BUZ HOKEYİ

Buz Hokeyi, buzun üzerinde iki takımla oynanan bir spor veya oyundur. Oyuncular hokey patenlerini giyip hokey sopalarıyla diski (pakı) kontrol etmeye çalışırlar. Oyuncular diski (pakı) kaleye sokarak sayı bulurlar. Takımda biri kaleci olmak üzere altı oyuncu molasız oynar. Aslen bir takımda 20’den fazla oyuncu vardır. Bir oyuncu kuralları ihlal ederse hakem ceza olarak takımı bir süreliğine 5 kişiyle oynatır. 26×56 mt. genişlikte bir alanda oynanır. 15 ya da 20 dakikalık üç devreden oluşur.

buz-hokeyi

 

Buz Hokeyi Sahası

Buz hokeyi konusunda Kanada, Rusya, İsveç, Finlandiya, Çek Cumhuriyeti,Amerika Birleşik Devletleri ve Slovakya önde gelen ülkelerdir. Dünyadaki en iyi oyuncuların çoğu NHL’dendir (Ulusal Hokey Ligi). Yılın sonunda Stanley Kupası’nı kazanmaya çalışırlar. Kuzey Amerika’da kadınlar Bayanlar Ulusal Hokey Ligi ve Bayanlar Batı Hokey Ligi’nde oynar. Kuzey Amerika ve Avrupa’da erkekler hokeyi kadınlar hokeyinden daha popülerdir. Olimpiyatlarda hokey hem kadınlar hem de erkekler tarafından oynanır. Buz hokeyi 19. yüzyılda Kanadalı güverteciler tarafından bulunmuştur. NHL 1917’de başlamıştır. 2007 itibariyle doğu-batı konferansı adlarıyla 15’lik iki ligi vardır.

nhl-08-20070724052250942

Bu sporun en popüler olduğu ülkeler ABD, Kanada, Rusya, İsveç, Finlandiya ve Çek Cumhuriyeti’dir.

Tarihi

Buz hokeyi, ilk kez orta çağlarda Kuzey Avrupalılar tarafından oynanmaktaydı. 19’uncu Yüzyıl ortalarında ise ilkel formda Kanada’da oynanmaya başlanmış, ilk resmi hokey oyununun 1855’te Kingston, Ontario’da oynandığı düşünülmektedir. Kayıtlara geçen ilk maç 1865’te bir üniversite öğrencisi olan Robertson tarafından düzenlendi. Daha sonra Robertson, ilk buz hokeyi kurallarını geliştirdi.Bu kurallar gereğince takımlar dokuzar oyuncudan oluşuyor ve kare şeklinde bir pak kullanılıyordu. Montreal’de toplanan bir komite oyunun yedişer kişilik takımlarla oynanmasını öngörmüştür. 1909’da ulusal hokey kurulu, oyuncu sayısının altıya indirilmesine karar verdi. 1893’de ise Stanley kupası başladı. Bu kupada en iyi Kanadalı hokey takımına Lord Stanley ödülü verilmekte ve günümüzde devam etmektedir

OYUN KURALLARI

-Bir takımın bir oyun oynanırken buzda 6 oyuncudan fazla oyuncusu olamaz.

-Takımlar her yeni devrede veya uzatma devresinde kaleleri değişirler.

OYUN OYNANIRKEN KALECİLERİN DEĞİŞİKLİĞİ
-Oyun oynanırken, bir kaleci bir başka kaleci veya oyuncuyla aşağıdaki durumlarda istenilen zamanda değiştirilebilir:
— Değişen oyuncu veya kaleciler oyuncu sıralarından ve yan duvarlardan 3m den daha yakında hayali saha içindelerse
— Değişiklik tamamlanmadan önce değişen oyuncu ve kalecilerden hiçbiri oyuna katılmazsa.

OYUN SÜRESİ

Normal bir oyun 20 şer dakikalık 3 devreden oluşur ve bu devrelerin arasında 15 ‘ er dakika ara olur. Takımlar her devre kaleleri değişirler.

Kaynakça: http://tr.wikipedia.org/wiki/Buz_hokeyi

TENİS

                                                TENİS

Tenis, raket ve topla iki kişi arasında ya da ikişer kişilik iki takım arasında oynanan olimpik bir spor. Oyuncular raketleri ile içi boş lastik bir topu ağ (net) üzerinden rakibinin sahasına (korta) atmaya çalışırlar. Kurallar dahilinde en çok puanı alan oyuncu kazanır.

maria-sharapova-ve-tenis_187980 novak-djokovic-abierto-australia-tenis

Kökleri Ortaçağ Fransa’sında elle oynanan bir oyuna dayanan ancak bugünküne oldukça yakın şekilde 1800’lü yıllar İngiltere’sinde oynanmaya başlayan oyun, öncelikle İngilizce konuşulan ülkelerde yayılmıştır. Tenis bugün bir olimpiyat sporu olup, her seviyeden, her yaştan ve her ülkeden oyuncusu bulunmaktadır.

Tenis dikdörtgen düz bir kortta genellikle beton (sert), kil (toprak), çim veya ahşap bir yüzeyde oynanır. Profesyonel teniste kortlar belirli ölçülere göre yapılmak zorundadır.

                   Etimoloji

Tenis sözcüğünün kökeni Anglo-Fransızca tenetz (bekle ve yakala) sözcüğüne dayanır. Bu sözcük de aynı anlamdaki Eski Fransızca “tenez” sözcüğünden gelir. 14. yüzyılda Fransız şövalyelerin bir topa avuç içi ile vurmak suretiyle oynadığı ve “avuç içi oyunu” olarak bilinen bir oyunda oyuncular birbirlerine tenetz! diye bağırırlardı. Bu nedenle izleyiciler zamanla oyunu bu nida ile özdeşleştirdiler.

                        Kort

 Tenis kortunun ölçüleri. 8,23’lük kısım tekler, 10,97’lik kısım çiftler içindir.

Profesyonel bir tenis kortu dikdörtgen şeklindedir ve 23,77m (78 feet) uzunluğunda, 10,97 m (36 feet) genişliğindedir. Tekler müsabakası için genişlik 8,23 m (27 feet)‘dir.

Kort 1,07 metre (3 1/2 feet) yüksekliğindeki iki direğin üzerinden geçen çelik tel veya kordona asılmış ağ (net) ile ortadan ikiye ayrılmıştır. Ağ gergin olmalı, direkler arasını tamamen doldurmalı ve topun geçmeyeceği kadar sık dokunmuş olmalıdır. Ağın orta yüksekliği 0,914 m (3 feet) olup, fileyi tutan çelik telin üzerinden geçerek yere sabitlenen bir “orta bant” ile ağın yüksekliği ve gerginliği ayarlanır. Ağın üzerindeki çelik tel, bir bant tarafından (ağ bantı) örtülmüş olmalı, ağ bantı ve orta bant tamamıyla beyaz olmalıdır. Fileyle ilgili kurallar arasında şunlar yer alır:

  • Çelik telin veya kordonun çapı en çok 0,8 cm (1/3 inç) olmalıdır.
  • Ortada bulunan ağ bandının genişliği en çok 5 cm (2 inç) olmalıdır.
  • Ağ bandının genişliği, çelik telin her iki yanından da aşağıya doğru en az 5 cm (2 inç), en çok 6,35 cm (2.1/2 inç) olmalıdır.

tenis-kortu-c3814

Kortların genişliğini belirleyen çizgilere sınır çizgileri denir. Bunların ortasındaki küçük işaretin adı ise çilekeş çizgisidir. Bu çizgilerin kalınlığı 5 cm dir.

Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Tenis

Renklerin İnsan Psikolojisi Üzerindeki Etkileri

Renklerin insan yaşamındaki yeri ve öneminin yüzyıllardır biliniyor olmasına rağmen üzerindeki yoğunluğun son yıllarda oldukça arttığı da gözlenen bir gerçektir. Renkler insan yaşantısında önemli bir yere sahiptir. Üstelik uzmanların belirttiğine göre renkler yalnızca psikolojik etkilerde bulunmuyor. Vücut üzerinde fizyolojik birtakım etkilere de sahip.

Renkler, sıcak ve soğuk renkler olmak üzere genel olarak ikiye ayrılır. Yapılan bu ayrım renklerin insan üzerinde yarattığı etkiyle doğru orantılıdır.

Sıcak renkler: kırmızı, turuncu, sarı

Soğuk renkler: mavi, yeşil ve mordur.

Modern dünyada hızla gelişmekte olan ticaret faaliyetlerinde de renklerin etkisini göz ardı etmemek gerek. Özellikle giyim sektörü için renklerin ahengini bilmek bulunmaz fırsat doğrusu. Bir düşünün. Bir mağazada onlarca kıyafet varken onların içinden yalnızca bir ya da birkaçının dikkatimizi çekiyor olmasının bir nedeni olmalı öyle değil mi? Çoğu zaman kıyafetin üzerimizde nasıl duracağıyla ya da bedeniyle değil de ilk olarak renk açısından bizde uyandırdığı etkiyle onu almaya ya da almamaya karar veririz. Renkler biz alıcılar ile mağaza sahipleri yani satıcılar arasında adeta bir köprü vazifesi görürler. Çünkü renkler, ürünün alınması aşamasında çok keskin ve baskın bir ölçüt oluşturmaktadır. Görselliğin had safhada olduğu çağımızda, elbette dikkatimizi ilk göze hitap eden ürünler çekecektir. Görselliğin çok büyük bir kısmını da bilindiği üzere doğru renk tercihleri oluşturur. Uzmanların belirlemiş olduğu ölçütlere göre hangi rengin ne tür bir izlenim uyandırdığı aşağıdaki gibi sıralanabilir:

Beyaz: Masumiyetin rengidir. Temizliği anımsatır. Gelinliklerin beyaz olmasının nedeni insanda uyandırdığı berraklık duygusudur.

Siyah: Gücün ve hırsın timsalidir.

Sarı: Bilindiği üzere güneşin rengidir. Dolayısıyla çarpıcıdır, canlıdır. Sembolizmde geçiciliğin rengi olarak bilinmekle beraber dikkat çekmesi açısından ticari ürünlerde oldukça fazla kullanılır.

Kırmızı: En dikkat çekici renktir denilebilir. Bu yüzden reklam malzemelerinde oldukça fazla tercih edilir. Bunun yanında kalp atışlarını hızlandırdığı söylenir. Bu yüzden yılbaşı ya da sevgililer günü gibi daha çok genç kesime hitap eden bu özel günlerde bu renkten faydalanılır. Yine dikkat çekici ve vurucu bir renk olması nedeniyle birçok firmanın logosu kırmızı ağırlıklıdır.

Turuncu: Sıcak renklerden bir tanesidir. Sosyalliği çağrıştırır. Bu yüzden turuncu renkli bir obje grubu, olduğundan daha fazla görünür. Ayrıca turuncu “herkes için” imajı verdiğinden yine pazarlama sektöründe sıklıkla kullanılan bir renktir.

Mavi: Bilinen en belirgin özelliği rahatlatıcı etkisidir. Ancak bunun yanında uzaklığı çağrıştırdığından soğuk bir renktir.

Yeşil: Doğayı anımsatır. Bu yüzden de dinlendirici bir etkisi vardır. Aynı zamanda kendine güvenin ve bağımsızlığın sembolüdür.

Mor: İnsanda esrarengiz duygular uyandırdığı söylenir. Daha çok bilinçaltını açığa çıkardığı bilinir. Soğuk renklerden biridir.

Kaynakça:https://degisimehazirim.com/blog/renklerin-insan-psikolojisi-uzerine-etkileri/

Eskişehir

Porsuk Çayı Eskişehir merkez

Porsuk Çayı Eskişehir merkez

Eskişehir, Türkiye’nin bir ili ve en kalabalık yirmi beşinci şehri. 2014 yılına göre Eskişehir nüfusu 812.320’dir. Ortasından Porsuk Çayı geçen şehir, içerisinde Osmangazi Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi’nin bulunması nedeniyle bir öğrenci kenti görünümündedir.

Met helvası, Nuga helvası, Haşhaşlı çörek, Kalabak suyu, Çibörek ve Lületaşı ile meşhurdur. İşlenebilir lületaşı, Türkiye’de yalnız Eskişehir’de çıkarıldığı için Eskişehir taşı olarak bilinir.[1] Türkiye’de Eskişehir ve Sivrihisar dolaylarında yetişen bir çoban köpeği olan akbaş da şehre ait önemli değerlerdendir.[2] Sanat kurumları ve tesisleri ile kültür ve sanatta gelişmiş bir şehirdir. Anadolu Üniversitesi ve büyükşehir belediyesi bünyesinde iki adet senfoni orkestrası bulunmaktadır. Ayrıca her yıl düzenlenen Uluslararası Eskişehir Festivali ile şehirde müzik, tiyatro, resim ve sinema dallarında sergiler ve gösteriler yapılmaktadır.[3]

Eskişehir günümüze kadar değişik uygarlıklar altında varlığını sürdürmüştür. Üzerinde kurulan medeniyetlerden bazıları Frigya, Bizans, Anadolu Selçukluları ve Osmanlı İmparatorluğu’dur.[4]

Türk Silahlı Kuvvetleri Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı Muharip Hava Kuvveti, Hava Füze Savunma Komutanlığı, 1. Hava İkmal ve Bakım Merkez Komutanlığı ve 1. Ana Jet Üs Komutanlığı da Eskişehir’de bulunmaktadır. Ayrıca hem askerî hem de sivil havaalanı (Anadolu Üniversitesi Havaalanı) bulunmaktadır.

Eskişehir 2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti ve UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Başkentliği unvanlarını taşımaktadır.[5]

Türk Hava Yolları’nın Airbus A330-200 tipi uçağı, TC-JNG, de ‘Eskişehir’ adını taşıyor.

Eskişehir ; Gidilip görülmesi, gezilmesi ve hissedilmesi gerekilen bir şehir.Ben 13 sene yaşadım ve çok keyif aldım.

Ziyaret edilip görmenizi içten bir şekilde isterim

http://tr.wikipedia.org/

Wi

SPORYAPMANIN SAĞLIĞA FAYDALARI

Sağlıklı bir yaşam için ne yapmalıyız beslenmeden başlayan uyku düzeni ve daha bir çok gereklilik arasında ön plana çıkan spor hakkında bilinmesi gereken bir çok ayrıntı bulunmakta.
Spor yapmanın sağlık açısından önemi tartışılmayacak konular arasındadır. Bu nedenle herkes kendi tarzını belirleyerek günlük küçük egzersizlerin yanı sıra spor dallarına yönelmelidir. Özellikle küçük yaşlarda başladığında gelişimi olumlu yönde etkileyen spor yapmanın sağlık açısından faydaları, sağlıklı bireylerin oluşmasını sağlayacaktır.Spor yapmanın Faydalarını Maddeler Halinde sizlerle paylaşıyoruz..

Spor Yapmanın Faydaları Maddeler Halinde

1) Spor, doğru ve yeterli solunum sağlar. Bu sayede kan tarafından beyne ve tüm organlara yeterli oksijen taşınır.

2) Spor, terleme vasıtasıyla vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olur.

3) Spor, el ve ayakların orantılı, doğru kullanılmasını sağlar. İnsana dik bir duruş temin ederek, hareketlerine esneklik ve zarafet kazandırır.

4) Güç geliştirme sporu, vücut için çok önemli olan büyüme hormonunun (GH) düzenli üretilmesine ve bu hormonun tetiklenmesiyle devreye giren pek çok hormonun da üretilerek vücudun sağlıklı işlemesine yardımcı olur.

5) Spor deriye ve saça kan pompalayarak sağlıklı ve genç görünmenize yardımcı olur

6) Spor, kas ve kemik yapısının zaman içinde zayıflamasını engellemesi özelliği ve hormon üretimine katkısıyla en etkin yaşlanmayı önleyici etkendir.

7) Sporcular zor hastalanır, çabuk iyileşirler ve doğa şartlarına dayanıklıdırlar.

8) Spor, stresi kovar, psikolojik rahatlama sağlar. Sporcuların kendilerini mutlu hissetmeleri yalnızca psikolojik değil aynı zamanda biyolojik etkilerin sonucudur.

9) Spor, dikkat ve konsantrasyon gelişimine katkıda bulunur.

10) Spor, yaktığı enerji ve kaslanma nedeniyle daha fazla besin tüketimini gerektirir. Bu nedenle sporcu ne eksik ne de fazla yiyerek sağlıklı bir diyet geliştirebilir. Şişmansa zayıflar, zayıfsa kilo alır.

 ZARARLARI

– Vücudu çok fazla zorlayıp yoğun bir şekilde spor yapmak kişide kemik erimesine sebep olmaktadır. Aşırı derecede spor yapan birisiyseniz kalsiyum bakımından zengin olan yiyecekleri tüketmenizi tavsiye ederiz.

– Genç hanımlarda çok fazla spor yapmak adet düzensizliği yaşanmasına ve adet kesilmesine sebep olmaktadır. Aşrı spor yapan bayanların genç yaşlarda menopoza girdiği bilinmektedir.

– Yemek yeme periyodunda yıpranmalar ve buna paralel olarak balanssız yeme içme olayları görülebilir. Bu durumunda metabolik olayların bozulmasına ve ağlık sorunlarının başlamasına neden olur.

– Kişide çok fazla bitkinlik ortaya çıkar ve çok fazla yorgunlukla birlikte toplumsal çevreden kopmalar yaşanabilir. Sosyal çevreden kopmak sizi hem bedenen hem de ruhen çöküntüye sokabilir.

– Fazla spor icra eden insanlar kalp krizi ile beraber ani ölümler yaşayabilmektedir. Bu yüzden zaman zaman kalp kontrolü yaptırmanızda fayda var.

– Fazla spor yapmak kan şekerinde düşmeye ve kan şekerinin düşmesine paralel olarak travma yaşanmasına neden olabilir.

– Aşırı su kaybıyla beraber bayılmalar yaşanabilir. Spor esnasında aşırı derecede terleme yaşandığından dolayı bol miktarda su tüketilmesinde fayda var.

http://www.yasambu.com/forum/konu/spor-yapmanin-sagliga-faydalari-nelerdir.63801/
http://www.bilgitimi.com/fazla-spor-yapmanin-zararlari-nelerdir.html

DUMANSIZ HAVA SAHASI

      Türkiye’nin Dumansız Hava Sahası Dünyaya “Resmen” Örnek Oldu.

198 (1)

DSÖ’nün resmi internet sitesinde Türkiye’nin tütünle mücadelesinden övgüyle söz edildi. Türkiye’nin bu örnek mücadelesini “Başarı hikayesi” olarak nitelendiren DSÖ, tütün kullanımı yaygınlığının azaltılması konusunda böyle bir ilerlemenin, sağlıklı tütün kontrolü politikalarını benimseme ve uygulama konusunda güçlü bir siyasi irade ve hükümet kararlılığı olmadan yapılamayacağının altını çizdi.

DSÖ’nün gerek internet sitesinden gerekse gerçekleştirdiği toplantılarda ülkemize yönelik övgü dolu sözleri bu mücadeleyi planlayıp hayata geçirenlerle böylesine önemli bir konuyu sahiplenip en büyük destekçisi olan halkımız ve güzel bir medya savunuculuğu örneği gösteren Türk medyası açısından tam bir gurur vesilesidir.

Türkiye’nin 2008’den beri yürüttüğü tütünle mücadelede yakaladığı son başarısı, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölgesi 62. Bölge Toplantısında duyuruldu.  DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Zsuzsanna Jakab, Türkiye’nin DSÖ’nün MPOWER ölçütlerinin tamamını yerine getiren dünyadaki ilk ve tek ülke olduğunu açıkladı.

MPOWER nedir, bu kapsamda neler yapıldı?

MPOWER, DSÖ’nün ülkelerin tütün kontrol çalışmalarına rehberlik etmesi için tüm üye ülkelere önerdiği politika paketidir.

Türkiye, MPOWER çalışmaları kapsamında aşağıdaki kazanımları elde etmiştir:

M “monitor”: Tütün kullanımının takip edilmesi kapsamında ülke genelinde çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Küresel Yetişkin Tütün Araştırmaları sonuçlarına göre 2008 yılında yüzde 31,2 olan ülke genelindeki sigara kullanma oranı, 2012 yılında yüzde 27,0’ye düşmüştür.

Yani son 4 yılda, 15 yaş üzeri nüfusta sigara kullananların sayısı yaklaşık 3,5 milyon azaldı. Bu oran özellikle halkın sağlığını korumakla görevli sağlık profesyonelleri arasında daha dramatik şekilde kendini göstermiştir. Şöyle ki; düzenli olarak sigara içme oranı uzman hekimlerde 2007’de yüzde 22,1 iken, 2011 yılında bu oran yüzde 12,7’ye, pratisyen hekimlerde yüzde 30,5’ten yüzde 23,9’a, hemşire-ebelerde yüzde 29,5’ten yüzde 20,5’e, sağlık yöneticilerinde ise bu oran yüzde 39,5’ten yüzde17,5’e gerilemiştir.

 P “protect”: Pasif sigara dumanından halkın korunması amacıyla 4207 sayılı yasada düzenlemeler yaparak yasal mevzuatını güçlendirmiştir. Bu kapsamda ikamete mahsus konutlar (evler) hariç tüm kapalı alanlara sigara içme yasağı getirilmiştir.

2008 yılı Mayıs ayından bugüne kadar ülke genelinde 2.828 denetim ekibi ile 3,5 milyon (3.670.672) denetim gerçekleştirildi. Bu denetimlerde 25.334.127 TL idari para cezası kesildi.

 Ülkemizdeki denetimlerin etkinliğini daha da artırabilmek için tablet bilgisayarlarla online denetim sistemine geçiyoruz. ALO 184 hattına gelen ihbarlar, eğitimli operatörlerin bulunduğu kontrol merkezine aktarılmakta, burada görev yapan takım liderleri GPS yardımıyla ihlalin gerçekleştiği adrese en yakın denetim ekibini belirlemekte ve sistem üzerinden görevlendirmesini yaparak olay yerine en kısa sürede intikal etmesini sağlamaktadır.

O “offer”: Sigara bırakmak isteyenlere destek olmak amacıyla ALO 171 “Sigara Bırakma Danışma Hattı” ve Sigara Bırakma Poliklinikleri kurulmuştur.

W “warn”: Sigaranın zararları konusunda toplumun uyarılması kapsamında halkı bilgilendirmek ve uyarmak amacıyla sigara paketlerine resimli ve yazılı uyarı mesajları konmuştur. Bu yıl içinde yaptığımız mevzuat değişikliği ile sigara paketlerinin her iki yüzünde çerçevesiyle birlikte ortalama yüzde 50 yer kaplayan resimlerin oranını, yüzde 65’ten az olmayacak şekilde arttırdık. Son değişikliklerle M-POWER haritasında en üst düzeyde yerimizi aldık. Sırada da düz paket uygulamaları ile ilgili çalışmalar yer almaktadır.

 56aE “enforce”: Tütün ürünlerinin reklâmlarının önlenmesi amacıyla sigaranın her türlü reklâmı, sponsorluğu, tanıtımı ve marka paylaşımı yasaklanmıştır.

R “raise”: Vergilerin artırılması amacıyla tütün vergilerindeki artış trendi devam

etmiş ve 2012 yılı itibariyle tütün ürünlerindeki vergi yükü yüzde 80.25’e yükselmiştir.

KAYNAK:http://www.sggm.saglik.gov.tr/belge/1-16376/turkiyenin-dumansiz-hava-sahasi-dunyaya-resmen-ornek-ol-.html

Bir Lezzet Dünyası Afganistan Mutfağı

                                                                               6b6520c954b3a53fa9a3fec9caaa8234

        Asya’da dağlık bir kara devleti olan ve yıllardır savaş nedeniyle büyük zorluklar altında yaşamın devam ettiği Afganistan, zengin yemek kültürüyle dikkat çekiyor.

Özünü koruyan ve hemen hemen hiçbir yabancı yemek kültüründen etkilenmeyen nadir mutfaklardan biri olduğu belirtilen Afgan mutfağının genelde ete, ekmeğe ve pirince dayanıyor. Lezzetli yemekleriyle damaklara hitap eden Afgan mutfağının en önemli lezzetleri arasında ”Afgan pilavı” yer alıyor. Afgan pilavının et, tavuk eti, sebze ile yapılan çok sayıda değişik pişirme şekli olduğu kaydediliyor.

Meyni (kıl) adı verilen özel pirinçten yapılan pilavın çok önemli olduğu ve özel günlerde de değişik pilavların pişirildiği Afgan mutfağında, pirincin pilav olması için renginin kırmızı veya kahverengi ya da yeşil gibi birlikte piştiği besin maddesinin rengini alması gerektiği ifade ediliyor.

Ekmeğin yerinin çok önemli olduğu, etin ise hemen hemen tüm ana yemeklerde kullanıldığı Afganistan mutfağının bölgesel farklılıklar göstermediği, yalnızca Kuzey Afganistan’da yaşayan Türkmen ve Özbeklerin pişirme yöntemlerinde biraz farklılık olduğu belirtildi.

                                                   1027818_af14fa5072753b60741fbeceac903403

AFGAN SOFRASININ OLMAZSA OLMAZLARI

Olmazsa olmazları et, ekmek ve pirinç olduğu, baharat ve taze otların da bol kullanıldığı Afgan mutfağında yoğurt, yemeklerin yanında çokça tüketiliyor. Yemek kültüründe tatlılara da çok önem veren ve çok tatlı tüketen Afganlar, tatlılarını genellikle kızartarak ve üstüne koyu şurup dökerek veya şeker serperek tüketiyor.

Afgan mantısının da önemli lezzetlerden biri olduğu Afganistan mutfak kültüründe, diğerlerinden farklı olarak mantının içine kuşbaşı et konuluyor ve buharda pişiriliyor. Tatlıların da önemli bir yer tuttuğu belirtilen Afgan mutfağında, Afgan ekmeği, sebzeli et yemeği, ıspanakla yapılan zümrüt pilavı gibi çok sayıda lezzetli yemekler bulunuyor.

Misafirperverliğe de çok önem verilen Afganistan’da, konuklar, meyvelerle süslenmiş yöresel sofrada en iyi şekilde ağırlanmaya çalışılıyor.

http://yemek.haber7.com/tarifler/haber/648685-afgan-mutfagindan-bir-lezzet-afgan-pilavi

Yanardağın tepesideki bu göller renk değiştiriyor

Dünyanın en aktif volkanların bulunduğu Endonezya’daki Kelimutu volkanı ilginç bir özelliğe sahip. Zirvesinde 3 farklı renkte krater gölü bulunuyor ve volkanik aktivitilerden sonra bu göller renk değiştiriyor. Göllerden biri genelde mavi rengi korurken, diğer ikisi koyu kırmızı ve yeşil arasında dönüşümlü olarak gidip geliyor.

28033792

Hint Okyanusu ve Pasifik Okyanusunun birleştiği yerde bulunan Endonezya, Ekvator çizgisi üzerinde bulunan bir ülkedir. Endonezya dünyanın en geniş alana yayılmış tektonik adalar ülkesidir ve 13 bin irili ufaklı adadan oluşur. Kimi doğal güzelliğiyle, kimi gizemiyle insanı kendine hayran bırakan dünyanın sayılı yerlerinden biri de orada bulunur.

 

 
Dünyanın en aktif volkanların bulunduğu Endonezya’daki Kelimutu volkanik krateri dünyada görülmesi gereken eşsizyerlerden sadece biri.
 
      
Kelimutu volkanik kraterini ilginç kılan ise 3 farklı renkteki krater gölü. Volkanik aktivitelerden sonra göller renk değiştirir. Hangi renk olacağı ve ne zaman değişeceği tahmin edilmez.
kaynak :http://www.milliyet.com.tr

Sadece Bir Kupa (!)

 

Milyarlar Fetihler Bekliyor

   Zannetmeyin ki, Galatasaray’ın UEFA kupası almasına yalnızca Türkiye’deki 65 milyon sevindi. Beş kıtadaki milyonlarca Türk sevindi. Dünyanın dört bir yanındaki mazlumlar, İngiliz sömürgesiyken inim inim inlemiş milyarlar “oh” çekti, Galatasaray’a alkış tuttu. Batı Avrupa ülkelerinde ekmek kavgası veren, buralarını vatan tutan, ama yıllardır Türk olmanın ezikliğini her an hisseden milyonlar, Türkiye’dekilerden çok daha fazla sevindi.

   Yalnızca onlar mı? Hayır. Türk’ün yaşadığı her yer bayram yerine döndü Galatasaray’ın zaferiyle. Sofya’da, Kırcaali’de, Gümilcine’de, İskeçe’de, Avustralya’da, Amerika’da, on binler sevindiler, Türk olduklarını haykırarak, hem de göğüslerini gere gere…

Yalnızca onlar mı? Malezya’da yayınlanan ” The Star Gazetesi “, Galatasaray’ın Müslüman bir ülkenin takımı olduğunu vurgulayarak “Artık İslam ülkeleri de futbolda söz sahibi” yorumunu yaptı.

Nijerya basını Galatasaray’ın zaferine geniş yer verdi. “Futbolda, Batı hegemonyasının kırıldığını” yazdı.

Srilanka’da yayınlanan “The Strais Times” gazetesinin yorumunda Galatasaraylı futbolculardan “kahramanlar” diye söz edildi ve “Galatasaray’ın bir peri masalını hayata geçirdiği” yazıldı.

İslam aleminde Türkiye’ye en fazla muhalif olan İran’da dahi gazeteler Türkçe, “Yaşasın Galatasaray” diye başlık attı.

GALATA~2   Yalnızca onlar mı sevindi? Hayır. Hristiyanlar dahi Galatasaray’ın zaferi için, dua etti. Rumen Devlet Televizyonu spikeri “Tanrım! Türkler ‘e yardım et” diye yalvardı. Maçı anlatan Cezayirli spiker Popescu’nun penaltı atmasıyla birlikte çılgınlar gibi “kazandık, kazandık” diye bağırdı. Yüzlerce yıl Osmanlıyla sevinmiş, Osmanlıyla üzülmüş milletlerin torunları, Galatasaray’la sevindiler.

 

Bayrakların rüzgar beklediği gibi, milyarlar, Fatihleri bekliyor. Demirden batı kapılarını sonuna kadar açacak, batıyı kendi silahıyla geçecek, bin bir bahaneyle arkasına saklanmayacak, çalışacak, çok çalışacak ve sonunda başaracak Fetihleri…

Aynı Galatasarayımızın Fethettiği gibi…

 

Kaynak

http://www.turkiyegazetesi.com.tr/Genel/a61253.aspx

589 MİLYON DOLARLIK BAŞARI HİKAYESİ !

Almanya merkezli Delivery Hero şirketi, Yemeksepeti’ni 589 milyon dolar karşılığında satın aldı.

Alman online yemek sipariş platformu Delivery Hero, Türkiye’nin bu alandaki en büyük şirketi olan Yemeksepeti’ni satın aldı. 1.500 çalışanı bulunan Delivery Hero 30 ülkede faaliyet gösteriyor.Yapılan açıklamada Delivery Hero’nun Yemeksepeti’ni bünyesine katmak için 589 milyon dolar harcadığı belirtildi. Delivery Hero’nun bu satın almayı mevcut nakitinin yanı sıra hisse senedi ihracı yoluyla finanse edeceği belirtildi. Yemeksepeti’nin ayda 3 milyon sipariş alan bir şirket olduğunu belirten Delivery Hero, satın almanın karlı olacağını savundu. İlk bilgilere göre, Delivery Hero, Yemeksepeti’nin mevcut yönetimini değiştirmeyecek.

Nevzat Aydın kurdu, İnternette başarı öyküsü yazdı.nevzat-aydin,xqXpkkB7M0CSpJ3eFIOIFA

Yemeksepeti, 2000 yılında Nevzat Aydın ve arkadaşları tarafından kurulmuştu.Yemeksepeti’nin kurucusu Nevzat Aydın, Boğaziçi Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra San Francisco Üniversitesi’nden MBA derecesini almak üzere Silikon Vadisi’ne gitti.Orada e-ticaretteki gelişmeleri inceleme fırsatı bulan Nevzat Aydın, gözlemlerinin sonucu olan “yemeksepeti.com” projesini hayata geçirmek üzere Türkiye’ye döndü. Nevzat Aydın şirketini birkaç yıl içinde en büyük online yemek sipariş platformu haline getirdi.

 

1 6 7 8 9