VAN TARİHİ

indir

Van, geçmişten günümüze birçok medeniyetin izlerini üzerinde barındırmaktadır. Bu çerçevede tarih öncesi devirlere ait kaya ve mağara resimleri önemli bir yer tutmaktadır. Bölgede neolitik devirden itibaren kesintisiz devam eden kültürlerin varlığını Tilkitepe ve Dilkaya Höyükleri ve çeşitli kazılarda elde edilen buluntular göstermektedir. Van’ı yüksek bir medeniyet düzeyine ilk defa Urartular çıkarmıştır. Urartulardan kalan birçok kale, tapınaklar, kaya mezarları, suyolları ile diğer toprak ve madeni eserler bunu kanıtlamaktadır

 

 

imagesCATAM6ZE

Urartuların M.Ö.6.yüzyıl ortalarında yıkılmasıyla birlikte Van,yaklaşık1.500 yıl sessizliğe gömülmüş, O dönemden Van Kalesi’nin güney yüzünde kayalıklara kazınmış pers yazıtı dışında hiçbir önemli kalıntı günümüze ulaşmamıştır. Bu da gösteriyor ki, bölge uzun süre geçiş noktası olarak kullanılmış, büyük medeniyetlerin yerleşimine sahne olmamıştır. Van’ın tekrar canlanması, M.S.8.yüzyıl’dan sonra Vaspurakan Krallığı ile başlamaktadır. Akdamar Kilisesi bunun en önemli tanığıdır.

 Çevrede Hıristiyan mimarisine ait dini yapılar bu devirden itibaren giderek yaygınlaşmış ve yörenin kültürel mirasında önemli bir yer edinmiştir.11.yüzyıl başlarından itibaren Türk akınlarına sahne olan bölge, Malazgirt savaşıyla Selçukluların egemenliğine girmiş ve Selçuklularla birlikte Türk-İslam eserleri görülmeye başlanmış, bunu diğer Türk devletlerinin hâkimiyetleri izlenmiştir. Selçuklu sonrasında Van ve çevresine İlhanlı, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safevi ve Osmanlı devlet ve hanedanları hâkim olmuşlardır.

1914 yıllında başlayan 1.Dünya Savaşı’nda Rusların istilası ve Ermenilerin ayaklanmasıyla başlayan karanlık günler 2 Nisan 1918 ‘e kadar sürmüştür. Cumhuriyet devrinde büyüyüp gelişen Van, bugün ülkemizin önemli şehirlerdendir.

 

 

imagesCAC3Y8PO

  • AKDAMAR ADASI VE KİLİSESİ
  • HOŞAP KALESİ
  • BARTHOLOMEUS KİLİSESİ
  • HÜSREV PAŞA CAMİİ
  • KAYA ÇELEBİ CAMİİ
  • YEDİ KİLİSE
  • İZZETTİN ŞİR CAMİİ
  • ALTINSAÇ KİLİSESİ
  • MEHER KAPI
  • ADIR ADASI VE LİM MANASTIRI
  • TRAVERTENLER
  • VAN KEDİSİ
  • ERÇEK GÖLÜ KUŞ CENNETİ
  • İNCİ KEFALİ
  • ŞEYTAN KÖPRÜSÜ
  • TERS LALE
  • SAVAT
  • ARTOS DAĞI
  • ABALI KAYAK MERKEZİ
  • MURADİYE ŞELALESİ
  • GEVAŞ HALİME HATUN KÜMBETİ
  • ÇAVUŞTEPE KALESİ
  • OTLU PEYNİR
  • VAN KAHVALTISI
  • VAN GÖLÜ
  • VAN KİLİMLERİ
  • FLAMİNGOLAR
  • YAMAÇ PARAŞÜTÜ
  • UŞKUN
  • RAFTİNG
  • EREK DAĞI
  • VAN LALESİ
  • VAN’DA SU SPORLARI
  • ÇARPANAK ADASI
  • İKİZ KÜMBETLER
  • BEND-İ MAHİ KÖPRÜSÜ
  • VANADOKYA
  • KANİSPİ ÇAĞLAYANI

KAYNAK:

http://www.vankulturturizm.gov.tr

martılar

untitled

Familyası: Martıgiller (Laridae). Yaşadığı yerler: Dünyânın her yerinde, deniz kenarlarında yaşar. Özellikleri: 35 cm kadar boya sahip, uzun ve sivri kanatlı, iyi uçucu ve yüzücü bir kuş, parmakları perdelidir. Toplu yaşarlar. Çeşitleri: Pekçok çeşidi bulunmaktadır. Cüce martı, gümüşsel martı, kara martı, güler martı önemlileridir.

Martıgiller familyasından, uçucu ve yüzücü bir kuş. Boyları ortalama 35 cm’yi geçmeyen dolgun vücutlu, kısa boyunlu olan martılar, deniz kenarlarında büyük sürüler hâlinde yaşar. Tüyleri beyaz, açık kül rengi veya siyahtır. Kafasındaki tüyler yazın esmer, kışın ise beyaz bir renk alır. Kanatları, oldukça uzun ve uçları sivri olup, iyi uçmasını temin ederler. Gagaları ortasına kadar düz, sona (ucuna) doğru kanca gibi aşağı kıvrılmıştır. Kuyrukları çoğunlukla çatallıdır. Ayaklarının ön parmakları perdeli, arka parmağı ise serbesttir. Bu sâyede suda yüzebilirler. Çok iyi bir yüzücü olan martı, çok kötü hava şartlarında bile deniz üzerinde rahatlıkla yüzebilir ve dinlenebilir. Suya dalma özellikleri yoktur. Besinlerini deniz yüzeyinden ve kıyılardan temin eder. Doymak bilmeyen bir iştahları vardır. Böcekler, yumuşakçalar, hayvan leşleri, çöplüklerdeki artık maddelerle beslenirler. Çöpleri yemeleri sebebiyle insanlara faydalı olurlar. Çöpü bol olan büyük limanların çevresinde çok bulunurlar. Âdi martılar, kalabalık olarak yaşadıkları göl, bataklık ve deniz kenarlarında yuva yaparlar. Yuvaları yosunlarla örtülü olup, muntazam değildir. Martılar yuvalarına fazla bağlı sayılmazlar. Dişi, yuvaya bıraktığı 2-3 yumurta üzerine 3-4 hafta kuluçkaya yatar. Yumurtadan çıkan yavrular esmer renklidir. Yavru martı, açlığını, anne ve babasının gagasındaki belli noktaya vurmak sûretiyle haber verir

kaynak:http://www.turkcebilgi.com/mart

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık

 

images

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümünün amacı, halkla ilişkiler, reklam ve pazarlama iletişiminin tüm alanlarında bilgi ve deneyimi etkileşimine dayalı, öğrenim odaklı eğitim vermek ve bu doğrultuda yerel ve evrensel paylaşıma açık, değerli iletişimciler yetiştirmektir.

Öğrencilerimizin pazarlama iletişimi alanında yönetsel bilgi-beceri kazanabilmeleri, yaratıcı çözümler üretebilmeleri ve stratejik düşünebilmeleri amacıyla interaktif bir öğrenim anlayışı benimsenmektedir. Bu anlayışla hazırlanan öğrenci çalışmaları, farklılık yaratarak iletişim alanındaki yarışmalarda (Genç Kırmızı, Aydın Doğan Genç İletişimciler Yarışması, vb.) ödüller kazanmaktadır.

Öğrencilerimiz, aldıkları seçmeli dersler, hazırladıkları projeler, reklamlar ve iletişim kampanyalarıyla mezun olduklarında reklam ve halkla ilişkiler ajanslarında, medya planlama ve satın alma şirketlerinde, dijital ajanslarda, siyasi partilerde, sivil toplum örgütlerinde ve kamu kuruluşlarında halkla ilişkiler uzmanı, reklamcı, marka yöneticisi, iletişim uzmanı, medya planlamacı, metin yazarı, müşteri temsilcisi, araştırmacı, stratejik planlamacı olarak çalışabilmektedir.

kaynak

Kurumsal Sosyal Sorumluluk Nedir?

th Kurumsal sorumluluk, ulusal ve uluslar arası iş dünyasında önemi hızla artan iletişim çalışmaları olup, güçlü ekonomiler, pazarlar ve komiteleri ile sürdürülebilirliği içerir. Avrupa Komisyonu Kurumsal Sorumluluk tanımını şöyle yapmış; “kurumların iş operasyonlarındaki sosyal ve çevresel ilgilerini bir konsept aracılığıyla ve gönüllü olarak paydaşlarıyla etkileşim içinde tamamlamalarıdır.” Kurumsal sorumluluğun hedefi, kurumların toplumsal sorumluluk bilinci etrafında, müşterileri, çalışanları, paydaşları ve kamuoyu üzerinde pozitif etki yaratmaktır. Kurumsal sorumluluk, kuruluşlara hem ulusal hem uluslar arası alanda sürdürülebilirlik ve rekabet yönünde önemli bir katkı sağlıyor.

kaynak

http://www.halklailiskiler.com/kurumsal-sorumluluk.html

halkla ilişkiler ve kamu yönetimi

783155_kamu-yonetimi

Demokratik ve modern toplumlardaki kamu hizmetlerinin yürütülmesinde halkın

bilgi sahibi olması bir hak olarak ortaya çıkmaktadır. Kamu kuruluşlarının sunduğu

hizmeti talep eden her insan, gerek kendi işlemlerinin hangi safhada olduğu, gerekse

kurumun yaklaşımı konusunda bilgi sahibi olup gerekli mercilere başvurmak istemektedir.

Bu aşamada kendisine en yakın birim olarak da halkla ilişkiler birimini görmektedir. Bu

yüzden kamu kurum ve kuruluşları için önem arzeden faaliyetlerden biri de halkla ilişkiler

faaliyetleridir.

Halkla ilişkiler, kamu kurum ve kuruluşlarında iç ve dış çevreler arasında karşılıklı

iletişimi sağlayan bir işletme yönetimi olarak açıklanabilir. Bu tanımdan hareketle, halkla

ilişkilerin üç aşaması söz konusudur. İlk olarak, iki yönlü bir iletişimin varolması; ikincisi

bilgilendirme, anlama ve imaj geliştirme boyutu ile kamuoyunu etkileyebilmesi; ve son

olarak da bir yönetim görevi olmasıdır. Günümüz toplumlarında, halkla ilişkilerin

kaynak

http://iibfdergi.cumhuriyet.edu.tr/