Halkla ilişkiler öğrencilerine kariyerlerini desteklemeleri için ”8” öneri

Halkla ilişkiler, iletişim, gazetecilik veya pazarlama okuyorsanız, önceki deneyim, ağ ve portfölyonuzun büyük önem taşıdığı profesyonel bir dünyaya girişe hazırlanıyorsunuz demektir. Kafanızda büyük resmi canlandırmaya çalışın ve amacınız, sömestrinizi stajlar ya da giriş seviyesindeki işlerle akılcı bir şekilde geçirmek olsun. İşte size kariyerinizi desteklemeniz için 8 öneri:

Yarı zamanlı çalışın. Okul, sosyal yaşam ve işi bir arada dengede tutmak size zaman planlamasını öğretecek. Hayatınızın geri kalanını iş ve yaşam dengesini kurmaya çalışmakla geçirecekseniz, öyleyse zaman pratik yapma zamanı. Para ve tecrübe kazanacaksınız; üstelik partiler için hala zamanınız olacak; ayrıca ödev yapmaya oturduğunuzda daha odaklı ve disiplinli olacaksınız. Eğer mümkünse bu iş, kendi alanınızla ilgili bir staj biçiminde olsun. Alanınızda tecrübe kazanmak hiçbir zaman için çok erken değildir.

En azından her ay bir networking etkinliğine katılın. Öğrenci kulüplerine katılın, sektörünüzdeki profesyonel kuruluşların düzenlediği etkinliklere katılın, konferanslara katılın, profesörünüzle veya mentorunuzla öğle yemeği organize edin, mezun olduktan sonra yaşamak istediğiniz şehri gezin ve okulunuzdan mezun olanlarla tanışın, kariyer etkinliklerine katılın– seçenekler sonsuz. Sizi evden dışarı çıkartacak ve ortak özelliklere sahip olduğunuz insanlarla tanışmanızı sağlayacak etkinlikler programlayın.

Eğlenmek için zaman yaratın. Bir öğrenci olarak en önemli önceliğinizin okul işleri olduğunu biliyorsunuz. Tembellik yapmayın. Sıkı çalışın, mümkün olduğunca fazla bilgi edinmeye bakın ve okulu ciddiye alın. İşe girdiğinizde acısını çıkartırsınız. Ancak eğlenmek için de zaman yaratın. Ne yazık ki pek çok üniversite öğrencisi dersleri uğruna sosyal hayatını feda ediyor. Dengeyi bulun. Yeni insanlarla tanışın. Arkadaşlarınızla vakit geçirin. Mezun olduktan ve herkesin yolu ayrıldıktan sonra birlikte zaman geçirmek zorlaşacak bu yüzden sahip olduğunuz zamanı boşa geçirmeyin.

Bir mentorunuz olsun. Size iyi tavsiyeler verebileceğini düşündüğünüz ve çizdiğiniz kariyer planında size bir şeyler öğretebilecek kişilere ulaşmaya çalışın. Güncel etkinlikleri, vaka çalışmalarını, iş tavsiyelerini ya da yürümekte olduğunuz yolda size yardımcı olacağını düşündüğünüz başka şeyleri paylaşabilmek için o kişiyle bir araya gelmenin yollarını arayın ya da birkaç haftada bir telefon görüşmesi yapmaya çalışın. Kariyer yolunda bir rehbere sahip olmak oldukça değerlidir. Başlangıç için asla erken değildir.

Sektörel bir konferansa gidin. Sektörünüzdeki, bölgenizdeki ya da ulaşabileceğiniz mesafedeki konferansları belirleyin ve katılmanın yollarını arayın. Konferans kayıt ücreti bütçenizin üzerindeyse organizasyondan birisine ulaşarak öğrencilerden ücret alınıp alınmadığını, indirim yapılıp yapılmadığını sorun ya da organizasyonda yardımcı olabileceğinizi, çalışabileceğinizi söyleyerek bu şekilde katılmaya çalışın.  Ayrıca profesörünüze ya da öğrenci topluluğu liderine danışarak konferans için size sponsor olup olamayacaklarını da sorabilirsiniz, karşılığında da öğrendiklerinizi, edindiğiniz deneyimleri onlara aktarabilirsiniz. Sektördeki profesyonel isimlerle tanışacak ve muhtemelen konuşmacılardan değerli bilgiler kazanacaksınız. Bir görüşmede kaçınılmaz sorulardan olan ders dışında yaptığınız etkinliklere verilecek güzel bir cevabınız olur.

Ölmeden önce yapılması gerekenler listenizden bir şeyleri yapın. Ciddiyim, her zaman ziyaret etmek istediğiniz bir yere gitmek için sömestri kullanın, zaman ayıramadığınız bu tarz projelerinizi hayata geçirin, yeni bir beceri edinin, uçaktan atlayın (paraşütle lütfen) — hayatınızda yapmak istediğiniz sizi bütünüyle harekete geçirecek bir şeyler yapın.

Sektörünüzle ilgili bilgi edinin. Çalışmak isteyebileceğinizi düşündüğünüz şirketler veya kuruluşlar hakkında bilgi edinin. Sektörünüzdeki büyük oyuncunun kim olduğunu öğrenin. Haberleri izleyin. Günün birinde işinizi ve müşterilerinizi etkileyecek teknolojiler ve trendler konusunda kendinizi eğitin. Sizi daha değerli bir çalışan yapacak konular hakkında durmaksızın kendinizi eğitin.

Bir portfölyo oluşturun. Yol boyunca yaptığınız çalışmaların bir kaydını tutun ki ihtiyacınız olduğunda kolaylıkla portfölyonuzu oluşturabilesiniz. Bir görüşmeci bu konuda soru sorduğunda son dakikada derlenmiş özensiz iş örnekleri topluluğuyla birlikte çöpe atılmak istemezsiniz.  Düzenli olursanız ve gelecekteki potansiyel işvereninize göstermek amaçlı işler üretirseniz, onlara ihtiyacınız olduğunda daha fazla seçme şansınız olur.

Kaynak: http://www.prrehberi.com/halkla-iliskiler-ogrencilerine-kariyerlerini-desteklemeleri-icin-8-oneri/

Mersin’de Kamu Çalışanlarına Halkla İlişkiler Eğitimi

 

 

Vali Güzeloğlu: “Devleti insan için var eden, insanın mutluluğunu amaç edinen bir anlayışın temsilcileriyiz”

 

bimer-ve-halkla-iliskiler-egitim-semineri-IHA-20131126AW000624-3-t

 

 

Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, devletin insan için var olduğunu ve kendilerinin de insanın mutluluğunu amaç edinen bir anlayışın temsilcileri olduklarını söyledi.  

Güzeloğlu, Suphi Öner Öğretmenevi Tarsus Salonu’nda Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) tarafından kamu çalışanlarına yönelik düzenlenen halkla ilişkiler eğitim seminerinin açılışında yaptığı konuşmada, devletin varlık nedeninin vatandaşına hizmet etmek ve beklentilerini karşılayarak onun hayatını kolaylaştırmak olduğunu belirtti.   

İnsanı merkezine almayan hiçbir sürecin doğru sonuç vermeyeceğini vurgulayan Güzeloğlu, şöyle devam etti : 

“Devleti insan için var eden, insanın mutluluğunu amaç edinen bir anlayışın temsilcileriyiz. Cumhuriyetin temel anlamı içerisinde vatandaşlarımıza, herkesin birinci sınıf bir yurttaş, kamu hizmetlerinin herkese eşit ve herkesin Cumhuriyetin eşit birer bireyi olduğunu hissettirmek vardır. Bu bizim en öncelikli görevimizdir. Açık, paylaşıma ve değer çoğaltmaya dönük bir kamu hizmeti anlayışı giderek güçlenmektedir. Bu yeni dönemde de bir dizi düzenleme yapıldı .” 

Bu tür düzenlemelerin, anlamlı, verimli ve başarılı olabilmesi için uygulayıcılarının özverili ve gayretli çalışması gerektiğini ifade eden Güzeloğlu, şunlardı kaydetti : 

“Gönüller sultanı Yunus’un ‘Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm’ sözünde olduğu gibi insanlarla iletişim adına sizler de bir Yunus gibi görünmelisiniz. Kamuya dönük dilek ve şikayetlerini aktaran herkese, bütün bu amaçlanan hedefleri anlatanlara önce insan sonra bir kamu görevlisi olarak hizmet vermektesiniz. Yani bizim gözümüz, elimiz, dilimiz ve sesimizsiniz. Bugün burada yapılan toplantı ve 3 gün sürecek çalışmalar özelde belirtilen amaçları gerçekleştirecek, genelde ise bizi, çocuklarımızı daha gelişmiş ve güçlü bir Türkiye yararına taşıyacak çalışmadır .” 

Eğitimlere, 8 farklı ilden 600’ü aşkın kamu görevlisinin katıldığı bildirildi.  

Ayrıca üç gün sürecek seminerlerde katılımcılara, halkla ilişkiler, iletişim, protokol kuralları ve danışma hizmetleri derslerinin yanı sıra BİMER sistemi hakkında da bilgiler verileceği öğrenildi.

Muhtarlara Halkla İlişkiler Eğitimi

599_5Muhtarlara Halkla İlişkiler Eğitimi

 

Kütahya Valiliği İl Mahalli İdareler Müdürlüğü’nce hazırlanan “Muhtarlarımıza, Muhtarlar ile Birlikte Halkla İlişkileri Anlatıyoruz” konulu proje kapsamında toplantı yapıldı.

Kütahya Valiliği İl Mahalli İdareler Müdürlüğü tarafından muhtarlara yönelik hazırlanan “Muhtarlarımıza, Muhtarlar ile Birlikte Halkla İlişkileri Anlatıyoruz” konulu proje kapsamında ikinci eğitim toplantısı yapıldı.

Kütahya Valiliği İl Mahalli İdareler Müdürlüğü tarafından muhtarlara yönelik hazırlanan “Muhtarlarımıza, Muhtarlar ile Birlikte Halkla İlişkileri Anlatıyoruz” konulu proje kapsamında ikinci eğitim toplantısı Dumlupınar Üniversitesi İktisadi ve İdare Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden Yrd. Doç. Dr. Cantürk Caner tarafından Belediye Kültür Sarayında yapıldı.

Muhtarların kurumunla ilgili çevreleriyle olumlu ilişkiler kurmasını sağlamak, etkin ve verimli bir iletişim ortamı yaratmak olarak açıklanan projenin amacıyla ilgili şu açıklama yapıldı;””Muhtarlıklarımızca uygulanacak halkla ilişkiler uzun sürede getiri sağlayan bir etkinliktir. Çalışmaların bir amacı da, kuruma uzun vadede olumlu bir kimlik kazandırmak ve bu kimliği devam ettirmektir. Olumlu bir kimlik ise Muhtarlık kurumuna destek, güvenilirlik, çalışmalarında başarı getirmek demektir. Muhtarlarımızı ve halkı aydınlatmak ve onlara kamudaki çalışmaları benimsetmek, Muhtarlarımız ve halkta yönetime karşı olan olumlu davranışlar yaratmak, Muhtarlar ve halkın yönetimle olan ilişkilerinde işlerini kolaylaştırmak, Kamunun kararların isabet derecesini arttırmak için halktan bilgi almak, Muhtarlarımız ve halk ile işbirliği sağlayarak hizmetleri daha çabuk ve kolay görünmesini sağlamak, Muhtarlarımızın uygulama ve davranışlarında; halkın istek, dilek, tavsiye, telkin ve şikayetlerinden yola çıkarak aksaklıkları gidermek, Kamu yararlarına ilgili hususlara cevap vermeye çalışmak ve herkesin kişiliğine hürmet ederek sosyal sorumluluk duygusu oluşturmak.”

Proje kapsamında Kütahya’da 513 köy muhtarı ile 310 mahalle muhtarı olmak üzere toplam 823 muhtar eğitim alacak.

Şaphane Muhtarlarının eğitimi 18 Eylül 2012 tarihinde Simav Eynal Kaplıcalarında, Pazarlar, Simav, Domaniç, Tavşanlı Muhtarlarının eğitimi ise 27 Eylül 2012 tarihinde Tavşanlı Belediye Kültür Sarayı Salonunda, Aslanapa, Altıntaş, Dumlupınar Muhtarlarının eğitimi 02 Ekim 2012 tarihinde Altıntaş Belediye Kültür Salonunda, Çavdarhisar, Gediz Muhtarlarının eğitimi 12 Ekim 2012 tarihinde Gediz Halk Eğitim Merkezinde, Emet, Hisarcık Muhtarlarının eğitimi 22 Ekim 2012 tarihinde Emet Belediye Düğün Salonunda yapılacak.

Belediye Kültür Sarayında yapılan toplantıya İl Mahalli İdareler Müdürü Hüseyin Bozkurt, İlçe Nüfus Müdürü Halil Topbaş, Muhtarlar Derneği Başkanı Salih Zeki Arı ve Merkez ilçe mahalle ve köy muhtarları katıldı. – KÜTAHYA

 

 

Sosyal Medya Stratejisi Nasıl Belirlenmelidir?

sosyal-medya (1)Sosyal Medya Stratejisi Nasıl Belirlenmelidir?

 

 “Sosyal Medya” internetle halkla ilişkileri buluşturan ve mazisi pek de eskiye dayanmayan bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Bu büyük platform kurum ve kuruluşlar için büyük bir fırsat olabileceği gibi, müşterisini memnun edemeyen şirketler için tehlike arz edebiliyor. Bu sebeple şirketlerin bu platformu iyi tanımaları, etkin kullanmaları ve nasıl kullanacaklarına ilişkin bir takım stratejiler geliştirmeleri gerekiyor.

     Peki bu stratejiler nasıl belirleniyor, işe nereden başlamak gerekiyor?

   1) Sosyal medyada izlenecek yolun belirlenmesi
   Bu aşamada hedef kitlenizin şirketinizle ilgili hangi düşüncelere sahip olmasını istediğinizi, hedef kitleyle iletişim şeklinin ne olacağını ve yapılacak etlinliklerin planını analiz etmeniz gerekiyor.
   
   2)  İletişim dilinin belirlenmesi 
   Firmanın imajı doğrultusunda hedef kitleyle hangi üslupla iletişim kurulacağına karar verilir. Kitlenin karşısında nasıl durulacağı (samimi, resmi, şeffaf vb.) iletişim diliyle belirlenir.

   3) Blogger yardımı almak 
    Üretilen hizmet veya ürünle ilgili yazılan blogları takip edip yazarlarıyla iletişime geçmek iyi bir sosyal medya stratejisidir. Yazarın mevcut kitlesinden faydalanarak, ürün hakkında deneyimini okuyucularına aktarmasını sağlamak etkili olacaktır.

   4) Anahtar kelimeleri belirlemek
   Slogan haricinde fakat sloganla aynı doğrultuda anahtar kelimeler belirlemek ve bunları sosyal medya platformlarında marka ismiyle birlikte kullanmak, markanızın rakiplerinden ayırt edilmesi için çok önemlidir. Ayrıca bu kelimeler sayesinde tüketiciye ürün veya hizmet hakkında ilk bilgi verilmiş olur.

  5) Destekleyici projeler
    Kısa süre içinde çok büyük bir kitleye ulaşmak isteniyorsa bu plan mutlaka çeşitli projelerle desteklenmelidir. Örneğin internette paylaşacağınız bir viral reklam bu süreci oldukça hızlandıracaktır.

Kaynak : http://www.halklailiskiler.com.tr
    sosyal-medya

Halkla ilişkiler

Halkla ilişkiler bir işletmenin,kurumun ya da örgütün bağlantı kurduğu ya da kurabileceği kimselerin anlayış, sempati ve desteğini elde etmek ve bunu devam ettirmek için yaptığı sürekli ve örgütlenmiş bir yönetim fonksiyonudur. Temelinde ikna, retorik, algı kavramları yatmaktadır. Kısa tanımıyla, kurumların kitlelerle iletişim kurmak amacıyla yürüttükleri, pro-aktif ve re-aktif olarak sürdürülebilen, kamu yararı esas alınarak devam ettirilen düzenli faaliyetlerdir. Bilinen adıyla “PR” olarak ifade edilmektedir.

Halkla ilişkiler işletmenin hizmet verdiği kitle ile daha etkili iletişimde bulunmak üzere başvurduğu bir yöntem; bir işletmeyi iç ve dış müşterilere, bağlantılı olduğu kişilere sevdirme ve saydırma, belirli bir tutumu benimsetmeye halkı inandırma sanatıdır.

Halkla ilişkiler sıradan olmakla önemli olmak arasındaki farktır; işletmenin olumlu bir imaja sahip olması için gerekli tanıtım politikasının saptanması, işletmenin bu doğrultuda yönlendirilmesi, insan grupları ve işletme arasında bilgi akışının sağlanması ve bu bilgi akımının gerekli etkinliği kazanarak amaçlanan sonuca ulaşması için yapılan plânlı faaliyetlerdir.

Halkla ilişkiler uzmanları örgüt yönetimine halkın düşünce ve tutumlarıyla ilgili bilgileri getiren, girişimci fikirler üreten, tanıtma kampanyaları geliştiren, kampanyaları yönetim politikasına uygun olarak yöneten kişilerdir. Halkla ilişkiler uzmanlarının özellikleri arasında; yaratıcılık, inisiyatif, düşünceleri açık ve basit şekilde yazarak/konuşarak iyi ifade edebilme temel şartlarının yanı sıra, kamu ve özel sektör örgütlerinde danışmanlık yapabilme, halk ile olumlu ilişkiler tesis ve idame edebilme, karar verme ve problem çözme, araştırma becerileri sıralanabilir. Halkla ilişkiler uzmanları; dışa dönük, kendine güvenen, insan psikolojisi ve motivasyonundan anlayan, rekabetçi, esnek ve takımdaş özellikli olmalıdır.

Halkla ilişkiler kavramı, ilk Fransa’da ortaya çıkmıştır; ancak daha çok Amerika Birleşik Devletleri’nde rağbet görmüş ve üzerinde çalışılmıştır. Günümüzde artık ağırlıklı olarak basın ilişkileri kapsamında faaliyetler yürütülmektedir. Son yıllarda internet ve sosyal ağların da dahil olmasıyla, kitlelerle basın ve web aracılığıyla yürütülen karşılıklı, geri bildirime dayalı, simetrik iletişim faaliyetleri halini almıştır.

Reklam ve Halkla İlişkiler Arasındaki Fark Nedir?

                                  Reklam ve Halkla İlişkiler Arasındaki Fark Nedir?

Birbirini araç olarak kullanan bu iki iletişim yöntemi bazen birbirine karıştırılır. Bazı görüşler tek farkın bir tarafın tüketiciyi bilinçli ve planlı olarak etkilemeye çalışması olduğunu savunur. Halkla ilişkilerde kuruluşlar bütün olarak hareket ederek kurumu ya da ürünü koruyarak pozitif bilincin devamlılığını sağlar ya da oluşmasında rol oynar. Diğer yandan reklam, ürünün satılması için düşünülmüş bir tanıtım programı bütünüdür.

Reklam kısaca bir ürünü veya hizmeti satmayı hedeflerken, halkla ilişkiler kuruluşun kendi içinde ve dışında pozitif iletişimini sağlar.
Reklam, bir kuruluşun kar politikasında önemli rol oynarken şirket için satış artırıcı strateji geliştirerek, pazarını genişletmenin yollarını arar. Halkla ilişkiler bu noktada doğru iletişimin tek adresidir. Kuruluşların reklam politikasının doğru yönlendirilmesinde, şirkete geri dönüşünde devreye girer.
Reklamın hedef kitlesi ile halkla ilişkilerin hedef kitleleri de farklılıklar gösterir. Reklam ürünün özelliklerine göre belirli bir kitleyi ilgilendirirken halkla ilişkilerde hedef kitle olabildiğince geniş tutulur. Çünkü pozitif iletişim kuruluşların itibarının sağlanmasında büyük öneme sahiptir. Bir diğer ifadeyle, reklam ekonomik sistem içerisinde, pazarda yalnızca potansiyel alıcıya hitap etmekte, buna karşın halkla ilişkiler bu ekonomik sistem içerisinde tamamıyla farklı alan ve mercilere veya tamamıyla farklı sistemlere-örneğin siyasal veya kültürel sistemlere- seslenmektedir(Faulstich,1992,28.).
Reklam her kuruluş tarafında kullanılamaz ancak her kuruluşun bir halkla ilişkiler politikası ve birimi vardır.  Kısa adı RTÜK olan Radyo Televizyon Üst Kurumu’nu ele alalım. Kendi reklamını yapamaz ancak halkla ilişkilerini belirli bir noktada tutabilmek için dikkatli davranmak zorundadır. Yine özel sektördeki büyük kurumlar, kurumsal yapılarının reklamını yapma ihtiyacı içinde değillerdir ancak vasıflı elemanlardan oluşan halkla ilişkiler birimleri mevcuttur.
Bu iki birbirine bağlı ancak birbirinden temelde farklı iş kolu, farklı yönetim birimleri tarafından idare edilirler. Halkla ilişkiler bir şirket politikası olduğu için doğrudan üst yönetim birimleriyle çalışır. Diğer yandan reklamcılık bir satış ve pazarlama politikası olduğu için bu birimlerle birlikte hareket eder.
Halkla ilişkiler ve reklam arasındaki bir başka fark ise kullandıkları araçlarda yatar. Reklam klasik medya araçlarını kullanır. Bunları radyo, tv, gazete, dergi, afişler ve son zamanlarda internet olarak sayılabilir. Halkla ilişkiler kuruluş içinde ve dışında iletişimden sorumlu olduğu için şirket içi ve dışı basın toplantılarını, basın bültenlerini, organizasyonları, seyahatleri planlar. Bunlar için haberleşme teknolojilerinden faydalanır. Bunlar telefon, faks ve e-maillerdir.
Her iki iş kolu yaptığı iş itibarıyla hizmet süreleri açısından da farklılıklar gösterir. Halkla ilişkiler; ilişki ve iletişimi yönettiği için uzun soluklu yatırım ve çalışmaları gerektirirken reklam kısa süreli etki oluşturmaya yönelik hareket eder.
Reklam, bir satış ve sattırma sistemi olduğu için öncesi ve sonrasında yapılan değerlendirmeler ve karşılaştırmalar reklamın niceliksel faydalarını da ortaya koyar. Reklamın getirisi rakamsal verilerle ölçülebilir. Halkla ilişkilerin kuruluşlara maddi faydasını saptamak güçtür.

Halkla İlişkilerin Doğuşu

prHALKLA İLİŞKİLERİN DOĞUŞU

Public Relations teriminin Türkçe karşılığı olan Halkla İlişkiler teriminin yeterli bir çeviri olmadığı yönünde görüşler vardır.

  • Public Relations’da her zaman iletişime geçilecek olan kitle “halk” değildir.
  • İlerleyen zaman içinde “halkla ilişkiler” çevirisinin yanında “kitlesel ilişkiler” ya da “topluluksal ilişkiler” çevirileri de önerilmiştir fakat “halkla ilişkiler” terimi yoğun olarak kullanılmaktadır.

 

Halkla İlişkiler kavramının ne olduğu konusunda hem Batı’da hem de Türkiye’de kafalar karışıktır. İletişim sektöründe çalışanlar bile bu konuda tam anlamıyla net değiller.

Bazı uzmanlara göre halkla ilişkiler pozitif bir bilim diğerlerine göre ise bir sanattır!

İletişim uzmanları yöneten-yönetilen, satıcı-müşteri gibi ikili karşıtlıkların ortaya çıkmasıyla “halkla ilişkiler” kavramının da ortaya çıktığını iddia ederler. Sümer toplumunda çivi yazısıyla çiftçilere yazılan yazılar bültenler olarak görülüp halkla ilişkiler çalışması olarak kabul edilmektedir. Halkla ilişkilerin günümüzdeki anlamıyla profesyonel olarak ortaya çıkışı ise oldukça yenidir.

 

Profesyonel halkla ilişkiler 1800’lü yıların ortalarından itibaren ABD’de siyaset alanında uygulanmaya başlanmıştır. Özel sektör ise 1929 yılındaki ekonomik krizden sonra zedelenen itibarını ve imajını kuvvetlendirmek amacıyla düzenli olarak halkla ilişkiler faaliyetlerinde bulunmaya başlamıştır.

 

  • Toplum bu krizden “açgözlülük” ve “kardan başka bir şey düşünmemek”le suçladıkları büyük şirketleri sorumlu tutar. Milyonlarca işsizin yarattığı baskı şirketleri halkın farklı kesimleri ile “sağlıklı iletişim” kurmaya iter ve “insan ilişkileri” şirketlerin gündemine girer.

 

  • Daha önceleri göz ardı edilen Örgüt-Çevre ilişkileri 1929 krizi ile beraber önemini arttırmıştır.

 

“KARIN SÜREKLİLİĞİ” KAVRAMI ORTAYA ÇIKMIŞTIR

 

Halkla İlişkiler kavramı Avrupa’ya 2. dünya Savaşı sonrası gelmiştir. Savaş sonrası Avrupa yeniden inşa edilirken kıtaya girip yatırım yapan ABD’li büyük petrol şirketleri kendileriyle beraber Halkla İlişkiler faaliyetlerini de beraberlerin de getirmişlerdir.

 

Türkiye’de 1960’ların ortalarına kadar bu alanda bir gereksinme olmadığı için ne akademik ne de sektörel olarak halkla ilişkiler alanında girişim yok. 1969 yılında Alâeddin Asna’nın Koç holding’e halkla ilişkiler müdürü olarak gelmesi Türkiye’de özel sektörde halkla ilişkileri başlatan olay olarak kabul edilmektedir.

 

Halkla İlişkiler Nedir?

 

  • Bir kuruluşu ya da bir işletmeyi kendi çalışanlarına, hedef kitleyi oluşturan tüm topluluklara benimsetme, onların desteklerini kazanmak için stratejiler oluşturma, planlama, uygulama ve değerlendirme sürecidir.
  • Halkla ilişkiler bir kurumun algılanma birikimidir.
  • Halkla İlişkiler örgütün çevre desteğini sağlamak için yapmış olduğu planlı girişim.
  • Halkla ilişkiler bir değişim sürecidir ve değişimi amaçlar. İletişim aracılığı ile birey ve örgütlerin değişimi amaçlanmıştır.

 

HALKLA İLİŞKİLERİ VAZGEÇİLMEZ BİR İHTİYAÇ HALİNE GETİREN GELİŞME KAMUOYUNUN GİDEREK DAHA FAZLA ÖNEM KAZANMASIDIR

 

Halkla İlişkiler bir yönetim görevidir: kuruluş felsefesinin oluşması, amaçların saptanması, kuruluşun değişen çevre koşullarına uyum sağlaması halkla ilişkilerin yönetim görevlerindendir. Bu görevler dolayısıyla halkla ilişkiler uzmanları kurumların üstdüzey yöneticileri ile yakın ilişki içerisindedirler.

 

Halkla ilişkiler iletişim çabasıdır: Hem kurum içerisinde hem de kurum dışında her “sosyal paydaş” ile sağlıklı iletişim kurulması gereklidir.

 

Kamuoyunu etkileme aracı olarak halkla ilişkiler: kuruluşların ekonomik, sosyal ve politik sorumluluklarını yerine getirmeleri ve bunun kamuoyuna iletilmesi, paylaşılmasıdır.

Kaynakça:http://halklailiskilerintemelleri.wordpress.com/2010/03/14/halkla-iliskilerin-dogusu/

Türkiye’de Kamu Kuruluşlarında Halkla İlişkiler Birimleri

                               Türkiye’de Kamu Kuruluşlarında Halkla İlişkiler Birimleri
Halkla ilişkiler birimleri kamu kuruluşlarında çeşitli adlar altında kurulmuş olup bunların sayısı giderek artmaktadır. Kamu kuruluşlarında halkla ilişkiler birimleri şunlardır:
Başbakanlık : Tanıtma Fonu

Başbakanlık : Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı

Devlet Planlama Teşkilatı :Yayın ve Temsil Dairesi Başkanlığı

Devlet İstatistik Enstitüsü :Haberleşme ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü

Diyanet İşleri Başkanlığı :Protokol, Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı :Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı :Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü :Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü

Adalet Bakanlığı :Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı

Dışişleri Bakanlığı :Enformasyon ve Tanıtma Dairesi Başkanlığı

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı :Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Milli Eğitim Bakanlığı :Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Beden Terbiyesi, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü :Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü

Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı :Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı

Devlet Üretme Çiftlikleri :Eğitim ve Tanıtma İşleri Müdürlüğü

Çalışma ve Sosyal Güvenli Bakanlığı :Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Maliye Bakanlığı :Gelirler Genel Müdürlüğü Halkla İlişkiler Şubesi

Milli Savunma Bakanlığı :Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

İçişleri Bakanlığı :Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Sağlık Bakanlığı :Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Kültür Bakanlığı :Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü :Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

Turizm Bakanlığı :Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Orman Bakanlığı :Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Çevre Bakanlığı :Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Basın Yayın ve Enformasyon Müdürlüğü :Değerlendirme ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü:Haberleşme Müdürlüğü

Etibank Genel Müdürlüğü :Yayın ve Tanıtma Servisi

Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. :Halkla İlişkiler ve Tanıtma Müdürlüğü

TRT Genel Müdürlüğü :Reklam ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü

PTT İşletme Genel Müdürlüğü :Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Ulaştırma Bakanlığı :Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Telsiz Genel Müdürlüğü :Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Türkiye Halk Bankası A.Ş. :Tanıtma ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü

T.C. Devlet Demir Yolları İşletmesi :Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü

Türk Hava Yolları :Tanıtma ve Halkla İlişkiler Başkanlığı

                           Türkiye’de Kamu Kuruluşlarında Halkla İlişkiler Alanındaki Sorunlar ve Çözüm Önerileri

A. Sorunlar

1. Kamu kuruluşları, halkla ilişkiler uygulamasında halkın hizmetinde kendisini bir araç olarak görmemektedir. Bunun sonucu olarak, kamu kuruluşlarında halkın istek ve gereksinimleri yeterince önemsenmemektedir. Halk ise kendi taleplerini çeşitli vasıtalarla yönetime duyurmaya çalışmaktadır. Yine halk, kabul etmektedir ki, kamu kuruluşları bu isteklerden haberdardır. Yönetim bu isteklere cevap vermemiş, onları gerektiği gibi değerlendirmemiştir. Halk, kamu kuruluşlarının keyfi hareket ettiğine, isteklerinin çözümlenmesi için çaba harcanmadığına inanmaktadır( ).

2. Kamu kuruluşlarında halkla ilişkiler biriminin örgütlenme sorunu bulunmaktadır. Örgüt; ulaşılmak istenen tüm amaçların belli aşamalarda planlandığı, uygulandığı, besleyici yankı ile denetlendiği ve desteklendiği bir sistem olarak alınmalıdır( ). Kamu kuruluşlarında halkla ilişkiler biriminin örgütlenme yapısı, halkla ilişkilerin araştırma, planlama, uygulama ve değerlendirme aşamalarını icraya koyabilecek yapıda değildir.

Bazı kamu kuruluşlarında halkla ilişkiler birimleri başlangıç aşamasında düşünülmemekte ancak sonradan duyulan ihtiyaçlara ve sorunları çözmeye yönelik ya da toplum ile ilişkileri düzenlemek amacıyla oluşturulmaya başlanmaktadır. Özellikle uzunca süre bu işlevin ayrı bir birim tarafından yapılmaması veya ikincil bir görev olarak üstlenilmesi, yeni kurulan halkla ilişkiler birimi için aşılması pek de kolay olmayan “kimlik” sorunlarına neden olabilmektedir( ).

Kamu kuruluşlarında halkla ilişkiler uygulaması birlik ve eşgüdüm anlayışı dışında yürütülmektedir. Bu konudaki ciddi eksikliklerin başında, bütün kamu kuruluşlarına konu ile ilgili danışmanlık yapabilecek, halkla ilişkilere ilişkin yurt içindeki ve dışındaki gelişmeleri ve buna bağlı olarak yeni anlayış ve teknolojilerden yararlanma fırsatlarını ilgili kurumlara duyuracak merkezi düzeyde örgütsel modele duyulan gereksinim gelmektedir( ).
3. Halkla ilişkiler birimlerinde, uzman personel istihdam edilmesi gerekmesine rağmen uzman personel yetersizliği görülmektedir. Bakanlıkların merkezi düzeyde halkla ilişkiler çalışmalarını yürüten müşavir yada yöneticiler, örgütsel işleyiş konusunda gerekli bilgi birikiminden çoğunlukla yoksundur. Bunların atanmalarında, görevin gerektirdiği niteliklerin mutlak olması gereken hususlar arasında yer almamaktadır.

4. Halkla ilişkiler birimlerinin yeterli ölçüde bütçesinin olmaması nedeniyle, bu birim etkin bir halkla ilişkiler planı hazırlayarak bu planı icraya koyamamaktadır. Bu durum, bu konuda yapılan bir araştırmada, halkla ilişkiler birimlerinin ilk üç sırada saydıkları önemli sorunlar arasında yer almaktadır( ).

5. Kamu kuruluşlarında halkla ilişkiler konusunun anlamı ve dayandığı temel düşünce yeterince anlaşılamamıştır. Bunun sonucu olarak da halkla ilişkiler küçümsenmiş ve örgüt için halkın taşıdığı değer hep görmezlikten gelinmiştir( ).

Halkla ilişkilere yeterince değer verilmemesi nedeniyle, halk tarafından faaliyet alanı ve adı duyulmamış birçok kamu kuruluşu bulunmaktadır. Adı duyulan bazı kamu kuruluşlarında da halkla ilişkiler birimi bulunmamaktadır. Halkla ilişkiler birimi bulunan bazı kamu kuruluşlarında da halkla ilişkiler alanındaki faaliyetlerin oldukça yetersiz olduğu görülmektedir. Bu durum, kamu kuruluşlarındaki yöneticilerin halkla ilişkilere karşı duyarsız olduğunu göstermektedir.

B. Çözüm Önerileri
Kamu kuruluşlarında halkla ilişkiler alanında karşılaşılan sorunlar yukarıda açıklanmıştır. Yukarıda belirtilen sorun alanlarına çözüm önerileri şunlardır:
1. Kamu kuruluşları halkla ilişkiler uygulamasında kendisini halkın hizmetinde bir araç olarak görmelidir. Bunun gereği olarak da aşağıda belirtilen temel ilkeler bir çıkış noktası olarak ele alınıp benimsenmelidir. Buna göre( ):

a. Kamu kuruluşlarınca yürütülecek örgütsel eylem ve işlemler halkın güvenini ve desteğini kazanacak yönde olmalıdır.

b. Yönetime, halkın güven ve desteğini vermesinde, katılımcı, saydam ve insanı merkez alan bir yönetim anlayışı temel alınmalıdır.

c. Yürütülen eylem ve işlemlerde örgütsel açıklık olabildiği ölçüde bütün koşullarıyla sağlanmalı ve halkın yönetimden bilgi edinme hakkı her aşamada önemle dikkate alınmalıdır.

d. Halkla iletişim kurma konusu ciddiyetle ele alınmalı ve kurumsal iletişim kanalları geliştirilerek, bunların her biçimde açık tutulmasına özen gösterilmelidir.

e. Kamuoyuna ve kamuoyu denetimine önem verilmelidir.

f. Kamu kuruluşlarının işleyişinde, yansızlık ve nesnellik ilkelerinin öngördüğü yapısal ortam sağlanmalıdır.

g. Kamu kuruluşlarınca yürütülen eylem ve işlemler konusunda halkın aydınlatılmasına kadar; bu eylem ve işlemlere yönelik olarak, ilgili her kesimin görüş ve düşüncelerinin ortaya çıkmasına ve bunların değerlendirilmesine ortam hazırlanmalıdır.

2. Kamu kuruluşlarında halkla ilişkiler birimleri, kuruluşların başlangıç aşamasında düşünülerek oluşturulmalıdır. Bünyesinde halkla ilişkiler birimi olmayan kamu kuruluşlarında da bu birim kurulmalıdır. Halkla ilişkiler birimlerinin örgüt şemasındaki yeri doğrudan en üst yöneticiyle irtibat halinde bulunacak şekilde olmalıdır.

Kamu kuruluşlarındaki halkla ilişkiler biriminin örgütlenme biçimi, halkla ilişkilerin uygulama aşamalarından araştırma, planlama, uygulama ve değerlendirmeyi etkin bir biçimde yerine getirecek şekilde olmalıdır.
Kamu kuruluşlarında halkla ilişkiler uygulamasını birlik ve eşgüdüm anlayışı içerisinde yürütmek maksadıyla merkezi düzeyde bir kuruluş oluşturulmalı ve doğrudan bir Devlet Bakanlığı’na bağlı olmalıdır. Bu kuruluş özellikle şu konularda yetkili kılınmalıdır( ):

a. Bu alanda yapılacak uygulamaların sonuçlarını izleyip değerlendirmek,
b. Merkezi düzeyde yürütülen görev ve etkinlikler konusunda, kamuoyunun çeşitli yollarla aydınlatılmasını sağlamak,

c. Anılan konuda, kamuoyunun tepkilerini tespit etmek ve değerlendirmek,
d. Kamu kuruluşlarının halkla ilişkiler alanında ihtiyaç duydukları danışmanlık hizmetlerini sağlamak; halkla ilişkiler birimlerinin işlevsel anlamda geliştirilmesine yardımcı olmak,

e. Halkla ilişkiler ve enformasyon konularına yönelik hizmet standartlarını belirlemek ve geliştirmek,

f. Enformasyon alanındaki teknolojik gelişmelerin yönetim sistemine uyarlanmasına yardımcı olmak,

g. Kamu kuruluşlarınca yürütülen halkla ilişkiler ve enformasyon hizmetleri arasında gerekli eşgüdüm ortamının yaratılmasını ve eşgüdümü sağlamak.

3. Halkla ilişkiler birimlerinin görevlerini etkin bir şekilde yerine getirebilmesi için, görevin gereklerine uygun ve yetişmiş insan gücü sorunu çözümlenmelidir. Bu maksatla;

a. Halkla ilişkiler birimlerinin görev tanımlaması yapılarak, bu görev için gerekli insan gücü nitelikleri belirlenmelidir.

b. Görevin gerektirdiği niteliklere uygun insan gücü istihdamı sağlanmalıdır.

c. Halkla ilişkiler uzmanları görev yaptıkları kuruluşu tanımalıdır.

d. Halkla ilişkiler alanında yüksek öğretim düzeyinde yürütülen örgün eğitim programlarının geliştirilmesi ve bunların yönetim biliminin verileri ile desteklenmesi sağlanmalıdır( ).

e. Halkla ilişkiler birimindeki uzmanlık düzeyindeki işgören istihdamı, halkla ilişkiler uzman yardımcılığı, halkla ilişkiler uzmanı ve halkla ilişkiler müşavirliğini temel alan bir geliştirme yaklaşımına dayandırılmalıdır.

4. Halkla ilişkiler biriminin bütçesi, halkla ilişkiler uygulama aşamalarını icraya koyabilecek yeterlilikte olmalı ve birim başkanının harcama yetkisi bulunmalıdır. Birimin bütçesi yeterli olduğunda birim, kamuoyu araştırmaları yapabilecek, halkla ilişkiler planı hazırlayarak bunu icraya koyabilecek ve daha sonra ise planın etkinlik değerlendirmesini yapabilecektir. Bütçe yetersiz olduğunda, bütçenin yetersizliği ölçüsünde halkla ilişkiler biriminin faaliyetlerini icraya koymada eksiklikler oluşacaktır.

5. Kamu kuruluşlarında halkla ilişkiler biriminin başında bulunan müşavir, bulundukları kuruluşun görev alanlarına giren konularda yetkili kişi olarak, kamuoyunu bilgilendirmelidir. Ayrıca kamu kuruluşlarında “sözcülük” sistemi kurulmalıdır. Bu sözcüler ilke olarak kurum baş yöneticisine hiyerarşik olarak en yakın olan yöneticiler arasından seçilmelidir. Diğer taraftan kamu kuruluşlarında, belirli hiyerarşik kademede bulunan yöneticilere ilgili oldukları görev alanıyla ilgili konularda kamuoyunu bilgilendirmede fırsat tanınmalıdır. Bu maksatla, hizmetin özelliği dikkate alınarak konu ile ilgili yasal düzenleme yapılmalıdır.

PR ajansı çalışanının bir günü…

   PR Ajansı Çalışanının Bir Günü

Halkla ilişkiler dünyasında ajans hayatı, çekingen ve ürkek insanlar için ya da akşamları 8 saatin üzerinde uykuya bağımlı olanlar için uygun değildir.

Ajans yaşamı atılgan, yaratıcı ve akıllı telefon bağımlılarına uygundur.

İşleri sadece çekici partilere katılmak ve Facebook karşısında saatler geçirerek maaş almak (gerçi biraz bundan var) değildir. Ajans yaşamı zorludur ama tatminkârdır. İşte bir ajans çalışanının günü:

Sürekli yaratıcılık beklenir

Goril kostümü sağlamak, Otomatik Portakal’ın (A Clockwork Orange) gizli dilini öğrenmek, antika bir av tüfeğini kullanabilmek için izin almak; bunların hepsi bir ajans çalışanının günlük işleri olabilir.  Kısacası tipik gün diye bir şey yoktur.

Diğerleri, aylaklık edip saatin tik taklarını izlerken bizler akılda kalıcı kampanya sloganlarını, medya gönderimlerini düşünüyor ve basın bültenleri (bazen de infografikler) hazırlıyoruz.

Cuma gecesi arkadaşlarıyla yemekteyken akıllı telefonlarına aklına gelen fikirleri kaydeden bizleriz. Müzik festivalinde notlar alan bir tek biziz çünkü kalabalık etkileşimiyle potansiyel müşteriyi kazanma taktikleri arasında bir paralellik görmüşüzdür. Araba kullanırken yazıları takip etme dürtüsüyle savaşanlar bizleriz çünkü geçerken gördüğümüz bir şey bizi düşündürür. Algılarımız sürekli açık. Çünkü ilham her yerde ve beyinlerimiz asla durmaz.

Sürekli ilerliyor ve bir şeyler öğreniyoruz.

Bir gün sağlık yasası gündemdedir, diğer gün restoran menüsü– ya da belki bir kaç saat sonra. Bir ajansta çalışmak bir konudan diğer konuya mümkün olduğunca çabuk geçip adapte olmayı ve sürekli öğrenme isteği içinde olmayı gerektirir. Her zaman yeni sektörlerden yeni müşterilerle çalışıyoruz bu yüzden ajans duvarlarının arkasında sıkıcılığa yer yoktur.

Eğlenceli mi? Evet. Kolay mı? Hayır.  Ajans hayatı bir sürü konuda bir sürü şey bilmeyi gerektirir. Müşterileriniz her gün sizden bir şeyler bekler. Bu yüzden sürekli bilgiyi tazelemek, notlar almak ve sıkı çalışmak durumundasınız. Bunu yaparsanız kazanırsınız. Ve şunu unutmayın şüpheye düştüğünüz bir durumda iki kere değil üç kere kontrol edin.

Çoklu kişilikler ya da en azından farklı bakış açıları.

Halkla ilişkiler uzmanları geniş yelpazedeki insanlarla iletişim halindedir. Pinterest takıntılı kullanıcılardan muhabirlere hepsi Facebook’ta nasıl gönderi yapılacağını bilmek istiyor. Tüm bu görevleri etkili bir şekilde sonuçlandırmak, her mesajı bu bambaşka gruplar için yorumlamak durumundayız. Evet empati sadece sizi iyi arkadaş yapan bir vasıf değil aynı zamanda müthiş bir ajans ekip üyesi yapan vasıftır.

Girişkenlik

Halkla ilişkiler uzmanları bir şeylerin gerçekleşmesi için uğraşır. Bir hikâye için asla oturup beklemez. Onu ortaya çıkarmanın yollarına bakar.

Bu önde olmanız ve kalmanız için yapmanız gereken şeydir. Müşterileriniz size ne yapılması gerektiğini söylemez. Uzman olan sizsiniz öyleyse buna göre davranın ve yapmaya başlayın. Müşterilerinizin yaptığı başarılı işleri hikâyeleştirin ve dağıtın ya da büyük işler başarmalarına yardımcı olun.

Kaynak:  The Black Sheep Agency, www.prrehberi.com

1 9 10 11 12 13