Halkla İlişkilerin Uygulama Alanları

Halkla ilişkilerin kapsamına giren bazı kavramlar, halkla ilişkilerin bütünü ile özdeşleştirilmektedir. Dolayısıyla halkla ilişkiler tek bir faaliyete indirgenmektedir. Şüphesiz bu durum doğru bir yaklaşım değildir. Aslında kendi içlerinde de alt başlıklara ayrılabilen aşağıdaki uzmanlık alanlarını kısaca incelemekte yarar vardır.

Danışmanlık; Halkla ilişkiler uygulama alanları içerisinde yer alan bu kavram, kuruluşların üst yöneticilerine stratejik konularda danışmanlık hizmeti verilmesini içerir. Halkla ilişkiler uzmanları kimi zaman kurumlara danışmanlık hizmeti sunarlar.

Araştırma; Halkla ilişkiler stratejilerini planlamak için konu ile ilgili tutum ve davranışların belirlemek gerekir. Böyle bir araştırma, ilk olarak karşılıklı anlamayı, ikinci olarak hedef kitleyi etkileme ve ikna etme amacıyla kullanılabilir. Diğer bir deyişle; düzenlenecek kampanyada halkla ilişkiler uzmanı, amaçlarını doğru belirlemek ve hedef kitlesini seçebilmek için bulunulan durumu bütünüyle ve objektif olarak değerlendirmelidir. Böyle araştırma ile oluşturulan halkla ilişkiler kampanyası çok daha iyi planlanacak ve sonuçları etkili olacaktır.halkla_iliskiler_ozanilginoglu_com-1-300x244

Medya İlişkileri; Halkla ilişkiler uzmanları mesajlarını hedef kitlelerine aktarabilmek için iletişim araçlarına ihtiyaç duyarlar. Öte yandan iletişim araçları da varlıklarını sürdürebilmek için bilgi ve haber gereksinimi içindedirler. İşte bu karşılıklı gereksinim, iyi ilişkilerin geliştirilmesini özellikle halkla ilişkiler adına zorunlu hale getirmektedir. Halkla ilişkiler uzmanları kurumlarını ilgilendiren olaylarla ilgili olarak medya kuruluşlarındaki kişi ve gruplarla mesaj alışverişi ve etkileşim içerisinde bulunurlar..

Duyurum; Duyurum, kuruluşla ilgili haberlerin, haber olma değerine bağlı olarak medyada ücretsiz olarak yayınlanmasıdır. İnsanlar yazılı ya da görsel basında çıkan haberlere değer verirler. Halkla ilişkiler mesajları reklam ve benzeri etkinliklerdeki gibi ticari içerikli olarak algılanmamakta, haber olarak görülmektedir. Şüphesiz bu durum inanılırlık ve güvenilirlik açısından duyurumu çekici kılmaktadır. Halkla ilişkiler uzmanları, planlanmış mesajları sistemli bir şekilde medyaya gönderirler. Gönderilen bu mesajların medyada yayınlanma olasılığı haber değeri taşımasıyla ilgilidir

Çalışanlarla/Üyelerle İletişim; Bir kuruluş ve çalışanları arasında ilişki kurmaya yönelik çalışmalardır. Çalışanlarla iletişim, çalışanları kurumun çalışmalarından, hedeflerinden varsa problemlerinden haberdar ederek, takım ruhunu oluşturmayı, kurum bilincini yerleştirmeyi amaçlar. Bu amaçla yapılan girişimler, çalışanlar arasındaki sorunları azaltmak, memnuniyeti sağlamak, takım ruhunu oluşturmak, motivasyonu arttırmak gibi çalışmaları içerir. Diğer bir deyişle, çalışanlar kendilerine değer verildiğini, ihtiyaçlarının göz önüne alındığını hisseder ve işlerinde gerekli olan her türlü bilgiye ulaşabilirlerse üretkenlikleri ve motivasyonları artar.

Yakın Çevre İlişkileri; Bir kuruluşun bulunduğu bölge içinde yaşayan çevre halkla iletişimi ve onlara yönelik yaptığı halkla ilişkiler etkinlikleridir. Burada halkla ilişkilerin hedefi kurumun bir parçası olduğu, içinde yaşadığı çevreyle, komşularıyla, sivil toplum örgütleriyle olumlu iletişiminin sağlanmasıdır. Bu amaçla kurumu toplumsal sorumluluğu konusunda bilinçlendirir. Toplum için önemli olan eğitim, çevre, işsizlik, sağlık gibi konularda aktif rol almasını sağlar.

ytnlpqkhKamu Yararına Faaliyetler; Çoğunlukla halkla ilişkilerin yerine kullanılan bu kavram kamu yararının gözetildiği etkinlikleri içerir. Kamu yararına faaliyetler kurumun içinde yaşadığı toplumun menfaatlerine, refahının yükseltilmesine yönelik yapılan çalışmalardır. Şüphesiz bu faaliyetlerle kurum sadece kendini düşünmediğini, içinde yaşadığı toplumu da düşündüğünü ifade etmeye çalışır. Dolayısıyla toplumun gözünde kurumun imajının arttırılması amaçlanır.

Hükümet İlişkileri; Hükümete yönelik olarak planlanan halkla ilişkilerin hedefi, kurumun hükümetle, parlamenterle, bakanlıklarla, çeşitli kamu kuruluşlarıyla iletişiminin güçlendirilmesine çalışılır. Aynı zamanda kurumu ilgilendiren hükümet kararlarında, kurumun görüşünün de alınması sağlanır. Şüphesiz bu konuda halkla ilişkilerin kullanacağı yöntem, kamuoyu etkisini kullanarak, hükümeti belirli konularda karar almaya yönlendirmektir.

Konu Yönetimi; Sorun yönetimi ya da olay yönetimi olarak da kullanılan bu kavram halkla ilişkiler fonksiyonunun bir parçasıdır. Konu yönetimi, kuruluşu ve o kuruluşun hedef kitlesini etkileyen kamu politikasını tanımlayan, değerlendiren ve aynı zamanda da cevap veren proaktif bir süreçtir. Bu süreçte, kurumlara problem yaratabilecek sorunlar önceden belirlenir ve bunları aşmak için kuruluşlar adına çözümler üretilerek programlar hazırlanır ve yönetilir.

kaynak: http://notoku.com

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Hakkında Mutlaka Bilinmesi Gerekenler

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümünü düşünen adayların, program hakkında mutlaka bilmesi gerekeceği, bölümün kapsamı, çalışma alanları, alanı tercih listesine yazan öğrenci sayıları, kontenjanları gibi önemli bilgileri Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümünü okumakta olan üniversite öğrencilerine sorduk ve cevapları adaylar için derledik.

 

Bölümün Amacı ve Kapsamı

Halkla ilişkiler ve Reklamcılık bölümü TS-1 puan türünden alan öğrenim süresi 4 yıl olan bir bölümdür. Bölümün amacı, alanında donanımlı, sektördeki ihtiyaçları karşılayabilecek, çalışmakta oldukları firmalara reklam noktasında maksimum faydayı sağlayabilecek, iletişim ve hayal gücü yüksek bireyler yetiştirmektir.
Bölümde genel olarak; Halkla İlişkilere Giriş, İletişim Bilimine Giriş, Reklamcılık, Temel Fotoğrafçılık, Pazarlama İletişimi, Halkla İlişkiler ve Reklam Yazarlığı, Medya Planlama gibi dersler verilmektedir.

 

Bölümü Okuyan Adaylarda Olması Gereken Özellikler

Bölümü okuyacak öğrencilerin, iletişim gücünün ve hayal gücü yüksek, insan ilişkileri iyi ve ikna kabiliyeti yüksek bireyler olması sektörde daha başarılı olmalarını sağlar.

Bölüm Mezunlarının Çalışma Sahaları

Bölüm mezunları, kamu ve özel sektörde Halkla İlişkiler Uzmanı, İletişim Danışmanı, Sosyal Medya Uzmanı, Basın Danışmanı ve Reklam Yazarlığı gibi alanlarda çalışabilir.

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Programı Kaç Kez Tercih Listesine Yazıldı?

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Programı 2014 verilerine göre, TS-1 puan türünden öğrenci kabul eden, 46 programda bulunmaktadır. Geçtiğimiz yıl alana ayrılan kontenjan sayısı 1061’di, ayrılan kontenjana ilk yerleştirme sonucunda 975 öğrenci yerleşmiştir. 86 öğrencilik kesim boş kalmıştır.
Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Programı geçtiğimiz yıl ÖSYM’nin sunmuş olduğu verilere göre, bu alanda eğitim veren tüm üniversiteler baz alınarak hesaplandığında 3 bin 874’kez tercih listesine yazılmıştır.

En Çok Tercih Listesine Yazılan Üniversite
yatay1logo

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Programı 2014 ÖSYM verilerine göre, bu alanda Sakarya Üniversitesi İkinci Öğretim Programı ile 5 bin 863’kez ile en çok tercih listesine yazılan program olmuştur.

 

kaynak:rhttp://www.cnnturk.com/universiterehberim/halkla-iliskiler-ve-reklamcilik-bolumu-hakkinda-mutlaka-bilinmesi-gerekenler

Halkla İlişkiler Mesleğinde Kadının Yeri

Halkla İlişkiler Mesleğinde Kadın Birçok kadın, kadınların egemen olduğu işlerde çalışırken; birçok erkek, erkeklerin egemen olduğu işlerde çalışmaktadır. Bu cinsiyete dayalı iş dağılımı, ilk insan topluluklarında ortaya çıkmıştır ve modern işgücünde devam etmektedir. Modern toplumlarda, kadınlar ve erkekler farklı uğraşlara ayrılmıştır. Halkla ilişkiler, erkekler 127 İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, ve kadınların birbirinden ayrıldığı ve kadınların sayıca daha fazla olduğu mesleklerden biri haline gelmiştir. Grunig ve diğerleri 2008 yılında yayınladıkları kitaplarında son 20 yılda halkla ilişkiler sektörüne kadınların akın ettiğinden söz etmektedir. Kadınlar, geleneksel olarak kadınlara ait olarak değerlendirilen hemşirelik ve öğretmenlik gibi alanların ötesinde kendilerine fırsatlar yaratmıştır. İlgili çalışmalarda, toplumsal cinsiyete dayalı maaş uçurumu, en açık ve kolayca ölçülebilir özelliktir. Daha sonra araştırmacılar, diğer iş koşulları ve kadın mesleklerinin çalışanlara daha az bağımsızlık, daha az kontrol, daha az fayda ve erkeklerin mesleklerinde istihdam edilenlere göre daha az ilerleme olanakları sunması arasındaki ilişkileri keşfetmeye başlamıştır . Halkla ilişkilerde toplumsal cinsiyet araştırmaları, meslekte çalışan kadınların ve erkeklerin karşılaştırılması ile başlamıştır. Horsley  1970 ve 1982 yılları arasında ABD’de halkla ilişkiler işinde çalışan kadınların oranının %25’den %50’ye çıktığını belirtir. ABD İşgücü İstatistikleri Dairesi 2013 verilerine göre, halkla ilişkiler uzmanlarının %63’ü kadındır.1_1827 2010 yılı verilerine göre Amerika Halkla İlişkiler Derneği’nin 21.000 üyesinin %73’ü kadındır. Ancak üst düzey halkla ilişkiler yöneticilerinin %80’i erkektir. Amerika Halkla İlişkiler Öğrenci Derneği üyelerinin %90’ı kadınlardan oluşmaktadır (Wright et al., 1991). Finlandiya’da 2013 yılında halka ilişkiler örgütlerinin üye yapısına yönelik yapılan araştırmada, uygulamacıların %89.2’sinin kadın olduğu sonucuna ulaşılmıştır. İsveç’te ise dernek üyelerinin %80’i kadındır. Ancak İsveç İletişim Profesyonelleri Derneği Direktörü Jeanette Agnrud’na göre erkekler genellikle meslek örgütlerine katılmayı veya araştırmalara katılmayı istememektedir, bundan dolayı gerçek resim daha küçüktür. Fröhlich ve Peters Almanya’da halkla ilişkilerin kadınlaşma düzeyinin ABD’ye göre daha düşük olduğunu belirtmekle birlikte, Alman halkla ilişkiler sektöründe de “toplumsal cinsiyet makası” bulunduğu gerçeğinin altını çizer. Andsager ve Hust ise halkla ilişkilerin kadın odaklı bir mesleğe dönüşmüş olabileceğini belirtmekle birlikte bir cinsiyetin diğerinden sayıca fazla olduğu bir meslek olmadığının da altını çizmektedir. Erkekler uzun yıllar tıp, hukuk, mühendislik ve finans alanlarında kadınlar ise öğretmenlik, hemşirelik, sekreterlik ve bakım mesleklerinde egemen olmaktadır. Halkla ilişkiler mesleğinin kadınlaşması ile birlikte, mesleğin olumsuz birçok durumla karşı karşıya kaldığı belirtilmektedir. Fitch ve Third son 30 yılı aşkın süredir halkla ilişkiler sektörünün, kadınların sektörde sayıca egemen olması nedeniyle, kadınlaşma süreciyle geçirildiğini belirtmektedir. Bir meslek kadınlaştığında, maaşlar azalmakta ve meslek düşüşe geçme eğilimde olmaktadır. Lesly çok sayıda kadı- nın halkla ilişkilere girmesi ile yalnızca maaşlar düşmemiş aynı zamanda bir alan olarak halkla ilişkilerin konumunu düşürmüştür. Bu görüşlerin aksini iddia eden kişiler de bulunmaktadır. Upside dergisinin genel yayın yönetmeni Richard Brandt, “Mesleğin rolünün, etkisinin ve öneminin son birkaç on yılda dramatik bir şekilde arttığını görüyorum. Aynı zamanda, birçok kadının mesleğe girdiği zamandır” demiştir. Dolayısıyla Brandt’a göre mesleğin etkisi ve önemi, kadınların mesleğe girişiyle artmıştır. Türkiye’de Halkla İlişkiler Alanında Kadının Yeri: Akademisyenler, Uygulamacılar ve Meslek Örgütü Temsilcilerinin Konuya Yaklaşımları 128 129 Toth halkla ilişkilerde toplumsal cinsiyet görüşünün eşit olmayan davranış, eşit olmayan değer ve eşit olmayan güç olmak üzere üç boyutu olduğundan söz eder. Kadın yoğunluğuna dönüşen herhangi bir alanda, örgüt içinde maaşların, statünün ve etkinin azalması gerçekleriyle yüz yüze kalınmaktadır. Bu görüşleri destekler şekilde Broom ve Dozier, halkla ilişkilerde kadınlar ve erkekler arasında maaş ve güç açısından, kadınların teknik ve yönetsel pozisyonlardaki rolünden dolayı farklılık bulunduğunu ileri sürer. Dünyanın neredeyse tamamında kadınlar, erkeklere göre daha az kazanmaktadır. Bu olgu, Andora’dan Birleşik Krallığa kadar belgelenmiştir.

23c12a543c906890aab223fa77326b42-520x245Amerika Halkla İlişkiler Derneği’nin 2010 yılında yaptığı “İş, Hayat ve Toplumsal Cinsiyet” başlıklı araştırmasına göre kadın ve erkekler arasında, maaş ve roller açısından önemli farklılıklar bulunmaktadır. IABC araştırma kurumu için 1985 yılında yapılan “The Velvet Ghetto: Halkla İlişkiler ve İşletme İletişiminde Kadının Artan Oranının Etkisi” başlıklı araştırmada kadınların kendilerinin yönetsel rollerden ziyade teknik rolleri doldurduğunu düşündüğü ve kadınların erkeklerden daha az maaş aldığı sonucuna ulaşılmıştır (Taff, 2003: 10). Aldoory ve Toth 10 yılı aşkın süredir işe alım, maaş ve terfiler gibi konularda cinsiyetlere göre farklılıklar olduğunun nitel ve nicel çalışmalarla ortaya konulduğunu belirtir. Halkla ilişkiler mesleğini icra edenlerin %70’i, kadın olmasına rağmen erkekler işe alım, yüksek maaşlar ve yönetim pozisyonlarına terfi konularında ayrıcalıklı durumdadır. Diğer bir deyişle kadınlar, cam tavanla karşı karşıya kalmaktadır. Yukarıda yer verilen araştırma sonuçlarından farklı olarak Hutton çalışmasında halkla ilişkilerde cinsiyete dayalı maaş ayrımcılığının çok az olduğunu ya da hiç olmadığını ortaya koyduğunu belirtmektedir. Ancak Dozier ve Sha Hutton’un araştırma yönteminde hatalar ve istatistiksel analizlerinde kusurlar bulunduğunu iddia eder. Diğer bir deyişle Hutton’ın cinsiyete dayalı maaş farklılığı bulunmadığına ilişkin bulgularını reddeder. Broom halkla ilişkiler uygulamacılarının uzman önerici, iletişim teknisyenliği, iletişimi kolaylaştırıcı, problem çözme sürecini kolaylaştırıcı olmak üzere dört rol modelinden kendilerini hangisi olarak gördüklerini araştırmıştır. Erkekler, kendilerini temel olarak uzman önerici olarak görürken, kadınların iletişim teknisyenliği rolünün kendilerinin baskın rolü olarak gördüğünü saptamıştır. Dolayısıyla kadınlar, kendilerini halkla ilişkiler mesleğinde erkeklere göre daha düşük konumlarda görmektedir. Toplumsal cinsiyete özgü davranışlar, ‘kızlar’ ‘erkekler’ ve kadınların ve erkeklerin farklı davranış örüntüleri gibi toplumsal cinsiyete özgü sosyalizasyonun bir sonucudur ve aynı zamanda kadınların ve erkeklerin toplumdaki farklı sosyal konumları ile ilgilidir. Kişisel interaktif ve iletişimsel davranışlar, sosyal olarak saptanmış konumları yansıtmaktadır. AlSaqer tarafından Bahreyn’de halkla ilişkiler uygulamacı- ları ile yapılan araştırmada kültür, kültürel stereotiplerden konuşulurken, meslektaşlar arasındaki ilişkilerde, kadının anne olarak kültürel rolünde ve evlerinin dışındaki rollerinin çatışmasından söz edilirken tüm görüşmeciler tarafından belirtilen temel meydan okuyucu faktör olmuştur. Kültürel değişim, meydan okuyucu bir süreçtir çünkü sade- 129 İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi’ce kurum kültüründe değil, Bahreyn toplumunun kültürel perspektifinde bir değişimi gerektirmektedir. Dolayısıyla halkla ilişkilerde toplumsal cinsiyeti tartışırken, içinde bulunulan toplumun yapısını ve kültürünü de göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Çeşitli çalışmalarda halkla ilişkilerde saygı, şefkat, karşılıklılık, özerklik, bağlı olma, işbirliği, besleyici olma, adalet, eşitlik, dürüstlük, duyarlılık, anlayışlılık, önsezi, diğer gamlık, etik ve bağlılık gibi değerlerden söz edilmektedir. Kadınların stereotipi daha iyi iletişimci ve hizmet veren olarak belirtilmekte ve aynı zamanda halkla ilişkilerde yönetim becerileri ve eleştirel düşünme gibi diğer becerileri gerektirmektedir. Kadınların iletişim alanındaki işlerde, açık olarak ilgisi olan sosyal yeteneklerde, daha donanımlı olduğu araştırmalarda saptanmıştır. Bu durum, bu mesleklerde daha fazla yer aldıklarını açıklamaktadır. Örneğin, sözlü etkileşimlerde kadınlar sözsüz işaretleri erkeklere göre daha iyi ve doğru okumaktadır fakat aynı zamanda sözsüz iletişimi farklı ifade etmektedir. Cinsiyete dayalı farklılıklar, sözlü olmayan davranışların kadınları daha anlayışlı, arkadaş canlısı, nazik ve aynı zamanda sosyal durumlarda genellikle erkeklere göre daha hassas olduğunu gösterir. Sha kadınlaşmasının halkla ilişkilerin daha etik bir alan olma konusunda fırsatlar yarattığını ileri sürer. Belirtilen görüşler, kadınların sahip olduğu özelliklerin halkla ilişkiler mesleğinde bulunmaları açısından önemli olduğunu ileri sürer. Halkla ilişkiler danışmanları ile profesyonel kimlik üzerine yapılan bir araştırmada katılımcıların çoğunluğu buna cinsiyet–bağımsız bir kimlik yüklemiştir. Ancak kadınsal ilişki yaklaşımlarının gerek örgüt gerekse profesyonel bir kaynak olarak müşterileri kazanma ve tutma yönünde benimsendiği tartışılmıştır. Bu durum ayrıca katılımcıların halkla ilişkiler profesyoneli kimliklerini de güçlendirmektedir. Halkla ilişkiler ilgili stereotipler ve imaj konusunda, toplumsal cinsiyet uçurumu devam etmektedir. Okullardaki genç kadınlar halkla ilişkiler disiplini ile ilgilenmektedir, buna kar- şılık halkla ilişkilerin bir meslek olarak gerçekte neyi çevrelediği konusunda farkındalık eksikliği bulunmaktadır. Yapılan araştırmalar, aynı zamanda kadın ve erkek öğrenciler arasında halkla ilişkiler algıları ve beklentileri açısından farklılıklara işaret eder. Mitrook, öğrencilere yönelik yaptığı araştırmada halkla ilişkilere yönelik stereotiplerin devam ettiği sonucuna ulaşmıştır. Öğrenciler, kötü stereotipler nedeniyle halkla ilişkileri daha az çekici bulmaktadır. DeRosa ve Wilcox, tarafından yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, erkek ve kadın halkla ilişkiler öğrencileri işe başlangıçta benzer maaşları beklemektedir; ancak iş deneyimi edindikten sonra erkek öğrenciler, daha yüksek maaş beklemektedir. Çalışmada erkek ve kadın öğrencilerin bekledikleri iş pozisyonları itibariyle farklılık bulunmadığı saptanmıştır. Farmer ve Waugh  ise yaptıkları araştırmada, halkla ilişkiler alanında öğrenim gören erkek ve kadın öğrenciler arasında istedikleri yönetsel faaliyetler açısından bir fark bulunmadığı, ancak farklı konularda bir- çok farklılık olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Kadın öğrenciler, erkeklere göre daha az maaşla işe başlamayı ve daha yavaş yükselmeyi beklemektedir. Kadın öğrenciler, kariyerinde ilerlemek için aile kurmayı ertelemek gerektiğine daha fazla inanmaktadır. Görüldüğü üzere, halkla ilişkiler mesleğinde kadınlar ve erkekler arasındaki farklılıklar, Türkiye’de Halkla İlişkiler Alanında Kadının Yeri: Akademisyenler, Uygulamacılar ve Meslek Örgütü Temsilcilerinin Konuya Yaklaşımları 130 131 öğrencilik döneminde başlamaktadır. Öğrencilerin cinsiyetine dayalı olarak meslekten beklentileri ve rolleri arasında ayrılıklar bulunmaktadır. 42 ülkede gerçekleştirilen European Communication Monitor 2014 araştırmasının sonuçlarına göre, demografik veriler Avrupa’da iletişim mesleğinin kadınlaştığını (kadın mesleği olduğunu) gözler önüne sermektedir. Araştırmaya katılanların üçte biri halka ilişkilerde kadınlaşmanın halkla ilişkileri daha profesyonel ve daha simetrik iletişime kaydıracağı görüşüne katılmaktadır. Kadınlaşmanın meslekteki teknolojik gelişimini azaltacağı katılımcılar tarafından yüksek oranda reddedilmiştir. Katılımcıların örgütlerdeki kadın iletişimcilerin durumlarına yönelik değerlendirmelerinde de Toth ve Cline’in çalışmasının bir özelliği kabul edilmiş, diğerleri ise reddedilmiştir. Buna göre katılımcıların %40.7’si kadın halkla ilişkiler profesyonellerinin erkeklerle karşılaştırıldığında özel isleri için (çocuklar, aile) daha fazla zamana gereksinimleri olduğu belirtilmiştir. Ayrıca katılımcıların üçte biri kadınların erkeklerle aynı basariyi yakalamak için daha fazla çalışması gerektiğinin kendi çalıştıkları örgütler için doğru olduğunu söylemiştir. Yine kadınların üstleriyle uzun süreli ilişkilerini korumak için daha fazla çalışmaları gerektiği ve kariyerlerinin en üstüne çıkmak için de görünmez engellerle mücadele ettikleridir. Araştırmada aynı zamanda kadın ve erkek ile ilgili geleneksel önyargıların Avrupa’da da geçerli olduğu ortaya çıkmıştır. Kadın ve erkekler bu konuları farklı olarak yorumlasalar da, erkeklerin genelde daha özgüvenli, politik olarak akıllı hareket eden, daha agresif (saldırıcı, sert) ve kendilerini iyi tanıtan olduğu; kadınların ise yönetim becerileri açısından daha iyi ve kişilere daha duygusal ve hassas davrandığı söylenmektedir

kaynak:http://www.journals.istanbul.edu.tr/iuifd/article/viewFile/5000109008/5000101469http://www.journals.istanbul.edu.tr/iuifd/article/viewFile/5000109008/5000101469

Betûl Mardin; “Herkes amacını bilmeli, vazgeçilmez olmak üzere çalışmalı”

Betûl Mardin; “Türkiye’de itibar mimarlığı çok zor oluyor maalesef”

İletişim projelerinin iş dünyasına, kuruluşlara nasıl katkısı var?

BM: Kuruluşların hepsi bir üçgene oturuyor. Bir tanesi gerçekleri anlatıyor, şirketler bilgi verdikleri zaman yalan dolan olmayacak, açıklık olacak. İkincisi, ne yaparlarsa yapsınlar bütün hareketlerinde, çevreye dönük olmalılar. Yani asıl amaç kişiyi kurtarmak. Üçüncüsü ne oluyor? Bunları yapabilmek için iletişim gerekli. Kuruluş bir tek ilişkilerin önemli olduğuna karar verirlerse, o zaman çok ilerleyecekler. Ama onlar her şeyi bizden daha iyi bildikleri için bazen olmuyor.

Buradan yöneticiler için neler öneriyorsunuz? Yönetici ne yapsın da iletişimin faydasını görsün? Çünkü elle tutulur, gözle görülür bir şey yapana kadar bir süre geçiyor.

BM: Evet,tabi çok çabuk olmuyor. Önce araştırıyorsunuz, sonra bir strateji ve plan yapıyorsunuz, oluşturuyorsunuz, daha sonra değerler geliyor. Planlı ve sürekli gerçekleşiyor. Yöneticinin vakti yok, hemen satacak, hemen tanınacak. Bu araştırmalarda, zaten en çok orada sorun yaşıyoruz. Çünkü araştırırken sıkıntıya giriyorlar, istemiyorlar. O itibar mimarlığı çok zor oluyor maalesef Türkiye’de.

Yöneticilerin aslında kendi kişisel kariyerleri için de bu konuya önem vermeleri gerekiyor.

BM: Ne diyorum size, itibar mimarlığı bu, iletişim/ilişki işçisi değiliz biz; mimarız, adamları oluşturuyoruz.

Betûl Mardin; “Halkla ilişkiler mesleğine çok önem verilecek”

Bu mesleğin dününü biliyorsunuz, bugününü biliyorsunuz. Yarın için nasıl bir gelecek düşünüyorsunuz meslekte? Ne önemli olacak?

BM: Bu Meslek bugün artık son yüzyılın en önemli mesleklerinden biri oldu. Uluslar arası ilişkiler, bu an olmakta olan haritaya bakın, her şeyin altında bizle çalışmış, bizle çalışmamışlar ortaya çıkıyor. Meslek çok önemli. Bu mesleğe çok önem verilecek. Bu öneme de tabi ki bizim layık olmamız lazım. Bizim de çok çalışmamız lazım. Yani okumamız, her şeyi takip etmemiz, altını üstünü düşünmemiz, bir araya gelip bunları tartışmamız, hep beraber bir büyük gövde olarak yürütmemiz lazım, kıskanarak değil.

Mesleğinizde bugüne kadar en çok hangi konuda zorlandınız?

BM: Çok büyük şirketlerin yönetim kuruluna dert anlatmak çok güç geldi.

O kadar üst görevlerde bunu anlatabilmek çok zorsa, daha alt görevlerde bu durum nasıl olacak?

BM: Onlar anlıyor da yukarıya sorulacak deniyor, o yukarısı da daha yukarı gidecek diyor, işte orada sorun başlıyor. Onlar benden biraz daha genç, çok genç değiller, tam olarak bilmiyorlar ne olduğunu, birdenbire olay önlerine geliyor, “bu nedir yani anlamadım?” diyorlar. Bu vaziyetteler. Çok güç anlatmak. Bu yüzden Altın Pusulalara devam edeceksiniz, seminerler, konferanslar yapacaksınız. Ne kadar çok yaparsanız o kadar iyi.

Bir de zamanlamanın üzerinde durmamız lazım bence. Çünkü yönetici memnun kalıyor, daha sonra konuşalım diyor, o da işi uzatıyor. Yani birisi sana bir şey söylediği zaman ve eğer o kişi halkla ilişkilerciyse, “aman kulağını aç, dikkat et, yürü” bunu daha yaptıramıyoruz.

indir

Betûl Mardin; “Genç iletişimciler çok okuyacaklar, çok çalışacaklar!”

Genç iletişimcilere önerileriniz neler?

BM: Çok çalışacaklar, çok okuyacaklar, dil bilecekler, tabiî ki İngilizce bilecekler, muhtemelen başka dil bilecekler, tabiî ki bilgisayar ve bir çok teknolojiyi bilecekler ama halkla ilişkilercinin çalışkan, düzgün, bilgili, ahlaklı, başkalarına örnek olacak insanlar olması lazım.

Siz tekrardan iletişimci olur muydunuz?

BM: Tabiî ki. Başka şeye gitmem ben, eczacı falan olamam ben, özür dilerim

Meslek hayatınızda sizi en çok üzen ne oldu?

BM: Bazı şirketlerle çalışırken bazen hakaret gibi çok ağır şeylere maruz kalıyorsunuz. Çünkü ne yaptığımız tam olarak bilinmediği için, önce sizi tenkil ederek, sizi kırarak, “ben senden daha iyiyim, ben bu işi çok iyi bilirim” diye ortalıkta dolaşmak onların çok işine geliyor, orada çok kırılıyorsunuz. Yani bir iş ayın 1’inde yapılsaydı çok iyi olurda diyorsunuz ayın 18’i oluyor iş, bütün o takvimi kaçırıyorsunuz. Bunlar güç şeyler.

Meslek hayatınız boyunca sizin için en güzel hatıra nedir?

BM: Ben en iyi rahmetli Ahmet Dallı’yla ve Nejat Eczacıbaşı ile çalıştım. En iyi ve en rahat. Beni hemen anlayan, benden daha çabuk koşmak isteyen insanlardı.

Bugün bu tarz yöneticilerle karşılaşıyor musunuz?

BM: Bugün de var. Ama onları farklı bir şeyle anıyorum, yani düşünün ki sponsorluk yoktu, bir espri ile başladı ve bu hale geldi. Hep onların görüşüdür, çok mühim insanlardır.

Kaynak:www.halkla ilişkiler.com

HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ELEMANI

TANIM

Özel kuruluşlarda ve kamu kurumlarında; kurumu halka tanıtacak, kurumun çalışmalarına karşı halkta ilgi uyandıracak, kurum hakkında çevrede olumlu izlenimler yaratacak ilişkileri kurabilen kişidir.

GÖREVLER

  • Tanıtıcı haber bültenleri, broşürler, raporlar hazırlar,
  • Yapılacak etkinlikleri kitle iletişim araçları ile halka duyurur,
  • Basın toplantıları, sergiler, konferanslar hazırlar,
  • Konusuyla ilgili yazıları basında izler, kupürleştirir, cevaplar hazırlar,
  • Halkla ilişkiler konusunda eğitim verilmesi için program hazırlar,
  • Yöneticilerin konuşma metinlerini ve yazışmalarını hazırlar,
  • Toplantı, tören, kutlama ve kokteyllerin düzenini sağlar,
  • Kurum adına sanat etkinlikleri düzenler,
  • Kamuoyundaki imajın belirlenmesi amacıyla anketler düzenlenmesini sağlar,
  • Yapılacak faaliyetler için bütçe hazırlar, malzeme miktarını ve elemanların sayısını ve niteliğini belirler.

 

KULLANILAN  ALET VE MALZEMELER

  • Büro makineleri (telefon, teleks, faks, bilgisayar vb.),
  • Fotoğraf makinesi.

 

MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER

Halkla ilişkiler ve tanıtım elemanı olmak isteyenlerin;

  • Üst düzeyde sözel yeteneğe sahip,
  • İnsanlarla iyi ilişkiler kurabilen (dışa dönük),
  • Kendine güvenen ve başkalarını etkileyebilen,
  • Girişken,
  • Araştırıcı,
  • Sabırlı, ölçülü,
  • Yaratıcı

kimseler olmaları gerekir.

 

ÇALIŞMA ORTAMI VE KOŞULLARI

Halkla ilişkiler ve tanıtım elemanı, büro ortamında görev yapar, zaman zaman diğer kuruluşlarda düzenlenen toplantılara, seminerlere, sergilere katılabilir. Çalışırken gazetecilerle, reklam uzmanlarıyla, müşterilerle, meslektaşlarıyla, yöneticilerle ve diğer çalışanlarla iletişim halindedir.

ÇALIŞMA ALANLARI VE  İŞ BULMA OLANAKLARI

Halkla ilişkiler ve tanıtım elemanı, bürolarda, otellerde, gazetelerde, yayıncılık alanlarında, bankalarda, reklam ajanslarında, fabrikalarda, hastanelerde, çeşitli kuruluşların organizasyon faaliyetlerinde çalışma olanağına sahiptir.

MESLEK EĞİTİMİNİN VERİLDİĞİ YERLER

Meslek eğitimi aşağıdaki üniversitelere bağlı “İletişim” , “İşletme” ve “İletişim Bilimleri” fakültelerinin “Halkla İlişkiler ve Tanıtım”, Halkla İlişkiler”, “Halkla İlişkiler ve Reklamcılık”, “Reklamcılık ve Halkla İlişkiler” bölümlerinde verilmektedir;

MESLEK EĞİTİMİNE GİRİŞ KOŞULLARI

Mesleğin eğitimine girebilmek için,

  • Lise veya dengi okul mezunu olmak,
  • Öğrenci Seçme Sınavı’nda (ÖSS) “Halkla İlişkiler ve Tanıtım”, “Halkla İlişkiler”, “Halkla İlişkiler ve Reklamcılık”, “Reklamcılık ve Halkla İlişkiler” lisans  programları yeterli “Sözel (SÖZ)” puan almak,
  • Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Tercih Bildirim    Formunda “Halkla İlişkiler ve Tanıtım”, “Halkla İlişkiler”, “Halkla İlişkiler ve Reklamcılık”, “Reklamcılık ve Halkla İlişkiler”  lisans   programları ile ilgili en az bir yükseköğretim programını tercih etmek gerekmektedir.

 

EĞİTİMİN SÜRESİ VE İÇERİĞİ

Eğitim süresi 4 yıldır.
Eğitim süresince ; Sosyoloji, Psikoloji, Siyasi Tarih, Siyaset Bilimine Giriş, Okuma ve Anlatım Teknikleri, Kitle İletişim Araçları, Halkla İlişkilerde Temel Kavramlar, Reklam Tasarımı, Pazarlama, Halkla İlişkiler Modeli, Piyasa ve Kamu Araştırmaları, Ekonomi, hukuk, Araştırma Yöntemleri, Gazetecilik, Reklamcılık, Fotoğrafçılık, İstatistik, Haber Toplama ve Yayma, Kitle İletişim Kuramları, Basın İlişkileri vb. dersler verilmektedir.

MESLEKTE İLERLEME

  • Halkla ilişkiler konusunda üniversitelerde akademik kariyer yapabilirler.
  • Kamu ya da özel kuruluşlarda basın -yayın ve halkla ilişkiler biriminde yönetici olabilirler.

BENZER MESLEKLER: Gazetecilik, reklam uzmanlığı.

untitled

BURS, KREDİ VE ÜCRET DURUMU

  • Meslek eğitimi süresince koşulları uyan öğrenciler Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’nca verilen krediden yararlanabilirler.
  • Kamuda çalışanlar 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine göre, devlet memuru statüsünde 9/1 kadro ve derece ile işe başlarlar.
  • Özel şirketlerde ise kazanç, yabancı dil bilmeye, tecrübeye ve işyerinin konumuna göre değişmektedir.

 

DAHA AYRINTILI BİLGİ İÇİN BAŞVURULABİLECEK YERLER

  • İlgili eğitim kurumları,
  • Türkiye İş  Kurumu Genel Müdürlüğü Ankara Meslek Danışma Merkezi,
  • Bünyesinde Meslek Danışma Merkezi bulunan Türkiye İş Kurumu İl  Müdürlükler

 

 

HALKLA İLİŞKİLERDE BASINLA İLİŞKİLER

1222

1. İmaja olumlu katkıda bulunarak ,doğru hedefkitlede maksimum farkındalık sağlayacak haberve her türlü medya yansıması halkla ilişkileraçısından basınla ilişkilerin temelinioluşturmaktadır.

  • 2. Halkla İlişkiler mesajlarının hedef kitlelerdekuruluş ve ürün hakkında farkındalık sağlamak,bilgi aktarmak,hedef kitleleri belli yöndeeğitmek ,mevcut tutum ve kanaatleripekiştirmek veya değiştirmek ,davranışdeğişikliği yaratmayı hedeflemesinekarşın,haberin temel unsurları olanzamanlılık,yakınlık,önemlilik,sonuç ve ilgiuyandırmak ve dikkat çekmek gibi unsurlarhalkla ilişkiler kaynaklı haberlerde de yeralmalıdır.
  • 3. Halkla İlişkiler Alanında Çalışanların BasınHakkında Bilmesi Gerekenler;  Yayın politikası; Yayın organının olaylara bakışı ve ilgi alanı hakkında halkla ilişkiler uzmanı bilgi sahibi olmalıdır.  Yayın periyodiği; Günlük gazetelere karşın,haftalık,aylık ya da yıllık olabilen dergilerin yayın aralıkları ve tirajlarının bilinmesi yayın organına doğru zamanda ulaşabilmek için kaçınılmaz zorunluluktur.
  • 4.  Dizgi-Basın Tarihi ; Yayın sıklığı ve basım tekniğiyle de ilgili olan dizgi ve baskı tarihleri halkla ilişkiler çalışanları tarafından mutlaka bilinmelidir. Basım Tekniği ; Sağlayacağı kolaylıklar nedeniyle,litograf,foto-gravür ya da ofset tekniklerinden hangisinin kullanıldığının bilinmeli ve bu tekniklere uyumlu materyal hazırlanmalıdır.
  • 5.  Yayın Alanı ; Gazete ve derginin,uluslar arası ,ulusal,bölgesel olması,hedef kitleye erişim sınırlarını tanımlayacağından halkla ilişkiler elemanlarının ilgi alanı içinde bulunmaktadır. Okuyucu Profili ; Doğru hedef kitleye ulaşabilmek için gazete ,derginin okur profili ya da Radyo-TV kanallarının izleyici profillerinin demografik özellikleri hakkında mutlaka bilgi sahibi olunmalıdır .
  • 6.  Dağıtım Yöntemleri ; Bir yayının bayiler aracılığıyla mı satıldığı yoksa abonelerinin adreslerine ücretli ya da ücretsiz olarak posta yoluyla mı ulaştırıldığı türünden dağıtım bilgileri ,erişim,okur profili ve okunma oranını etkilemesi nedeniyle halkla ilişkilercilere kampanya planlaması sırasında önemli ip uçları vermektedir.
  • 7. Basın Bildiri ve BültenlerininÇeşitleri ; Basın bültenleri kişi ya da bir olayla ilgili duyuru yapmak ,herhangi bir konuda bilgilendirmek veya kişi ya da kurum imajı oluşturmak amacıyla yazılabilmektedir.
  • 8. Frank Jefkins’ e göre; Yayınlanmaya hazır tek sayfalık, Destekleyici bilgi içeren, Teknik konuları içeren, Konuşma metni ya da raporları desteklemek amacıyla yazılan bildiriler Ayrıntılı resim alt yazısı Kısa duyurular
  • 9. Basın Bülteninin İçeriközellikleri; Kısa paragraflar,kısa cümleler,anlaşılır kelimeler kullanılmalı Mümkünse tek sayfayla yetinilmeli Övgüden uzak durmalı Belirsiz genellemelerden kaçınmalı Değişik gazete yada dergiler için değişik versiyonlar yazılmalıdır.
  • 10. Biçimsel Özellikleri ; Kağıdın başlığı ; Bir bildiri veya bültenin ayırt edici özelliğinin olması,parlak veya renkli başlık kullanılması değil,iş mektubundan farklı olması ve göndericinin kim olduğunun anlaşılması anlamını taşır. Yazım stili ; Standart yazı karakteri kullanılmalı,küçük puntolar tercih edilmelidir.
  • 11.  Haber Başlığı ; Bültenin başlığı haberin içeriğini destekler nitelikte olmalıdır . Alt başlıklar; Alt başlıklar olmamalı ,bu konuda tercih gazeteciye bırakılmalıdır. Paragraf yapısı; Çok uzun cümleler kurulmamalıdır. Büyük harf kullanımı ; Sadece özel isimlerin ilk harfi büyük kullanılmalıdır. Kısaltmalar; Nokta kullanılmamalı , örn; IBM,THY,TRT yazılmalıdır.
  • 12.  Rakamlar; Büyük sayısal ifadeler için rakam kullanılmamalıdır. Tarih; Her bültene mutlaka tarih atılmalıdır. Ambargo; Belirtilen tarih ve saatten önce bültenin basılmaması anlamına gelen ambargodan mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Zorunlu olduğu durumlarda ise bitiş saati mutlaka bildirilmelidir.
  • 13. Basına YönelikOrganizasyonlar Basın konferansı / basın toplantısı Basın resepsiyonu Basın gezileri
  • 14. Basına yönelik organizasyon planlarkendikkat edilmesi gereken hususlar ; Amaç ; Basın bülteninin medya ile iletişim ihtiyacını karşılayıp karşılamayacağı,toplantının maliyeti,basına yönelik organizasyonların gerekliliği hakkında bilgi verecek soruların yanıtları,organizasyonun etkililiğini belirler. Zamanlama ; En uygun gün ve saatin seçilmesi,gazetecilerin katılımı dolayısıyla olayın basında yer alma olasılığını etkiler.
  • 15.  Mekan; Konuklar ve basın mensupları açısından uygun mekanın belirlenmesi,katılımı ve katılımcıların izlenimini etkiler. Toplantının düzenleneceği mekan bir konferans açısından gerekli donanımlara sahip olmalıdır. Program; Program zamana ilişkin her türlü bilgiyi içermelidir. Ön prova ; Bu tür organizasyonların,aksamadan bir saatin işleyişi gibi yürütülmesi için provaya ihtiyaç vardır. Basın materyali

HALKLA İLİŞKİLER İLE İLGİLİ YAKIN KAVRAMLAR

HALKLA İLİŞKİLER İLE İLGİLİ YAKIN KAVRAMLAR

REKLAM

Herhangi 1 mahsül ya da fikrin kitle kontak araçlarında bedeli ödenerek şahsi olmayan yollarla tanıtımıdır.

Reklamda ileti doğrudan satışı yapılacak mahsül ya da fikirle ilgilidir.

Reklam kitle kontak araçları kullanılarak yapılır.

Reklamda elbet kitle kontak araçlarına ödenen 1 karşılık, ücret söz konusudur.
Young-Business-People
Reklam kaynaktan hedefe tek yönlü ileti gönderilmesi sürecidir.

PAZARLAMA

Pazarlama işletmenin amacına ulaşmak sebebiyle erek pazarlarda değişimi sağlamak üzere yaptığı inceleme, planlama, uygulama, ve denetim faaliyetleridir.

Pazarlama tüketicilerin gereksinim duyduğu ürünlerin üretilmesi ve satılması amacını güderken halkla ilişkilerde satış veya pazarın gereksinim duyduğu türde mal üretimi söz konusu değildir

SATIŞ TEŞVİKİ (Tutundurma)

Tutundurma şahsi satış çabaları birlikte reklam arasındaki bağı oluşturan satış arttırıcı çabalardır. Halkla ilişkiler çalışanın esas vazife satış elemanında olduğu gibi satışlara katkıda bulunmak değildir

PROPAGANDA

Bir bireyin ya da grubun farklı bireylerin ya da grupların tutumlarını belirleyip biçimlendirmek, kontrol altına almak ya da değiştirmek sebebiyle kontak araçlarından yararlanarak bu bireylerin ya da grupların belirli 1 durum ya da konumdaki tepkilerinin kendi amaçlarına elverişli tepkiler alacağını umarak gerçekleştirdikleri bilinçli 1 girişimdir.

Tek yönlü veri ve abartı

Dogmatik ve otoriter

Çok tekrar ederek ikna etme

Propaganda yanıltıcı ve yıkıcı olabilir

III. HALKLA İLİŞKİLER KARMASI

DUYURUM

Duyurum haber olma değerine bağlantılı bi şekilde kuruluşla alakadar 1 haberin kitle kontak araçlarında (gazete, radyo, tv) ücretsiz bi şekilde yayınlatılmasıdır. Burada haber kaynağı kurumdur.

KURUMSAL REKLAMCILIK

Duyurumda medyada yayınlanan haberler üzerinde kaynağın herhangi 1 kontrolü bulunmamaktadır. Bu kontrolü sağlamanın 1 yolu medyadan mekan ya da vakit zatın alarak reklam vermektir. yalnız kurumsal reklamcılıkta tema mahsül değil kurumun kendisi veya faaliyetleridir.

BASIN SÖZCÜLÜĞÜ

Duyurum faaliyetleri ilse aralarındaki fark hedefledikleri amaçtan kaynaklanmaktadır. Duyurumda esas amaç, alakadar çevrelerde anlayış ve kabul yaratmak iken basın sözcülüğünde dikkat ve alaka çekmektir.

KAMU YARARINA FAALİYETLER

Kurum veya kuruluşun içinde yaşadığı toplumun menfaatine olacak çalışmalar yapmasıdır.

LOBİCİLİK

Kamu yönetiminde kanun yapıcı veya karar verici konumunda olan kişileri bilgilendirme ve etkilerime çabaları bi şekilde tanımlanmaktadır.

YÖNETİM DANIŞMANLIĞI

İşletmenin içinde bulunduğu ekonomik, teknolojik, sosyal ve hukuki çevredeki değişmelerin izlenmesi, bu değişmeler karşısında yönetimin takip edeceği strateji ve politikaların üretilmesi bi şekilde tanımlanabilir.

Süreç

Halkla İlişkilerde 4 Model

Basın Aracılığıyla Tanıtım

Toplumu Bilgilendirme

İki Yönlü Asimetrik

İki Yönlü Simetrik

Sağlık İşletmelerinde Halkla İlişkilere Verilen Önemin Artışı

Özel afiyet Hizmeti sunan kurumların çoğalması

Bu kurumlar arasındaki rekabetin artması

İletişim araçlarının hızla gelişmesi

Hasta hakları ve sayrı tatmini gibi konuların gündemde olması

Hastanelerin hayat kalitesini yükseltmedeki önemli önemleri

Hizmet kuruluşu olmanın yanında karmaşık yapıda örgütler olmaları

Yönetimlerin Halkla İlişkilerde Üzerinde Durması Gereken Önemli Noktalar:1

Çalışanların gerçekten hizmet etme duygusu taşımaları sağlanmalı, terslik ve nezaketsizliğin halkla ilişkilere zararı anlatılmalı.

Çalışanların ciddi, çabuk iş yapan, düzenli şahıslar olması sağlanmalı, üstler bu konuda uyarıcı ve eğitici olmalı.

Halkla 100 yüze gelen memur nazik ve hoşgörülü olmalı.

Kurumla ilişkide bulunan kişilere ve işi olan vatandaşlara verilmiş sözler yerine getirilmeli.

Söz verilen 1 iş ya da sağlanan kolaylık yerine getirilemiyorsa nedenleri alakadar kişilere açıklanmalı.

Kurum, düzenli, temiz ve sevimli hale getirilmeli. İşi düşenlere yol gösterici düzenlemeler geliştirilmeli.

TÜRKİYE VE DÜNYADA HALKLA İLİŞKİLERİN

Halkla İlişkiler (PR)

Halkla ilişkiler; bir işletmenin,kurumun ya da örgütün bağlantı kurduğu ya da kurabileceği kimselerin anlayış, sempati ve desteğini elde etmek ve bunu devam ettirmek için yaptığı sürekli ve örgütlenmiş bir yönetim fonksiyonudur. Temelinde ikna, retorik, algı kavramları yatmaktadır. Kısa tanımıyla, kurumların kitlelerle iletişim kurmak amacıyla yürüttükleri, pro-aktif ve re-aktif olarak sürdürülebilen, kamu yararı esas alınarak devam ettirilen düzenli faaliyetlerdir. Bilinen adıyla “PR” olarak ifade edilmektedir.

Halkla ilişkiler işletmenin hizmet verdiği kitle ile daha etkili iletişimde bulunmak üzere başvurduğu bir yöntem; bir işletmeyi iç ve dış müşterilere, bağlantılı olduğu kişilere sevdirme ve saydırma, belirli bir tutumu benimsetmeye halkı inandırma sanatıdır.

HALKLA İLİŞKİLERDE KURUMSAL SORUMLULUK

sosyal-sorumluluk-nedir

Kurumsal sorumluluk, ulusal ve uluslar arası iş dünyasında önemi hızla artan iletişim çalışmaları olup, güçlü ekonomiler, pazarlar ve komiteleri ile sürdürülebilirliği içerir.Avrupa Komisyonu Kurumsal Sorumluluk tanımını şöyle yapmış; “kurumların iş operasyonlarındaki sosyal ve çevresel ilgilerini bir konsept aracılığıyla ve gönüllü olarak paydaşlarıyla etkileşim içinde tamamlamalarıdır.”Kurumsal sorumluluğun hedefi, kurumların toplumsal sorumluluk bilinci etrafında, müşterileri, çalışanları, paydaşları ve kamuoyu üzerinde pozitif etki yaratmaktır.Kurumsal sorumluluk, kuruluşlara hem ulusal hem uluslar arası alanda sürdürülebilirlik ve rekabet yönünde önemli bir katkı sağlıyor.İşletmeler çevreleriyle çok yönlü ve sıkı ilişki içindedirler. İşletmeler klasik olarak kendi yönetim sorunlarıyla ilgilenirken işletme dışındaki insanların da sorunlarına eğilirler. Ayrıca işletmeler toplumdaki çeşitli hedef kitlelerin taleplerini yakından izlerler. Kısaca işletmeler toplumla içice yaşamak zorundadırlar Toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel yapısından soyutlanamayan işletmeler; toplumun yapısını, özelliklerini, özlemlerini, geleneklerini ve alışkanlıklarını tanımak ve kendisini de topluma tanıtmak gereğini duyar. Sosyal sorumluluklar yönünde harcanan bu çabalar işletmenin büyük ölçüde halkla ilişkiler işlevinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu çalışmada işletmelerdeki sosyal sorumluluk olgusu ile halkla ilişkiler arasındaki bağ ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Özel sektör işletmeleri geçmişten bu yana kar elde etmek, ve sürekliliklerini sağlamak amacıyla faaliyetlerini sürdürmektedir. Günümüzde ise bu amaçlara sosyal fayda amacı da eklenmiştir. İşletmeler artık çevrelerine de önem vermek topluma yararlı işler yapmak durumundadır.

İşletmelerde sosyal fayda çalışmalarını, çevre ile iletişim yönetimini koordine edecek birimler ise halkla ilişkiler departmanıdır.

İşletmeler “Sosyal Sorumluluk “ adıyla yaptıkları halkla ilişkiler çalışmalarıyla sivil toplumumun önemli sorunları üzerine eğilebilir, önemli konulara dikkat çekebilir, bu konularda kampanyalar yapabilirler. Sosyal Sorumluluk çalışmaları bilinçli ve planlı yapıldığı taktirde hem işletmelere, hem STK’ lara hem de sivil topluma fayda sağlayacaktır.

Bu çalışmada, STK’ lar, özel sektör işletmeleri açısından halkla ilişkiler çalışmaları ve özellikle sosyal sorumluluk kampanyaları ele alınacak, hedeflenen sosyal faydanın sağlanabilmesi için hem STK’ lar, hem de işletmeler, hem de halkla ilişkiler departmanları için bu konuda önemsenmesi gereken noktalara dikkat çekilmeye çalışılacaktır.

KAYNAK;http://www.siviltoplumakademisi.org.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=410:stk-ozel-sektor&catid=54:sivil-toplum-bilinci&Itemid=132

 

HALKA İLİŞKİLER NE ZAMAN KULLANILMALIDIR?

Halka ilişkiler faaliyetlerinin zamanlaması, kullanılacak araçlar ve seçilecek hedef kitle kadar önemlidir. Halkla ilişkilerin devreye sokulabileceği uygun fırsatlar sürekli olarak kollanmalıdır.

Bu amaçla yapılabilecek ilk şey, desteklenebilecek projeleri araştırmaktır. Örneğin festivaller, el sanatları sergileri ya da güzel sanatlar yarışmaları, bu tür projeler için uygun zemini hazırlayabilir. Arşivler, bu tür faaliyetlere üyelik standı, sergileme camekanı, gönüllüler ya da küçük gösterilerle katılmak için çıkan fırsatları değerlendirebilir.

Kullanılabilecek bir başka taktik, arşiv ve evrak sistemleriyle ilgili felaket öykülerini kullanmaktır. Evraklarını kaybettikleri büyük bir yangının ardından iflas eden şirketler gibi, arşivlerin ve evrakların önemini vurgulayan örnekler özellikle önemli olacaktır.

11079118_1574915166095664_259937289_n

Son olarak, arşivcilerin kendi fırsatlarını kendileri yaratmasından da geri durulmamalıdır. Basın bürosuyla iyi ilişkiler kurmak, yıl dönümleri, tarihi günler, yaş günleri, ilk defa gerçekleştirilen faaliyetler gibi olayları değerlendirmek, gazetecilik okullarından stajyer kabulü, gazeteler için düzenli köşeler hazırlamak, radyo ve televizyon için programlar hazırlamak bu tür fırsatlara örnek olarak verilebilir.

Burada arşivcilerin kendilerinin fırsat yaratması ya da başkalarına fikir vermesi arasında fark yoktur. Önemli olan bunların düzenli olarak gerçekleştirilmesi, takibinin yapılması ve tüm sürecin bir fırsat yönetimi yaklaşımı çerçevesinde ele alınmasıdır. Yani tesadüfi değil planlı, programlı; rastgele değil düzenli; eklenti olarak değil kurumsal faaliyetlere entegre edilmiş bir yaklaşımla yürütülmesidir.

 

Kaynakça: http://www.beyaz.net/tr/arsiv-ve-dys/makaleler/bekir-kemal-ataman/arsivler-ve-halkla-iliskiler.html

1 2 3