Reklamın Tarihçesi

aaaaaaaaaa

 

Reklam fikri ve anlayışı insanlar arasında alışverişin başlamasıyla beraber doğmuştur.

Bununla birlikte kitle iletişim araçları ile reklamcılığın tarihsel gelişimi arasında da yakın bir ilişki vardır. “M.Ö. 3000’li yıllar, Sondape ve Frybyiarper gibi yazarlarca reklamcılığın başlangıç tarihi olarak kabul edilir.

Bu dönemde tüccarların, çığırtkanlar aracılığıyla satış yapma çabaları, dükkanlarının önlerine koydukları tabelalar reklamcılık tarihinin ilk mecra örnekleri olarak bilinmektedir.

Özellikle eski Mısır’da cadde üzerinde aynı reklama rastlanması, bugün de kullanılan tekrarlama sisteminin o zamanlardan düşünüldüğünün misalidir. Ortaçağda reklamcılık daha ziyade çığırtkanlar, tellallar vasıtasıyla yapılmaktaydı. Bu ise radyo reklamcılığının primitif numunesi sayılabilir.

Reklamcılık eski dönemlerde çok iptidai örneklerde, daha ziyade sesli reklamlarla yapılıyordu. Çığırtkanların, tellalların yaptığı bir uygulamaydı. Kişisel büyük rol oynamaktaydı. Espri gücü, hitap kabiliyeti olan bir satıcı diğerinden daha fazla başarılı olmaktaydı.

Böylece sesli spotlarla başlayan reklamcılık, marka ve amblemlerin gelişmesi ile değişik mecralara yöneldi: özellikle Ortaçağ esnaf loncaları kalite kontrolü esasını benimseyince markalaşma şart oldu.

Osnabrück dokuma imalatçısı kalite kontrolü sayesinde diğer Westphalia dokumacılarından % 20 yüksek fiyatla satış yapabiliyordu. Tabii ki malın ayırt edilebilmesi için de bir işaret koymak zorunda idi. İmalatın merkezileşmesi ve nakliyecilikte gelişme sayesinde çeşitli malların çok uzaklardan getirilebilmesi, farklılaştırmayı sonraki dönemlerde bariz biçimde öne çıkardı. Eskiçağ ve Ortaçağ Avrupa’sında işaretler sembolikti. Romalı bir sütçünün işareti keçi, fırıncınınki ise değirmeni hatırlatması nedeni ile katır idi. Dayak yiyen bir çocuk okulu temsil ediyordu. Ortaçağ İngiltere’sinde han kapılarına armalar asılı idi, Londra gemi üreticileri, direklerine amblem olarak çubuk içen Hintli figürünü işliyorlardı.

Ancak matbaanın 1450 yılında icadıyla reklam, bugün algıladığımız biçimde, kitle iletişimiyle birlikte var olmuştur. Matbaanın bulunuşundan 30 yıl sonra İngiltere’de bir matbaacı bastığı kitapların pazarlanması sorunuyla karşılaşınca, 1480 de ilk duvar afişi Londra’da bir kilise kapısına asıldı, William Caxlon’un rahipler için hazırladığı “The Pyes of Salisbury Use” adlı kitabinin ilanı idi bu.

Bu uygulama, reklamcılık tarihinin ilk basılı reklam mecrası örneği olarak kabul edilir. Sonraki yıllarda diğer Avrupa ülkelerinde de yayınlanmaya başlayan gazeteler birer reklam mecrası olarak gelişmeye başlar.

  1. Asır başlarında İngiltere’de reklamcılık ilk adımlarını atıyordu. Nicholas Bourne ve Thomas Archer’ın 1622 de yayınlanmaya başladığı The New, ilk İngiliz gazetesidir. Reklam tarihçisi Henry Sampson 1650’de ilk gazete ilanlarına rastladığını söyler bu Several Proceedings’in Parliament gazetesinde çıkan ve çalınmış 12 atın geri getirilmesi halinde mükafat vaadeden bir ilandır.

Başka bir tarihçi olan Frank Presbery ise ilk ilanın Mercurius Britannicus’da 1625’de çıkan bir kitap reklamı oldugunu ileri sürmekledir. Her halükarda 17.yüzyılın, yeni bir medya olan basının doğuşu ile modern reklamcılığa ilk adımın atıldığı devir olduğu söylenebilir. Bilinen gazete ilanı 1525 de Almanya’da neşredilen bir ilaç reklamıdır. Bundan tam bir asır sonra 1625 de Londra Gazetelerinde de ilanlara rastlanmaya başlanır ki 1650’de Londra gazeteleri çay, kahve, çikolata ilanlarıyla dolup taşıyordu,

Çok ileri bir görüşle reklam yaptıracak müşterinin reklamlarının bir ajans tarafından yönetilmesi düşüncesi ilk kez 1588’de Fransız düşü­nürü Montaigne tarafından şöyle ortaya atılmıştır: “Biri­sinin satılık incileri varsa, bir hizmetçi veya Paris’e seyahat için müracaat edeceği bir büroya ihtiyaç vardır.” Bu, günümüzün reklam ajansına ilk referans olarak alınabilecek bir tanımlamadır.

Reklamcılığın öncülerinden Joseph Addison, 1710 yılında Tatlere’e yazdığı bir mektupla, reklamcılık anlayışını şöyle açıklıyor: “Reklam yazarlığı denen büyük sanat okuyucuyu avlamak için keşfedilmiş en uygun metottur, Bu sanat olmasaydı bir çok güzel şey görünemez, kaybolurdu.”

Tatler, hükümetteki işinden ayrılınca Addison ve Richard Steele île Spectator gazetesinde birleştiler. Yayınları arasında çay, kahve, çi­kolata kitap, ev eşyası, mezat ve buluşma reklamları yer alıyordu. 1710 da Spectator’da bir diş macunu söyle tanıtılıyor.

“Dişleri temizleyen bu eşsiz toz. İngiltere’de asiller ve kibarlar arasında büyük memnuniyet uyandıracaktır.”

Montague dükü, halkın reklam vasıtasıyle herşeye inandırabileceğini savunan İngiliz asillerinden biridir. Dük, arkadaşı Lord Chesterfield ile bu konuda bahse tutuşur. “Tiyatroda bir adam. Yalnız bastonu ile bir or­kestranın çalabileceği bir parça çalacak ve alelade bir şarap şişesine girerek şarkı söyleye­cektir.” şeklinde bir ilan ile halkı kandırabileceğini iddia eder. Lord Chesterfield tam tersini düşünmektedir. 1849 da bu ilan birkaç Londra gazetesinde yayınlandı. Montague dükü haklı çıkmıştı, bina kalabalıktan sıkıştı, hayal kırıklığına uğrayıp bu şakadan hoşlanmayan halk tiyatroyu yerle bir etti.

Aynı yıllarda Amerika’da bir reklamcı faaliyetteydi: Paratoneri icad eden ve fizik tarihine adını yazdıran Benjamin Franklin, reklamcılık ve halkla ilişkilerde gerekli bütün özelliklere yaradılıştan sahip bir kişiydi. 1729 da Pennsylvania Gazette’in ilk sayısında baş makalenin üstünde ilk sabun ilanını yerleştirmiştir.

1864’de bir biografist, Franklin için şunları yazmaktadır; “Franklin reklamcılığın ana prensiplerini vaazeden, ilancılığı birlokomotif olarak kullanan adamdır. Biz şimdi onun sistemlerim kullanıyoruz.”

Franklin iyi bir yayıncı, iyi bir satıcı ve iyi bir reklamcı olmasının yanı sıra iyi bir reklam yazarıdır da. İşte ondan bir örnek:

“Soğuk havalar insanı tedirgin etmesinin yanı sıra tehlikeli sonuçlar da doğurabilir. Bilhassa bütün gün evde oturan kadınlar, üşütüp nezle, grip gibi hastalıklara sık sık yakalanarak genç yaşta çökerler. Özellikle Kuzey kolonilerinde çok yaygın olan bu duruma mani olmak için Pennsylvania şöminelerini kullanın.”

Bu örnekte görüldüğü gibi Franklin, günümüzün usta reklam yazarları gibi direkt olarak malın değil, dolaylı olarak, sıhhat ve konfor temasını işlemek yoluyla, fonksiyonun reklamını yapmaktadır.

  1. Asrın İngiltere ‘sinde reklamcılık ağırbaşlı kişilerin gözüne batmaya başlar.

Dr, Samuel Johnson 1759’da Idler’de: “Reklamlar bir hayli çoğaldı. Vaadlerin ih­tişamı ve belagatli sözler karşısında dikkatli olmak gerekiyor.” Diyor ve şunu da itiraf ediyor:

“Reklamcılık mesleği artık mükemmelliğe yaklaşmıştır. Herhangi bir ıslahata lüzum yoktur.” Dr. Johnson reklamcılığın kudreti sayesinde çok aptal ve çok zeki iki adamın aynı kabiliyette gösterilebileceğini söylemektedir.

1788 de , John Walter, hala muteber bir gazete olan London Times’i yayınlamaya başlarken. Şu prensibi benimsemişti: “Gazete bir hana benzer. Aynen bir han gibi,ahlak ve kanuna mugayir olmamak ve parasını ödemek şartı ile herkese kapıları açık olmalıdır.”

Bu prensibi sayesinde büyük reklam gelirine sahip oldu. Eski bir İrlanda’lı muharip ve koyu bir İngiliz aleyhtarı olan Mathew Carey, Dublin de yayınladığı Volunteers Journal gazetesinde 1784’de, reklamcılara şöyle seslenmektedir:

“Lütfen bugünkü geniş yayın imkanları ile yüksek okuma ve kültür seviyesiyle mütenasip reklam fikirleri kullanınız.”

Amerika’lı Faul Revere meslek olarak hakkaklık, gümüş, altın ve takma diş imalatının yanı sıra bunların tanıtımını da yapardı. 1768 de yayınladığı bir ilanın metni şöyle:

“Talihsiz bir kaza sonucu ön dişlerinizi kaybederek büyük zarara uğrayabilirsiniz. Üzülmeyin takma diş kullanın ve bizim yaptığımız dişlerin ne kadar kullanışlı ve tabii görünüşlü olduğunu kullananlardan sorun.”

Başkan George Washington’da reklama inanmış ve kullanmıştı. 1789’da topraklarına yerleşmek üzere göçmenleri davet eden reklamlar kullanmıştı.

Benjamin H. Day. İlk defa çocuklar vasıtasıyla gazete satmayı deneyen ve 1833 de muhtemel müracaatları karşılamak üzere devamlı bir reklam müşaviri tutan ilk gazete sahibidir.

Kabiliyetli kişilerin şahsi çabalarıyla ilerleyen reklamcılık 1841 de ilk reklam ajansının kurulması ile daha bilinçli, planlı bir devreye girdi. 1841’de PHILADELPHIA’da kendi adına ilk reklam ajansını kuran Volney B.Palmer, reklamcıyı şöyle tanımlıyor:

“Reklamcı, tanıdığınız herkesin üstünde hikaye anlatma gücüne sahip, mücevherlerle kaplı tarlalarda, elinde altın bir asa ile köy köy dolaşıp sipariş toplayan, özel kabiliyetleri ve kendine müthiş güveni olan bir adamdır.”

Palmer; 1845’de BOSTON. 1849’da NEWYORK’ta 2 şube açtı. Gazetelerden % 25 komisyon alıyor, ayrıca müşteriden ne koparsa kar sayıyordu.

NEW HAMPSHIRE’li bir çiftçi çocuğu olan George P.Rowell 19. Asrın ortalarında önemli reklam ajanslarından birini kurmuştur. Rowell’in ajansı. Palmer’in aksine yalnız basın değil, birçok sahalarda reklam faaliyetinde bulunuyordu. Medyalardaki reklam yerlerinin tamamını toptan kiralıyor, sonra bölerek yüksek fiyatla reklam yapacaklara satıyordu. Bu işteki başarısını gören birçok reklamcı bu rolü taklit ettiler. Tarihçiler ilk Amerikan Reklamcılarının, ekonomi piyasasında önemli ve hayati rol oynadığına hak vermektedirler. Tarihçi Ralph Hower. 1841-69 yılları arasındaki reklam ajanslarının faaliyetlerini şöyle özetlemektedir:

“Reklam ajanslarının mevcudiyeti, reklamverenler ve yayıncıların budalalığı sonucudur… Ajanslar, bu sağlam ekonomik kuruluşların sırtından kazanç sağlamaktadırlar. Ancak şunu da inkar etmemelidir ki ajanslar mal ve medyaların satışlarını büyük çapta kolaylaştırarak pazarlamanın gelişmesi ve ucuzluğun yayılmasına hizmet etmişlerdir.

Fransız ihtilalinden sonra is hayatında da büyük gelişmeler oldu. Teknik gelişmeler el işçiliğinden makine çağına geçişi sağladı, dolayısıyla bu önüne geçilmez gelişme sonucu, pazarlama ve reklamcılıkta büyük tatbikat sahaları açıldı,

Phineas Taylor Barnum, bu devrede yetişen büyük reklamcılardan biridir. En ilginç reklamlardan biri Joice Heth adlı bir kadınla ilgilidir. Meşhur Barnum sirkinde rol alan bu kadın sözde George Washington’un dadısıdır ve 1835’de 161 yaşındadır. Dişsiz ve kördü olan kadın… “Onu ben büyüttüm” demesini öğrenmişti. Barnum Nem York’un her tarafını el ilanları, duvar afişleri ile donattı, gazeteleri hikayelerle doldurdu. Kadın ölüp muazzam bir cenaze töreni ile kaldırılana kadar bu iş devam etti. Ancak otopsi sonucu kadının 80 yaşlarında olduğu anlaşıldı. Barnum buna karşı yayınladığı bir seri makale ile aslında kadının inancı ve imanı sayesinde sahip olduğu sağlam bünyesi nedeniyle böyle göründüğünü savunarak reklamına devam eti.

Barnum. Enteresan buluşlarla halkı defalarca aldattı. Bu durum Federal Trade Commission tarafından endişe ile karşılanıyor, bazı kişiler Barnum’un bu son moda usullerinden hoşlanmıyordu.

James Gordon Bennett halkı reklamları takip için gazete okumaya alıştıran ilk gazetecidir. Bennett bugün de kullanılan sınıflandırılmıs reklam tarzını uyguluyor, her konu için ayrı bir kolon ayırıyor ve reklamlar ait olduğu konuya ait kolonun dışına çıkmıyordu.

Fransız ihtilali sonrasında Aristokrasi yıkılmış, orta sınıf duruma hakim olmuştur. Tenkitçi Norman Foerster bu dönemi şöyle tanımlamaktadır:

“Yeni kralların saltanat asaları makinelerdir”

Bunun sonucu doğan büyük endüstri ve dolayısıyla geniş tüketici kitleleri ihtiyacı 1880’den sonra fabrika reklamlarının yaygınlaşmasını Sağladı.

1575 – 1905 arası, reklamcılığın en süratli gelişme gösterdiği dönemlerden biridir. Bu dönem ulusal düzeyde pazarlama devridir, bu devir büyük şehirlerin doğduğu, demiryolunun Amerika’yı baştan başa sardığı dönemdir,

özetle bu devir “Bırakınız yapsın” devridir.

1840’da 200 bin nüfusu olan New York 1870’de 1.5 milyona. 1905’de 3,5 milyona çıkmış. Chicago, Pittsburg. Cleveland. Kansas ne Omaha bu devirde büyük şehir hüviyetine bürünmüştür.

Böylece Endüstri; şehirlilerin yaşantılarım kolaylaştırma amacına yönelmiş, kesif tüketici kitleleri doğmuştur.

Amerika’da basın ilancılığı biraz geç başladı ama baş döndürücü bir süratle ilerledi; 24 Nisan 1704 de Boston News Letter gazetesinde ilk ilanın çıkmasından sonra, 1820 de Amerika’da 532 gazete 9.635,000 Amerikalıya hitabediyordu.

Bir Amerikan gazetesinde çıkan ilk tam sayfa reklamın 1878’in Aralık ayında John Wannamaker tarafından Philadeiphia Record’a verildiği söylenir; ne var ki bu ayrıcalığa San Francisco’daki White House da sahip çıkmaktadır. “Modern Reklamcılığın Babası” olarak tanınan John Wannamaker’m, 1874’da bir reklamın yayın hakkını alan ilk büyük mağaza sahibi olduğu kesindir. Tüccarlar prensinin, bulduğu reklam fikirlerini başka mağazaların çalmasını engellemek amacıyla almak zorunda kaldığı bir önlemdi bu.

Erken dönem reklamları çoğu zaman abartılıydı; gazetelerde ve dergilerde yayınlanan birkaç nükteli reklamı öne çıkarmak için pek çok şamatalı şeyler yayımlanıyordu. Örneğin Philadeiphia Sunday Gazette, 1877’de büyük Wannamaker mağazasını alaya alan bir yapmacık reklamlar dizisi yayımlamıştı.

Wanamaker. Reklam için şöyle der:

“Bu sanıldığı gibi haince bir oyun veya

anormal bir hareket değil sadece itici bir kuvvettir.

Artemus Ward iyi bir yazar ve felsefecidir. 1900’de Sapolio sabunları için meşhur “Lekesiz Şehir” kampanyasını uygulamıştır. Reklam metni açık, ayrıntılı ve esprili idi. Calkins ve Holden, bunun ilk başarılı çıngıl olduğunu söylerler

“O lepiska saçlı ünlü bir hizmetçidir.

Lekesiz şehrin döşemelerini temizler,

İşini bitirdikten sonra bir değil, iki gözlük bile taksanız,

Tek leke bulamazsınız.

İşi yavaş da değildir

Çünkü Sapolio kullanır,”

Bir başka temizleyici Phoebe Snow hakkında. Earnest Elmo Calkıns, Lackawanna demiryolları için bir seri reklam yapmış. O da şöyle:

Buffalo’ya deyin ki

Sabahtan okşama kadar Antrasit yollarında seyahat ettiğim halde

Phoebe Snow sayesinde Eldivenim temiz kaldı

1905’de Calkins. Gilette traş bıçakları için ulusal düzeyde bir kampanya düzenledi, Prof P.D.Converse’e yazdığı bir mektupta Calkins çalışmalarını şöyle özetliyor: “Bütün safhalar açıklanmıştır. Grafik çalışmalarla resimlendirilmiş, istatistikler, gazete ve mecmualar için eskizler, ticari yayınlar, afişler, dekaller. Broşürler ve eğitim planları hazırlanmıştır.”

Londra’da 1812 de ilk reklam acentesinin kurulmasından sonra 1841’de Philadelphia’da Volney B.Palmer, ilk Amerikan reklam acentesini kurdu ve 4 yıl sonra Boston ve New York’da iki şube açtı.

1870’lerde Amerika’da çeşitli reklam ajansları faaliyetteydi. 1883 de aylık Ladies Home Journal ile dergi reklamcılığı da başladı. 1890 da bankaların kesif bir kampanyaya girişmesi reklam ajanslarını teşkilatlanmaya zorladı.

Bir İngiliz icadı olan bisikletin Amerika’ya girişi yeni bir saha doğurdu. 189I de Richard W. Sears. “mail-order” sistemiyle 100 milyon dolarlık bisiklet satışlarından en büyük hisseyi elde etti. 1892’de Kanada’da Mc.Kim ilk reklam şirketini kurdu.

1911 de Amerikan basının sekizde birini otomobil reklamları işgal ediyordu…

1880 de 200 milyon dolar tutan basın ilanına mukabil 1911 de 1 milyarlık reklam yapılmış. Bu tarihten itibaren baş döndürücü süratle artan reklam bütçeleri sadece basın sahasında 1946’da 3, 1950’de 5, 1960’da 11,6, 1963’de 13,2 milyar dolara erişiyor.

Reklamcılık uzmanı Julian Lois Watkins’in The World’s 100 Greatest Advertise-ment/Dünyanın En Büyük 100 Reklamı için seçtiği dört büyük mağaza reklamının ikisi Macy’s reklamlarıydı. Bunların en ünlüsü, 1948 Noel’inde, “Ah, Sevgilim bunu almalıydın!” diyen ve Macy mağazasından alınmış Noel armağanım açtıktan sonra kocasını öpen bir kadını gösteriyordu. Watkins Macy’s mağazasında çalışan Barbara Coliyer tarafından yazılan bu reklamın, reklam çıkmadan önce ve çıktıktan sonra, müşterilerden çok sayıda mektup, telefon ve kişisel ziyaret almalarına yol açtığı belirtiliyor. Bloomingdale’s, Lane Bryand, Rich’s, Penny’s ve daha pek çok mağaza dikkate değecek ölçüde erken bir zamanda çeşitli reklamlar düşünüp geliştirdiler; Bu arada Penny’s mağazasının “Penny Düşüncesi”

bunlar arasında belki de en ünlü olanıydı. Lyman Bloomingdale, zekasıyla, New York’taki perakende satış mağazalarının başlattığı ilk ve en büyük kampanyasını oluşturdu.

Lyman Bloomingdale yüzyılın başında, bütün trenlerin ve troleybüslerin üstünü şu sloganla kaplattırdı;

“Bütün vagonlar Bloomingdales’e aktarma yapacaklar!”;

1902’de, bu sloganı görsel olarak yaygınlaştırmak üzere “The Yellow Kid” ile “Buster Brown” adlı resimli öykülerin babası olan Richard F. Outcault, tutuldu. Bunun sonucunda, duvarlarda ve kentin her köşesinde açılan şemsiyelerin oluşturduğu tasarım ortaya çıktı.

1900 ile 1920 yılları arası sermayenin konsantrasyonu sürecinde Birleşik Devletler’de beliren tekelci eğilim ve giderek artan işyeri kapanmaları, reklamın gücünü yadsıyanlar için büyük bir gerçeği ifade etmektedir. Özellikle, 1903 yılından sonraki dönem, pazarlama açısından reklamcılık literatürünün hızlı geliştiği bir zaman dilimi olmuştu.

Bu süreç içersinde ders kitapları ikiye ayrılmıştır. İşadamlarına, uygulamada yararlanabilmeleri için hazırlanan reklamcılık kitapları, ders malzemesi olarak kullanılmamıştır. Reklamcılığı bir bütün olarak ele alan kitaplarda; reklam metninin hazırlanması, düzenlenmesi, reklam kampanyası, ekonomi ve psikoloji gibi konulara yer verilmişti

 

Kaynak: http://www.prestij.com.tr/reklamin_tarihcesi.html

Çocuk Ve Reklam İlişkisi

REKLAM VE ÇOCUKLAR
 154217_tv-cocuk
Günümüz de reklamcılar ve pazarlamacılar, artık çocukların büyük gibi olduklarını savunmaktadır. Çocuklar, aileleri içerisinde karar verici durumundadır. Çocuklar kimi aşamalarda, anne ve babalarına koçluk bile etmektedir. Yani ailelerini yönlendirmektedir. Reklamcılar, özellikle dört ile 12 yaş grubu çocuk tüketicileri önemli bulmaktadır. Çocuk sevdiği her şeye bağlanma isteği duyduğu için, sektör de onları ciddi birer müşteri olarak görmektedir. Dolayısıyla, 2000 yılında 290 milyar dolar harcama yapılmıştır ve burada çocukların büyük rolü olduğu düşünülmektedir. Burada hemen devreye iki faktör girmektedir. Bunlardan biri; teknoloji faktörü diğeri ise; gelecek faktörüdür. Teknoloji faktöründe; çocuklar artık bilginin giriş kapısı konumundadır ve ailelerini yönlendirmektedir. Reklamcılar da bunu çok iyi bildikleri için, her konuda çocukları baz almaktadır. Gelecek faktörü ise; markalar, çocuklar ile ne kadar iyi marka bağlılığı geliştirirlerse, geleceğe iyi bir yatırım yapmış olmaktadır. Fakat bu işin karanlık yüzünün de olduğunun bilinmesi gerekmektedir. Çocukların ciddi filtreleri yoktur ve sınırlı bilgi kaynakları vardır. Çocuk ise her şeyi televizyondan öğrenmekte ve böylelikle televizyon, çocuğun hayatında önemli bir yere sahip olmaktadır. Dolayısıyla çocuğun bir takım iddiaları ileri sürmesi çok sınırlıdır ve nasıl verirseniz öyle alımlayacaktır. Böylelikle; çocuğun reklamlar karşısında edilgen bir durumu vardır. Çocuğun ürünlerle ilgili sadece sınırlı bir kişisel deneyimi vardır, özgürlüğe sahip değildir.
Neil Postman; “ Televizyon çocuk için bir müfredattır” şeklinde ifade etmektedir. Televizyon bir bilgi sistemidir ve amacı; çocuğun ya da gencin aklını, karakterini etkilemek, öğretmek ve kültürünü şekillendirmektir”. Postman, sosyolojik açıdan bir değerlendirme yapar. Bandura ise; sosyal öğrenme teorisine göre şöyle bir açıklama getirmektedir; “Çocuklar gerçekliklerini televizyon üzerinden uyguluyor”.
P.Burr ve R.Burr’un araştırmaları sonucunda;
1. Çocukların haftada 22 saatten daha fazla televizyon seyrettikleri,
2. Ortalama olarak, çocukların her dört reklamın üçünde reklamı yapılan ürünü tanıdıkları,
3. Çocuklar tarafından yapılan çeşitli isteklerin bir sonucu olarak anne ve babaların satın alma eğilimlerinin yapılan istek türüne göre değiştiği bulunmuştur.
Reklamlardan en çok etkilenen kesim olan çocuğun reklamlardan ve özellikle televizyon reklamlarından bu kadar çok etkilenmesini birkaç çarpıcı araştırma sonucuyla da gözleyebiliriz (Akt. Elden ve Ulukök, 2006: 4):
• Çocuklar televizyonda izlediklerine dikkatle bakmakta ve yetişkinlerden daha fazla ayrıntıyı anımsamaktadır. (Kendilerine yönelik olmayan reklamlarda bile.)
• Çocuklar reklamları gerçekten sevmektedirler. Yetişkinlere göre yedi kat daha fazla sevdiklerini belirtmektedirler.
Ayrıca televizyon mecrasının kendine özgü bazı avantajları da bulunmaktadır:
• Televizyonun mesajları, çocuğun dünyasına, çocuk için çok önemli olan görsel öğeleri, eğlenceli müzik ve seslerle birleştirerek taşıyabilme özelliği vardır.
• Televizyon uyarıcı ve paylaşılabilen bir deneyimdir. Çocuklar arkadaşlarıyla onun karsısında oturup gösterilenlerle ilgili yorum yapabilmektedirler.
• Televizyon, çocuklarla anne-babalara aynı iletişim kanalından erişmeyi, kolaylaştırmaktadır.
• İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, bir çocuk 18 yasına gelene kadar yaklaşık 140.000 Televizyon reklamı seyretmektedir.
5-6 yasındaki çocukların %60’ı okuma yazma bilmedikleri halde bir meyve suyunu, markasını söyleyerek ve bu marka üzerinde ısrar ederek istemektedirler. ABD’de NBC tarafından yapılan bir araştırmada televizyonda reklamı yapılan bir malın çocuklar tarafından sadece tanınmakla kalmayıp aynı zamanda istenildiği de saptanmıştır. Yine aynı araştırma kapsamında her 5 anneden 3’ünün çocuklarının isteğini karşılamak amacıyla kullandıkları markalardan vazgeçerek reklamı yapılan markayı satın almak durumunda kaldıkları belirlenmiştir. Okula giden çocukların reklamda söylenenlerin doğru olduğunu kabul etme oranı %43, gösterilenlerin gerçeğe uygun olduğu düşüncesini taşıyanların oranı ise %58, bütün reklamları sorgulamadan kabul edenlerin oranı ise %20-22 arasındadır. Çocukların yaşları ilerledikçe reklamlarda söylenen ve gösterilenlere inanma oranları giderek azalmaktadır. Ancak bu; reklam ve program ayrımının sağlanmasıyla gerçekleşmeye başlamaktadır. Bu ayrımı yapabilme yası Türkiye’de ortalama 9 yas olmaktadır.  10 aylık bir bebeğin bile reklamlardan etkileniyor olmasının ispat edilmesi çocuğun geleceğe dönük potansiyel bir tüketici olarak tüketim kalıpları, satın alma modelleri, marka bağımlısı olma gibi kavramların çocukta yerleşmesinde ve şekillenmesinde televizyon reklamlarının önemini bir kez daha vurgulamaktadır.
Çocukların yarınsından fazlasının okuma yazma bilmedikleri halde belli bir marka üzerinde ısrar etmesi reklamların çocuklara ne kadar egemen olduğunun bir göstergesidir. Reklamlarda söylenenlerin doğru olduğu düşünen çocukların oranı ise hiç azımsanmayacak düzeyde olduğu yapılan araştırmada ortaya konmuştur

Global Reklam

     Diğer adıyla küresel reklamlar, ürün veya hizmet üreten kuruluşların, bütün dünyayı tek bir Pazar olarak görmesiyle, birbirine yakın veya benzer zamanlarda, aşağı yukarı aynı içeriklere sahip reklam yapmalarıdır. Dünya çapında ki pazarlarda faaliyet gösteren firmaların, ürün veya hizmetleriyle ilgili reklamları, kültürleri birbirinden farklı toplumlara özgü olarak tasarlanmaktadır. Her ne kadar aynı içerikleri tüketicilerine sunsalar da, farklı kültürel yapı gösteren toplumların pazarlarında, onların kültür öğelerini kullanarak tasarım yapmakta ve tüketicilere ulaştırmaktadır.

    Ülkemizde Coca cola reklamları televizyon kanallarında gösterilmektedir. Bizim toplumumuza has dönemler geldiğinde, reklam tasarımlarının, bu özel dönemlere vurgu yaparak veya onunla ilişkilendirilerek verildiği görülmektedir. Örneğin, bu markanın reklam mesajları, ramazan ayında farklılık göstermektedir. Ramazan ayının özelliklerini, insanların bu ayda yaşadıkları durumları, ürünle ilişkilendirmekte ve talebin oluşmasını sağlamaya çalışmaktadır. Aynı marka, farklı ülkelerde, örneğin; yılbaşlarında, reklamı göstereceği ülkenin kültürüne uygun unsurları ürünle ilişkilendirmektedir.

global-reklam_17181-2

     Global reklam, reklam veren firmaların, ya eş zamanlı veya birbirine yakın zamanlarda, farklı toplumlarda, aynı içerikleri, onların kültürel özelliklerine göre değiştirerek sunmalarıdır. Örneğin, reklam verenin, reklam yapma amacı, talep yaratmaksa yada satışları arttırmaksa buna yönelik global reklamın içeriklerini belirlemektedir. Fakat reklamın sunulacağı toplumun kültürel v.b. özelliklerine göre, reklamın mesajlarını şekillendirmektedir veya ürünlerinde, o bölgelerin kültürel unsurlarını kullanmakta ve bunları reklam mesajlarına eklemektedir.

     Global reklam, reklam veren firmaların, ya eş zamanlı veya birbirine yakın zamanlarda, farklı toplumlarda, aynı içerikleri, onların kültürel özelliklerine göre değiştirerek sunmalarıdır. Örneğin, reklam verenin, reklam yapma amacı, talep yaratmaksa yada satışları arttırmaksa buna yönelik global reklamın içeriklerini belirlemektedir. Fakat reklamın sunulacağı toplumun kültürel v.b. özelliklerine göre, reklamın mesajlarını şekillendirmektedir veya ürünlerinde, o bölgelerin kültürel unsurlarını kullanmakta ve bunları reklam mesajlarına eklemektedir.

Kaynak: Global Reklam http://blog.reklam.com.tr/genel/global-reklam/985/#ixzz3Wq9sLbeP

REKLAM VE PR İLİŞKİSİ

    Reklamcılık ve halkla ilişkiler iletişim disiplinidir. Bir ürün, bir hizmet veya bir marka ile ilgili iletişimi belirler. Reklam ürün, hizmet veya markalara tüketicinin algılarını etkileyerek belli bir değer katmaktır. Reklamcılıkta akitle iletişim araçları bedelleri ödenerek kullanılır. Halkla ilişkiler (PR) ise kamu ile organizasyon arasındaki iletişimi ve bağı sağlama ve uyumu sağlama yöntemidir. PR’da kitle iletişim araçlarını kullanır ve yüz yüze iletişimi ve etkinlikleri kullanarak algı değişimi yaratmaya çalışır. İki alanda da yazılı ve sözlü iletişim, pazarlama bilgileri ve teknikleri, grafik ve tasarın bilgileri, metin yazarlığı, görsellik, medya planlama ve kampanya oluşturma önemlidir.

image

 

     Reklamcılık bir malın veya hizmetin satışını arttırmak için basında veya yayın kuruluşlarında bedelleri ödenerek yer almaktır. Reklamcılık ve halkla ilişkiler iç içe geçmiş denebilir. Reklamcılık halkla ilişkiler sektöründe yaygın olarak kullanılan bir alandır. Reklam sektöründe de halkla ilişkiler etkilidir. Reklamlarda ürün veya hizmet ön plana çıkarılır, dikkatler buna çekilir. Amaç kısa zamanda etkili ve hızlı sonuç almaktır. PR’ da ise halkla ilişkiler çalışması yapılan kurulu, şirket ön plandadır. PR belirlediği mesajları hedef kitleye yavaş ve oturtarak ve dolaylı olarak iletir. Halkla ilişkiler fikri yayarak ona taraf bulmaya çalışır.  Reklamda geri dönüş olarak satış ve kar beklenirken halkla ilişkilerde geri dönüş olarak ikna, inanç ve bağlılıktır.

     Reklamcılık ve halkla ilişkiler arasında benzerlikler olduğu kadar farklılıklar da vardır. Reklamın amacı ticaridir ancak halkla ilişkilerin amacı geniş kitlelere ulaşmaktır. Ancak reklam tanıtımdır ve halkla ilişkiler içinde yer alır, temeli oluşturur. Reklam daha çok bir araçtır, belli bir hedef kitleyi baz alır ve kara yönelik çalışır. Halkla ilişkilerin alanı daha geniştir.

Kaynak:http://www.reklamuzmani.com/reklam-ve-pr-iliskisi

REKLAM NEDEN YAPILIR?

 Son dönem içerisinde internet platformunun reklam ortamı olarak artan önemi ile birlikte, bilgisayarın ve internetin yaşamımızda giderek yaygınlaşması, iletişim ve pazarlama ağlarında olağan üstü bir hız ve erişim sağlamıştır.

 Reklamın yapılmasındaki temel nedenleri nedenlerini incelediğimiz de bunlar; bilgilendirmek, kurumsal kimliğin pazar ve müşteriler üzerindeki etkisini devam ettirmek, markanın ve imajın varlığını pekiştirmek ve pazarı ürüne veya hizmete olan eğilimini arttırmak olabilir. Farklı  bir bakış açısıyla, tanıtım pazarlama içerisinde doğrudan satış veya kar sağlamayı hedefleyen  bir iletişim aracıdır.

 Elimizdeki verilere göre reklam; hedef kitleyi, işletmemize ait ürünlerin veya hizmetlerin  farkında olmasına, verdiğimiz iletinin anlaşılmasına, satın alma isteği yaratarak pazarın talebini   kendi ürün ve hizmetimize yöneltmeyi amaçlar. Reklamın etkileri üzerinden beklenen gerçek amaç,  işletmenizin pazara ulaştırdığı ürünlerin ve hizmetlerin satılmasını sağlamak ve bu satışların  pazar üzerinde ki sürekliliğini ve talebini arttırmaktır.

İşletmeniz için bir reklam kampanyası düzenlemenin ortak amaçları aşağıdaki gibidir :

– Pazara ve hedef kitleye bilgi ulaştırmak, ürün veya hizmeti hatırlatmak ve satışa ikna etmek.

– İşletmenize ait ürün veya hizmetin satışını sağlamak.

– Bayilik ağınızın, toptan ve perakendeci satıcıların verimlerini arttırmak ve yardımcı olmak.

– Alışkanlıkları ve tüketim değerlerini verimli kılmak ve değiştirmek.

– Kurumsal kimliğinizin piyasa ve pazar üzerinde oluşan imajını doğrulamak veya değiştirmek.

– Yanlış ve kalitesiz iletişim yollarından kaynaklanan önyargı, olumsuz izlenimler ve yanlışları düzeltmek.

– Pazar payı üzerinde artış sağlayıp, kitle üzerinde egemen olmak.

– Satılan ürünün, hizmetin ve işletmenizin saygınlığını korumak.

– Tüketiciyi, dağıtım kanallarınızı ve organizasyon yapınızı bilinçlendirmek ve eğitmek, böylece işletmenizin prestiji üzerinde olumlu kanı oluşturmak.

Kaynak: http://blog.reklam.com.tr/genel/reklam-neden-yapilir-2/80/

BASILI REKLAM ORTAMLARI

Ürün, mal veya hizmet tanıtımı için planlanan kampanyanın en önemli aşaması ortamın seçilmesidir. Yapılacak doğru olmayan ortamı seçimleri mal ve hizmetin etkin tanıtılamamasına mesajın hedef kitleye ulaşmamasına sebep olur. Bu da reklam için ayrılan bütçenin, zamanın ve yapılan tanıtım faaliyetlerinin boşa gitmesine neden olur. Ortamları verilmek istenen mesajı ve tanıtımın yapılacağı hedef kitlenin buluştuğu yerdir. Ortamı seçerken firmalar tanıtım araçlarını ve hedef kitlenin sosyal ve ekonomik özelliklerini belirlemelidir. Reklamın etkinliği  ancak bu şekilde sağlanabilir.

Basılı ortamlar, tanıtım mesajlarının, sloganların  hedef kitleye yazı, resim, fotoğraf, imaj, grafik ve benzeri görsel araçlarla ulaştırıldığı medyalardır.

Basılı reklam araçları ile yapılan tanıtımlar kalıcıdır. Basılı ortamlarla iletilenler hedef kitleye daha kolay ulaşırlar, okuyucuya devamlı hitap edebilirler.

Basılı reklam ortamlarında firmaların tanıtım faaliyetine ayırmaları gereken bütçeler daha azdır,reklamlar kesilip kolaylıkla saklanabilir böylece okuyucular tarafından tekrar incelenebilir.

Basılı reklam ortamları ile yapılan reklamlar, yayın yapan reklam ortamlarına göre daha kalıcıdır. Belirlenen hedef kitleye kolayca ulaşılabilir.

Yayın yapan reklam ortamlarına göre maliyeti daha azdır. Ayrıca, reklamın son teslim tarihinin kısa olması dolayısıyla güncel olaylarla ilgili reklam verme imkanı daha fazladır. Basılı yayın ortamları (Gazeteler,Dergiler,Kataloglar,Broşürler ve el ilanlarından oluşmaktadırlar.)

 

KAYNAK : http://blog.reklam.com.tr/genel/basili-reklam-ortamlari/165/

AÇIK HAVA REKLAMLARI

Açık hava reklam araçları kapalı reklamlar dışında kalan reklamları kapsar.
Reklamcılığın en eski araçlarından biridir. Satış merkezleri çevresine yerleştirilen açık hava
reklamları alışverişe çıkmış bir yerden başka yere giden tüketiciye, bir malı satın alması için
ikna edebilir ve malın satış şansını arttırabilir.
Açık hava reklamlarının yerleri ve sunuş biçimi bunların etkisini arttırmada büyük rol
oynar.
Açık hava reklamlarıyla seçilen pazar ve pazar bölümlerine hitap etme imkânı vardır.
Açık hava reklamlarında kullanılan mesaj ve malzemelerin diğer reklamlar arasında
kaybolmayacak özelliklere sahip olması gerekir.

reklam

Çarpıcı, kısa mesaj ve sloganların kullanımı ve bu kullanımın yoğun olması ile
mesajların kalıcılığı ve etkisi arttırabilir. Tüketiciler reklamı geçiş süresince gördüklerinden,
genellikle akılda kalıcı değildirler. Bu yüzden kısa mesajda çok çarpıcı sloganların yoğun
kullanılması mutlaka gereklidir. Açık hava reklamlarının hazırlanma süreleri, hazırlanacak
malzemenin büyüklüğüne ve reklamın niteliğine göre değişir. Açık hava reklamlarında
yapım giderlerine ek olarak; belediye Kara Yolları veya özel kişilerle yapılacak sözleşmeler
çerçevesinde belirlenen malzemenin konulacak olduğu yerin kira ve satın alma maliyeti
vardır. Ayrıca yönetimlerin koyduğu kural ve yönetmeliklere uyulması gerekir. Son yıllarda
teknolojik gelişmeler ile dikkat çekici araçlar ve yeni kullanım alanları doğmuştur. Sabit olan
ve en çok kullanılan afişler, billboardlar, duvar reklamları yanında elektronik panolar,
duraklar, pankartlar, dövizler, tabelalar, bez afişler, çatı panoları, büyük duvar
projeksiyonları, durak panoları, karton adamlar, cephe giydirmeleri örnek olarak verilebilir.
Hareketli olanlar ise motorlu araç giydirme, toplu taşım araçlarına konan reklamlar,
stadyum panoları, balonlar, uçak arkasına bağlanan ve mesaj içeren bayraklar, taşıtların içine
ve dışına yapılan farklı reklam uygulamaları ile maskot adamları sayabiliriz.
Açık hava reklam araçları, kent siluetine renk katan özellikleriyle ilgi çekmektedirler.
Sık sık yenilene bilmeleriyle esnek bir reklam aracıdırlar. Diğer reklam ortamlarına göre
maliyetleri düşüktür.
Olumsuz yönü olarak iklim koşullarından etkilenmesi ve afişlerin bazen yırtılması ve
zarar görmesidir.

outdoor-2

 

KAYNAK

http://www.megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller_pdf/Reklam%20Ortamlar%C4%B1.pdf

REKLAM ÇEŞİTLERİ

Coğrafi yönden, içerik yönünden, hedef kitle yönünden, talebe etki düzeyi yönünden, tanıtım araçları yönünden, tanımın açıkça yapılıp yapılmadığı yönünden, amaç yönünden bunları sınıflandırabiliriz.

Coğrafi yönden reklamlar;

1-Yerel Çalışmalar: Genellikle küçük yerleşim alanları ya da büyük şehirlerin sadece bir kısmına hitap eden işletmelerin yapmış olduğu çalışmalardır.( küçük esnaf tanıtımları; lokanta, cafe, kuaför )

 2- Bölgesel Çalışmalar: Üretim kapasitesi birden fazla yerleşim alanına yetecek büyüklükte ve belirli bir bölgenin ihtiyacını karşılayacak durumda olan işletmelerin yapmış olduklarıdır. ( özel hastaneler)

3- Ulusal Çalışmalar: İşletmenin ürün veya hizmet kapasitesinin ülke genelindeki tüketicilerin ihtiyacını karşılamaya yönelik olması durumunda ülke çapında yapılan tanıtımlardır.

4- Uluslararası Çalışmalar: Genelde uluslararası faaliyet gösteren firmaların yapmış olduğu tanıtımlardır diye tanımlayabiliriz. Fakat unutulmamalıdır ki, uluslararası tanıtım kavramı çok sayıda ülkeyi kapsayacağı için ülkeler arasındaki din, dil, ırk, kültür gibi değerler değişeceğinden uluslararası kampanya özelliğini her zaman yitirebilir.

İçerik yönünden reklamlar;

1- Mal veya Hizmet tanıtımları: Sadece mal ve hizmetlerin tanıtılması, haklarında bilgi verilmesi ve bu mal ve hizmetlere talep yaratılması için hazırlanan tasarımlardır. Bu tasarımlar genellikle piyasaya yeni giren veya piyasada bulunan fakat üzerinde önemli değişiklikler yapılmış olan mal veya hizmetler için yapılan çalışmalardır.Television and internet production technology concept

2- Marka Tanıtımları: Piyasada tüketiciler tarafından bilinen, aynı tür ürünlerin birbirinden ayırt edilmesini sağlamak için marka bağımlılığı oluşturmak amacıyla markanın ve marka imajının ön planda olduğu tasarımlardır.

3- Kurumsal Tanıtımlar: Halkla ilişkiler çalışmaları, ürün ve markayla birlikte bağlantılı olarak özellikle işletmenin ve işletme imajının ön planda olduğu tasarımlardır.

Hedef yönünden reklamlar;

1- Tüketiciye yönelik; Hedef kitle olarak doğrudan ürün ve ya hizmeti satın alan, kullanan tüketicileri temel alan tanıtımlardır. Tüketicilerin malı alıp tüketmesinin yanı sıra tüketimin de artırılması amaçlanır.

2- Aracılara yönelik; Ürün ve ya hizmetin çeşitli pazar kanallarına doğru itilmesi hedeflenir. Bu pazarların bulundukları bölgelerdeki tüketici grubuna firmanın ürün ve ya hizmetleri ile hitap edebilmeleri için gerekli stok miktarını bulundurmaları amaçlanır.

Bu işi yapanlar yönünden reklamlar;

1- Üretici Kampanyaları: Kendi adına üretim yapan tüm işletmelerin yapmış olduğu çalışmalardır.

2- Aracı Kampanyaları: Ürün ve ya hizmete aracılık eden toptancı, perakendeci vb. kuruluşların genelde kendi bölgelerine ve kendi tüketici gruplarına hem kendileri hem de aracılık yaptıkları ürünler için verdikleri çalışmalardır.

3- Kooperatif kampanyalar: Birçok ürün ve birçok hizmet alanında üretici ile satıcı firmaların ortaklaşa düzenledikleri kampanyalara kooperatif reklamcılık denir.

Talebe etki düzeyi yönünden reklamlar;

1- Primer tanıtımlar: Doğrudan ürünün kendisinin ya da ürün grubunun temel alındığı çalışmalardır. Bu tür durumlarda ürünün yeni ya da eski olması önemli değildir.

2- Sellektif tanıtımlar: Hedef kitlede seçicilik oluşturmayı amaçlayan çalışmalardır. Marka bağımlılığı oluşturmak üzere markayı, işletme imajı oluşturmak amacıyla işletmeyi ön plana çıkarırlar.

3- Antiprimier tanıtımlar: Genellikle sivil toplum kuruluşları tarafından, insanlar için ya da ekolojik denge için zararlı olan yada belirli bir seviyeden sonra zararı olabilen ürünlerin kullanımının önlenmesi yada azaltılması için tüketicileri bilinçlendirmek için yapılan çalışmalardır.

KAYNAK: http://blog.reklam.com.tr/genel/reklam-cesitleri/389/

İşletmeler İçin Reklamın Önemi

k_30100250_bolum_fotografcilik

 

Günümüzde, birinin aynı veya birbirinden çok farklı ürün ve hizmetlerin, ihtiyaçtan çok fazla artmış olmasıyla birlikte, eski ürün ve hizmetler de geliştirilerek yeniden pazara sürülmüş durumdadır. Bunlar, reklamın önemini ortaya çıkaran nedenlerden sadece iki tanesidir. Özellikle serbest piyasanın uygulandığı bölgelerde reklam, çok büyük bir önem taşımaktadır. Serbest piyasa ekonomilerinde işletmelerin rekabeti çok yoğun olarak yapılmaktadır. Bir işletmenin böyle bir ortamda, reklam yapmaması, Pazar payını kaybetmesine neden olabilmektedir. Çünkü bu özellikte olan bölgelerde reklam, önemli bir iletişim aracıdır. Reklam, tüketici ile üretici arasında çok önemli bir iletişim köprüsü görevini görmektedir. Fakat ekonomik pazarların bugün geldikleri noktada, üretici ile tüketici arasında ki mesafe daha da artmış, bu iki önemli taraf birbirinden uzaklaşmıştır. Bu, hem Pazarın özelliklerinden, firmaların ve ürünlerinin artışından, ayrıca bütün bunlarla paralel giden reklamların çokluğuyla da ilgili olarak gelişmektedir. Artık üretici, tüketiciyle iletişim kurabilmek için birbirinden farklı teknikleri kullanmak durumunda kalmaktadır.

      Reklam tüketiciler için, ürün ve hizmetlerini tanıtan, nereden sağlanacağını, maliyetini, nasıl kullanılacağını, tüketiciler için en uygun fiyatı nereden temin edebileceklerini, ürün ve hizmetlerin alınması durumunda, onlara ne çeşit faydaları sağlayacağını anlatan bir araçtır. İşletmeler için ise, elverişli pazarları bulmalarını sağlayan, yatırımlarını en doğru şekilde kullanmalarını sağlayan bir araçtır. Yani reklam her iki taraf için de çok önemli olmaktadır. İşletmeler, reklam araştırmalarından, hangi ürün ve hizmetlerde, ne tür değişikliklerin veya geliştirme faaliyetlerinin yapılması durumunda, tüketicilerin bunları satın alabileceklerini, beğenebileceklerini gösteren sonuçları vermektedir. Firmalar, bu sayede en sağlıklı pazarlama modellerini geliştirmekte ve ona göre yol alarak, Pazar paylarında istedikleri noktalara gelmektedir. İşletmelerin, reklam stratejilerinin yapılması esnasında, reklamın ortaya çıkardığı sonuçlar, pazarlama iletişimi öğeleri içerisinde, en önemli sonuçları verebilmektedir. İşletmeler reklamla hem ürün ve hizmetlerinin satılmasını sağlamakta hem de en önemlisi olan, kendi yapılanmalarının nasıl olması gerektiğini öğrenmektedirler.

    İşletmeler için reklam, tüketicilerden çok daha fazla hatta hayati bir önem taşımaktadır. Firmalar, reklamla hem pazarın dinamiklerini öğrenerek kendine bir yol seçebilmekte hem de pazarla ilgili satış, rekabet, markalaşma amaçlarını gerçekleştirmektedir. İşletmeler reklamla, tüketicileriyle etkin bir iletişim kurabilmekte ve karşılıklı istek ve beklentileri paylaşabilmekte, birbirlerine cevap verebilmektedirler. İşletmeler için reklam, rakip firmalarla olan mücadelede, nasıl hareket etmeleri gerektiğini belirleyen ve sonrasında da onlara rehberlik yapan bir araç olmaktadır. Bu sayede işletmeler, rakipleriyle mücadelelerinde etkin rol oynayabilmektedirler.

KAYNAK: http://www.reklam.com.tr/reklam-yazilari/isletmelerde-reklamin-onemi/93

Satın Alma Noktasında Reklamların Etkisi

       en_fazla_birlesme_ve_satin_alma_turkiyede  

        Ürünlerin genelde perakendeciler tarafından satışa sunulduğu ve tüketiciler tarafından satın alındığı ortam konumundan olan mağazalarda uygulanan ‘satın alma noktası reklamları’ kategorisinde yer alan çeşitli reklam çalışmaları, bu ortamda bulunan tüketicilerin satın alma kararlarını etkilemek amacı ile günümüzde giderek artan bir yoğunlukta kullanılmaktadır. Mağazalarda bulunan tüketicilerin satın alma niyetleri, mağazanın atmosferi, organizasyonu, istenilen markanın satış noktasında bulunmaması, birbirine benzer markaların yoğunluğu, kısacası ortam koşulları nedeni ile farklı markalara yönelik satın alman davranışlarının gerçekleşmesi ile sonuçlanabilir. Ayrıca tüketicilerde bazı ürünlere ilişkin bir satın alma niyeti de bulunmayabilir. İşte bu noktada, satın alma niyetini davranışa dönüştüren veya satın alma niyeti ve kararı meydana getiren etkenlerin en önemlilerinden birisi satın alma noktası reklamlarıdır . Diğer bir deyişle, bu tür reklamlar tüketicilerin tercihlerini etkilemenin yanı sıra onlarda yeni gereksinimlerin de oluşmasına yardımcı olabilirler. Kitle iletişim araçlarında yer alan reklamların, giderek artan reklam mesajları yoğunluğundan ötürü birbirilerini adeta sabote etmelerinin yanı sıra sosyal, kültürel, teknolojik gelişimler doğrultusunda bu reklam mesajlarının hedef kitleye ulaşmakta oldukça zorlanmaları ve yaşanan marka enflasyonu gibi nedenler satın alma noktası reklamlarına ayrılan bütçelerin tüm ülkelerde artmasına neden olmaktadır. Yapılan bir araştırma sonucunda, İngiltere’de 2000 yılında firmaların %89,6′ sının reklam bütçelerinin %76′ sını satın alma noktası reklamlarına ayırdıkları, Fransa’da ise, firmaların satın alma noktası reklam bütçelerinin her geçen yıl daha da arttığı ve 2000 yılında toplam reklam bütçesinin yaklaşık %68′ ni oluşturduğu belirlenmiştir.

      Satın alma noktası reklamlarının maksimum etkiyi gerçekleştirmesi için elbette ki, bileşeni konumunda bulunduğu bütünleşik pazarlama iletişiminin diğer alt bileşenleri ile entegre bir çalışmanın gerçekleşmesi özellikle de diğer ortamlarda yer alan reklam mesajları ile birbirlerini tamamlar nitelikte bir planlamanın yapılması gerekir. Bu çalışmada, giderek artan öneminden ötürü incelenmeye çalışılan satın alma noktası reklamlarının bütünleşik pazarlama iletişimi içindeki fonksiyonel konumunun, amaçlarının ve işlevlerinin irdelenmesi amaçlanmakta ve bu reklam türünün özellikle hızlı tüketilen ürünlerdeki etkisinin farklı boyutları ile değerlendirilmesi için gerçekleştirilen bir araştırmanın bulguları sunulmaktadır. 

     Satın Alma Noktası İletişimi İçinde Satın Alma Noktası Reklamları

      Satın alma noktası iletişimi, tüketicilere satın alma noktalarında çeşitli yöntemlerle ulaşarak onların ürün ve markalara yönelik satın alma kararlarını yönlendirmeye çalışan önemli ve güçlü bir araçtır. Diğer bir deyişle satın alma noktası iletişimi, perakendeci veya üretici tarafından ürün çeşitleri, nitelikleri, fiyatları ve ürünle ilgili diğer konularda satın alma noktasında bulunan tüketicilere mesajlar ileten ve mağazanın tüm yönlerini, ortamını içeren çalışmaları kapsayan bir alandır. Bu tanım doğrultusunda, satın alma noktasındaki herhangi bir tanıtım materyali, tüketicinin mağaza ve mağazadaki ürünler hakkında iç etkileşimle bilgi edinebileceği çeşitli araçlar, mağaza imajı, atmosferi, organizasyonu ve ürün sunumları bütününün satın alma noktasında kullanılabilecek temel iletişim yöntemleri olduğunu söylemek mümkündür.

     Yukarıda belirtilenler doğrultusunda, bir mağazada yapılan çeşitli iletişim çalış- mallarının, tüketicileri etkileme amacı ile uygulanan farklı yöntem ve tekniklerin satın alma noktası iletişiminin görev ve sorumluluk alanı içinde bulunduğunu söyleyebiliriz. Mağazalarda uygulanan iletişim yöntemlerinden birisi de “satın alma noktası reklamları’ dır. Diğer bir deyişle satın alma noktası reklamları, satın alma noktası iletişiminin çalışma alanı kapsamında bulunur. Ancak satın alma noktası iletişimi çalışmaları sadece satın alma noktası reklamlarından ibaret değildir. Literatürde yaygın olan eğilim; mağaza imajı, mağaza organizasyonu, mağaza atmosferi, ürün sunumu ve satın alma noktası reklamlarının satın alma iletişimini oluşturan bileşenler olduğu yönündedir. Görüldüğü gibi satın alma noktası reklamları, satın alma noktası iletişiminin bileşenlerinden sadece bir tanesidir. Satın alma noktasında bulunan ürün veya markaya ait tüm tanıtım materyalleri ve bilgi vermede, ikna etmede yararlanılan tüm araçlar olarak nitelenen satın alma noktası reklamları, satın alma noktası iletişimi kapsamında yer alan önemli bir reklam türüdür. Diğer bir deyişle, satın alma noktası reklamları satın alma noktasında yapılan tüm reklam çalışmalarını içerir.

Kaynak: http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/23/665/8482.pdf

1 2 3 4 5 6