLVAN              41 bin 657
KARAKÖPRÜ     115 bin 733

 

TARİHİ VE TURİSTİK YERLERİ

BALIKLI GÖL:

BALIKLI

Balıklıgöl, (Aynzeliha ve Halil-Ür Rahman Gölleri) Şanlıurfa şehir merkezinin güneybatısında yer alan ve İbrahim Peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinen bu iki göl, kutsal balıkları ve çevrelerindeki tarihi eserler ile Şanlıurfa’nın en çok ziyaretçi çeken yerlerindendir.

İbrahim Peygamber, devrin zalim hükümdarı Nemrut ve halkının taptığı putlarla mücadele etmeye, tek tanrı fikrini savunmaya başlayınca, Nemrut tarafından bugünkü urfa kalesinin bulunduğu tepeden ateşe atılır. Bu sırada Allah tarafından ateşe “Ey ateş, İbrahim’e karşı serin ve selamet ol”‘ emri verilir. Bu emir üzerine, ateş suya odunlar da balığa dönüşür. İbrahim bir gül bahçesinin içersine sağ olarak düşer. İbrahim’in düştüğü yer Halil-ür Rahman gölüdür. Rivayete göre Nemrut’un kızı Zeliha da İbrahim’e inandığından kendisini onun peşinden ateşe atar. Zeliha’nın düştüğü yerde deAynzeliha Gölü oluşmuştur.

 

GÖBEKLİ TEPE

 

döbekli

Şanlıurfa’ya 20 km’lik bir mesafede, Örencik Köyü yakınlarında tarihi MÖ. 11 bin yıllarına uzanan, tapınma amaçlı törensel alanlara ait mimari kalıntılar, dikili taşlar ve üzerinde kabartmalı yabani hayvan ve bitki figürlerinin bulunduğu Göbekli tepe  Höyüğünde Cilalı Taş Devri’nden kalma bir mabet vardır.Arkeologlartarafından Dünyanın en eski mabedi olarak tanımlanmaktadır. İngiltere’nin Stonehenge dikili taşlarından 6 bin yıl daha önce inşa edilmiştir. İnsan tarihindedin ve medeniyet teorilerini yeniden düzenleyerek, önce din ve mabed sonra medeniyetin ortaya çıktığına işaret etmektedir.

 

HARRAN

HARRAN

MÖ. 2000 yılında Ur şehrinin bir ticari kolu olarak kurulduğuna inanılan Harran’ın Sümerce veya Akatça kervan veya geçit yeri anlamına gelen “Harran-U” kelimesinden türediği düşünülmektedir. Moğol İstilasında yıkılan tarihi Harran Üniversitesinin harabeleri ile tarihi Harran evleri görülebilir.

Harran, Türkiye’nin Şanlıurfa ilinin bir ilçesidir. Suriye sınırına yakın olan bir ilçedir. Şanlıurfa’ya 44 kilometre uzaktadır.

Dünyanın ilk bilim merkezlerinden (Atina, Mardin, Şanlıurfa gibi) biridir. Dünyanın ilk üniversitesi buradadır. Şanlıurfa’daki Harran Üniversitesi’de adını bu ilçeden almıştır.Kuzey Mezopotamya’nin kadim yerleşim yerlerindendir. İlçe halkının tamamına yakınını Arap kökenli Türk vatandaşları oluşturur. Arap kültürü hakimdir.

SELAHADDİN EYYUBİ CAMİİ

CAMİİ

 

Şanlıurfa’da Vali Fuat Bey Caddesi’nde (Yeniyol) bulunan Selahattin Eyyubi Camisi’nin bulunduğu yerde Piskopos Nona tarafından 457 yılında yaptırılan Aziz Yuhannes (Vaftizci Yahya) Kilisesi bulunuyordu. Bu yapı aynı zamanda Adalet Sarayı olarak da kullanılmıştır. Selahattin Eyyubi döneminde bu kilisenin üzerine 900–1250 yılları arasında Selahattin Eyyubi Camisi yapılmıştır. Kilise kesme taştan dikdörtgen planlı ve üç nefli ve bazilika plan düzeninde yapılmıştır. Kilisenin üzeri içten beşik tonoz, dıştan da düz dam ile örtülüdür. Neflerin orta bölümü yan neflerden daha geniş ve daha yüksektir.Girişi batı yönünde olup, burada yedi bölümlü bir narteks bulunmaktadır. Camiye çevrildikten sonra narteks son cemaat yeri olarak kullanılmaktadır. Bu bölüm altı yuvarlak sütuna dayanmaktadır. İbadet mekânı oldukça geniş ölçüde pencerelerle aydınlatılmıştır. Bu pencerelerin kenarlarında yarım sütunlar ve birbirlerine dolanmış ejder kabartmaları bulunmaktadır. Ayrıca yarım sütunların başlıkları üzerindeki haç taşıyan azizler ve kuş figürleri de yapının camiye çevrilmesinden sonra sıva ile kapatılmıştır. Bunun dışında yapı içerisinde herhangi bir bezemeye rastlanmamaktadır.

ULUCAMİİ

ULUCAMİ

 

 

Urfa merkezindeki camilerin en eskilerindendir. Eski bir sinagog iken M.S. 435-436’da ölen Piskopos Rabula tarafından St. Stephon Kilisesi’ne dönüştürülmüştür.

Kırmızı renkteki mermer sütunların çok olması nedeni ile “Kızıl Kilise” olarak da adlandırılan yapının yerine, 1170-1175 yıllarında Nurettin Zengi tarafından inşa edilmiştir.

Anadolu’daki çok ayaklı camiler grubunda olup, payeler üzerinde kıble duvarına paralel üç sıra çapraz tonozlarla örtülü, yatık dikdörtgen planlıdır.

On dört sivri kemerli avluya açılan ve payeler üzerine duran çapraz tonozlarla örtülü son cemaat yeri, Anadolu’da ilk kez Şanlıurfa Ulu Cami’nde kullanılmıştır. Yapının sekizgen çan kulesi bugün minare olarak kullanılmaktadır.

 

 

Hz.İbrahim’in Doğduğu Mağara ve Mevlidi Halil Cami

halil

 

Hz. İbrahim, Mevlid-i Halil Cami avlusunun güneyinde bulunan mağarada doğmuştur. Rivayete göre devrin hükümdarı Nemrut, bir rüya görür. Sabah rüyasında gördüklerini müneccimlerine anlatır. Müneccimlerin “Bu yıl doğacak bir çocuk senin saltanatına son verecektir” demesi üzerine Nemrut, halkına emir salarak o yıl doğacak bütün erkek çocukların öldürülmesini ister.

Sarayın putçusu Azer’in hanımı bu mağarada gizlice İbrahim’i dünyaya getirir. İbrahim 7 yaşına kadar bu mağarada yaşamıştır. İbrahim’in doğduğu mağaranın içerisinde bulunan suyun, şifalı olduğuna ve bir çok hastalığı iyileştirdiğine inanılır.

 

 

HALFETİ(SAKLI CENNET)

halfeti

 

MÖ 855 yılında Asur kralı III. Salmanassar tarafından zapt edildiği zaman Şitamrat adını taşıyordu. Yunanlar bunu değiştirerek Urima adını vermişlerdir. Süryaniler ise Kal’a Rhomeyta ve Hesna the Romaye adlarını kullanmışlardır. Şehir Arapların eline geçtikten sonra Kal’at-ül Rum adı takılmıştır. 2. yüzyılda Bizanslıların eline geçince bu kez Romaion Koyla adını almıştır.

1280 yılında Beysari komutasındaki Memluk ordusu tarafından kuşatılmış, sonuç alınamayınca şehirdeki Hıristiyan mahalleleri beş gün süreyle yağmalandı. 1290 yılında bu kez Memluk Sultanı Eşref tarafından fethedildi. Ve son kez Memlükler tarafından tamir edilen şehre Kal’at-ül Müslimin adı verildi. Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlılara geçen şehir, zamanımızda da kullanılan Urumgala ve Rumkale adlarını alarak 1954 yılında ilçe haline getirilmiştir.

 

 

 

İNBAŞI MAĞARASI

inbaşı

 

Bozova ilçesi Yeniköy Mezrası civarında bulunan bu mağaralar Roma döneminden kalmıştır. Yapılan çeşitli kazılarda Roma dönemine ait madeni paralara rastlanmıştır.

 

MUTFAĞI

  • Urfa kebap
  • Patlıcanlı kebap
  • Domatesli kebap
  • Kazan kebabı
  • Boranı
  • Tırşik
  • Zingil
  • Tırnaklı ekmek
  • Peynirli Ekmek
  • Hamurlu
  • Külünçe
  • Bişe
  • Lahmacun(Kıymalı)
  • Ağzı açık
  • Ağzı yumuk
  • Şıllık(tatlı)
  • Kadayıf(Künefe)
  • Semsek (Bir çiğbörek türevi)
  • Aya köftesi(el ayasında yapılır)
  • Lebeni(Çorba)
  • Tepsi kebabı
  • Yahudi köftesi
  • Lıklıkı köfte
  • Bostana(Ekşili Salata)
  • Açık ekmek(Lavaş)
  • Çiğ köfte
  • Yumurtalı Köfte
  • Hırtleşor(koruk suyuyla yapılan cacık)
  • Döğmeç
  • Söğülme(Alinazik)
  • Su kabağı
  • Kıyma(Çiğköfte benzeri bulgurlu etsiz yemek)
  • Zerde Pilavı
  • Kalbur Tatlısı
  • Küncülü Akıt
  • Peynirli Helva
  • Kuymak
  • Palıza
  • Sac Katmeri
  • Pekmez Bulamacı
  • Un Bulamacı
  • Tatlı Döğmeç
  • Patlıcan Ezmesi
  • Patatesli Köfte

 

İÇECEKLER

 

*    Meyan Şerbeti

*   Koruk Şurubu

*  Biyan Balı

* Karlamaç

URFA KEBABI

KEBAP

SPOR

Şanlıurfaspor

 

Şanlıurfaspor, Şanlıurfa’da futbol ve basketbol branşlarında faaliyet gösteren profesyonel bir kulüptür. Kulübün renklerini Mustafa Dişli belirlemiştir. 1969 yılında kurulmuş olan bu kulüp, şu anda PTT 1. Lig’de mücadele etmekte ve maçlarını 30.000 kişilik Şanlıurfa GAP Stadyumu’nda oynamaktadır. Basketbol takımı ise deplasmanlı ligde mücadele etmektedir. Kulüp Trabzonspor ile kardeş kulüptür.

Kulüp, yaşadığı maddi kriz nedeniyle 2008 yılında kayyuma devredildi. Kayyum olarak atanan Şanlıurfa Belediye Başkanı, Şanlıurfa Belediyespor ile aynı grupta olan takımın UEFA kriterlerine göre ligde kalabilmesi için iki kulübün yöneticilerinin aynı kişilerden oluşmamasını sağladı. Kulüp başkanlığını sonraki dönemde Kemal Saraçoğlu yaptı. Futbol takımı PTT 1. Lig’e yükseldikten sonra alınan sonuçlar nedeniyle Kemal Saraçoğlu istifa etti. Seçimli genel kurulda kulüp başkanlığına Fethi Şimşek getirildi.

KAYNAK: http://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eanl%C4%B1urfa

VAN KEDİSİ

VAN KEDİSİ

 

vankedisi

 İyi bir yüzücü olan, gözleri mavi veya kehribar rengi ya da biri mavi diğeri kehribar olabilen, nadide ve asil bir kedi ırkı. Asaletini ve beyaz rengini paylaşmakla birlikte, önemli farklılıkları da bulunan Ankara kedisi ile karıştırılmamalıdır. Genelde Van kedisi yavrularının iki kulağı arasında bir veya iki adet siyah nokta bulunur.

Göz Rengi

Van kedisinin göz rengi üç gruba ayrılır. Her iki gözü mavi (daima turkuaz mavisi), her iki gözü kehribar (Sarı renk ve tonları, çok nadiren kahverengi) ve tek-göz (Heterokromik; yani bir gözü mavi diğer gözü kehribar renkte olanlar) diye gruplandırılır. Mavi renk, daima turkuvaz mavisi özelliğinde olurken, kehribar rengi farklı tonlarda görülebilir. Bununla birlikte, mavi gözlü Van kedileri de kendi arasında a)mavi gözlü kısa, kadife kürklü ve b)mavi gözlü-uzun ipek kürklü kediler diye ikiye ayrılır.

Van kedilerinde, yeni doğan yavruların gözleri grimsi renktedir. Yavru kedinin doğumundan 25 gün sonra göz renkleri farklılaşmaya başlar ve 40 gün sonra da göz renkleri netleşir. İki kulağı arasında bir veya iki adet siyah nokta bulunan Van kedisi yavrularının çoğu tek-göz olur. Ve bu siyah noktalar adeta Tek-göz kedilerin mührü olarak tanımlanır.

Van kedisi gibi değişik göz rengine sahip köpeklerin, evcil güvercinlerin ve insanlarında bulunduğu ve bu özelliğin genetik bir defekt sendrom olduğu bilinmektedir. En fazla mavi sarı gözlü van kedileri vardır.

Kavram Kargaşası

Terminoloji açısından,Türkiye dışındaki kediseverler boyutunda bir diğer olası kavram kargaşası mevcuttur. Literatürde, Türkiye’de bir yabancıya “Van kedisi” olarak satılan ve sonrasında yurtdışına giden ilk kedi olarak 1955’de İngiliz bayanlar Laura Lushington ve Sonia Halliday’e 500 Sterlin’e satılan, biri “Van güzeli İskenderun” isimli iki kedi kaydedilmektedir. “Van güzeli İskenderun”un ve hemcinsinin safkan Van kedileri olmamaları, baş ve kuyruk kısımlarının renkli ve benekli olması nedeniyle bayan Lushington’ın bu kedilerden türettiği kedi türü, günümüzde “Van” ismi taşımakla birlikte, Van kedisinden farklı bir ırk oluşturmuştur. Bayan Lushington bu kedilere Turkish Van ismini vermiştir, bu isim Fransızca’ya “Turc de Van”, Almaca’ya “Türkisch Van” şeklinde geçmiştir .

Başka bir deyişle, Van kedisi ve Batı dünyasındaki Turkish Van farklı kedilerdir. Ancak, Turkish Van isimli kedi cinsi de iyi yüzücüdür ve göz renkleri üç çeşittir. Aradaki farkın az çok anlaşılmaya başladığı günümüzde, safkan Van kedisi, Turkish Van’den ayırmak için, Batı literatüründe de Türkçe olarak “Van kedisi” şeklinde anılmaktadır. 

 

KAYNAK:http://tr.wikipedia.org/wiki/Van_kedisi

HALKLA İLİŞKİLER GÖREV VE SORUMLULUKLARI

changingourworld1

TANIM :

Çalıştığı kurumun tanınmasını, çalışmalarına karşı insanlarda olumlu izlenimler uyandırmasını, çevresiyle iyi ilişkiler kurmasını ve saygınlığını artırmasını sağlamak amacıyla gerekli çalışmaları yapan kişidir.
A- GÖREVLER
– Çalıştığı kurumu tanıtıcı raporlar, haber bültenleri, resimli broşürler hazırlar, – Kurumun çalışmalarının ve etkinlik alanlarının basın, radyo ve televizyon aracılığı ile halka tanıtılmasını sağlar, – Konferans, seminer, sergi, basın toplantısı, yıldönümü gibi kültürel ve sosyal etkinlikleri düzenler, – Yöneticilerin konuşma ve yazışmalarını inceler, – Kurumla ilgili izlenimleri takip ederek kurumun daha iyi tanıtılmasını ve saygınlığının artırılmasını sağlayacak çalışmalar yapar.
KULLANILAN ALET VE MALZEMELER
– Çeşitli büro malzemeleri, – Bilgisayar, – Gazete, mecmua gibi basılı yayınlar.
B- MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER
Halkla ilişkiler ve tanıtım elemanı olmak isteyenlerin; – İnsanlarla iyi ilişkiler kurabilen, – Araştırma merakı olan, – Dışa dönük, girişken, – Dış görünümüne önem veren, – Güzel ve etkili konuşma yeteneğine sahip kimseler olması gerekir.
C- ÇALIŞMA ORTAMI VE KOŞULLARI
Halkla ilişkiler ve tanıtım elemanı genellikle büro ortamında oturarak çalışır. Bazen de büro dışında konferans, seminer gibi kültürel ve sosyal nitelikteki etkinliklerde görev alabilir. Kişi çalışırken, yöneticilerle, meslektaşlarıyla, kurum elemanlarıyla ve kurumla ilişkisi olan diğer insanlarla iletişim halindedir.
D- MESLEK EĞİTİMİ
MESLEK EĞİTİMİNİN VERİLDİĞİ YERLER
Meslek eğitimi aşağıdaki üniversitelere bağlı “İletişim” , “İşletme” ve “İletişim Bilimleri” fakültelerinin “Halkla İlişkiler ve Tanıtım”, Halkla İlişkiler”, “Halkla İlişkiler ve Reklamcılık”, “Reklamcılık ve Halkla İlişkiler” bölümlerinde verilmektedir; – Akdeniz Üniversitesi, İletişim Fakültesi, – Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi, – Ankara Üniversitesi, İletişim Fakültesi,  – Atılım Üniversitesi, İşletme Fakültesi, – Bahçeşehir Üniversitesi, İletişim Fakültesi, – Başkent Üniversitesi, İletişim Fakültesi, – Çağ Üniversitesi İktisadi ve idari Bilimler Fakültesi, – Ege Üniversitesi, İletişim Fakültesi, – Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi, – İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi, – İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi, – İstanbul ticaret Üniversitesi, İletişim Fakültesi, – İzmir Ekonomi Üniversitesi, İletişim Fakültesi, – Kadir Has Üniversitesi, İletişim Fakültesi, – Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi, – Maltepe Üniversitesi, İletişim Fakültesi, – Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi, – Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi, – Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi,
ÖN EĞİTİMDE BAŞARILI OLUNMASI GEREKEN DERSLER
– Türkçe, – Sosyal Bilgiler.
MESLEK EĞİTİMİNE GİRİŞ KOŞULLARI
Mesleğin eğitimine girebilmek için, – Lise veya dengi okul mezunu olmak, – Öğrenci Seçme Sınavı’nda (ÖSS) “Halkla İlişkiler ve Tanıtım”, “Halkla İlişkiler”, “Halkla İlişkiler ve Reklamcılık”, “Reklamcılık ve Halkla İlişkiler” lisans programları yeterli “Sözel (SÖZ)” puan almak, – Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Tercih Bildirim Formunda “Halkla İlişkiler ve Tanıtım”, “Halkla İlişkiler”, “Halkla İlişkiler ve Reklamcılık”, “Reklamcılık ve Halkla İlişkiler” lisans programları ile ilgili en az bir yükseköğretim programını tercih etmek gerekmektedir. – Öğretmen Okulu ve Köy Enstitüsü mezunları ile liselerin Sosyal Bilimler, Edebiyat, Sosyal Bilimler ve Edebiyat, Dil ve Edebiyat, Genel Kültür, Sınıf Öğretmenliği alanlarından mezun olanlar bu alanda yüksek öğrenim görmek istediklerinde ÖSYM tarafından yapılan Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) sonucunda diğer alanlardan mezun olanlara göre daha yüksek bir ağırlıklı puan elde etmekte ve öncelikle yerleştirilmektedirler. – Halkla İlişkiler ve Reklamcılık ile Reklamcılık ve Halkla İlişkiler programlarında öğrenim görmek isteyen adaylar ise liselerin Türkçe – Matematik alanından mezun iseler, ÖSYM tarafından yapılan Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) sonucunda diğer alanlardan mezun olanlara göre daha yüksek bir ağırlıklı puan elde etmekte ve öncelikle yerleştirilmektedirler. Ancak kendi alan/kol/bölümlerinin dışında bir yüksek öğretim programını tercih eden adayların yerleşme şansı azalmaktadır. “Büro Yönetimi”, “Büro Yönetimi ve Sekreterlik”, “Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı”, “Ofis Teknolojileri ve Yönetimi”, “Sekreterlik”, “Sosyal Bilimler”, “Tıbbi Mümessillik ve Pazarlama” ön lisans programını başarı ile bitirenler, ÖSYM tarafından açılan Dikey Geçiş Sınavı’nda başarılı oldukları takdirde, “Halkla İlişkiler ve Tanıtım” ile “Halkla İlişkiler” lisans programlarına, Bilgisayar Destekli Yayıncılık, Masaüstü Yayıncılık programlarını bitirenler Halkla İlişkiler ve Reklamcılık, Reklamcılık ve Halkla İlişkiler Bölümüne ayrıca “Halkla İlişkiler”, “Halkla ilişkiler ve Reklamcılık”, “Halkla İlişkiler ve Tanıtım”, “İnternet ile Pazarlama”, “Pazarlama/Pazarlama ve Satış”, “Perakende Satış ve Mağaza Yönetimi”, “Perakendecilik ve Mağaza Yönetimi”, “Piyasa Araştırmaları ve Pazarlama”, “Piyasa Araştırmaları ve Reklamcılık”, “Reklamcılık Yönetimi”, “Satış ve Reklam Yönetimi”, “Satış Yönetimi” e- Ticaret, İletişim ve Halkla ilişkiler ön lisans programını bitirenler de aynı sınavda başarılı oldukları taktirde “Halkla İlişkiler ve Tanıtım”, “Halkla İlişkiler”, “Halkla İlişkiler ve Reklamcılık”, “Reklamcılık ve Halkla İlişkiler” lisans programlarına dikey geçiş yapabilirler.
EĞİTİMİN SÜRESİ VE İÇERİĞİ
Bu programın eğitim süresi 4 yıldır. Eğitim süresince öğrencilere Yabancı Dil, Ekonomi, İletişim Bilimlerine Giriş, Örgüt Teorisi, Siyasal Düşünceler Tarihi, Siyaset Bilimi, Tanıtım Yöntemi ve Teknikleri, Pazarlama ve Reklamcılık, Örgüt Psikolojisi, Siyasi İletişim, Kişiler Arası İletişim, Yazma Yöntemleri, Eleştirel Teoriler, Halkla İlişkiler Uygulamaları, Reklam Tasarımı, Kamu Kuruluşlarında Halkla İlişkiler, İçerik Analizi, Güzel Konuşma gibi dersler okutulmaktadır.
EĞİTİM SONUNDA ALINAN BELGE-DİPLOMA VE UNVAN
Eğitimini başarı ile tamamlayanlara mezun olduğu programa göre “Halkla İlişkiler ve Tanıtım”, “Halkla İlişkiler”, “Halkla İlişkiler ve Reklamcılık”, “Reklamcılık ve Halkla İlişkiler” lisans diploması ve “Halkla İlişkiler ve Tanıtım Elemanı” unvanı verilir.
E- ÇALIŞMA ALANLARI VE İŞ BULMA OLANAKLARI
Halkla ilişkiler ve tanıtım elemanı kamu ve özel kurum ve kuruluşlarda görev yapabilirler. Özellikle özel sektörde hemen hemen tüm büyük şirketlerin halkla ilişkiler birimi vardır. Kendisini iyi yetiştirmiş ve en az bir yabancı dili iyi derecede bilen bir “Halkla İlişkiler ve Tanıtım Elemanı” geniş iş olanaklarına sahiptir.
“Halkla İlişkiler ve Tanıtım” ile “Halkla İlişkiler” bölümleri mezunlarından, Ortaöğretim Alan Öğretmenliği Tezsiz Yüksek Lisans Programını veya Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) işbirliği ile açılan / açılacak Pedagojik Formasyon Programını başarı ile tamamlayanlar, lise ve dengi okullarda Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Öğretmeni olarak çalışabilirler.
F- EĞİTİM SÜRESİNCE VE EĞİTİM SONRASI KAZANÇ
EĞİTİM SÜRESİNCE
Eğitim süresince öğrenciler, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun sağladığı kredi ve yurt imkanlarından, ayrıca kamu ve özel kurum ve kuruluşların sağladığı burs olanaklarından yararlanabilirler.
EĞİTİM SONRASI
Kamu kurumlarında çalışanlar ücretlerini yasalarla belirlenen kurallara göre, özel sektörde çalışanlar ise işverenlerle aralarında yaptıkları anlaşmaya göre alırlar. Kendi işyerini açanlar ise sunduğu hizmetin kalitesine ve yapılan işin miktarına göre değişen oranlarda kazanç elde ederler.
G- MESLEKTE İLERLEME
– Çalıştığı kurumlarda daha yüksek yetki ve sorumluluk sahibi olabilirler (halkla ilişkiler şefi, halkla ilişkiler müdürü vb.)
– Lisans eğitiminden sonra yüksek lisans (mastır) ve doktora yaparak akademik kariyer yapılabilir ayrıca üniversitelerde, araştırma görevlisi, yrd. doçent, doçent ve profesör olarak görev yapabilirler.