Antalya

Söylentilere göre İ.Ö.2. yüzyılın ortalarında Bergama Kralı Attalos’un; bana bir yeryüzü cenneti bulun; buyruğuyla kurulan ve adını kurucusundan alan Attaleia bugünün Antalya’sı Antik Pamfilya Psidya Likya Bölgelerinin kesiştiği Anadolu’nun en bereketli coğrafyasında kurulmuştur. Antalya tarihi boyunca hep kültürün sanatın mimarinin mitolojinin doruğudur. Çünkü doğasını oluşturan lacivert denizleri görkemli Torosları coşkun çağlayanları renk renk ağaçları çiçekleri ve böcekleri esin kaynağı olmuştur Antalyalı’ya.

Büyük Önder Atatürk 1930 yılının ilkbaharında ilk kez gördüğü Antalya’da lacivert denizlerin ardındaki dağların anlık renk renk değişimini izlerken boşuna;”Antalya hiç şüphesiz ki Dünyanın en güzel yeridir”; dememiştir tarihin değişmezliği içinde… 19. yüzyılda bir Avustralya’lı araştırmacının benzetmesiyle Antalya; Avrupalı yazarların çizdikleri hayal ürünü güzel manzaraların belki de hayal edilemeyecek kadar güzeli ve gerçeğidir. Bugün Antalya’yı; turizmin başkenti; kılan uzun ve zorlu bir serüvenin kaynağı işte bu gerçektir. Doğal güzellikler arasında yer alan Antalya palmiyelerle sıralanmış bulvarları uluslararası ödül sahibi marinası ile Türkiye’nin en önemli turizm merkezidir. Geleneksel mimarisi ile şirin bir köşe oluşturan Kaleiçi’nde dar sokaklar ve eski ahşap evler tarihi şehir duvarlarına dayanır.

Bergama Kralı 2. Attalos tarafından İsa’dan önce ikinci yüzyılda kurulan ve antik çağlardaki adı olan Attaleia’yı da bu kralın adından alan Antalya tarih boyunca sürekli bir yerleşim bölgesi olmuştur. Osmanlı hakimiyetinden önce şehir sırası ile Roma Bizans ve Selçuk egemenliğinde kalmıştır. 13. yüzyılda Selçuklu sultanı Alaeddin Keykubat tarafından inşa edilmiş olan Yivli Minareli Cami Antalya’nın sembolü haline gelmiştir. Kaleiçi’nde yer alan aynı döneme ait Karatay Medresesi Selçuk taş işçiliğinin kent’deki en güzel örneğini sergiler. Şehrin en önemli iki camisi 16. yüzyıldan kalma Murat Paşa Camisi ve 18. yüzyıldan kalma Tekeli Mehmet Paşa Camisi’dir. Marinanın yanında 19. yüzyılda kesme taştan doğal bir pınarın üzerine dört sütun üzerinde inşa edilmiş olan İskele Camisi yer alır.

 

Gizem KIZILBOĞA

20141222014

Artvin

Artvin, Türkiye’nin Karadeniz Bölgesi’nin Doğu Karadeniz Bölümü’nde yer alan, Karadeniz’e kıyısı bulunan bir ildir. İl,Türkiye’nin Gürcistan’la olan sınırında yer alan kuzeydoğu köşesidir. Doğusunda Ardahan ili, güneyinde Erzurum ili ve batısında Rize ili vardır. Merkez ilçesi dahil 8 ilçeden oluşmaktadır. Yüzölçüm bakımından en büyük 55. il, 2009 nüfus sayımına göre de 165.580 kişiyle Türkiye’nin en kalabalık 75. ilidir.

Coğrafi ve kültürel yapısıyla Anadolu’nun diğer bölgelerinden keskin çizgilerle ayrılır. Yüzey şekilleri çok engebelidir. İklim çeşitliliği fazladır. İlin en önemli akarsuyu, 1956 yılına kadar adını veren Çoruh Nehridir. Artvin boğalarıyla meşhur bir il olup simgesi boğadır. Artvin il topraklarının yaklaşık %55’ini ormanlık alanlar kaplamıştır. Murgul’da bakır madeni vardır. Tarihte genellikle Livane ve Çoruh adıyla bilinir. Artvin il nüfusunu Gürcüler, Hemşinliler, Kıpçak Türkleri, Ahıska Türkleri ve Lazlaroluşturur.

Millî parklarıyla ünlüdür. Şavşat ilçesinde bulunan Karagöl Sahara Millî Parkı içerisinde bulunan Şavşat-Karagöl ve Borçka-Karagöl görülmeye değerdir. Efeler-Gorgit Tabiatı Koruma Alanı esas olmak üzere Camili yöresi Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü tarafından biyosfer rezerv alanı olarak belirlenen Türkiye’deki tek bölgedir ve bir dünya mirası olarak görülmektedir.

Eğitim

İlde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 241 kurum ve 1 üniversite vardır.

Kültür

Artvin’de Karadeniz ve Kafkas kültürü hakimdir. Kafkas kültürü Kıpçak Türklerinde ve kısmen Gürcülerde vardır, Karadeniz kültürü ise Laz, Hemşinli ve Gürcülerde vardır. Mısır unu yaygın kullanılır. Ayrıca kıyıda hamsinin her çeşidi tüketilir. Kara lahana Artvin’de gürcü ve laz larda vazeçilmez bir üründür. Yöresel çalgılar, kemençe tulum akordiyon,davulve zurnadır. Artvin yöresinde Bar oyunları ve adı Artvin Barı olan fakat Atatürk’e ithafen adı Atabarı olarak değiştirilen halk oyunu, Artvin ile özdeşleşmiştir. Artvin ili’nin simgesi Boğa’dır. Her yıl Geleneksel Boğa Güreşleri Festivali yapılır, Kafkasör festivali bunların içinde en ünlüsüdür.

Spor

Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinden beri Artvin ilinde güreş ve cirit sporları yaygın iken günümüzde unutulan birer spor dalları haline gelmiştir.Hatta Cumhuriyetin ilk yıllarında Ruslarla yapılan güreş müsabakaları olmuş bu müsabakalarda kazanan güreşçilere devlet tarafından çeşitli ödüller verilmiştir.Cirit sporu arazinin engebeli olmasından dolayı Artvin ilinde pek yaygın değildir fakat Artvinli Ciritciler Erzurumda yapılan Cirit sporlarına katılmışlar ve halende katılmaya devam ediyorlar.

Ayrıca Hopa merkezli Hopaspor, Artvin’in önde gelen futbol takımlarındandır.

 

Kaynak: https://tr.wikipedia.org

Yozgat

Eğitim

İlde, yüksek lisans düzeyinde eğitim veren Bozok Üniversitesi vardır. Bunun yanı sıra ilde Fen lisesi, Yozgat Endüstri Meslek Lisesi, Anadolu Öğretmen lisesi, Turizm Otelcilik Meslek lisesi ve Anadolu lisesi bulunmaktadır.

Ekonomi

Yozgat kalkınmada birinci derecede öncelikli yöreler kapsamındadır. 1998 yılında çıkarılan 4325 sayılı kalkınmada öncelikli illerde istihdam yaratılması ve yatırımların teşvikine yönelik kanun ile Yozgat Sanayisi bir nebze de olsa canlılık kazanmış, Organize Sanayi Bölgesi (OSB) tahsis başvurularında doluluk yaşanmıştır. 2001 yılında yaşanan ekonomik krizle birlikte OSB’de faaliyet gösteren firma sayısında ciddi bir düşüş yaşanmış, sonrasında çıkarılan 5084 sayılı kanun da 4325 sayılı kanun kadar etki oluşturamasa da yeni yatırımların oluşmasına sebep olmuştur.

Yozgat ilinde ağırlıklı üretim; gıda, konfeksiyon, metal işleme, tuğla ve hazır beton gibi üretim kollarıdır.

Tarım

İlin ekonomisi büyük oranda tarıma dayalıdır. Yer şekilleri %98,8 oranında tarıma imkan vermektedir. İlde, yarı kurak iklim şartlarından dolayı, kuru tarım yaygınlaşmış ve ürün çeşitleri azalmıştır. İlde yoğun olarak, tahıllar ve baklagiller yetiştirilmektedir. Bunların yanı sıra sulu tarım alanlarında şekerpancarı, ayçiçeği, patates ve soğan türü ürünler yetiştirilmektedir. Sulanabilir alanlar sınırlı olduğu için, il tarımında sebze üretiminin önemi azdır. İklimin sert oluşu ve depolama olanaklarının azlığından dolayı, meyve üretimi büyük boyutlarda değildir. Elma, armut, kayısı, vişne, üzüm, ayva, badem ve ceviz yetiştirilen başlıca meyvelerdir. Başıbüyüklü Köyü tarımda çok gelişmiş olup Yozgat nüfusunun yaz aylarında bütün sebze ihtiyacını karşılamaktadır

Hayvancılık

İl ekonomisinde tarımın yanı sıra hayvancılıkta önemli bir gelir kaynağıdır. Bozkırların geniş yer kaplaması küçükbaş hayvancılığın yaygınlaşmasına ortam hazırlamıştır. Hayvancılık genelde tarımsal faaliyetlerle bir arada yapılmakta olup, mera hayvancılığı biçimindedir. Son yıllarda hayvan soylarının ıslahı çalışmaları ve hayvansal ürünleri değerlendirmeye yönelik sanayi faaliyetleri ile hayvancılık alanında canlanma olmuş, modern işletmeler kurulmaya başlamıştır. İlde, küçükbaş hayvanlardan; akkaraman koyunu,kıl ve tiftik keçisi, büyükbaş havyanlardan sığır ve manda gibi cinsler beslenmektedir. Deri üretimi Yozgat’ın önemli gelir kaynaklarındandır. Son yıllarda kümes hayvancılığında da önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Küçük ölçekli tavuk çiftliklerinde, modern yöntemlerle üretim yapılmakta olup, özellikle 1995 yılından itibaren yumurta üretiminde belirgin artışlar olmuştur.

Ormancılık 

İl topraklarının %18,24’ünü kaplayan ormanlar Akdağmadeni, Aydıncık, Çandır, Çayıralan, Çekerek, Kadışehri ve Saraykent’te yoğunlaşmıştır. Boğazlıyan ve Yenifakılı ilçelerinde ise orman örtüsü neredeyse hiç yoktur. İlde ormanları işletmek ve korumak üzere toplam üç işletme müdürlüğü mevcuttur.

  • Yozgat Orman İşletme Müdürlüğü
    • Görev alanları: Merkez, Aydıncık, Çekerek, Kadışehri, Şefaatli, Sorgun ve Yerköy.
  • Akdağmadeni Orman İşletme Müdürlüğü
    • Görev alanları: Akdağmadeni ve Saraykent
  • Çayıralan Orman işletme Müdürlüğü
    • Görev alanları: Boğazlıyan, Çandır, Çayıralan, Sarıkaya ve Yenifakılı ilçelerini kapsamaktadır.

Orman alanlarına bağlı olarak ormancılık yapılmaktadır.

Kültür ve turizm

Yozgat E 88 karayolu üzerinde bulunması ve özellikle Hattuşaş(Hitit Medeniyeti Başkenti)’ın yakın olması ve Hattuşaş ile Kapadokyayı birbirine bağlayan Atatürk yolunun il merkezinden geçmesi nedeniyle yabancıların uğrak yeridir. Bozok yaylası olarak da adlandırılan ve ilkçağlardan beri yerleşim yeri olan Yozgat, bozulmamış doğası,misafirperver sıcakkanlı insanları,çok güzel misafir anlayışları, sahip olduğu tabiat güzellikleri, mesire yerleri, yüksek ovaları, tarihi, kültürel, turistik değerleri ve kaplıcalarıyla gezilip görülmesi gereken en güzel illerimizden biridir.Türkiye’nin ilk Milli Parklarından olan çamlık Milli Parkı, Akdağ Ormanları, Şebekpınarı Mesire alanı, Kazankaya Vadisi, ve Gelingüllü barajı gibi yerler spor, dinlence ve piknik alanlarıdır.

 

 

Kaynak : https://tr.wikipedia.org

Memleketim Afyonkarahisar

Afyonkarahisar

Afyonkarahisar-Uçak-Bileti-01-513x308

Afyonkarahisar, Türkiye’nin Ege Bölgesi’nde İç Batı Anadolu Bölümü’nde yer alan bir ildir. 2014 yılı verilerine göre ilde; merkez ilçe ile beraber 18 ilçe, 41 belde ve 412 köy vardır.
Bilindiği kadarıyla ilk olarak Hitit egemenliğinde olan Afyonkarahisar toprakları, sonra sırası ile Frigya ve Lidya egemenliğine geçti. Daha sonra MÖ 6. yüzyılda Pers egemenliğine giren Afyonkarahisar’ı Büyük İskender fethetti. Onun ölümünden sonra Selevkos ve Bergama Krallıkları’nın egemenliğine giren topraklar, daha sonra Roma İmparatorluğu topraklarına katıldı. Alparslan’ın Malazgirt Savaşı’ndan sonra Türklerin Anadolu’yu fethiyle Sultan I. Mesut’un emri ile Akronium Kalesi’nin eteklerine Karaşar Türkleri yerleşmiş ve daha sonra kaleye Karahisar adı verilmiştir. Karahisar ve yöresi, Selçuklu Veziri Sahip Ata Fahrettin Ali’nin “Sahip” unvanı nedeniyle “Karahisar-ı Sahip” olarak anılmıştır. Karahisar-ı Sahip “Vezirin Karahisarı” anlamına gelmektedir. Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın fethiyle ilk kez Türk egemenliğine giren topraklar, I. Haçlı Seferi sırasındaki Hristiyan egemenliğinden sonra Alaaddin Keykubat tarafından yeniden Türk yönetimine alındı. 12. yüzyılda Germiyanoğullları’nın egemenliğinde olan bölge, sonra Osmanlı İmparatorluğu yönetimine girdi.

Afyon’da Batı Anadolu ağzı kullanılmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 81 ilinden biri olan Afyonkarahisar ili, Anadolu yarımadasının batıya yakın ortasında ve Ege Bölgesi’nin iç kesiminde yer alır. İç Anadolu yaylasının Ege kıyılarına açılan bir eşiği, bir geçidi durumundadır. Çevresinde Eskişehir, Konya, Isparta, Denizli, Uşak ve Kütahya illeri bulunur. Kuzey doğudan güney batıya uzandıkça alçalan ovaları ile hem Orta Anadolu’dan ve hem de Ege Bölgesi’nden sayılır.fyonkarahisar ilinin 2014 yılı TÜİK verilerine göre toplam nüfusu 706.371’dir. Bu nüfusun 350.370’i erkek, 356.001′ i kadındır. Aynı tarih verilerine göre Afyonkarahisar’ın genç bir şehir olduğu anlaşılmaktadır. Nüfusun % 39,6’sını (279.947) 25 yaş altı nüfus oluşturma

Termal Turizm

kaplica_2
Afyonkarahisar, Türkiye’de kaplıca ve ılıca yönünden sayılı iller arasındadır. Bu sebeple son yıllarda fertler ve şirketler ve kooperatifler termal turizme yönelik yatırımlara yönelmişlerdir. Yapılan ve yapılacak olan bu yatırımların sonunda Afyonkarahisar turizmde hak ettiği yerini alacaktır. Kaplıcaları, zengin Tabiat yapısı, tarihî eserleri, alternatif turizm çeşitliliği, kültür ve inanç turizmi festival ve şenlikler gibi çeşitli turizm değerlerine sahip olan Afyonkarahisar, Anadolu’nun batı yakasında bir kavşak noktası olup, doğuyu batıya, kuzeyi güneye bağlayan tabiî bir kapı konumundadır. Bu yüzden turizm potansiyeli yönüyle ülkemizin sayılı illeri arasındadır.

KAYNAK:www.memleketim.com

Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler MYO

EZGİ SAV
HİT2 NÖ
20141222028

1 4 5 6 7 8 64