“PR” Nedir?

Kısa tanımıyla, kurumların kitlelerle iletişim kurmak amacıyla yürüttükleri, pro-aktif ve re-aktif olarak sürdürülebilen, kamu yararı esas alınarak devam ettirilen düzenli faaliyetlerdir. Bilinen adıyla “PR” olarak ifade edilmektedir.

Halkla ilişkiler işletmenin hizmet verdiği kitle ile daha etkili iletişimde bulunmak üzere başvurduğu bir yöntem; bir işletmeyi iç ve dış müşterilere, bağlantılı olduğu kişilere sevdirme ve saydırma, belirli bir tutumu benimsetmeye halkı inandırma sanatıdır.

Halkla ilişkiler sıradan olmakla önemli olmak arasındaki farktır; işletmenin olumlu bir imaja sahip olması için gerekli tanıtım politikasının saptanması, işletmenin bu doğrultuda yönlendirilmesi, insan grupları ve işletme arasında bilgi akışının sağlanması ve bu bilgi akımının gerekli etkinliği kazanarak amaçlanan sonuca ulaşması için yapılan plânlı faaliyetlerdir.

Halkla ilişkiler uzmanları örgüt yönetimine halkın düşünce ve tutumlarıyla ilgili bilgileri getiren, girişimci fikirler üreten, tanıtma kampanyaları geliştiren, kampanyaları yönetim politikasına uygun olarak yöneten kişilerdir. Halkla ilişkiler uzmanlarının özellikleri arasında; yaratıcılık, inisiyatif, düşünceleri açık ve basit şekilde yazarak/konuşarak iyi ifade edebilme temel şartlarının yanı sıra, kamu ve özel sektör örgütlerinde danışmanlık yapabilme, halk ile olumlu ilişkiler tesis ve idame edebilme, karar verme ve problem çözme, araştırma becerileri sıralanabilir. Halkla ilişkiler uzmanları; dışa dönük, kendine güvenen, insan psikolojisi ve motivasyonundan anlayan, rekabetçi, esnek ve takımdaş özellikli olmalıdır.

Halkla ilişkiler kavramı, ilk Fransa’da ortaya çıkmıştır; ancak daha çok Amerika Birleşik Devletleri’nde rağbet görmüş ve üzerinde çalışılmıştır. Günümüzde artık ağırlıklı olarak basın ilişkileri kapsamında faaliyetler yürütülmektedir. Son yıllarda internet ve sosyal ağların da dahil olmasıyla, kitlelerle basın ve web aracılığıyla yürütülen karşılıklı, geri bildirime dayalı, simetrik iletişim faaliyetleri halini almıştır.

 

Kaynakça : http://tr.wikipedia.org/wiki/Halkla_ili%C5%9Fkiler

Halkla İlişkiler ve Pazarlama İletişimi

Pazarlama iletişimi, pazarlama çerçevesi içindeki fonksiyonlardır, mesajların ve ilgili medyanın pazarla iletişimidir. Pazarlama iletişimi pazarlama karışımının promosyon bölümüdür.

Pazarlama iletişiminin birincil hedefi tanımlı dinleyicilerinin davranışlarını bilgi vererek, inandırarak ve hatırlatarak etkilemek için ulaşmaktır. Pazarlama iletişimi markalar için yeni müşterilerini, bilinirlik ve denemeye cesaretlendirmeyi oluşturarak kazandırıyor. Pazarlama iletişimi aynı zamanda geçerli müşteri tabanını satın alma davranışlarını markanın avantajları hakkında ek bilgi verip destekleyerek sürdürüyor. Pazarlama iletişiminin ikincil hedefi, müşterileri, görünümleri, yatırımcıları ve diğer önemli paydaşları arasındaki ilişkileri oluşturmak ve pekiştirmektir.

Başarılı pazarlama iletişimi promosyonel karışım adı verilen seçeneklerin birleşimine dayanmaktadır. Bu seçeneklere reklam, satış promosyonu, halkla ilişkiler, doğrudan pazarlama ve kişisel satış dahildir. Aynı zamanda internet de pazarlama iletişimi için önemli bir araçtır.

 

Kaynak : http://www.halklailiskiler.com/pazarlama-iletisimi.html

Halkla İlişkiler ve İnsan Kaynakları Yönetimi

 

      Halkla İlişkiler ve İnsan Kaynakları, bir kurumun içinde birbiri ile etkileşim ve gelişim sağlayan, ortak hedeflerde buluşan iki departman. İnsan Kaynakları, çalışanların gelişimini sağlayarak, kendilerine ve kuruluşa fayda sağlamaları için çeşitli çalışmalar yürütüyor. Tam da bu noktada, Halkla İlişkiler, kurum içi iletişimi yerleştirerek, bunu kuruluşun itibarına kadar taşıyabiliyor.

    İnsan Kaynakları ve Halkla İlişkilerin değerini arttıracak, etkileşim içindeki yolları göz önünde tutarak kesişim noktalarını bulmak, kuruluşlara her zaman değer katıyor.

  Yönetim vizyonlarının ve çizgilerinin değişmesi ve iki disiplinin devam eden gelişimiyle, Halkla İlişkiler ve İK arasında mutlak bir kesişim olduğu daha belirgin hale geldi. İK’nın perspektifinden bakıldığında halkla ilişkiler, insan kaynaklarını motive etmek, işyerlerine çekim gücünü oluşturma unsurlarını etkileyen ve bütünde de kuruluş itibarını yöneten bir alan.

   Kurum içi iletişimin ve imajın oluşumu, insan kaynakları ile kurumsal iletişim tarafından birlikte ortak çalışma ile sağlanır. Kurum içindeki çalışanların gelişiminin sağlanması, yöneticiler ve kurum hakkında bilgi akışı, çalışmalarla ilgili bilgi akışı iki bölümün koordinasyonu ile gerçekleşebilir.

Kaynak :  http://www.halklailiskiler.com/halkla-iliskiler-ve-insan-kaynaklari-good-couple.html

Halkla İlişkiler Uzmanı Nitelikleri

  İletişim ve tanıtım etkinliklerini büyük sabır ve dikkatle sürdürmek durumunda olan bir halkla ilişkiler uzmanın başarılı olabilmesi için çok yönlü nitelik ve yeteneklere sahip olması gerekmektedir.Bu nitelikleri şöyle sıralayabiliriz…

  • Halkla ilişkiler uzmanı, insan ve toplum psikolojisini,sosyoloji,ekonomi,işletmecilik,hukuk ve genel kültür konularında bilgi sahibi olmalı,
  • Etkili yazma, etkili konuşma ve etkili dinleme konularında bilgi sahibi olmalı,
  • Basın, yayın,halkla ilişkiler konusunda eğitim almış olmalı,
  • İletişim alanında öğretim yapan bir yüksek okuldan mezun olmalı,
  • Yayın ve raporlama konusunda bilgi sahibi olmalı,
  • Gazetecilik konusunda deneyimli olmalı,
  • Yaratıcı,araştırıcı ve yenilikçi bir kişiliğe sahip olmalı ,
  • Zor olmasına rağmen işini sevmeli, karşılaştığı sorunlara karşı soğukkanlı, hoşgörülü ve sabırlı olmalı,
  • Karşı tarafa inanç ve ilgi sağlayacak bir dış görünüşe sahip olmalı, temiz ve düzgün giyinmeli, görgü kurallarını,toplum içinde nasıl davranması gerektiğini bilmeli,
  • Hepsinden önemlisi sevecen,sıcak bir davranış ve güler yüze sahip olmalıdır.

 

Kaynak: https://bilgipr.wordpress.com/2010/04/05/halkla-iliskiler-uzmanin-nitelikleri/

Halkla İlişkilerde Medya’nın Yeri

Halkla İlişkiler ve Medya İlişkileri

images (1)

    Halkla ilişkiler ağaç dikmek gibidir; sonucunu görmeye başlamak zaman, emek ve sabır ister. Halkla ilişkilerden başarılı sonuçlar sağlamak için çalışmaların uzun dönemli bir yaklaşımla, planlı, tutarlı ve ara vermeden sürdürülmesi gerekir. Halkla ilişkilerin en önemli çalışma konularından biri olan medya ilişkilerinde de başarının yolu   aynı şekilde uzun dönemli, tutarlı ve gerçekten karşılıklı iyi niyete dayalı ilişkilerin kurulmasından geçer. Her ilişki biçiminde olduğu gibi medya ilişkileri de ne ekersek onu biçeceğimiz türden bir ilişki biçimidir.

    Medya ile ilişkiler, halkla ilişkilerin çok önemli fakat çok sayıdaki çalışma konularından sadece birisi olmasına karşın, halkla ilişkilerden söz edildiğinde genellikle, medyada kuruluşla ilgili olumlu haber yayınlatma işi anlaşılır. Yine doğru olmayan fakat oldukça kabul gören bir yargıya göre de halkla ilişkiler uzmanlarının başarısı; kuruluşlarıyla ilgili yayınlattıkları haberlerin sayısı ve niteliği ile ölçülür. Aslında, bu yargılar doğru olmamasına rağmen, bu kadar yaygın olarak kabul görmesinin nedenlerinin başında; gerçekten medya ile ilişkilerin halkla ilişkilerin çok önemli çalışma konularının başında yer alması gelmektedir. Dolayısıyla, halkla ilişkiler uzmanlarının medya ile ilişkileri başarılı bir şekilde yürütmeleri, mesleki başarıları açısından oldukça önemlidir. Bu bakımdan, halkla ilişkiler uzmanlarının, medyada kuruluşları ile ilgili haberleri yayınlanmasını sağlamak için uygulamaları gereken yöntemler hakkında bilgi ve deneyim sahibi olmaları gerekir.

    Kuruluşla ilgili bir haberin ücret ödemeksizin medyada yer alması, habere konu olan olayın bir haber değerine sahip olmasına bağlıdır. İngilizcede “publicity”, Türkçe’de ise “haber olma” ya da “duyurum” olarak adlandırılan bu konu, medya ile ilişkilerin en can alıcı konularının başında gelmektedir. Halkla ilişkiler görevlileri kuruluşları ile ilgili haberlerin medyada yer almasını sağlamak için basın toplantısı, basın bülteni ve çok sayıda diğer bazı yöntemler kullanırlar. Medya yöneticileri de söz konusu haberleri haber olma değerlerine göre değerlendirerek yayınlarlar ya da yayınlamazlar. Medyada yayınlanan haber üzerinde, haberin kaynağı olan kurumun bir inisiyatifi ya da müdahalesi yoktur. Yani kuruluş medyadan, basın bülteninin olduğu gibi, değiştirilmeden yayınlanmasını isteyemez. Medya, haberi yayınlayıp yayınlamamakta tümüyle özgürdür. Bu nedenle, okuyucunun ya da izleyicinin gözünde haberin yaratıcısı medyadır.

 

images

      Medya ile iyi ilişki kurma ve haber yayınlatma şansını artırmak için aşağıdaki temel ilkeleri uygulamak çok yararlı olur:

  1. Neden? Mesajınız neden onları ilgilendirsin? Bir haber niteliği taşıyor mu? Okuyucuları/ izleyicileri için uygun ve ilgi çekici mi?

  2. Ne zaman? Yazı veya haberin son teslim gün/saati nedir? Günlük haftalık aylık bir yayın mı? Gönderdiğiniz bilgi gazetecinin eline geç ulaşırsa basın bülteninizden ya bir sonraki sayıda yararlanılır ya da hiç yararlanılmaz. Bu nedenle bülteninizi medyaya en uygun zamanda göndermelisiniz.

  3. Ne Şekilde? Medya, göndereceğiniz bilgilerin e-mail, posta, faks gibi hangi formatta ellerine geçmesini tercih ediyor? Tercih edilen yöntemi uygulamazsanız materyalinizin değerlendirilmeme olasılığını artırmış olursunuz. Genellikle, medyaya doğrudan bülten yollamak en bilinen yöntemdir. Fakat zaman ayırarak gazetecilere telefonla bizzat ulaşmak, eğer ilgilendikleri bir konuysa da bülteni isimlerine yollamak çok daha doğru ve etkili bir yaklaşım olur.

    Medya ile ilişkilerinin, gerçekçi olmayan beklentiler içine girilerek zorlaştırılmaması için aşağıdaki noktalara da dikkat edilmesi gerekir:
– Medyaya gönderdiğiniz her basın bülteninin yayınlanacağının bir garantisi yoktur. Basın bülteninin değerlendirilmesi için haber değerine sahip olması gerekir. Ayrıca, bülteniniz haber değerine sahip olsa bile daha büyük ve önemli bir haberin, sizin haberinizin önüne geçebileceğini de unutmamak gerekir.
– Bir şeyi söylemek, dile getirmek o şeyin gerçekleşmesini sağlamaya yetmez. Söylediğiniz şeyin dikkate alınması için uygun bir zamanın gelmesi beklenebilir.
– Medyada bir haberin yer almasını sağlamak kadar, kimi zaman istenmeyen haberlerin yer almamasını sağlamanın da bir başarı olacağı unutulmamalıdır.

    Medya ilişkilerinde başarının yolu, medyanın ne olduğu, nasıl çalıştığı, yani kısaca iyice tanınmasından geçer. Bunun için gazete, radyo, televizyon ve internetin okuyucu, izleyici yani hedef kitlelerinin kimlerden oluştuğunu, demografik ve psiografik özelliklerini ayrıca, yayın politikalarının ne olduğunu, yazar ya da yorumcuların uzmanlık konularını, politik görüşlerini bilmek gerekir. Bu amaçla, her medya kuruluşu hakkında aşağıda yer alan temel bilgiler eksiksiz bir şekilde tamamlanmalı, “medya profili bilgisi” adı altında bir çeşit medya veri tabanı oluşturulmalı ve sık sık gözden geçirilerek güncellenmelidir.

1. Kim yayınlıyor?
Yönetim ekibinin listesi ve sorumlulukları;
2. Yayın politikaları ve tarzları
Genel hatlarıyla medya organının yayın politikaları; habercilik ve yorumculuk anlayışı ve tarzı.
3. Biçimsel özellikler
Gazete veya derginin tasarımı, kullanılan materyal türü ve sayfa sayısı.
4. Örgütlenme biçimi
Medya organının örgütsel yapısı ve alt birimleri; etkin ve düzenli bir işletme yapısına sahip olup olmadığı.
5. Sistematik bilgiler
Yayınlanma sıklığı (dergi ve gazete): Günlük, haftalık, aylık vb. Tiraj sayısı
Zaman sınırlaması: Gazete ve dergiler için yayın bağlama ve radyo-televizyon için yayına girme saati.
6. Okuyucu veya izleyici profili
– Yaş
– Cinsiyet
– İş\Meslek
– Sosyo-ekonomik statü ve siyasal eğilimler
– Özel ilgi alanları
7. Dağıtım sistemi
– Doğrudan satış
– Abonelik sistemi
– Ücretsiz

    Kuruluşların sosyal paydaşlarını ve kamuoyunu bilgilendirmeleri, şeffaf olmaları ve bu çerçevede medyanın bilgi alma taleplerini karşılamaları son derece önemlidir. Halkla ilişkiler ile gizlilik, asla bir arada olmaması gereken iki zıt kavramdır. Halkla ilişkiler uzmanlarının verdikleri bilgilerin doğruluğuna güven duyulmasını sağlamak da son derece önemlidir. Bunun için, halkla ilişkiler uzmanlarının hazırladıkları basın bültenlerinde, doğruluk ve dürüstlükten hiç bir şekilde ayrılmamaları, asılsız, düzmece haberler hazırlamamaları, gazeteciler arasında ayırım yapmamaları gerekir. Medya ancak güvendikleri halkla ilişkiler uzmanlarından gelen bilgilere doğruluğundan kuşku duymadan sayfalarında ya da yayınlarında yer verir. Aynı şekilde medya da kuruluşlara ve halkla ilişkiler uzmanlarına karşı dürüst olmalı, sansasyonel, asılsız haberler yayınlayarak onları zor duruma düşürmekten kaçınmalıdır.

 

Kaynak: http://notoku.com/halkla-iliskiler-ve-medya-iliskileri/

IPRA (INTERNATİONAL PUBLİC RELATİONS ASSOCİATİON)

IPRA (INTERNATİONAL PUBLİC RELATİONS ASSOCİATİON)

IPRA, bugün tüm dünyada 82 ülkeden bine yakın Halkla ilişkiler uzmanının üye olduğu
Uluslararası Halkla ilişkiler derneğidir.

(International Public Relations Association: Uluslararası Halkla ilişkiler Derneği)

Temelleri, 1949 Kasım ayında Londra’daki iki Hollandalı ve dört İngiliz Halkla ilişkiler uzmanı tarafından atıldı. 1950 yılı Mart ayında Fransa, Norveç ve ABD’li Halkla ilişkiler uzmanlarının katılımlarıyla ilk toplantı Hollanda’da yapıldı.
IPRA ‘nın gerçek anlamda uluslararası bir dernek olarak kurulusu, Mayıs 1955 yılı Mayıs ayında IPRA Konseyi’nin seçimiyle gerçekleşti. IPRA ‘nın 12 Mayıs 1965’te Atina’da gerçekleştirilen toplantısında kabul edilen Atina Bildirisi, dünyada halkla ilişkiler mesleğinin ilk yazılı anayasasıdır.Birleşmiş Milletler tarafından Sivil Toplum Örgütü (NGO) olarak kabul edilen IPRA, UNESCO tarafından uygulanan programlara da katılıyor. Merkezi İngiltere’de bulunan IPRA, yılda iki defa toplanan dokuz kişilik Yönetim Kurulu ve 68 kişilik Konsey tarafından yönetiliyor. IPRA ‘nın Türkiye’de 23 öğrenci olmak üzere toplam 64 üyesi bulunmaktadır.

 

IPRA GOLDEN WORLD AWARDS (ALTIN KÜRE ÖDÜLLERİ)

Dünyanın en prestijli Halka İlişkiler Ödülleri Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği (IPRA) tarafından her yıl düzenlenmektedir. Altın Küre Ödülleri (GWA) sektörde tüm dünyadaki en saygın ödüldür. 30 farklı kategorisi bulunan yarışmanın jürisi de her sene dünyanın önde gelen farklı ülkelerindeki iletişimcilerden oluşur.

 

IPRA (Halkla ilişkiler Enstitüsü)’NIN AHLAK KURALLARI

Bu ahlak kuralları içerik ve birtakım eklemeler yapılmak suretiyle 9 Nisan 1986’da değiştirilmiştir.

1- Bir üye Halkla ilişkiler yaparken en yüksek standartları kullanmalıdır. Asla ucuza ve düşük kaliteye kaçmamalıdır.

2- Bir üye tüm çalışanlarına, müşterilerine, üye arkadaşlarına, halka ve başına karşı samimi olmalıdır.

3- Basını kışkırtmamalı ve yanlış bilgi vermemelidir.

4- Çalıştığı şirketin gizliliğine saygı duymalıdır.

5- İşini gördürmek için bir resmi kuruma rüşvet vermemelidir.

6- Her zaman doğruyu söylemelidir.
7- Mahkeme emri olmadığı sürece gizli bilgileri vermemeli ve hiçbir şey söylememelidir.

8- Ayni anda iki tarafı birden temsil etmemeli ve ancak istendiği anda aracı olmalıdır.

9- Bir ticari şirkette payı varsa bunu açıklamalı.

10- Yapacağı isin önceden pazarlığını yapmamalı ve buna göre para almayı teklif etmemelidir.

11- Resmi biriyle görüşecekse bağlı olduğu Enstitü ‘ye bildirmeli ve bu görüşme kayıtlara geçmelidir.

12- Bir başka üyeyi eleştirmemelidir.

13- Bir üye Enstitü’nün ününe ya da Halkla ilişkilere gölge düşürecek hareketlerde bulunmamalıdır.

14- Üye bu kurallara uymalı ve herhangi bir üyenin bu kurallara uymadığını gördüğünde ilgili üyeye bildirmelidir. Daha sonraki safhada ise bu hatalı davranışı Enstitü ‘ye bildirilmelidir.

15- Bir üye başka profesyonellerle çalışırken, onların kurallarına göre hareket etmelidir.

16- Üye devamlı gelişen olayları takip edecek, kendini yenileyecek ve haberdar olacaktır.

17- Bir üye Halkla ilişkiler konusunda başkalarını da eğitecektir.

 

KAYNAK: http://www.frmtr.com/halkla-iliskiler-turizm-ve-insan-kaynaklari-ulastirma/705187-halkla-iliskiler-nedir.html

HALKLA İLİŞKİLER VE SPONSORLUK

HALKLA İLİŞKİLER VE SPONSORLUK

Genel olarak, kurumsal iletişim boyutunda sponsorluk, halkla ilişkilerin bir uygulama alanı, bir iletişim aracı olarak değerlendirilir. Bunun nedeni ise, sponsorluk amaçlarının halkla ilişkilerle örtüşmesinden kaynaklanır. Sponsorluk da, halkla ilişkiler gibi, toplumla yakın bir iletişim kurarak, hedef kitlede kuruma karşı güven duygusu yaratır, kurumun itibarını ve ününü sürdürmesine katkı sağlar. Sponsor olunan olay ya da etkinlikler çerçevesinde kurum aynı zamanda toplumsal sorumluluğunu da yerine getirmiş olur. Kuruluş, halkla ilişkiler amaçlarına bağlı olarak, sponsorluk faaliyeti ile yalnız kendisi için değil, içinde bulunduğu toplumun çıkarlarını gözettiğini ve toplum refahının yükselmesine katkıda bulunduğunu kanıtlar. Halkla ilişkiler açısından, toplumsal sorumluluk bağlamında toplumun eğitim, sanat, kültür vb. gelişimine destek verme yükümlülüğünü sponsorluk yerine getirir.

Sponsorluk ve halkla ilişkiler arasındaki diğer bir ilişki, sponsorluğun duyurum malzemesi olarak kullanılmasıdır. ‘Haber alma değer’ ne göre, kuruluşla ilgili bir haberin kitle iletişim araçlarında bedel ödemeden haber, makale, röportaj biçiminde yer alması olarak tanımlanan duyurum, bir halkla ilişkiler aracıdır. Duyurum konuları, yeni bir ürünün piyasaya çıkması, konserler, yıldönümü kutlamaları gibi geniş bir alanı kapsar. Ayrıca, sponsor olunan olaylar / etkinlikler de duyurum kapsamı içinde yer alır. Öyle ki, duyurum, kurumların sponsorluk yapmalarının temel nedeni olarak gösterilir. Böylece kurum, sponsorluk faaliyeti ile medyada haber olarak yer alarak gündemde kalır ve ilgi çeker.

Sponsorluğun halkla ilişkiler amaçları:                      sponsorluk_dsyuk

  • Kurum kimliğini pekiştirmek,
  • Kuruluşun ismini hedef gruplara duyurmak,
  • Kurum imajını pekiştirmek,
  • Halkın iyi niyetini kazanmak,
  • Medyanın ilgisini çekmek,
  • Kurum içi ilişkileri geliştirmek, eğlence imkânları oluşturmaktır.

 

SPOR SPONSORLUĞU

Sponsorluk çeşitleri arasında en geniş yeri alan spor sponsorluğu, özellikle ürünlerini ve hizmetlerini kısa zamanda büyük kitlelere tanıtmak isteyen kurumlarca yapılmaktadır. Çünkü bu tip sponsorluk ile geniş kitlelere hitap edilebilmektedir. Sponsorları bu alana yönelten sebeplerin arasında, sporun hedef kitlelere daha kolay ulaşması ve kitle iletişim araçlarının da spor olaylarına çokça yer vermesi bulunmaktadır.

1896 Olimpiyat Oyunları’nın resmi programına reklamların yerleştirilmesiyle, sponsorluğun ilk defa ticari kullanımı gerçekleşmiştir. Coca-Cola tarafından 1928 Olimpiyatları’nda, ilk olarak örnek ürün dağıtımı hakları alınmıştır. 1975’li yıllardan sonra, sponsorluğun bugünkü algılandığı biçimiyle çağdaş kurumsal spor sponsorluğu görülmeye başlanmıştır. Futbol, tenis, yüzme, araba yarışları ve golf sponsorluğun en çok görüldüğü spor dalları arasında yer almaktadır. %20 finans, %15 alkollü içecek ve %7 sigara endüstrisi, spor sponsorluğunu destekleyen en etkin sektörleri meydana getirmektedirler. Hedef kitlede oluşturulmak istenen ve beklenen imaja, desteklenecek spor dalı saptanırken dikkat edilmelidir.

KÜLTÜR-SANAT SPONSORLUĞU

Sponsorluk giderleri arasında en fazla payı alan, spor sponsorluğundan sonra bu sponsorluk çeşididir. Kültür-sanat sponsorluğunda hizmet şeklinde yapılan desteklerin genel olarak az olmasına rağmen, ön planda olan mali yönden yapılan desteklerdir.

Kuruluşlar, uzun sürede ticari bir yarar sağlamak, hedef gruplarına ulaşmak, toplumda iyi niyet yaratmak, imajlarının gelişimine katkı sağlamak ve kuruluş içindeki çalışanları motive etmek amaçlarıyla bu sponsorluk çeşidini daha çok kullanmaktadırlar. Kurumun kültürel ve sanatsal çalışmaları, bu sponsorluk çeşidinde desteklenmektedir. Kurumların hedef kitleleriyle yakın bir iletişim kurması, kültür sanat sponsorluğu ile mümkündür. Müzik, sergi, gösteri sanatları, yayınlar, film ve program sponsorluğu kültür sanat sponsorluğu içerisinde yer almaktadır.Hedef kitlenin demografik özelliklerinin araştırılması ve bu yönde uygun alanın saptanması, kültür ve sanat sponsorluğunun hangi konuda yapılacağına karar vermeden önce gerekmektedir.

Sponsorluk-Yönetimi      SOSYAL SPONSORLUK

Firmalar sosyal sponsorluklara, artan rekabet ortamında diğer                    firmalardan ayrılıp farklı bir noktaya gelebilmek için başvururlar.                Firmanın iyi bir kurum imajı edinmesinde, bu tür sponsorluğun katkısı      vardır.

Bu çeşit içinde çevre sponsorluğu, eğitim ve sağlık sponsorluğu  yer alabilir. İçinde bulundukları toplumun bir öğesi olarak sponsorluk çalışmalarında bulunan firmalar, sosyal katılımın ve toplumsal sorumluluk bilincinin ispatlanması amacıyla toplumun ihtiyaç duyduğu alanlarda kar amacı taşımadan türlü çalışmalar yapmakta, böylece bilinirliklerini artırmak, imajlarını geliştirmek gibi amaçlarına da ulaşmaktadırlar. Kuruluş hakkında pozitif duyguların meydana gelmesinde, sosyal sponsorluk alanında uygulamış oldukları faaliyetlerin, halk tarafından desteklenmesinin önemli bir etkisi vardır. Sponsorluğun algılamaya yönelik hedeflerine ulaşmada, önemli rol oynayan faktörler arasında, hayırseverlik ve bağış gibi görünen sosyal sponsorluk faaliyetleri de bulunmaktadır.

ÇEVRE SPONSORLUĞU

Firmalar, çevre sponsorluğu uygulaması içine, doğanın dengesini korumak, yeşilliğin yok olmasını önlemek ve bu yönde kendi adları ile ilgili pozitif bir imaj oluşturmak veya mevcut imajlarını güçlendirmek amacıyla girebilirler.

EĞİTİM SPONSORLUĞU

Bir okulun, kütüphanenin, çeşitli bilimsel projelerin desteklenmesi bu tip sponsorluklar kapsamında yer almaktadır. Üzerinde firma adı yazılı teçhizat desteği veya firmanın adının okuldaki bir kürsüye verilmesi, eğitim sponsorluğunun kapsamı içerisine girmektedir.

SAĞLIK SPONSORLUĞU

Bu sponsorlukta yapılan faaliyetler, kliniklerin, hastanelerin desteklenmesi, türlü hastalıkların önlenmesi hususunda olmaktadır.

MACERA-SEYAHAT SPONSORLUĞU

Bu sponsorluk çeşidi son yıllarda oldukça popüler olmuştur. Kurumlar, uzun süreli deniz, kara, hava yolu ile yapılan geziler ve keşifler gibi bütün toplumun dikkatini çekecek faaliyetlerle adlarını duyurmak için, bu faaliyetlere sponsor olmaktadırlar.

KAYNAK: http://sponsordosyasi.blogspot.com.tr/2010/05/sponsorluk-ve-halkla-iliskiler.html

HALKLA İLİŞKİLERİN ÖNCÜSÜ IVY LEDBETTER LEE

IVY LEDBETTER LEE
İlk halkla ilişkiler danışmanı, bir gazeteci olan Ivy Ledbetter Lee’dir ve halkla ilişkilerin babası olarak anılır. Günümüz uzmanlarının izledikleri birçok teknik ve prensibin gelişimine yardım etmiştir. Yaşadığı dönemde geçerli olan “kamuoyu küçümsenmeli ve kamuoyu lanetlenmeli” bakış açılarının aksine, Lee iş çevrelerin kabulü ve anlayışını kazanmanın yolunun kamuoyuna bilgi verilmesi olduğunu öne sürmüştür (Seitel, 2004). Şirketlerle ilgili basına herhangi bir bilgi vermeyen, kamuoyuna açıklamada bulunmayan gazetecilerin etkili olduğu dönemde, halkla ilişkilerin büyük kuruluşlar için sahip olabileceği faydaları görmüştür.
Yaşadığı dönem, halkla ilişkilerin değişiminin yaşandığı bir dönemdir. Lee, medya ile açık iletişime inanarak basına yönelik yaklaşımında dürüst ve samimi olmuştur. İyi bir kurumsal performansın iyi bir duyurum temeline dayandığını düşünmüştür. Lee, şirketlerin, kamuoyunun desteğini ve anlayışını kazanmak için, öykülerinin tümünü dürüstçe, açıkça ve doğrudan söylemeleri gerektiğine inanmıştır. İş hayatında kabul görme ve anlaşılmanın yolunun kamuoyunu bilgilendirmek olduğu fikrini savunmuştur.
Lee’nin politikası, kurumlar hakkında doğru bilgi sağlanmasına dayanır. Lee, ilkeler bildirgesini yayınlayarak, kamuoyunun bilgilendirilmesi anlayışını başlatmıştır. Bu bildirgeye göre, Lee’nin halkla ilişkilere bakış açısı şöyle ifade edilmektedir.
Burası, gizli bir basın bürosu değildir. Bütün işlerimiz açık olarak yapılır. Amacımız, haber sağlamaktır. Burası bir reklam ajansı değildir. Bizim işimiz gerçektir. Kısaca, planımız samimi olarak ve açıkça, kamu kuruluşları, ticari kuruluşlar yararına haber sağlamaktır. . . .

Kaynak: http://notoku.com/halkla-iliskilerin-onculeri/#ixzz3UP4iIfqZ
NotOku.com’a teşekkürler.

Halkla İlişkilerde Betül MARDİN

Türk halkla ilişkiler uzmanı. Türkiye’de halkla ilişkilerin temellerini atan kişidir.
Kökleri İslam dininin peygamberi Muhammed’in torunu Hüseyin’e kadar gittiği iddia edilen bir Osmanlı ailesi olan Mardin ailesinin ikinci çocuğudur. Ünlü müzik yapımcısı Arif Mardin’in ablası ve tiyatro oyuncusu Haldun Dormen’in eski eşidir.

Arnavutköy Kız Koleji ve BBC Televizyon Kursu Mezunu olan Mardin, 1995 yılında Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği’nin (IPRA) başkanlığına kadar yükselmiştir ve bu göreviyle de IPRA’nın ilk Türk kadın başkanı olmuştur. Daha sonra Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği tarafından kendisine verilen “Member Emeritus” unvanıyla da, dünyada sayılı kişide olan bu ödülle, halkla ilişkilerde bir üstat sayılmaktadır. İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler bölümü öğretim üyesidir.

maxresdefault

 
ÖDÜLLERİ
Farklı kurumlar tarafından verilmiş birçok ödülü vardır:[kaynak belirtilmeli]
1998: Türk Kadınlar Birliği Şişli Şubesi tarafından Cumhuriyetin 75. Yılı ödülü.
1996-1997: Kongre Gazetesi[kaynak belirtilmeli], IMAGE adına, “Yılın En Başarılı Tanıtım” Ödülü.
1996: Kadınca Dergisi “En Başarılı Kadınlar” Ödülü.
1995-’96/97/98/99(yılları): İletişim Fakültesi Başarılı İletişimcileri Ödülü.
1994: IPRA “GOLDEN WORLD AWARDS”
1994: Milli Prodüktivite Merkezi “Yılın Altı İşadamı” ödülü.
1984: Sheraton Otelleri Halkla İlişkiler ve Pazarlama Başarı Belgesi.
1983: Sheraton Otelleri (EAME-1) Halkla İlişkiler Ödülleri.
1982: American Hotel Birliği Halkla İlişkiler Altın Anahtar 2.liği.
1979: Halkla İlişkiler Dünya Kongresi Özel Olay Yarışması 3.lüğü.,

 

http://www.milliyet.com.tr/betul-mardin/

Yeni Mezunlar Nasıl CV Hazırlamalı

Son yıllarda bir işe başvurmanın ilk şartı CV hazırlamaktır. Ancak iş hayatına yeni atılacak kişilerin deneyimli kişilere göre daha farklı bir CV hazırlamaları gerekmektedir.

Yeni mezunlar daha önce iş hayatı deneyimi olmadığından, CV hazırlarken neleri ön plana çıkartıp, nelerden bahsetmemeleri gerektiğini, ne uzunlukta bir CV hazırlayacaklarını bilemezler. Aslında özgeçmiş hazırlamak hiçte abartıldığı gibi zor bir işlem değildir. Öncelikle unutulmaması gereken ilk nokta özgeçmiş, hayat hikayenizi anlatacak bir yazı değildir. CV’nin amacı işe alacak personelin dikkatini çekmek ve görüşmeye çağrılmanızı sağlamaktır. İşe alım personelinin dikkatini çekmek için ‘’ Ben bu pozisyon için aradığınız özelliklere sahibim ve yeterliyim.’’ Cümlesini düşündürtmeniz gerekiyor.

Bunun içinde şirkete katabileceğiniz değeri göstermek için de, potansiyel işverenin ne aradığını da bilmeniz gerekiyor.

◾İlk iş olarak ilginizi çeken, çalışmak istediğiniz iş ilanlarına göz atın.

◾Genel olarak neler istenmiş bu özellikleri belirleyin.

◾Hatta yapabiliyorsanız bir İnsan Kaynakları Uzmanıyla görüşüp işe alım sürecinde işe alım personelinin nelere dikkat ettiğini öğrenin.

◾Sektörle ilgili yazıları okuyun ve gelişmeleri takip edin.

is-basvurusu

 

 

 

 

 

 

 

 

Böylece nelerin önemli olduğunu görüp, buna göre CV’nizi yönlendirebilirsiniz. Birçok mezun iş deneyimlerinin olmamasını yetersizlik olarak görüyor. Bu konuda endişe etmeyin. Üniversitede okuduğunuz süre içerisinde yaptığınız stajlarınız, gönüllü deneyimleriniz, okul kulübü deneyimleriniz, sizin gibi yeni mezunlar arasında planda olmanızı, tercih edilmenizi sağlar. Sizin ne kadar girişimci ruhlu olduğunuzu kanıtlar.

Özgeçmiş hazırlarken şu başlıklara dikkat edin;

◾Olumlu kişisel özellikleriniz

◾Teknik ve bilgisayar bilgileriniz

◾İlgilendiğiniz uzmanlıkla ilgili aldığınız kurslar ya da katıldığınız seminerler

◾Eğitim bilgileriniz

◾Kısa dönem ya da staj deneyimleriniz

◾Diğer başarılarınız…

◾İş deneyimi ( yaz aylarında veya okul dönemide part çalıştığınız işler) Dikkat edilmesi gereken son hususta CV’nizin dizaynı.

Unutmayın içerik kadar dizaynda önemlidir.

 

http://www.cvornekleri.gen.tr/yeni-mezunlar-nasil-cv-hazirlamali/

1 55 56 57 58 59 64