Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Hakkında Mutlaka Bilinmesi Gerekenler

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümünü düşünen adayların, program hakkında mutlaka bilmesi gerekeceği, bölümün kapsamı, çalışma alanları, alanı tercih listesine yazan öğrenci sayıları, kontenjanları gibi önemli bilgileri Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümünü okumakta olan üniversite öğrencilerine sorduk ve cevapları adaylar için derledik.

 

Bölümün Amacı ve Kapsamı

Halkla ilişkiler ve Reklamcılık bölümü TS-1 puan türünden alan öğrenim süresi 4 yıl olan bir bölümdür. Bölümün amacı, alanında donanımlı, sektördeki ihtiyaçları karşılayabilecek, çalışmakta oldukları firmalara reklam noktasında maksimum faydayı sağlayabilecek, iletişim ve hayal gücü yüksek bireyler yetiştirmektir.
Bölümde genel olarak; Halkla İlişkilere Giriş, İletişim Bilimine Giriş, Reklamcılık, Temel Fotoğrafçılık, Pazarlama İletişimi, Halkla İlişkiler ve Reklam Yazarlığı, Medya Planlama gibi dersler verilmektedir.

 

Bölümü Okuyan Adaylarda Olması Gereken Özellikler

Bölümü okuyacak öğrencilerin, iletişim gücünün ve hayal gücü yüksek, insan ilişkileri iyi ve ikna kabiliyeti yüksek bireyler olması sektörde daha başarılı olmalarını sağlar.

Bölüm Mezunlarının Çalışma Sahaları

Bölüm mezunları, kamu ve özel sektörde Halkla İlişkiler Uzmanı, İletişim Danışmanı, Sosyal Medya Uzmanı, Basın Danışmanı ve Reklam Yazarlığı gibi alanlarda çalışabilir.

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Programı Kaç Kez Tercih Listesine Yazıldı?

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Programı 2014 verilerine göre, TS-1 puan türünden öğrenci kabul eden, 46 programda bulunmaktadır. Geçtiğimiz yıl alana ayrılan kontenjan sayısı 1061’di, ayrılan kontenjana ilk yerleştirme sonucunda 975 öğrenci yerleşmiştir. 86 öğrencilik kesim boş kalmıştır.
Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Programı geçtiğimiz yıl ÖSYM’nin sunmuş olduğu verilere göre, bu alanda eğitim veren tüm üniversiteler baz alınarak hesaplandığında 3 bin 874’kez tercih listesine yazılmıştır.

En Çok Tercih Listesine Yazılan Üniversite
yatay1logo

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Programı 2014 ÖSYM verilerine göre, bu alanda Sakarya Üniversitesi İkinci Öğretim Programı ile 5 bin 863’kez ile en çok tercih listesine yazılan program olmuştur.

 

kaynak:rhttp://www.cnnturk.com/universiterehberim/halkla-iliskiler-ve-reklamcilik-bolumu-hakkinda-mutlaka-bilinmesi-gerekenler

Halkla İlişkiler Mesleğinde Kadının Yeri

Halkla İlişkiler Mesleğinde Kadın Birçok kadın, kadınların egemen olduğu işlerde çalışırken; birçok erkek, erkeklerin egemen olduğu işlerde çalışmaktadır. Bu cinsiyete dayalı iş dağılımı, ilk insan topluluklarında ortaya çıkmıştır ve modern işgücünde devam etmektedir. Modern toplumlarda, kadınlar ve erkekler farklı uğraşlara ayrılmıştır. Halkla ilişkiler, erkekler 127 İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, ve kadınların birbirinden ayrıldığı ve kadınların sayıca daha fazla olduğu mesleklerden biri haline gelmiştir. Grunig ve diğerleri 2008 yılında yayınladıkları kitaplarında son 20 yılda halkla ilişkiler sektörüne kadınların akın ettiğinden söz etmektedir. Kadınlar, geleneksel olarak kadınlara ait olarak değerlendirilen hemşirelik ve öğretmenlik gibi alanların ötesinde kendilerine fırsatlar yaratmıştır. İlgili çalışmalarda, toplumsal cinsiyete dayalı maaş uçurumu, en açık ve kolayca ölçülebilir özelliktir. Daha sonra araştırmacılar, diğer iş koşulları ve kadın mesleklerinin çalışanlara daha az bağımsızlık, daha az kontrol, daha az fayda ve erkeklerin mesleklerinde istihdam edilenlere göre daha az ilerleme olanakları sunması arasındaki ilişkileri keşfetmeye başlamıştır . Halkla ilişkilerde toplumsal cinsiyet araştırmaları, meslekte çalışan kadınların ve erkeklerin karşılaştırılması ile başlamıştır. Horsley  1970 ve 1982 yılları arasında ABD’de halkla ilişkiler işinde çalışan kadınların oranının %25’den %50’ye çıktığını belirtir. ABD İşgücü İstatistikleri Dairesi 2013 verilerine göre, halkla ilişkiler uzmanlarının %63’ü kadındır.1_1827 2010 yılı verilerine göre Amerika Halkla İlişkiler Derneği’nin 21.000 üyesinin %73’ü kadındır. Ancak üst düzey halkla ilişkiler yöneticilerinin %80’i erkektir. Amerika Halkla İlişkiler Öğrenci Derneği üyelerinin %90’ı kadınlardan oluşmaktadır (Wright et al., 1991). Finlandiya’da 2013 yılında halka ilişkiler örgütlerinin üye yapısına yönelik yapılan araştırmada, uygulamacıların %89.2’sinin kadın olduğu sonucuna ulaşılmıştır. İsveç’te ise dernek üyelerinin %80’i kadındır. Ancak İsveç İletişim Profesyonelleri Derneği Direktörü Jeanette Agnrud’na göre erkekler genellikle meslek örgütlerine katılmayı veya araştırmalara katılmayı istememektedir, bundan dolayı gerçek resim daha küçüktür. Fröhlich ve Peters Almanya’da halkla ilişkilerin kadınlaşma düzeyinin ABD’ye göre daha düşük olduğunu belirtmekle birlikte, Alman halkla ilişkiler sektöründe de “toplumsal cinsiyet makası” bulunduğu gerçeğinin altını çizer. Andsager ve Hust ise halkla ilişkilerin kadın odaklı bir mesleğe dönüşmüş olabileceğini belirtmekle birlikte bir cinsiyetin diğerinden sayıca fazla olduğu bir meslek olmadığının da altını çizmektedir. Erkekler uzun yıllar tıp, hukuk, mühendislik ve finans alanlarında kadınlar ise öğretmenlik, hemşirelik, sekreterlik ve bakım mesleklerinde egemen olmaktadır. Halkla ilişkiler mesleğinin kadınlaşması ile birlikte, mesleğin olumsuz birçok durumla karşı karşıya kaldığı belirtilmektedir. Fitch ve Third son 30 yılı aşkın süredir halkla ilişkiler sektörünün, kadınların sektörde sayıca egemen olması nedeniyle, kadınlaşma süreciyle geçirildiğini belirtmektedir. Bir meslek kadınlaştığında, maaşlar azalmakta ve meslek düşüşe geçme eğilimde olmaktadır. Lesly çok sayıda kadı- nın halkla ilişkilere girmesi ile yalnızca maaşlar düşmemiş aynı zamanda bir alan olarak halkla ilişkilerin konumunu düşürmüştür. Bu görüşlerin aksini iddia eden kişiler de bulunmaktadır. Upside dergisinin genel yayın yönetmeni Richard Brandt, “Mesleğin rolünün, etkisinin ve öneminin son birkaç on yılda dramatik bir şekilde arttığını görüyorum. Aynı zamanda, birçok kadının mesleğe girdiği zamandır” demiştir. Dolayısıyla Brandt’a göre mesleğin etkisi ve önemi, kadınların mesleğe girişiyle artmıştır. Türkiye’de Halkla İlişkiler Alanında Kadının Yeri: Akademisyenler, Uygulamacılar ve Meslek Örgütü Temsilcilerinin Konuya Yaklaşımları 128 129 Toth halkla ilişkilerde toplumsal cinsiyet görüşünün eşit olmayan davranış, eşit olmayan değer ve eşit olmayan güç olmak üzere üç boyutu olduğundan söz eder. Kadın yoğunluğuna dönüşen herhangi bir alanda, örgüt içinde maaşların, statünün ve etkinin azalması gerçekleriyle yüz yüze kalınmaktadır. Bu görüşleri destekler şekilde Broom ve Dozier, halkla ilişkilerde kadınlar ve erkekler arasında maaş ve güç açısından, kadınların teknik ve yönetsel pozisyonlardaki rolünden dolayı farklılık bulunduğunu ileri sürer. Dünyanın neredeyse tamamında kadınlar, erkeklere göre daha az kazanmaktadır. Bu olgu, Andora’dan Birleşik Krallığa kadar belgelenmiştir.

23c12a543c906890aab223fa77326b42-520x245Amerika Halkla İlişkiler Derneği’nin 2010 yılında yaptığı “İş, Hayat ve Toplumsal Cinsiyet” başlıklı araştırmasına göre kadın ve erkekler arasında, maaş ve roller açısından önemli farklılıklar bulunmaktadır. IABC araştırma kurumu için 1985 yılında yapılan “The Velvet Ghetto: Halkla İlişkiler ve İşletme İletişiminde Kadının Artan Oranının Etkisi” başlıklı araştırmada kadınların kendilerinin yönetsel rollerden ziyade teknik rolleri doldurduğunu düşündüğü ve kadınların erkeklerden daha az maaş aldığı sonucuna ulaşılmıştır (Taff, 2003: 10). Aldoory ve Toth 10 yılı aşkın süredir işe alım, maaş ve terfiler gibi konularda cinsiyetlere göre farklılıklar olduğunun nitel ve nicel çalışmalarla ortaya konulduğunu belirtir. Halkla ilişkiler mesleğini icra edenlerin %70’i, kadın olmasına rağmen erkekler işe alım, yüksek maaşlar ve yönetim pozisyonlarına terfi konularında ayrıcalıklı durumdadır. Diğer bir deyişle kadınlar, cam tavanla karşı karşıya kalmaktadır. Yukarıda yer verilen araştırma sonuçlarından farklı olarak Hutton çalışmasında halkla ilişkilerde cinsiyete dayalı maaş ayrımcılığının çok az olduğunu ya da hiç olmadığını ortaya koyduğunu belirtmektedir. Ancak Dozier ve Sha Hutton’un araştırma yönteminde hatalar ve istatistiksel analizlerinde kusurlar bulunduğunu iddia eder. Diğer bir deyişle Hutton’ın cinsiyete dayalı maaş farklılığı bulunmadığına ilişkin bulgularını reddeder. Broom halkla ilişkiler uygulamacılarının uzman önerici, iletişim teknisyenliği, iletişimi kolaylaştırıcı, problem çözme sürecini kolaylaştırıcı olmak üzere dört rol modelinden kendilerini hangisi olarak gördüklerini araştırmıştır. Erkekler, kendilerini temel olarak uzman önerici olarak görürken, kadınların iletişim teknisyenliği rolünün kendilerinin baskın rolü olarak gördüğünü saptamıştır. Dolayısıyla kadınlar, kendilerini halkla ilişkiler mesleğinde erkeklere göre daha düşük konumlarda görmektedir. Toplumsal cinsiyete özgü davranışlar, ‘kızlar’ ‘erkekler’ ve kadınların ve erkeklerin farklı davranış örüntüleri gibi toplumsal cinsiyete özgü sosyalizasyonun bir sonucudur ve aynı zamanda kadınların ve erkeklerin toplumdaki farklı sosyal konumları ile ilgilidir. Kişisel interaktif ve iletişimsel davranışlar, sosyal olarak saptanmış konumları yansıtmaktadır. AlSaqer tarafından Bahreyn’de halkla ilişkiler uygulamacı- ları ile yapılan araştırmada kültür, kültürel stereotiplerden konuşulurken, meslektaşlar arasındaki ilişkilerde, kadının anne olarak kültürel rolünde ve evlerinin dışındaki rollerinin çatışmasından söz edilirken tüm görüşmeciler tarafından belirtilen temel meydan okuyucu faktör olmuştur. Kültürel değişim, meydan okuyucu bir süreçtir çünkü sade- 129 İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi’ce kurum kültüründe değil, Bahreyn toplumunun kültürel perspektifinde bir değişimi gerektirmektedir. Dolayısıyla halkla ilişkilerde toplumsal cinsiyeti tartışırken, içinde bulunulan toplumun yapısını ve kültürünü de göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Çeşitli çalışmalarda halkla ilişkilerde saygı, şefkat, karşılıklılık, özerklik, bağlı olma, işbirliği, besleyici olma, adalet, eşitlik, dürüstlük, duyarlılık, anlayışlılık, önsezi, diğer gamlık, etik ve bağlılık gibi değerlerden söz edilmektedir. Kadınların stereotipi daha iyi iletişimci ve hizmet veren olarak belirtilmekte ve aynı zamanda halkla ilişkilerde yönetim becerileri ve eleştirel düşünme gibi diğer becerileri gerektirmektedir. Kadınların iletişim alanındaki işlerde, açık olarak ilgisi olan sosyal yeteneklerde, daha donanımlı olduğu araştırmalarda saptanmıştır. Bu durum, bu mesleklerde daha fazla yer aldıklarını açıklamaktadır. Örneğin, sözlü etkileşimlerde kadınlar sözsüz işaretleri erkeklere göre daha iyi ve doğru okumaktadır fakat aynı zamanda sözsüz iletişimi farklı ifade etmektedir. Cinsiyete dayalı farklılıklar, sözlü olmayan davranışların kadınları daha anlayışlı, arkadaş canlısı, nazik ve aynı zamanda sosyal durumlarda genellikle erkeklere göre daha hassas olduğunu gösterir. Sha kadınlaşmasının halkla ilişkilerin daha etik bir alan olma konusunda fırsatlar yarattığını ileri sürer. Belirtilen görüşler, kadınların sahip olduğu özelliklerin halkla ilişkiler mesleğinde bulunmaları açısından önemli olduğunu ileri sürer. Halkla ilişkiler danışmanları ile profesyonel kimlik üzerine yapılan bir araştırmada katılımcıların çoğunluğu buna cinsiyet–bağımsız bir kimlik yüklemiştir. Ancak kadınsal ilişki yaklaşımlarının gerek örgüt gerekse profesyonel bir kaynak olarak müşterileri kazanma ve tutma yönünde benimsendiği tartışılmıştır. Bu durum ayrıca katılımcıların halkla ilişkiler profesyoneli kimliklerini de güçlendirmektedir. Halkla ilişkiler ilgili stereotipler ve imaj konusunda, toplumsal cinsiyet uçurumu devam etmektedir. Okullardaki genç kadınlar halkla ilişkiler disiplini ile ilgilenmektedir, buna kar- şılık halkla ilişkilerin bir meslek olarak gerçekte neyi çevrelediği konusunda farkındalık eksikliği bulunmaktadır. Yapılan araştırmalar, aynı zamanda kadın ve erkek öğrenciler arasında halkla ilişkiler algıları ve beklentileri açısından farklılıklara işaret eder. Mitrook, öğrencilere yönelik yaptığı araştırmada halkla ilişkilere yönelik stereotiplerin devam ettiği sonucuna ulaşmıştır. Öğrenciler, kötü stereotipler nedeniyle halkla ilişkileri daha az çekici bulmaktadır. DeRosa ve Wilcox, tarafından yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, erkek ve kadın halkla ilişkiler öğrencileri işe başlangıçta benzer maaşları beklemektedir; ancak iş deneyimi edindikten sonra erkek öğrenciler, daha yüksek maaş beklemektedir. Çalışmada erkek ve kadın öğrencilerin bekledikleri iş pozisyonları itibariyle farklılık bulunmadığı saptanmıştır. Farmer ve Waugh  ise yaptıkları araştırmada, halkla ilişkiler alanında öğrenim gören erkek ve kadın öğrenciler arasında istedikleri yönetsel faaliyetler açısından bir fark bulunmadığı, ancak farklı konularda bir- çok farklılık olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Kadın öğrenciler, erkeklere göre daha az maaşla işe başlamayı ve daha yavaş yükselmeyi beklemektedir. Kadın öğrenciler, kariyerinde ilerlemek için aile kurmayı ertelemek gerektiğine daha fazla inanmaktadır. Görüldüğü üzere, halkla ilişkiler mesleğinde kadınlar ve erkekler arasındaki farklılıklar, Türkiye’de Halkla İlişkiler Alanında Kadının Yeri: Akademisyenler, Uygulamacılar ve Meslek Örgütü Temsilcilerinin Konuya Yaklaşımları 130 131 öğrencilik döneminde başlamaktadır. Öğrencilerin cinsiyetine dayalı olarak meslekten beklentileri ve rolleri arasında ayrılıklar bulunmaktadır. 42 ülkede gerçekleştirilen European Communication Monitor 2014 araştırmasının sonuçlarına göre, demografik veriler Avrupa’da iletişim mesleğinin kadınlaştığını (kadın mesleği olduğunu) gözler önüne sermektedir. Araştırmaya katılanların üçte biri halka ilişkilerde kadınlaşmanın halkla ilişkileri daha profesyonel ve daha simetrik iletişime kaydıracağı görüşüne katılmaktadır. Kadınlaşmanın meslekteki teknolojik gelişimini azaltacağı katılımcılar tarafından yüksek oranda reddedilmiştir. Katılımcıların örgütlerdeki kadın iletişimcilerin durumlarına yönelik değerlendirmelerinde de Toth ve Cline’in çalışmasının bir özelliği kabul edilmiş, diğerleri ise reddedilmiştir. Buna göre katılımcıların %40.7’si kadın halkla ilişkiler profesyonellerinin erkeklerle karşılaştırıldığında özel isleri için (çocuklar, aile) daha fazla zamana gereksinimleri olduğu belirtilmiştir. Ayrıca katılımcıların üçte biri kadınların erkeklerle aynı basariyi yakalamak için daha fazla çalışması gerektiğinin kendi çalıştıkları örgütler için doğru olduğunu söylemiştir. Yine kadınların üstleriyle uzun süreli ilişkilerini korumak için daha fazla çalışmaları gerektiği ve kariyerlerinin en üstüne çıkmak için de görünmez engellerle mücadele ettikleridir. Araştırmada aynı zamanda kadın ve erkek ile ilgili geleneksel önyargıların Avrupa’da da geçerli olduğu ortaya çıkmıştır. Kadın ve erkekler bu konuları farklı olarak yorumlasalar da, erkeklerin genelde daha özgüvenli, politik olarak akıllı hareket eden, daha agresif (saldırıcı, sert) ve kendilerini iyi tanıtan olduğu; kadınların ise yönetim becerileri açısından daha iyi ve kişilere daha duygusal ve hassas davrandığı söylenmektedir

kaynak:http://www.journals.istanbul.edu.tr/iuifd/article/viewFile/5000109008/5000101469http://www.journals.istanbul.edu.tr/iuifd/article/viewFile/5000109008/5000101469

Betûl Mardin; “Herkes amacını bilmeli, vazgeçilmez olmak üzere çalışmalı”

Betûl Mardin; “Türkiye’de itibar mimarlığı çok zor oluyor maalesef”

İletişim projelerinin iş dünyasına, kuruluşlara nasıl katkısı var?

BM: Kuruluşların hepsi bir üçgene oturuyor. Bir tanesi gerçekleri anlatıyor, şirketler bilgi verdikleri zaman yalan dolan olmayacak, açıklık olacak. İkincisi, ne yaparlarsa yapsınlar bütün hareketlerinde, çevreye dönük olmalılar. Yani asıl amaç kişiyi kurtarmak. Üçüncüsü ne oluyor? Bunları yapabilmek için iletişim gerekli. Kuruluş bir tek ilişkilerin önemli olduğuna karar verirlerse, o zaman çok ilerleyecekler. Ama onlar her şeyi bizden daha iyi bildikleri için bazen olmuyor.

Buradan yöneticiler için neler öneriyorsunuz? Yönetici ne yapsın da iletişimin faydasını görsün? Çünkü elle tutulur, gözle görülür bir şey yapana kadar bir süre geçiyor.

BM: Evet,tabi çok çabuk olmuyor. Önce araştırıyorsunuz, sonra bir strateji ve plan yapıyorsunuz, oluşturuyorsunuz, daha sonra değerler geliyor. Planlı ve sürekli gerçekleşiyor. Yöneticinin vakti yok, hemen satacak, hemen tanınacak. Bu araştırmalarda, zaten en çok orada sorun yaşıyoruz. Çünkü araştırırken sıkıntıya giriyorlar, istemiyorlar. O itibar mimarlığı çok zor oluyor maalesef Türkiye’de.

Yöneticilerin aslında kendi kişisel kariyerleri için de bu konuya önem vermeleri gerekiyor.

BM: Ne diyorum size, itibar mimarlığı bu, iletişim/ilişki işçisi değiliz biz; mimarız, adamları oluşturuyoruz.

Betûl Mardin; “Halkla ilişkiler mesleğine çok önem verilecek”

Bu mesleğin dününü biliyorsunuz, bugününü biliyorsunuz. Yarın için nasıl bir gelecek düşünüyorsunuz meslekte? Ne önemli olacak?

BM: Bu Meslek bugün artık son yüzyılın en önemli mesleklerinden biri oldu. Uluslar arası ilişkiler, bu an olmakta olan haritaya bakın, her şeyin altında bizle çalışmış, bizle çalışmamışlar ortaya çıkıyor. Meslek çok önemli. Bu mesleğe çok önem verilecek. Bu öneme de tabi ki bizim layık olmamız lazım. Bizim de çok çalışmamız lazım. Yani okumamız, her şeyi takip etmemiz, altını üstünü düşünmemiz, bir araya gelip bunları tartışmamız, hep beraber bir büyük gövde olarak yürütmemiz lazım, kıskanarak değil.

Mesleğinizde bugüne kadar en çok hangi konuda zorlandınız?

BM: Çok büyük şirketlerin yönetim kuruluna dert anlatmak çok güç geldi.

O kadar üst görevlerde bunu anlatabilmek çok zorsa, daha alt görevlerde bu durum nasıl olacak?

BM: Onlar anlıyor da yukarıya sorulacak deniyor, o yukarısı da daha yukarı gidecek diyor, işte orada sorun başlıyor. Onlar benden biraz daha genç, çok genç değiller, tam olarak bilmiyorlar ne olduğunu, birdenbire olay önlerine geliyor, “bu nedir yani anlamadım?” diyorlar. Bu vaziyetteler. Çok güç anlatmak. Bu yüzden Altın Pusulalara devam edeceksiniz, seminerler, konferanslar yapacaksınız. Ne kadar çok yaparsanız o kadar iyi.

Bir de zamanlamanın üzerinde durmamız lazım bence. Çünkü yönetici memnun kalıyor, daha sonra konuşalım diyor, o da işi uzatıyor. Yani birisi sana bir şey söylediği zaman ve eğer o kişi halkla ilişkilerciyse, “aman kulağını aç, dikkat et, yürü” bunu daha yaptıramıyoruz.

indir

Betûl Mardin; “Genç iletişimciler çok okuyacaklar, çok çalışacaklar!”

Genç iletişimcilere önerileriniz neler?

BM: Çok çalışacaklar, çok okuyacaklar, dil bilecekler, tabiî ki İngilizce bilecekler, muhtemelen başka dil bilecekler, tabiî ki bilgisayar ve bir çok teknolojiyi bilecekler ama halkla ilişkilercinin çalışkan, düzgün, bilgili, ahlaklı, başkalarına örnek olacak insanlar olması lazım.

Siz tekrardan iletişimci olur muydunuz?

BM: Tabiî ki. Başka şeye gitmem ben, eczacı falan olamam ben, özür dilerim

Meslek hayatınızda sizi en çok üzen ne oldu?

BM: Bazı şirketlerle çalışırken bazen hakaret gibi çok ağır şeylere maruz kalıyorsunuz. Çünkü ne yaptığımız tam olarak bilinmediği için, önce sizi tenkil ederek, sizi kırarak, “ben senden daha iyiyim, ben bu işi çok iyi bilirim” diye ortalıkta dolaşmak onların çok işine geliyor, orada çok kırılıyorsunuz. Yani bir iş ayın 1’inde yapılsaydı çok iyi olurda diyorsunuz ayın 18’i oluyor iş, bütün o takvimi kaçırıyorsunuz. Bunlar güç şeyler.

Meslek hayatınız boyunca sizin için en güzel hatıra nedir?

BM: Ben en iyi rahmetli Ahmet Dallı’yla ve Nejat Eczacıbaşı ile çalıştım. En iyi ve en rahat. Beni hemen anlayan, benden daha çabuk koşmak isteyen insanlardı.

Bugün bu tarz yöneticilerle karşılaşıyor musunuz?

BM: Bugün de var. Ama onları farklı bir şeyle anıyorum, yani düşünün ki sponsorluk yoktu, bir espri ile başladı ve bu hale geldi. Hep onların görüşüdür, çok mühim insanlardır.

Kaynak:www.halkla ilişkiler.com

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık

 

images

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümünün amacı, halkla ilişkiler, reklam ve pazarlama iletişiminin tüm alanlarında bilgi ve deneyimi etkileşimine dayalı, öğrenim odaklı eğitim vermek ve bu doğrultuda yerel ve evrensel paylaşıma açık, değerli iletişimciler yetiştirmektir.

Öğrencilerimizin pazarlama iletişimi alanında yönetsel bilgi-beceri kazanabilmeleri, yaratıcı çözümler üretebilmeleri ve stratejik düşünebilmeleri amacıyla interaktif bir öğrenim anlayışı benimsenmektedir. Bu anlayışla hazırlanan öğrenci çalışmaları, farklılık yaratarak iletişim alanındaki yarışmalarda (Genç Kırmızı, Aydın Doğan Genç İletişimciler Yarışması, vb.) ödüller kazanmaktadır.

Öğrencilerimiz, aldıkları seçmeli dersler, hazırladıkları projeler, reklamlar ve iletişim kampanyalarıyla mezun olduklarında reklam ve halkla ilişkiler ajanslarında, medya planlama ve satın alma şirketlerinde, dijital ajanslarda, siyasi partilerde, sivil toplum örgütlerinde ve kamu kuruluşlarında halkla ilişkiler uzmanı, reklamcı, marka yöneticisi, iletişim uzmanı, medya planlamacı, metin yazarı, müşteri temsilcisi, araştırmacı, stratejik planlamacı olarak çalışabilmektedir.

kaynak

REKLAM VE PR İLİŞKİSİ

    Reklamcılık ve halkla ilişkiler iletişim disiplinidir. Bir ürün, bir hizmet veya bir marka ile ilgili iletişimi belirler. Reklam ürün, hizmet veya markalara tüketicinin algılarını etkileyerek belli bir değer katmaktır. Reklamcılıkta akitle iletişim araçları bedelleri ödenerek kullanılır. Halkla ilişkiler (PR) ise kamu ile organizasyon arasındaki iletişimi ve bağı sağlama ve uyumu sağlama yöntemidir. PR’da kitle iletişim araçlarını kullanır ve yüz yüze iletişimi ve etkinlikleri kullanarak algı değişimi yaratmaya çalışır. İki alanda da yazılı ve sözlü iletişim, pazarlama bilgileri ve teknikleri, grafik ve tasarın bilgileri, metin yazarlığı, görsellik, medya planlama ve kampanya oluşturma önemlidir.

image

 

     Reklamcılık bir malın veya hizmetin satışını arttırmak için basında veya yayın kuruluşlarında bedelleri ödenerek yer almaktır. Reklamcılık ve halkla ilişkiler iç içe geçmiş denebilir. Reklamcılık halkla ilişkiler sektöründe yaygın olarak kullanılan bir alandır. Reklam sektöründe de halkla ilişkiler etkilidir. Reklamlarda ürün veya hizmet ön plana çıkarılır, dikkatler buna çekilir. Amaç kısa zamanda etkili ve hızlı sonuç almaktır. PR’ da ise halkla ilişkiler çalışması yapılan kurulu, şirket ön plandadır. PR belirlediği mesajları hedef kitleye yavaş ve oturtarak ve dolaylı olarak iletir. Halkla ilişkiler fikri yayarak ona taraf bulmaya çalışır.  Reklamda geri dönüş olarak satış ve kar beklenirken halkla ilişkilerde geri dönüş olarak ikna, inanç ve bağlılıktır.

     Reklamcılık ve halkla ilişkiler arasında benzerlikler olduğu kadar farklılıklar da vardır. Reklamın amacı ticaridir ancak halkla ilişkilerin amacı geniş kitlelere ulaşmaktır. Ancak reklam tanıtımdır ve halkla ilişkiler içinde yer alır, temeli oluşturur. Reklam daha çok bir araçtır, belli bir hedef kitleyi baz alır ve kara yönelik çalışır. Halkla ilişkilerin alanı daha geniştir.

Kaynak:http://www.reklamuzmani.com/reklam-ve-pr-iliskisi

HALKLA İLİŞKİLER VE İNTERNET

                                                HALKLA İLİŞKİLER VE İNTERNET
Yeni iletişim teknolojilerinin gelişmesi, hem hedef kitleler hem de kurumlar açısından büyük etkiler yaratmıştır. Son yıllarda özellikle teknolojik alanda yaşanan gelişmeler, küreselleşmenin etkilerini artırırken, küresel pazarların oluşmasını, kurumların ulaşabileceği hedef kitlelerin sayısının artmasını sağlamıştır.  Tüm bu gelişmeler alındığında, yeni iletişim teknolojilerinin iş dünyası ve kamu kurumları üzerinde yarattığı etkiler göz ardı edilemez. Yeni iletişim
teknolojilerinin gelişmesi ile yönetim stratejileri, çalışma şekilleri ve çalışan profilleri de değişiklik göstermeye başlamıştır. Küreselleşmeye uyum sağlayabilmek için ve başarılı olabilmeleri için dinamik, yenilikçi ve değişken bir yapıya sahip olmaları, yenilikleri ve gelişmeleri takip etmeleri gerekmektedir (Vural, Akıncı Ve Coşkun, 2006).
halkla-iliskiler

       Halkla ilişkiler faaliyetlerinin değişen çehresi nedeniyle çevresi de her geçen gün genişlemekte ve böylesi geniş bir çevreye hızlı ve etkin bilgi aktarımının sağlanmasında da Internet, en yoğun tercih edilen araçlardan biri olmaktadır. Öte yandan değişimi, sağladığı sınırsız bilgi akışı olanağı ile destekleyen Internet, halkla ilişkiler faaliyetlerinde bugün için kullanılması zorunlu bir ortam olmaktadır.Gerek çalışanların yönetilmesinde, gerekse projelerin planlanması, uygulanması ve yönetilmesinde Internet günümüzde sıklıkla kullanılan bir araç halini almıştır. Bilgi teknolojilerinin işleyebilmesi için üç sistem gerekmektedir: İnternet, örgüt çalışanlarının birbirleriyle bağlantı kurmalarını sağlayan intranet ve de örgütün tedarikçi ve perakendecilerle bağlantı kurmasını sağlayan ve bir iletişim şebekesi oluşturan ‘Extranet’ bütünsel bir bakış açısıyla kullanılmalı ve halkla ilişkilerin iki temel fonksiyonu olan tanıma ve tanıtma çabaları ile bütünleştirilmelidir.

        Günümüzde internet başta olmak üzere yeni teknolojiler, halkla ilişkiler uygulayıcısının günlük işleri içerisine girmiştir. Bu doğrultuda her tip işletmenin halkla ilişkiler faaliyetlerinde internet kullanımı teşvik edilmektedir.
Halkla ilişkiler uygulayıcılarının iki temel görevi vardır. Bunlardan biri,mesaj üretimini, bu mesajları çoklu medya kanalları ile kamuya, müşterilere ve kurumsal paydaşlara yaymayı içermektedir. Diğeri ise iletişim stratejilerini planlamak ve uygulamayı kapsamaktadır. Halkla ilişkiler uygulayıcıları, müşteriler/kurumsal paydaşlar ve örgütün üst yöneticileri arasındaki aracılar ve yönetimlerin ayrılmaz parçaları olarak görev yaparlar. Bu iki görev de birbiriyle iç içe ve birbirini tamamlayıcı niteliktedir. Halkla ilişkiler uygulayıcısı söz konusu her iki görev için de internet teknolojisini temel araçlardan biri olarak kullanmaktadır. Bu kullanım halkla ilişkiler uygulayıcısına interaktif iletişim olanağı ile birlikte kurumsal tanıtımda ve destinasyon tanıtımında çok önemli avantajlar sağlamaktadır .

             Halkla ilişkiler alanında internet kullanımı, halkla ilişkiler uygulayıcısının diğer kitle iletişim araçlarında olduğu gibi mesajın araç tarafından başkalaştırılması riski söz konusu olmadan en temel aktörlere ulaşmasını
sağlamaktadır. Bu şekilde halkla ilişkiler uygulayıcısı geleneksel kanalların dışında hedef kitlesi ile doğrudan iletişim kurabilmektedir. İnternetin sağladığı ayırt edici fırsatlardan birisi ise kurumsal paydaşlar ile interaktif bir ilişkinin
kurulabilmesidir.images

            Liu tarafından yapılan bir çalışmada, birçok kurumun web sayfalarını,internette varlıklarını duyurmak, kurum imajlarını geliştirmek, halkla ilişkiler uygulamalarını iyileştirmek, ürün ve hizmetlerine bakmaları için kullanıcıların
ilgisini çekmek ve kullanıcı yanıtlarını ve diğer ilgili verileri biriktirmek için kullandıkları sonucu ortaya çıkmaktadır. Diğer taraftan internet, medya ilişkilerini, çalışanlarla iletişimi, hükümet ilişkilerini ve müşteri ilişkilerini
kolaylaştırmaktadır .D’Ambra ve Wilson (2004) tarafından gerçekleştirilen araştırma sonuçları web’in yaş, deneyim gibi unsurlara rağmen enformasyon davranışı ile bütünleştirildiği ve belirsizliği azaltmada başarılı bir araç olduğu üzerinde durmaktadır.

                     Halkla ilişkiler uzmanlarının, halkla ilişkiler araçlarını bünyesinde barındıran internet uygulamalarında özellikle dikkat etmeleri gereken üç özellik bulunmaktadır;

1.Sızdırma; Bilginin iç hedef kitleden dışarıdakilere aktarılması, iletişimin
tek bir kitleyle sınırlı tutulmasını imkansız kılmaktadır.
2. Şeffaflık; İnternet, kurum içi sistemlerin kurumun dışındakiler
tarafından incelenmesini mümkün kılmaktadır.
3. Temsilcilik; İnternet, mesaj veya görüntülerin, bir kişiden diğerine
aktarılmak suretiyle yayılmasına fazlasıyla uygun bir ortamdır. Serseri
internet-sitelerinin ön plana çıkması bu durumun bir göstergesidir .

Halkla ilişkiler etkili ve düzenli iletişim kurma çabası olarak
değerlendirildiğinde, iletişim teknolojilerindeki her gelişmenin halkla ilişkilerin
kapsamını ve niteliğini etkilediği söylenebilir. Halkla ilişkilerin bir parçası olan
tanıtım faaliyetleri internet sayesinde sınırları aşmakta, duyurular yine internet
sayesinde çok kısa bir sürede hedef kitleye ulaşabilmektedir. Hemen herkes
tarafından kullanılan bu küresel haberleşme ağı ya da elektronik iletişim ağı
iletişime de yeni bir boyut kazandırmıştır. Bu boyutuyla bakıldığında bir halkla
ilişkiler aracı olarak kabul ettiğimiz internetin kullanıcılar tarafından tercih
edilmesinin nedenlerini belirtmekte fayda olacaktır. Bu tercih nedenlerini genel
olarak şu şekilde sıralayabiliriz;

 Geniş kitlelere daha kısa sürede ulaşabilme olanağı
 Hedef kitlenin kurumla ilgili düşüncelerini kısa sürede öğrenme
olanağı
 Herhangi bir ürüne ait özellikleri veya ürünle ilgili yeni gelişmeleri
hedef kitleye ulaştırma olanağı
 Hedef kitleyi daha düşük maliyetle daha kısa sürede eğitme ve
bilgilendirme olanağı.

web sitesi 1

                           Halkla İlişkilerde İnternetin Yeri ve Önemi

Halkla ilişkiler faaliyetlerinin temelinde, daha geniş hedef kitlelere daha kısa sürede ulaşabilmek, onları tanımak ve kendisini tanıtmak gibi politikaları olduğu gerçeğinden hareket edersek internetin halkla ilişkiler aracı olarak kullanılması nedenlerini daha iyi görebiliriz .

                               İnternet Ortamında Halkla İlişkiler Süreci

                         İnternetin sunduğu olanaklardan yararlanan kuruluşlar hedef kitlelerine ulaşarak hizmet ve ürünlerini tanıttıkları gibi, pazarlam ve satış da gerçekleştirmektedirler. Kuruluşların birbirinden uzak birimleri arasında internetle bağlantı kurma olanağı bulunmaktadır. Tüketiciler, kaynak ve hammadde sağlayanlarla bağlantıyı canlı tuttukları gibi, üstüne üstlük, insanlar, kendilerini ilgilendiren konulara ilişkin veri ve bilgilere ulaşabilmektedirler.
İnternet aracılığıyla satış sonrası destek de verilmekte, yayıncılık hizmeti gerçekleştirilmekte, yeni tanıtım, reklamcılık olanakları devreye girmektedir.
İnternet, halkla ilişkiler çalışmalarına hız ve devingenlik kazandırırken,örneğin sponsorluk çağrıları yapılmakta, koşulları, bütçesi, basınla ilişkiler, sözleşme metinleri hakkında bilgiler verilmektedir .
Halkla ilişkiler uygulayımcıları interneti gözlemleyerek, hedef kitlelerinin, müşterilerinin ve iştirakçilerinin kurum/kuruluş hakkındaki görüşlerini öğrenerek, Web ortamında var olan söylemleri bilerek, oluşturacakları strateji ve mesajları daha iyi planlayıp uygulayabilir ve krizlere acil çözümler üretebilirler. Hurme tarafından elektronik ortamdaki halkla ilişkiler sürecinin değerlendirme, analiz, planlama ve uygulama alanındaki ilkeleri su şekilde belirtilmektedir:

– Hedef kitleleri mutlaka göz önünde bulundurmak ve uygun internet
araçlarını kullanmak,
– Sitenin içeriğini sürekli güncellemek,
– Arama motorlarında (google, yahoo gibi) sitenin bulunmasını sağlamak,
– Sinerji ve entegrasyon yaratmak.
– Web sitesinin adresini basılı materyallerde belirtmek,
– Hedef kitlelere ve medyaya sunulacak bilgiyi onların almak istedikleri
yöntemle sunmak (eposta, Web sitesi, listserve v.b),
– Medyanın kuruma anında ulaşmasını sağlamak (basın bültenleri, kurum
hakkında biyografik bilgi, fotoğraf, soru-yanıt gibi) ve sitede basın kiti
oluşturmak .
Planlama aşaması internette halkla ilişkilerde ilk adımdır.Burada hedef
kitle analizinin doğru olarak yapılması önemlidir.

 İnternette Kullanılan Halkla İlişkiler Araçları
Halkla ilişkiler çalışmaları için önem taşıyan internette; web siteleri,
elektronik posta, forumlar ve haber grupları, bloglar, sohbet odaları, arama
motorları, video/ses konferansları, reklamcılık ve sponsorluk kullanılan halkla
ilişkiler araçlarıdır.

http://dergipark.ulakbim.gov.tr/ksuiibf/article/view/5000039237

 

Küreselleşme yolunda Halkla ilişkilerin rolü

Küreselleşme kavramı, genel anlamda, “toplumların siyasal yönetimi ve yönetim politikaları, ideolojisi ve kültürleri üzerinde uluslar arası sermayenin ekonomik politikası, kültürü ve ideolojisinin egemenliğini kurma ve geliştirmeyi” (Erdoğan, 2002: 149) içermektedir.

Halkla ilişkiler işlevsel ve kavramsal olarak ekonomik, politik, tarihsel, sosyolojik ve psikolojik süreçlerle ilişkili algılanmalıdır. “Halkla ilişkiler, sermayenin bedenlerde ve zihinlerde yarattığı bütün benimsetme, kabullendirme, içselleştirme, özlüce onay üretme çabalarıdır. Bir rıza yaratımıdır. Halkla ilişkiler hedef aldığı kitleyle olumlu iletişimi sürdürmek adına ikna ve güveni kullanan uzun soluklu bir iletişim sürecidir. Halkla ilişkilerin günümüzde kullandığı yöntem ve araçlar kapitalist-liberal sistemin şartlarından doğmuştur. Dolayısıyla halkla ilişkiler ister istemez küreselleşme ideolojisinin benimsetilmesinde bir araç konumuna indirgenebilir.

“Günümüzde Ewen, Toth, Sproule, Scholle, Mills, Schiller, Herman ve Chomsky’nin ABD’deki, Mickey ve Moloney’in ise İngiltere üzerinden, halkla ilişkiler ekonomik sermaye ilişkileri içinde yapılanmış, sınıf çıkarları tarafından belirlenmiş ve bu çıkarları korumak için bir misyon yüklenmiş bir yapıya sahiptir. Ayrıca, kamu zihninin denetlenmesi amacına hizmet etmekte, liberal kapitalist demokrasilerde egemenliğin sağlanması için kullanılan bir teknik ve aynı zamanda uluslararası pazarlara açılan büyük firmaların gittikleri ülkelerdeki konumlarını ve imajlarını sağlamlaştırmak görevini üstlenmektedir” (Becerikli, 2003: 23).

Toplumu bilinçlendirmeye, bilgilendirmeye ve doğru biçimde anlamlandırmaya yönelik işlevleri olan, bir uzlaşı ve birliktelik noktası olmasının yanı sıra halkla ilişkiler bir yandan da özel sektörde bilhassa çokuluslu şirketlerin kapitalist söylemlerinin sözcülüğünü yapmaktadır.

Her geçen gün değişen dünya koşulları, ilerleyen teknoloji, yeni pazarların ele geçirilmesi için geliştirilen teknikler, yeni olguların, yasaların kabul edilebilirliğini sağlamaya yönelik stratejiler, yeni imajlar, vb. Halkla ilişkilerin önemini arttırmaktadır. Bilgi toplumu, iletişim toplumu olmanın en önemli sonucu olarak yeni toplumsal yapıları oluşturan yeni ideolojilerin aktarılması ve benimsetilmesidir. Ulusal ve uluslararası kurumların bünyelerindeki halkla ilişkiler birimleri bu görevleri yerine getirmektedir.

Küreselleşme kapsamında halkla ilişkiler küreselleşmenin yayılmacı ideolojisine uygun bir bilgi aktarımına yönelmiştir. Burada amaç, tüketimi olabildiğince daha çok arttırmak, koşulları tüketime daha uygun hale getirmek ve hedef kitleyi buna en iyi biçimde hazırlayabilmektir. Buradaki “bilgi aktarımı: teorik ve pratik bilişimsel bilginin, buna ihtiyaç duyan her türlü üretici, tüketici, özel ve kamusal ekonomik birimlere yönelik akışı ile uzmanlık, danışmanlık, satış, pazarlama ve satış sonrası hizmetler şeklindeki bilgi aktarımlarını birlikte kapsamaktadır” (Erkan, 1998, 116). Bireye ilişkin değerler bilgi toplumunda daha da gelişmektedir. “İnsanın kendini gerçekleştirmesi, ihtiyaçları bilgi toplumunda karşılanabilecektir… Bireyin tutum ve davranışlarını gelecek beklentileri belirleyeceği için bilgi toplumunda bilgi üretiminin etkisi daha çok ileri besleme şeklinde işleyecektir” (Erkan, 1998: 165). Bu da halkla ilişkilerin görev alanına girer.

Halkla ilişkilerin bir diğer önemli rolü gelişme kapsamında sağlıklı bir toplum yaratılmasına katkıda bulunmaktır. Sağlıklı toplum, sağlıklı bireyin tanımından hareketle, “Gerçekliğin algılanmasında üstünlük, kendini, başkalarını ve doğayı benimsemede gelişmişlik, sorunlara odaklanmada gelişmişlik, özerk olma çabasında artış, kültürel biçimlenmeye direnme, değerlendirmelerde yenilik ve duygusal tepkilerde zenginlik, kendini insan ailesiyle daha özdeş hissetme, gelişmiş insan ilişkileri, daha demokratik bir yapının olması, gelişmiş yaratıcılık ve değer sisteminde çeşitli değişiklikler” (Maslow, 2001: 31). Bu halkla ilişkilerin olumlu rollerinden biridir ve demokratik ve sağlıklı bir toplum yapısını amaçlamaktadır. Burada halkla ilişkilerin kişi ve toplum bazında yabancılaşmayı önleme rolünden de bahsetmekte yarar var. “Demokratik yönetim süreci, eşitlikçi bir yönetimdir. Yabancılaşmayı önler. Olay ve olguları içine bilfiil katılarak doğru biçimde anlamlandırabilen ve duygularıyla katılan birey yabacılaşma yaşamayacaktır… Bunu yapamayan kişi ise, güçsüzlük hissine kapılacak, kuralsızlık, yaratıcılık kaybı ve kendine yabancılaşma ile karşılaşacaktır” (Witt, 1980: 144-145). Halkla ilişkiler yerel ve ulusal kültürlerin geleneklerini, özel grup ve halkların yaşam biçimlerini küresel güçlere karşı savunacak bir işlev yüklenmelidir.

Bu tür olumsuz sonuçların önüne geçebilmek için, halkla ilişkilerin güdüleme işlevini görüyoruz. Bunu da insanların beklentilerini yerine getirme, iş ve oluşlara toplumun katılımını sağlama, halkın ilgili konuyla bağlantılı inançlarını pekiştirme, olumlu ve tutarlı izlenimler oluşturma ve hedef kitlenin tatminini sağlama şeklinde gerçekleşmektedir. “Güdülenmiş davranışlar amaçların peşinden koşmak, tamamlayıcı tepkiler tümüyle rahatsızlıkların azaltılmasına yönelik yöntemlerdir.

Horkheimer’e göre, özneler kendi üst benlerine yönlenmeyi gitgide daha çok gereksinmektedirler ve çevrelerinin buyrumlarına gitgide daha çok gereksinmektedirler ve çevrelerinin buyrumlarına gitgide daha çok uyum sağlamları gerekmektedir. Riesman, uyumu, içten yönlendirici bir yaşama biçimine göre kutup değiştirmesi olarak tanımlamıştır… Bireyin varlığını sürdürmesi için dizgenin varolma koşullarına uyması gerekmektedir. Uyum bütün öznel davranışların ölçütü olmuştur”(Habermas, 2001: 371). Halkla ilişkiler bu uyumu anlamlandırma ile gerçekleştirir.

“Anlamlandırma sistemleri dış dünyanın duyumlar yoluyla insanın zihninde çizdiği imajlarla başlar”(Ercan, 2001: 133). Burada bu imaj oluşumunu sağlayacak olan yine halkla ilişkiler olmaktadır. Toplumu kurumları ile birlikte topyekün bir gelişme adına oluşturulan söylemlere ilişkin bir uyumlaştırma mı? Yoksa, küresel ideolojinin yarattığı egemen ve dayatmacı söylem ve eylemlere ya da güdülemelere uygun bir uyumlaştırma mı? Küreselleşme sonucu, “ulus-devlet daha çok bir borç ödeme, uluslararası mali sermayeye hizmet verme kurumuna dönüştü, toplumsal uzlaşmaları düzenleyici, çelişkileri yumuşatıcı araçlarını terk ederek ya da özelleştirerek kendi vatandaşlarına daha da yabancılaştı… Ekonomik kriz belirsizliği arttırırken, bireyler aşiret tarzı kimliklere sığınmaya başladılar. Evrensel vatandaşlık kimliği zayıfladı”(Yıldızoğlu, 2004).

Halkla ilişkiler; sosyal sorumluluk duygusu ve toplumsal bilinci geliştirmelidir. Özel sektörle kamu kurumları arasında bir bağlantı noktası oluşturmalı ve tüm bu kurumlarla halk arasında bir köprü işlevi görmelidir. Yalnız mülk sahiplerini değil, aynı zamanda işçilerin, fakirlerin ve işsizlerin de gereksinimlerine cevap verecek bir hukuk mevzuatının yönlendiricisi olmalıdır. Tekel haline gelmeyecek, toplumun güvenlik, çalışma olanakları ve düzenini bozmayacak bir serbest teşebbüsü koruyan ve destekleyen bir ekonomi düzeni olmalıdır. Devletin kamu ya da kamu dışındaki ekonomi, üretimle ilgili kurumlarına kanun istek ve beklentilerini iletmeli ve bunun takipçisi olmalıdır.

Kaynakça:

  • BECERİKLİ, Sema Yıldırım, “Eleştirel Yaklaşımlar Çerçevesinden Halkla ilişkiler Disiplinine ilişkin Bir Değerlendirme: Amerika ve İngiltere Örnekleri, “ Halkla ilişkiler Kitabı, İ.Ü. Yayınları, İstanbul, 2003.
  • ERCAN, Fuat, Toplumlar ve Ekonomiler, İstanbul, Bağlam Yayınları, 2002.
  • ERDOĞAN, İrfan, İletişimi Anlamak, Ankara, Erk Yayınları, 2002.
  • ERKAN, Hüsnü, Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme, İstanbul, Kültür Yayınları, 1998.
  • HABERMAS, Jurgen, İletişimsel Eylem Kuramı, Çev: Mustafa Tüzel, İstanbul, Kabalcı Yayınevi, 2001.
  • MASLOV, Abraham, İnsan Olmanın Psikolojisi, Çev: Orhan Gündüz, İstanbul, Kuraldışı Yayınları, 2001.
  • WITT, John, Democracy, Authority, Alienation, London, The University of Chicago Press, 1980.
  • YILDIZOĞLU, Ergin, “İç Dinamikler Üzerine,” Cumhuriyet, 21 Ocak 2004, s.

HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ELEMANI

TANIM

Özel kuruluşlarda ve kamu kurumlarında; kurumu halka tanıtacak, kurumun çalışmalarına karşı halkta ilgi uyandıracak, kurum hakkında çevrede olumlu izlenimler yaratacak ilişkileri kurabilen kişidir.

GÖREVLER

  • Tanıtıcı haber bültenleri, broşürler, raporlar hazırlar,
  • Yapılacak etkinlikleri kitle iletişim araçları ile halka duyurur,
  • Basın toplantıları, sergiler, konferanslar hazırlar,
  • Konusuyla ilgili yazıları basında izler, kupürleştirir, cevaplar hazırlar,
  • Halkla ilişkiler konusunda eğitim verilmesi için program hazırlar,
  • Yöneticilerin konuşma metinlerini ve yazışmalarını hazırlar,
  • Toplantı, tören, kutlama ve kokteyllerin düzenini sağlar,
  • Kurum adına sanat etkinlikleri düzenler,
  • Kamuoyundaki imajın belirlenmesi amacıyla anketler düzenlenmesini sağlar,
  • Yapılacak faaliyetler için bütçe hazırlar, malzeme miktarını ve elemanların sayısını ve niteliğini belirler.

 

KULLANILAN  ALET VE MALZEMELER

  • Büro makineleri (telefon, teleks, faks, bilgisayar vb.),
  • Fotoğraf makinesi.

 

MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER

Halkla ilişkiler ve tanıtım elemanı olmak isteyenlerin;

  • Üst düzeyde sözel yeteneğe sahip,
  • İnsanlarla iyi ilişkiler kurabilen (dışa dönük),
  • Kendine güvenen ve başkalarını etkileyebilen,
  • Girişken,
  • Araştırıcı,
  • Sabırlı, ölçülü,
  • Yaratıcı

kimseler olmaları gerekir.

 

ÇALIŞMA ORTAMI VE KOŞULLARI

Halkla ilişkiler ve tanıtım elemanı, büro ortamında görev yapar, zaman zaman diğer kuruluşlarda düzenlenen toplantılara, seminerlere, sergilere katılabilir. Çalışırken gazetecilerle, reklam uzmanlarıyla, müşterilerle, meslektaşlarıyla, yöneticilerle ve diğer çalışanlarla iletişim halindedir.

ÇALIŞMA ALANLARI VE  İŞ BULMA OLANAKLARI

Halkla ilişkiler ve tanıtım elemanı, bürolarda, otellerde, gazetelerde, yayıncılık alanlarında, bankalarda, reklam ajanslarında, fabrikalarda, hastanelerde, çeşitli kuruluşların organizasyon faaliyetlerinde çalışma olanağına sahiptir.

MESLEK EĞİTİMİNİN VERİLDİĞİ YERLER

Meslek eğitimi aşağıdaki üniversitelere bağlı “İletişim” , “İşletme” ve “İletişim Bilimleri” fakültelerinin “Halkla İlişkiler ve Tanıtım”, Halkla İlişkiler”, “Halkla İlişkiler ve Reklamcılık”, “Reklamcılık ve Halkla İlişkiler” bölümlerinde verilmektedir;

MESLEK EĞİTİMİNE GİRİŞ KOŞULLARI

Mesleğin eğitimine girebilmek için,

  • Lise veya dengi okul mezunu olmak,
  • Öğrenci Seçme Sınavı’nda (ÖSS) “Halkla İlişkiler ve Tanıtım”, “Halkla İlişkiler”, “Halkla İlişkiler ve Reklamcılık”, “Reklamcılık ve Halkla İlişkiler” lisans  programları yeterli “Sözel (SÖZ)” puan almak,
  • Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Tercih Bildirim    Formunda “Halkla İlişkiler ve Tanıtım”, “Halkla İlişkiler”, “Halkla İlişkiler ve Reklamcılık”, “Reklamcılık ve Halkla İlişkiler”  lisans   programları ile ilgili en az bir yükseköğretim programını tercih etmek gerekmektedir.

 

EĞİTİMİN SÜRESİ VE İÇERİĞİ

Eğitim süresi 4 yıldır.
Eğitim süresince ; Sosyoloji, Psikoloji, Siyasi Tarih, Siyaset Bilimine Giriş, Okuma ve Anlatım Teknikleri, Kitle İletişim Araçları, Halkla İlişkilerde Temel Kavramlar, Reklam Tasarımı, Pazarlama, Halkla İlişkiler Modeli, Piyasa ve Kamu Araştırmaları, Ekonomi, hukuk, Araştırma Yöntemleri, Gazetecilik, Reklamcılık, Fotoğrafçılık, İstatistik, Haber Toplama ve Yayma, Kitle İletişim Kuramları, Basın İlişkileri vb. dersler verilmektedir.

MESLEKTE İLERLEME

  • Halkla ilişkiler konusunda üniversitelerde akademik kariyer yapabilirler.
  • Kamu ya da özel kuruluşlarda basın -yayın ve halkla ilişkiler biriminde yönetici olabilirler.

BENZER MESLEKLER: Gazetecilik, reklam uzmanlığı.

untitled

BURS, KREDİ VE ÜCRET DURUMU

  • Meslek eğitimi süresince koşulları uyan öğrenciler Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’nca verilen krediden yararlanabilirler.
  • Kamuda çalışanlar 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine göre, devlet memuru statüsünde 9/1 kadro ve derece ile işe başlarlar.
  • Özel şirketlerde ise kazanç, yabancı dil bilmeye, tecrübeye ve işyerinin konumuna göre değişmektedir.

 

DAHA AYRINTILI BİLGİ İÇİN BAŞVURULABİLECEK YERLER

  • İlgili eğitim kurumları,
  • Türkiye İş  Kurumu Genel Müdürlüğü Ankara Meslek Danışma Merkezi,
  • Bünyesinde Meslek Danışma Merkezi bulunan Türkiye İş Kurumu İl  Müdürlükler

 

 

SPONSORLUK

SPONSORLUK NEDİR?

Sponsorluk

Sponsorluk; kurumsal amaçlara ulaşmak için spor, sanat kültür ve sosyal faaliyet alanlarında kişi veya organizasyonların para, araç gereç ya da hizmet ile desteklenmesi ve tüm bu aktivitelerin planlanması, organizasyonu yürütülmesi ve kontrolüdür.[1]
Küreselleşmeyle artan rekabet , yoğun rekabetli piyasa ortamları, bilinçlenen tüketici ve çeşitlenen markalar arasında hedef kitleyle iletişim kurma zorunluluğu firmaların varlığını sürdürme ve hedefleri gerçekleştirme gibi amaçları işletmeleri farklı iletişim yöntemlerine yöneltmiştir. Sponsorluk da bu yöntemlerden birisidir. Sponsorluk reklam ,halkla ilişkiler ,satış teşvik gibi tutundurma karması elemanlarını desteklemek amacıyla yapılmaktadır. Sponsorluk çeşitli kuruluşlarca yapılır bunlar sadece ticari kurumlar değildir ; devlet kurumları da sponsorluk yapabilmektedir.

Red Bull Racing F1 Launch

Sponsorluk marka adını yerleştirme ,markayı görünür kılma ,itibar artırma ,kurumsal kimlik oluşturma gibi amaçlarının yanında sosyal sorumlulukların bilincinde olduğunu gösterme imkânı sağlar. Sponsorluk kurumsal kimliğin sürekli gösterilmesiyle bir imaj oluşturur. Medyadaki reklamları destekleyerek hedef kitle üzerinde daha etkili olmayı sağlar.
Sponsorluk, pazarlama karmasının Promosyon(Tutundurma –Pazarlama iletişimi) kısmında yer alır. İşletmelerin ürünlerini satabilmek, ihtiyaç yaratıp satışa teşvik etmek itibar yaratmak gibi amaçları doğrultusunda pazarlama iletişiminden yararlanılır. Pazarlama iletişimi pazarlama stratejisinin en önemli unsurudur. Ürünün bilinmesinin yeterli olmadığının anlaşılmasıyla tüketici odaklı satışa ve sosyal sorumluluğa sponsorluğa yönelim olmuştur. Halkla ilişkiler çalışmasında sponsorluk önemli yer tutar. Sponsorluk ürünün bilinirliğini artırarak marka farkındalığını sağlar.

 

 

Sponsorluk alkol ve tütün gibi ürünlerin reklamının yasaklanmasıyla çizgi altı reklam ve sponsorluk önem kazanmıştır. Ayrıca medya reklamlarının maliyet olarak yüksek olması, reklamın güvenilirliğinin ve etkinliğinin sorgulanması , kitle iletişim araçlarında yer almanın önemi, yoğun rekabet gibi nedenlerle birçok kurum sponsorluğa yönelmiştir. Ancak sponsorluk birçok açıdan reklama hizmet eder ancak ürün yada kuruma fayda sağladığı için tamamen reklamla karıştırılabilmektedir. Ancak sponsorlukta destek olma amacı vardır. Reklamda ise sadece iletilmek istenen mesaj gösterilir. Sponsorlukta kar amacı güdülse de destekleme vardır. Sponsorluk mesajlarını ve markayı farklı alanlarda dolaylı olarak sunabilmektedir. Reklam ise kar amacı güden mesajını tek bir mesaj halinde verir. Reklamda medya kontrolü söz konusu iken sponsorlukta bu mümkün değildir. Ürünün konumlandırılması, pazarlama amaçlarına etkisi, ürünün kullanım alanını genişletme, yeni ürünün tanıtılması, yasaklı ürünlerin farkındalığını yaratma gibi etkilerle reklama katkısı bulunur. Bunun yanında reklamda medyanın kontrolünün olması yönüyle sponsorluk ve reklam ayrılır.

 

 

Sponsorluk pazarlamaya yakın bir kavramdır. Bunun nedeni sürekli markayı gösterme markayı öne çıkarma amacı vardır. Pazarlama açısından yeni ürünü tanıtmak, ürünü desteklemek ,ürünün piyasaya yerleşmesini sağlamak gibi amaçları vardır.Kuruluşların sponsorluktan beklentisi; kurum kimliğini yerleştirmek, olumlu imaj yaratmak, halk tarafından kabulü iyi niyeti sağlamak , kurum kültürünü geliştirmek, topluma katkı sağlamaktır.
Maçlarda formların üzerinde yer alan marka isimleri olimpiyatlarda sporcular giysilerindeki marka isimleri spor sponsorluğuna örnek gösterilebilir. Bunun sonucu olarak sponsorluğun markayı görünür kılarak zihne yerleştirme bu sayede imaj oluşturma prestiji artırma gibi avantajları vardır. Kuruluş sponsorluğunu üstlendiği etkinlik marka hizmet vb. gibi faaliyetlerin imajını üstlenmek ister. Örnek olarak Redbull‘un genellikle akrobasi uçak yarışlarına ; formula yarışlarına , kış sporlarına destek olması sporun imajıyla markayı birleştirme amacı taşır.

HALKLA İLİŞKİLERDE BASINLA İLİŞKİLER

1222

1. İmaja olumlu katkıda bulunarak ,doğru hedefkitlede maksimum farkındalık sağlayacak haberve her türlü medya yansıması halkla ilişkileraçısından basınla ilişkilerin temelinioluşturmaktadır.

  • 2. Halkla İlişkiler mesajlarının hedef kitlelerdekuruluş ve ürün hakkında farkındalık sağlamak,bilgi aktarmak,hedef kitleleri belli yöndeeğitmek ,mevcut tutum ve kanaatleripekiştirmek veya değiştirmek ,davranışdeğişikliği yaratmayı hedeflemesinekarşın,haberin temel unsurları olanzamanlılık,yakınlık,önemlilik,sonuç ve ilgiuyandırmak ve dikkat çekmek gibi unsurlarhalkla ilişkiler kaynaklı haberlerde de yeralmalıdır.
  • 3. Halkla İlişkiler Alanında Çalışanların BasınHakkında Bilmesi Gerekenler;  Yayın politikası; Yayın organının olaylara bakışı ve ilgi alanı hakkında halkla ilişkiler uzmanı bilgi sahibi olmalıdır.  Yayın periyodiği; Günlük gazetelere karşın,haftalık,aylık ya da yıllık olabilen dergilerin yayın aralıkları ve tirajlarının bilinmesi yayın organına doğru zamanda ulaşabilmek için kaçınılmaz zorunluluktur.
  • 4.  Dizgi-Basın Tarihi ; Yayın sıklığı ve basım tekniğiyle de ilgili olan dizgi ve baskı tarihleri halkla ilişkiler çalışanları tarafından mutlaka bilinmelidir. Basım Tekniği ; Sağlayacağı kolaylıklar nedeniyle,litograf,foto-gravür ya da ofset tekniklerinden hangisinin kullanıldığının bilinmeli ve bu tekniklere uyumlu materyal hazırlanmalıdır.
  • 5.  Yayın Alanı ; Gazete ve derginin,uluslar arası ,ulusal,bölgesel olması,hedef kitleye erişim sınırlarını tanımlayacağından halkla ilişkiler elemanlarının ilgi alanı içinde bulunmaktadır. Okuyucu Profili ; Doğru hedef kitleye ulaşabilmek için gazete ,derginin okur profili ya da Radyo-TV kanallarının izleyici profillerinin demografik özellikleri hakkında mutlaka bilgi sahibi olunmalıdır .
  • 6.  Dağıtım Yöntemleri ; Bir yayının bayiler aracılığıyla mı satıldığı yoksa abonelerinin adreslerine ücretli ya da ücretsiz olarak posta yoluyla mı ulaştırıldığı türünden dağıtım bilgileri ,erişim,okur profili ve okunma oranını etkilemesi nedeniyle halkla ilişkilercilere kampanya planlaması sırasında önemli ip uçları vermektedir.
  • 7. Basın Bildiri ve BültenlerininÇeşitleri ; Basın bültenleri kişi ya da bir olayla ilgili duyuru yapmak ,herhangi bir konuda bilgilendirmek veya kişi ya da kurum imajı oluşturmak amacıyla yazılabilmektedir.
  • 8. Frank Jefkins’ e göre; Yayınlanmaya hazır tek sayfalık, Destekleyici bilgi içeren, Teknik konuları içeren, Konuşma metni ya da raporları desteklemek amacıyla yazılan bildiriler Ayrıntılı resim alt yazısı Kısa duyurular
  • 9. Basın Bülteninin İçeriközellikleri; Kısa paragraflar,kısa cümleler,anlaşılır kelimeler kullanılmalı Mümkünse tek sayfayla yetinilmeli Övgüden uzak durmalı Belirsiz genellemelerden kaçınmalı Değişik gazete yada dergiler için değişik versiyonlar yazılmalıdır.
  • 10. Biçimsel Özellikleri ; Kağıdın başlığı ; Bir bildiri veya bültenin ayırt edici özelliğinin olması,parlak veya renkli başlık kullanılması değil,iş mektubundan farklı olması ve göndericinin kim olduğunun anlaşılması anlamını taşır. Yazım stili ; Standart yazı karakteri kullanılmalı,küçük puntolar tercih edilmelidir.
  • 11.  Haber Başlığı ; Bültenin başlığı haberin içeriğini destekler nitelikte olmalıdır . Alt başlıklar; Alt başlıklar olmamalı ,bu konuda tercih gazeteciye bırakılmalıdır. Paragraf yapısı; Çok uzun cümleler kurulmamalıdır. Büyük harf kullanımı ; Sadece özel isimlerin ilk harfi büyük kullanılmalıdır. Kısaltmalar; Nokta kullanılmamalı , örn; IBM,THY,TRT yazılmalıdır.
  • 12.  Rakamlar; Büyük sayısal ifadeler için rakam kullanılmamalıdır. Tarih; Her bültene mutlaka tarih atılmalıdır. Ambargo; Belirtilen tarih ve saatten önce bültenin basılmaması anlamına gelen ambargodan mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Zorunlu olduğu durumlarda ise bitiş saati mutlaka bildirilmelidir.
  • 13. Basına YönelikOrganizasyonlar Basın konferansı / basın toplantısı Basın resepsiyonu Basın gezileri
  • 14. Basına yönelik organizasyon planlarkendikkat edilmesi gereken hususlar ; Amaç ; Basın bülteninin medya ile iletişim ihtiyacını karşılayıp karşılamayacağı,toplantının maliyeti,basına yönelik organizasyonların gerekliliği hakkında bilgi verecek soruların yanıtları,organizasyonun etkililiğini belirler. Zamanlama ; En uygun gün ve saatin seçilmesi,gazetecilerin katılımı dolayısıyla olayın basında yer alma olasılığını etkiler.
  • 15.  Mekan; Konuklar ve basın mensupları açısından uygun mekanın belirlenmesi,katılımı ve katılımcıların izlenimini etkiler. Toplantının düzenleneceği mekan bir konferans açısından gerekli donanımlara sahip olmalıdır. Program; Program zamana ilişkin her türlü bilgiyi içermelidir. Ön prova ; Bu tür organizasyonların,aksamadan bir saatin işleyişi gibi yürütülmesi için provaya ihtiyaç vardır. Basın materyali
1 2 3 4 5 6 13